Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Helâl Yolla Kazanılan Mal Kirlimidir ki Zekâtla Temizlensin ?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 191464" data-attributes="member: 27"><p>Çok güzel söyledin memluk, Allah razı olsun. Amin. Bu vesileyle yazının 2. bölümünü de istifadeye sunalım inşaallah.</p><p></p><p></p><p></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">Devamı</span></strong></span><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">...</span></strong></span><u><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red"></span></strong></span></u></p><p><u><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red"></span></strong></span></u></p><p><span style="color: DarkGreen"><strong>Salih Bey:</strong> “Zekât malı arındırır sözünü açıklar mısınız? Nasıl arındırır? Bir alın teri ürününden ibaret olan helâl malın kirleri nelerdir ki, zekâtla arınmış olsun?” </span></p><p><span style="color: DarkGreen"></span></p><p>Dünkü yazımızda helâl malın nasıl kirlendiğini açıklamaya çalışmıştık. Bu gün de maldan dolayı insanın nasıl kirlendiğini araştıralım. </p><p></p><p>Esasen, malı kirleten de, dengesiz ölçüsüz mal tutkusundan dolayı kendisi kirlenen de insandır. Mal tutkusu yalın hâliyle insanı kirletmez. Çünkü insanın emek verdiği malı sevmesinde bir sakınca yoktur. Fakat insan mal tutkusundan dolayı daha büyük şeyleri feda etmeye başlarsa, meselâ mal için, mal açısından daha geniş ve ebedî imkânlar ihtiva eden âhireti feda ederse, mal için maneviyâtı feda ederse, mal için hakkı feda ederse; böyle mal tutkusu, mal helâl dahi olsa, insanı kirletir, insanın boynunda ağır bir mahşer yükü hâline gelir. Nitekim Kur’ân, böyle bir kirliliğin mahşerde insana kaybettireceğini şöyle bildiriyor: </p><p></p><p><strong><span style="color: Navy">“Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları ise, acı bir azapla müjdele. O gün bu altın ve gümüşler, Cehennem ateşinde kızdırılır da, alınları, yanları ve arkaları onunla dağlanır. ‘İşte kendiniz için biriktirdiğiniz budur! Şimdi, biriktirdiklerinizin tadına bakın!’ denir.”</span></strong> 1 </p><p></p><p>Öyle ki, Bediüzzaman Hazretleri, <span style="color: Blue">“Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sâbit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur. Bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahî bir rüzgâr gibi uçar gider”</span> 2 diyor. Kezâ yine Bediüzzaman, <span style="color: Blue">“Fânîyim. Fânî olanı istemem. Âcizim. Âciz olanı istemem” </span>3 diyor ve fani mala karşı dikkatlerin uyanık olmasını istiyor. Evliyadan Şakik Belhî Hazretleri de bir gün Bağdat’ta, görkem, debdebe ve saltanat içinde yüzen sultana <span style="color: Red">“Sen zühd ve takva sahibisin”</span> diyor. Sultan şaşırıyor: </p><p></p><p><span style="color: Red">“Çok şakacısın” diyor. “Bana iltifat ediyor olmalısın. Bu kadar debdebe ve saltanat içinde ben nerede, zühd ve takvâ nerede? Eyvah ki, biz o imtihanı kaybettik ey Şakik!” </span></p><p><span style="color: Red"></span></p><p>Şakik diyor ki: </p><p></p><p><span style="color: Red">“Böyle deme. Cenâb-ı Hak, ‘Dünyâ serveti pek azdır. Âhiret ise takvâ sahipleri için daha hayırlıdır’ 4 buyurmuştur. Sen o aza kanaat etmişsin. Dünya bana yeter deyip, ahiretin ebedî ve çok malını istememişsin. Zâten zahit de, az mala kanaat eden demek değil midir?”</span> deyince, sultan, </p><p><span style="color: Red">“Eyvah bana! Eyvah bana! Ben ne kadar aldanmışım! Az bir şeyi çok sanmışım!”</span> diye dövünmeye başlıyor. </p><p></p><p>Haram mal, kul hakkı, haksız (hile ile elde edilen) kazanç, insanın yeterince emek sarf etmeden elde ettiği kazanç, insan kalbinde hak sevgisini aşan mal sevgisi, cimrilik (aşırı mal düşkünlüğü), savurganlık, müsriflik (aşırı mal debdebesi), aşırı mal sevgisinden dolayı içine düşülen dünya sevgisi, zekâtı verilmeyen helâl mal, Allah’ın bir rızkı olarak düşünülmeyen helâl mal, şükre götürmeyen ve şükür görmeyen helâl mal kirlidir ve insanı da kirletirler. Bu kirliliklerin tamamına karşı tek çare, tek arınma ameliyesi; </p><p></p><p>1- Malı helâlinden kazanmak, </p><p>2- Helâlinden kazanılan malın zekâtını vermektir. </p><p></p><p>Helâl malın zekâtı verilirse, hakkı ödenmiş olur, böylece insan mal ile ilgili bütün kirliliklerden de temizlenmiş olur. </p><p></p><p>Bir adam Peygamber Efendimiz’e (asm): </p><p></p><p><span style="color: DarkRed">“Ya Resulallah! Üzerimde zekâttan başka, maldan çıkarılması gereken bir hak var mıdır?” </span>diye sorunca, Peygamber Efendimiz (asm): </p><p><span style="color: Purple">“Hayır. Malda zekâttan başka hiçbir hak yoktur. Ancak nafile (kendi arzuna göre, fazladan) sadaka vermen başkadır”</span> buyurmuştur. 5 </p><p></p><p>Son cümlemizi, bu hadis çerçevesinde, şöyle bağlayabiliriz: </p><p></p><p><strong><span style="color: Purple">Zekâtı verilen helâl mal, kirli mal değil, temiz maldır; sahibini kirletmez. </span></strong></p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: DarkGreen">Dipnotlar:</span></strong> <em><span style="color: DarkGreen">1- Tevbe Sûresi: 34, 35., 2- Sözler, s. 193., 3- Sözler, s. 201., 4- Nisâ Sûresi: 77., 5- İbn-i Mâce, Zekât, 1788, 1789.</span></em></p><p> <p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: right"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Red"><u><strong>Süleyman KÖMENE</strong></u></span></span></p> <p style="text-align: right"><span style="color: Red"><u><strong><span style="font-size: 10px">31.08.2009</span></strong></u></span> </p> <p style="text-align: right"><span style="color: Red"><u><strong>YeniAsya</strong></u></span></p> <p style="text-align: right"><span style="color: Red"><u><strong></strong></u></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 191464, member: 27"] Çok güzel söyledin memluk, Allah razı olsun. Amin. Bu vesileyle yazının 2. bölümünü de istifadeye sunalım inşaallah. [SIZE=3][B][COLOR=Red]Devamı[/COLOR][/B][/SIZE][SIZE=3][B][COLOR=Red]...[/COLOR][/B][/SIZE][U][SIZE=3][B][COLOR=Red] [/COLOR][/B][/SIZE][/U] [COLOR=DarkGreen][B]Salih Bey:[/B] “Zekât malı arındırır sözünü açıklar mısınız? Nasıl arındırır? Bir alın teri ürününden ibaret olan helâl malın kirleri nelerdir ki, zekâtla arınmış olsun?” [/COLOR] Dünkü yazımızda helâl malın nasıl kirlendiğini açıklamaya çalışmıştık. Bu gün de maldan dolayı insanın nasıl kirlendiğini araştıralım. Esasen, malı kirleten de, dengesiz ölçüsüz mal tutkusundan dolayı kendisi kirlenen de insandır. Mal tutkusu yalın hâliyle insanı kirletmez. Çünkü insanın emek verdiği malı sevmesinde bir sakınca yoktur. Fakat insan mal tutkusundan dolayı daha büyük şeyleri feda etmeye başlarsa, meselâ mal için, mal açısından daha geniş ve ebedî imkânlar ihtiva eden âhireti feda ederse, mal için maneviyâtı feda ederse, mal için hakkı feda ederse; böyle mal tutkusu, mal helâl dahi olsa, insanı kirletir, insanın boynunda ağır bir mahşer yükü hâline gelir. Nitekim Kur’ân, böyle bir kirliliğin mahşerde insana kaybettireceğini şöyle bildiriyor: [B][COLOR=Navy]“Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları ise, acı bir azapla müjdele. O gün bu altın ve gümüşler, Cehennem ateşinde kızdırılır da, alınları, yanları ve arkaları onunla dağlanır. ‘İşte kendiniz için biriktirdiğiniz budur! Şimdi, biriktirdiklerinizin tadına bakın!’ denir.”[/COLOR][/B] 1 Öyle ki, Bediüzzaman Hazretleri, [COLOR=Blue]“Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sâbit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur. Bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahî bir rüzgâr gibi uçar gider”[/COLOR] 2 diyor. Kezâ yine Bediüzzaman, [COLOR=Blue]“Fânîyim. Fânî olanı istemem. Âcizim. Âciz olanı istemem” [/COLOR]3 diyor ve fani mala karşı dikkatlerin uyanık olmasını istiyor. Evliyadan Şakik Belhî Hazretleri de bir gün Bağdat’ta, görkem, debdebe ve saltanat içinde yüzen sultana [COLOR=Red]“Sen zühd ve takva sahibisin”[/COLOR] diyor. Sultan şaşırıyor: [COLOR=Red]“Çok şakacısın” diyor. “Bana iltifat ediyor olmalısın. Bu kadar debdebe ve saltanat içinde ben nerede, zühd ve takvâ nerede? Eyvah ki, biz o imtihanı kaybettik ey Şakik!” [/COLOR] Şakik diyor ki: [COLOR=Red]“Böyle deme. Cenâb-ı Hak, ‘Dünyâ serveti pek azdır. Âhiret ise takvâ sahipleri için daha hayırlıdır’ 4 buyurmuştur. Sen o aza kanaat etmişsin. Dünya bana yeter deyip, ahiretin ebedî ve çok malını istememişsin. Zâten zahit de, az mala kanaat eden demek değil midir?”[/COLOR] deyince, sultan, [COLOR=Red]“Eyvah bana! Eyvah bana! Ben ne kadar aldanmışım! Az bir şeyi çok sanmışım!”[/COLOR] diye dövünmeye başlıyor. Haram mal, kul hakkı, haksız (hile ile elde edilen) kazanç, insanın yeterince emek sarf etmeden elde ettiği kazanç, insan kalbinde hak sevgisini aşan mal sevgisi, cimrilik (aşırı mal düşkünlüğü), savurganlık, müsriflik (aşırı mal debdebesi), aşırı mal sevgisinden dolayı içine düşülen dünya sevgisi, zekâtı verilmeyen helâl mal, Allah’ın bir rızkı olarak düşünülmeyen helâl mal, şükre götürmeyen ve şükür görmeyen helâl mal kirlidir ve insanı da kirletirler. Bu kirliliklerin tamamına karşı tek çare, tek arınma ameliyesi; 1- Malı helâlinden kazanmak, 2- Helâlinden kazanılan malın zekâtını vermektir. Helâl malın zekâtı verilirse, hakkı ödenmiş olur, böylece insan mal ile ilgili bütün kirliliklerden de temizlenmiş olur. Bir adam Peygamber Efendimiz’e (asm): [COLOR=DarkRed]“Ya Resulallah! Üzerimde zekâttan başka, maldan çıkarılması gereken bir hak var mıdır?” [/COLOR]diye sorunca, Peygamber Efendimiz (asm): [COLOR=Purple]“Hayır. Malda zekâttan başka hiçbir hak yoktur. Ancak nafile (kendi arzuna göre, fazladan) sadaka vermen başkadır”[/COLOR] buyurmuştur. 5 Son cümlemizi, bu hadis çerçevesinde, şöyle bağlayabiliriz: [B][COLOR=Purple]Zekâtı verilen helâl mal, kirli mal değil, temiz maldır; sahibini kirletmez. [/COLOR][/B] [B][COLOR=DarkGreen]Dipnotlar:[/COLOR][/B] [I][COLOR=DarkGreen]1- Tevbe Sûresi: 34, 35., 2- Sözler, s. 193., 3- Sözler, s. 201., 4- Nisâ Sûresi: 77., 5- İbn-i Mâce, Zekât, 1788, 1789.[/COLOR][/I] [RIGHT] [SIZE=2][COLOR=Red][U][B]Süleyman KÖMENE[/B][/U][/COLOR][/SIZE] [COLOR=Red][U][B][SIZE=2]31.08.2009[/SIZE][/B][/U][/COLOR] [COLOR=Red][U][B]YeniAsya [/B][/U][/COLOR][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Helâl Yolla Kazanılan Mal Kirlimidir ki Zekâtla Temizlensin ?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst