Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Esmaü'l Hüsna
Hazîretü'l-Kuds
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kasif1" data-source="post: 249312" data-attributes="member: 1008778"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Hazîre, etrafı duvar ve surlarla çevrili yer mânâsınadır ve çok defa hazîre denince de işte böyle bir çeper içinde bulunan cami, tekye, zaviye ve türbeler kastedilmiştir. "el-Kuds" kelimesi, mukaddes, muallâ, mübarek, duruluk ve arınmışlık anlamına gelmekte ve hazîre kelimesine lügavî mânâların ötesinde çok derin anlamlar kazandırmaktadır. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Tasavvuf ıstılahında Hazîretü'l-Kuds; metafizik ve metafizik ötesi, Cennet ve Cennet ötesi mânâlarına gelen, tasavvurları aşkın gayr-i muhât bir âlemin unvanı sayılmış ve idraki de ilâhî mevâride ve mevâhibe emanet edilmiştir. Bu itibarla da onu sırf lügavî mânâ darlığında bir hazîre görmek ya da Cennet'e inhisar ettirmek Hazîretü'l-Kuds mazmununa aykırı bir yaklaşım olduğu gibi, değişik esmâ, sıfât ve sıfatlar ötesi âlemlere delâletteki münezzehiyet, mübecceliyet ve mukaddesiyet işaretlerini de görmezlikten gelme demektir. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Öyle ise "Hazîretü'l-Kuds" dendiğinde bu terkipten biz ne anlamalıyız ve ne anlaşılmaktadır? Her şeyden evvel Hazîretü'l-Kuds; sınırsız, her şeyi kuşatan ama kuşatılmayan, maddî ve fizikî kurallarla ifade edilemediği gibi, mânevî ve metafizikî mülâhazalarla da anlatılamayan, bütün ulvî âlemlerin kendisine müteveccih bulunduğu, tabiat, mâverâ-yı tabiat ve bunların önüne sonuna, zâhir u bâtınına, varoluşlarına, fenâ bulup âlem-i gayba rücû edişlerine nâzır, muhît; aslî ve fer'î tecellîleriyle, zâtî ve vasfî hususiyetleriyle her şeyin ötesinde mukaddes lâmekânî ve lâzamânî bir hakikatin unvanı ve rahmetin insan sırrına armağanıdır. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Bir kısım sofîlere göre, Zât-ı Ulûhiyet mülâhazalarının ilk mirsâd-ı tefekkür noktasını, ef'âl ve âsâr âlemleri arkasındaki mâlûmiyetin sadık emâreleri sayılan esmâ-yı ilâhiye; bu ameliye-yi fikriye ve ihsâsiyenin ikinci kademesini, düşünce ve hislerimizi kuşatan ve Zât-ı Baht'la alâkalı hareket-i akliye, hareket-i fikriye ve tasavvurlarımızın sınırlarını belirleyen, daha doğrusu, Zât-ı Vacibü'l-Vücud'la alâkalı mütalâalarımızı, mülâhazalarımızı, hatta hislerimizi ve ihsaslarımızı, idrak ötesi memnû alana girmeme adına tahdit eden, çerçeve içine alarak sınırlandıran ve bize idrakimizin serhaddini gösteren -bu yaklaşım "Zât-ı Hak sıfatlarıyla muhâttır" hakikatini tavzihe mâtuftur- sıfât-ı sübhâniye; bunların verâsını ise, evsâf-ı ilâhiyenin dahi dayandığı "şuûnât-ı rabbâniye" ve "itibarât-ı kudsiye" teşkil etmekte ve daha doğrusu bunlar birer mezâhir ve mecâlî vazifesi görmektedirler. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Bütün varlığı ve varlık ötesini ihâta eden bu mütenevvi tecellî ve zuhurların idrak ötesi mercii "âlem-i gayb-ı hüviyet" denegelen "tenzîh ve lâ taayyün" âlemi; "âlem-i gayb-ı mutlak" dediğimiz "Zât-ı Baht" âlemi; "âlem-i ıtlak" sözüyle ifade ettiğimiz "lâhût" âlemi; "daire-yi rubûbiyet" beyanıyla ortaya konan "ceberût" âlemi; "Hazreti Vücûd" sözleriyle anlatılmak istenen "Ehadiyet-i Zâtiye" ve "Hakîkatü'l-Hakaik" âlemleri; "Hazreti Evvel" diye kabul edilen "Zât-ı Hak" âlemi; "Hazreti Ehadiyet-i Mutlaka" diyegeldiğimiz "Ulûhiyet" âlemi.. nihayet birleşik noktaları itibarıyla "sakfu'l-Cennet" hakikatinin arkasındaki Evvel ü Âhir, Zâhir u Bâtın isimlerinin mecâlî ve mezâhirlerinin sır ve hafâ latîfelerine hissettirdiği -bî kem u keyf- </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">لَيْسَ قَبْلَهُ شَيْءٌ وَلَيْسَ بَعْدَهُ شَيْءٌ وَلَيْسَ فَوْقَهُ شَيْءٌ وَلَيْسَ دُونَهُ شَيْءٌ </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">hakikatleriyle ortaya konan hakaik-i uzmânın müfâdı olduğu âlem/âlemler, ihsaslarımıza ve ihtisaslarımıza sürekli Hazîretü'l-Kuds hakikatini fısıldamaktadır. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Eâzım-ı sofiye indinde, Hakîkatü'l-Hakaik'ın farklı tecellî, tezâhür ve lemeâtı sayılan birer küçük işarette bulunup geçtiğimiz bütün o ulvî âlemler kendilerine has mânâlarıyla duyulup sezildikleri ölçüde ve hakikat eri konsantrasyon derinliğine göre istiğraklara girebildiğinde bazen bütün esmâ ve sıfât dahi min vechin duyulup hissedilmez olur da latîfe-i rabbâniye, مَا عَرَفْنَاكَ حَقَّ مَعْرِفَتِكَ يَا مَعْرُوفُ...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">... itirafıyla soluklanmaya durur; sır, ماَ أَدْرَكْنَاكَ حَقَّ الْإِدْرَاكِ يَا مَعْلُومُ serâsına sığınır; ruh, hafâ ufkuyla hayretten kalaka, kalaktan heymâna yürür; yürür de ahsen-i takvîme mazhariyetini inkişaf ettirmiş böyle bir hak erine melekler, "Yürü, top senin, çevkân senindir..." derler ve bir adım geriye çekilirler. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Kalb ve ruh kahramanlarına göre böyle bir ufka ulaşmanın yolu, mebde'de, kalbi mâsivâ kirlerinden temiz tutmaya; sonra bu temizliği devam ettirmekle ilâhî insibağa mazhar olmaya; duyulup hissedilen ötelere ait esintileri gönül gözüyle, Kur'ân mantığıyla tahlil etmeye; eşya ve hâdiselere, eşya ve hâdiselerin arka planına latîfe-i rabbâniye, sır ve hafâ şahikalarından bakmaya, bakıp değerlendirmeye vâbestedir. Bu konuyla alâkalı ne hoş söyler o nâzım-ı mümtaz:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Pâk eyle gönül çeşmesini ta dolunca!</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Dik tut gözünü, gönlün sana göz olunca! </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Efkârı kov, dil testisini ol çeşmeye tuttur!</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Ol âb-ı safâbahşla ol testi dolunca...</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">.................</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Ey lâmekânî seni pek çok aradım çok,</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Sînemde mukîm olduğun tâ duyulunca"</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Bu mülâhazalar çerçevesinde, teşbih ve tecsîme girilmeden, hayyiz ve mekân dalâletlerine sapılmadan, ihsaslarımızı كُلُّ مَا خَطَرَ بِبَالِكَ فَاللّٰهُ تَعَالَى وَراَءَ وَراَءَ وَراَءَ... ذٰلِكَ</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">hakikatine bağlayarak, ihsaslarımızı, ihtisaslarımızı, tasavvurlarımızı, muhâkemelerimizi selbî sıfatlar yörüngesinde ele alıp, İbrahim Hakkı Hazretleri'nin: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">"Ne cism u ne arazdır, ne mütehayyiz ne cevherdir</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Yemez, içmez, zaman geçmez berîdir cümleden Allah.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Tebeddülden, tagayyürden, dahi elvân ü eşkâlden,</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Muhakkak Ol müberrâdır, budur selbî sıfâtullah.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Ne göklerde, ne yerlerde, ne sağ u sol ne ön ardda,</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Cihetlerden münezzehtir ki hiç olmaz mekânullah." </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">sözleriyle ortaya koyduğu hakikatlere göre iç dünyamızda duyduğumuz, duyacağımız his ve zevklerimizi değerlendirmeli, test etmeli, varsa sünûhât ve mevâhib-i rabbâniye, onları da bu çerçevede yorumlamalıyız. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Burada, konuyla alâkalı, mevzuu tavzih adına şu hususların ifadesi de yararlı olacaktır: Bütün kevn ü mekânları muhît, tabiat ve mâverâ-yı tabiat âlemlerini kuşatan, bütün ilâhî tecelliyât ve tezâhürâtın mahall-i ifâzası bulunan ve Kur'ân'da اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى fermân-ı sübhânîsiyle işaretlenen melekûtî Arş hakikati; onun -bî kem u keyf- berisinde sıfât-ı fiiliyenin mahall-i tecellîsi ve emr u nehy hakikatlerinin mahall-i zuhûru, Arş'a nisbeten daha dar alanlı ve "Hazreti Kürsî" unvanıyla yâd edilen bir diğer yüce âlem; latîfe-i rabbâniye ve sır kahramanlarının "el-berzahu'l-kübrâ" dedikleri, merâtib-i esmâ-yı ilâhiyenin müntehâsı, a'mâl ve ulûmun son serhaddi "Sidretü'l-müntehâ"... gibi âlemlerin her biri, izâfî ve zıllî birer Hazîretü'l-Kuds mâhiyetindedir. Evet, Hakk'a nisbetleri açısından idrakinden âciz bulunduğumuz bütün bu ulvî âlemler -bî kem u keyf- o münezzeh, mukaddes ve mâneviyat üstü mânevî âlemi işaretlemektedir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Müntehîler, ilimleri, mârifetleri, muhabbetleri ve aşk u iştiyaklarıyla hep o âleme müteveccihtirler ve her zaman değişik tecellî dalga boyunda o âlem ve âlemlerden gelecek vâridâta muntazırdırlar; onunla vardırlar, onunla bahtiyardırlar. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">اَللّٰهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقًّا وَارْزُقْنَا اتِّبَاعَهُ</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">وَأَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَارْزُقْنَا اجْتِنَابَهُ</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">وَصَلِّ وَسَلِّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ أَشْرَفِ الْخَلْقِ أَجْمَعِينَ الْمَبْعُوثِ لِكَشْفِ طِلْسِمِ الْكَائِنَاتِ وَعَلَى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ الطَّيِّبِينَ الطَّاهِرِينَ أَصْحَابِ الْفَوْزِ وَالنَّجَاةِ</span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Dipnotlar</span></span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">1. O Ezel ve Ebed Sultanı, kendinden başka her şeyden mukaddem bir "Evvel", sonu bulunmayan ve her şeyin encam ve nihayetine de hâkim bir "Âhir"; vücudu her şeyin üstünde ayân, varlığın her satır, her kelimesinde apaçık okunan bir "Zâhir" ve her şeyin ötesinde, kâinat ve hâdiselerin biricik mercii, izzet, azamet ve şiddet-i zuhurundan ötürü ihata edilemez ve "mâsivâ" ölçüsünde kavranamaz bir "Bâtın"dır.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">2. Seni hakkıyla bilemedik ey Ma'rûf!</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">3. Seni hakkıyla idrak edemedik ey Ma'lûm!</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">4. O, senin aklına gelen her şeyin ötesinin ötesinin... ötesindedir.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">5. O'dur Rahmân, rubûbiyet arşına istivâ eden, kâinata hükümran.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kasif1, post: 249312, member: 1008778"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Hazîre, etrafı duvar ve surlarla çevrili yer mânâsınadır ve çok defa hazîre denince de işte böyle bir çeper içinde bulunan cami, tekye, zaviye ve türbeler kastedilmiştir. "el-Kuds" kelimesi, mukaddes, muallâ, mübarek, duruluk ve arınmışlık anlamına gelmekte ve hazîre kelimesine lügavî mânâların ötesinde çok derin anlamlar kazandırmaktadır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Tasavvuf ıstılahında Hazîretü'l-Kuds; metafizik ve metafizik ötesi, Cennet ve Cennet ötesi mânâlarına gelen, tasavvurları aşkın gayr-i muhât bir âlemin unvanı sayılmış ve idraki de ilâhî mevâride ve mevâhibe emanet edilmiştir. Bu itibarla da onu sırf lügavî mânâ darlığında bir hazîre görmek ya da Cennet'e inhisar ettirmek Hazîretü'l-Kuds mazmununa aykırı bir yaklaşım olduğu gibi, değişik esmâ, sıfât ve sıfatlar ötesi âlemlere delâletteki münezzehiyet, mübecceliyet ve mukaddesiyet işaretlerini de görmezlikten gelme demektir. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Öyle ise "Hazîretü'l-Kuds" dendiğinde bu terkipten biz ne anlamalıyız ve ne anlaşılmaktadır? Her şeyden evvel Hazîretü'l-Kuds; sınırsız, her şeyi kuşatan ama kuşatılmayan, maddî ve fizikî kurallarla ifade edilemediği gibi, mânevî ve metafizikî mülâhazalarla da anlatılamayan, bütün ulvî âlemlerin kendisine müteveccih bulunduğu, tabiat, mâverâ-yı tabiat ve bunların önüne sonuna, zâhir u bâtınına, varoluşlarına, fenâ bulup âlem-i gayba rücû edişlerine nâzır, muhît; aslî ve fer'î tecellîleriyle, zâtî ve vasfî hususiyetleriyle her şeyin ötesinde mukaddes lâmekânî ve lâzamânî bir hakikatin unvanı ve rahmetin insan sırrına armağanıdır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Bir kısım sofîlere göre, Zât-ı Ulûhiyet mülâhazalarının ilk mirsâd-ı tefekkür noktasını, ef'âl ve âsâr âlemleri arkasındaki mâlûmiyetin sadık emâreleri sayılan esmâ-yı ilâhiye; bu ameliye-yi fikriye ve ihsâsiyenin ikinci kademesini, düşünce ve hislerimizi kuşatan ve Zât-ı Baht'la alâkalı hareket-i akliye, hareket-i fikriye ve tasavvurlarımızın sınırlarını belirleyen, daha doğrusu, Zât-ı Vacibü'l-Vücud'la alâkalı mütalâalarımızı, mülâhazalarımızı, hatta hislerimizi ve ihsaslarımızı, idrak ötesi memnû alana girmeme adına tahdit eden, çerçeve içine alarak sınırlandıran ve bize idrakimizin serhaddini gösteren -bu yaklaşım "Zât-ı Hak sıfatlarıyla muhâttır" hakikatini tavzihe mâtuftur- sıfât-ı sübhâniye; bunların verâsını ise, evsâf-ı ilâhiyenin dahi dayandığı "şuûnât-ı rabbâniye" ve "itibarât-ı kudsiye" teşkil etmekte ve daha doğrusu bunlar birer mezâhir ve mecâlî vazifesi görmektedirler. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Bütün varlığı ve varlık ötesini ihâta eden bu mütenevvi tecellî ve zuhurların idrak ötesi mercii "âlem-i gayb-ı hüviyet" denegelen "tenzîh ve lâ taayyün" âlemi; "âlem-i gayb-ı mutlak" dediğimiz "Zât-ı Baht" âlemi; "âlem-i ıtlak" sözüyle ifade ettiğimiz "lâhût" âlemi; "daire-yi rubûbiyet" beyanıyla ortaya konan "ceberût" âlemi; "Hazreti Vücûd" sözleriyle anlatılmak istenen "Ehadiyet-i Zâtiye" ve "Hakîkatü'l-Hakaik" âlemleri; "Hazreti Evvel" diye kabul edilen "Zât-ı Hak" âlemi; "Hazreti Ehadiyet-i Mutlaka" diyegeldiğimiz "Ulûhiyet" âlemi.. nihayet birleşik noktaları itibarıyla "sakfu'l-Cennet" hakikatinin arkasındaki Evvel ü Âhir, Zâhir u Bâtın isimlerinin mecâlî ve mezâhirlerinin sır ve hafâ latîfelerine hissettirdiği -bî kem u keyf- [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]لَيْسَ قَبْلَهُ شَيْءٌ وَلَيْسَ بَعْدَهُ شَيْءٌ وَلَيْسَ فَوْقَهُ شَيْءٌ وَلَيْسَ دُونَهُ شَيْءٌ [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]hakikatleriyle ortaya konan hakaik-i uzmânın müfâdı olduğu âlem/âlemler, ihsaslarımıza ve ihtisaslarımıza sürekli Hazîretü'l-Kuds hakikatini fısıldamaktadır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Eâzım-ı sofiye indinde, Hakîkatü'l-Hakaik'ın farklı tecellî, tezâhür ve lemeâtı sayılan birer küçük işarette bulunup geçtiğimiz bütün o ulvî âlemler kendilerine has mânâlarıyla duyulup sezildikleri ölçüde ve hakikat eri konsantrasyon derinliğine göre istiğraklara girebildiğinde bazen bütün esmâ ve sıfât dahi min vechin duyulup hissedilmez olur da latîfe-i rabbâniye, مَا عَرَفْنَاكَ حَقَّ مَعْرِفَتِكَ يَا مَعْرُوفُ...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]... itirafıyla soluklanmaya durur; sır, ماَ أَدْرَكْنَاكَ حَقَّ الْإِدْرَاكِ يَا مَعْلُومُ serâsına sığınır; ruh, hafâ ufkuyla hayretten kalaka, kalaktan heymâna yürür; yürür de ahsen-i takvîme mazhariyetini inkişaf ettirmiş böyle bir hak erine melekler, "Yürü, top senin, çevkân senindir..." derler ve bir adım geriye çekilirler. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Kalb ve ruh kahramanlarına göre böyle bir ufka ulaşmanın yolu, mebde'de, kalbi mâsivâ kirlerinden temiz tutmaya; sonra bu temizliği devam ettirmekle ilâhî insibağa mazhar olmaya; duyulup hissedilen ötelere ait esintileri gönül gözüyle, Kur'ân mantığıyla tahlil etmeye; eşya ve hâdiselere, eşya ve hâdiselerin arka planına latîfe-i rabbâniye, sır ve hafâ şahikalarından bakmaya, bakıp değerlendirmeye vâbestedir. Bu konuyla alâkalı ne hoş söyler o nâzım-ı mümtaz:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Pâk eyle gönül çeşmesini ta dolunca![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Dik tut gözünü, gönlün sana göz olunca! [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Efkârı kov, dil testisini ol çeşmeye tuttur![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Ol âb-ı safâbahşla ol testi dolunca...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred].................[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Ey lâmekânî seni pek çok aradım çok,[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Sînemde mukîm olduğun tâ duyulunca"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Bu mülâhazalar çerçevesinde, teşbih ve tecsîme girilmeden, hayyiz ve mekân dalâletlerine sapılmadan, ihsaslarımızı كُلُّ مَا خَطَرَ بِبَالِكَ فَاللّٰهُ تَعَالَى وَراَءَ وَراَءَ وَراَءَ... ذٰلِكَ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]hakikatine bağlayarak, ihsaslarımızı, ihtisaslarımızı, tasavvurlarımızı, muhâkemelerimizi selbî sıfatlar yörüngesinde ele alıp, İbrahim Hakkı Hazretleri'nin: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]"Ne cism u ne arazdır, ne mütehayyiz ne cevherdir[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Yemez, içmez, zaman geçmez berîdir cümleden Allah.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Tebeddülden, tagayyürden, dahi elvân ü eşkâlden,[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Muhakkak Ol müberrâdır, budur selbî sıfâtullah.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Ne göklerde, ne yerlerde, ne sağ u sol ne ön ardda,[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Cihetlerden münezzehtir ki hiç olmaz mekânullah." [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]sözleriyle ortaya koyduğu hakikatlere göre iç dünyamızda duyduğumuz, duyacağımız his ve zevklerimizi değerlendirmeli, test etmeli, varsa sünûhât ve mevâhib-i rabbâniye, onları da bu çerçevede yorumlamalıyız. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Burada, konuyla alâkalı, mevzuu tavzih adına şu hususların ifadesi de yararlı olacaktır: Bütün kevn ü mekânları muhît, tabiat ve mâverâ-yı tabiat âlemlerini kuşatan, bütün ilâhî tecelliyât ve tezâhürâtın mahall-i ifâzası bulunan ve Kur'ân'da اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى fermân-ı sübhânîsiyle işaretlenen melekûtî Arş hakikati; onun -bî kem u keyf- berisinde sıfât-ı fiiliyenin mahall-i tecellîsi ve emr u nehy hakikatlerinin mahall-i zuhûru, Arş'a nisbeten daha dar alanlı ve "Hazreti Kürsî" unvanıyla yâd edilen bir diğer yüce âlem; latîfe-i rabbâniye ve sır kahramanlarının "el-berzahu'l-kübrâ" dedikleri, merâtib-i esmâ-yı ilâhiyenin müntehâsı, a'mâl ve ulûmun son serhaddi "Sidretü'l-müntehâ"... gibi âlemlerin her biri, izâfî ve zıllî birer Hazîretü'l-Kuds mâhiyetindedir. Evet, Hakk'a nisbetleri açısından idrakinden âciz bulunduğumuz bütün bu ulvî âlemler -bî kem u keyf- o münezzeh, mukaddes ve mâneviyat üstü mânevî âlemi işaretlemektedir. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Müntehîler, ilimleri, mârifetleri, muhabbetleri ve aşk u iştiyaklarıyla hep o âleme müteveccihtirler ve her zaman değişik tecellî dalga boyunda o âlem ve âlemlerden gelecek vâridâta muntazırdırlar; onunla vardırlar, onunla bahtiyardırlar. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]اَللّٰهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقًّا وَارْزُقْنَا اتِّبَاعَهُ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]وَأَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَارْزُقْنَا اجْتِنَابَهُ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]وَصَلِّ وَسَلِّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ أَشْرَفِ الْخَلْقِ أَجْمَعِينَ الْمَبْعُوثِ لِكَشْفِ طِلْسِمِ الْكَائِنَاتِ وَعَلَى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ الطَّيِّبِينَ الطَّاهِرِينَ أَصْحَابِ الْفَوْزِ وَالنَّجَاةِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]Dipnotlar[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]1. O Ezel ve Ebed Sultanı, kendinden başka her şeyden mukaddem bir "Evvel", sonu bulunmayan ve her şeyin encam ve nihayetine de hâkim bir "Âhir"; vücudu her şeyin üstünde ayân, varlığın her satır, her kelimesinde apaçık okunan bir "Zâhir" ve her şeyin ötesinde, kâinat ve hâdiselerin biricik mercii, izzet, azamet ve şiddet-i zuhurundan ötürü ihata edilemez ve "mâsivâ" ölçüsünde kavranamaz bir "Bâtın"dır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]2. Seni hakkıyla bilemedik ey Ma'rûf![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]3. Seni hakkıyla idrak edemedik ey Ma'lûm![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]4. O, senin aklına gelen her şeyin ötesinin ötesinin... ötesindedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=darkred]5. O'dur Rahmân, rubûbiyet arşına istivâ eden, kâinata hükümran.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Esmaü'l Hüsna
Hazîretü'l-Kuds
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst