Cihadın Fazileti
14) Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Dikkat! Sana işin başını, direğini ve en üst zirvesini haber veriyorum; (O da Allah’ın yolunda) cihaddır!”
İbni Mace 3973, Tirmizi 2749, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/231, Albanî İrvau’l-Ğalîl 2/138
15) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e, ya Rasulallah! İnsanların hangisi daha faziletlidir? denildi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Canıyla ve malıyla Allah’ın yolunda cihad eden mü’mindir.”
Sahabeler:
−Sonra kimdir? dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Allah’tan korkup insanları kendi şerrinden emin kılıp vadilerden bir vadiye çekilen mü’mindir.”
Buhari 2636, Müslim 1888/122, Tirmizi 1711, Ebu Davud 2485
16) İbni Ebi Amir (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah’ın yolunda şehid olmak bana, evlerde ve çadırda yaşayanların (elde ettikleri şeylerin) benim olmasından daha sevgilidir.”
Nesei 3153, Ahmed bin Hanbel Müsned 17221
17) İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetimden bir taife hak üzere (Allah’ın yolunda cihad ederek) savaşmaya devam edecektir. Onlara düşmanlık edenlere galip gelecekler! Hatta onların sonu, Mesih Deccal ile savaşırlar!”
Ebu Davud 2484
18) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e bir adam gelerek:
−Bana cihada denk olacak bir amelde delillik et, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Ben cihada denk olacak bir amel bulamıyorum! Mücahid sefere çıktığı zaman sen mescide girip o dönünceye kadar devamlı namaz kılmaya, iftar etmeden devamlı oruç tutmaya gücün yeter mi?”
O kimse:
−Buna kimin gücü yeter ki? dedi.
Buhari 2634, Müslim 1878, Tirmizi 1669, Nesei 3114
19) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Altının kulu, gümüşün kulu ve elbisenin kulu helak olsun! Öyleleri verildiği zaman razı olur, verilmediği vakit kızar bunlar helak olsun, baş aşağı yuvarlansın! Ayağına diken batsa çıkaran bulunmasın! Müjdeler olsun şu kula ki, Allah’ın yolunda cihad için atının gemini tutmuş, başı dağınık, ayakları tozlanmıştır. Eğer bu kula hudut bekleme (görevi verilir) ise en güzel şekilde hudut bekler. Eğer askerin gerisinde artçı vazifesi verilirse en güzel şekilde artçılık görevini yapar. Buna rağmen bu kul bir meclise girmek için izin istese izin verilmez! Bir mevzuda şefaat etse şefaati kabul edilmez!”
Buhari 2712, 2713
20) Abdullah bin Kays (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Ben, babamdan işittim, düşmanın hemen önünde olduğu halde şöyle diyordu:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şüphesiz ki, cennetin kapıları kılıçların gölgesi altındadır!”
Kays’ın bu hadisi üzerine, üzerindeki elbisesi eski ve dağınık bir kimse ayağa kalktı ve:
−Ya Eba Musa! Sen bu hadisi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) söylerken bizzat işittin mi? dedi.
Ebu Musa:
−Evet, dedi.
Bunun üzerine o kimse arkadaşlarının yanına döndü ve:
−Sizlere selam okuyorum dedi ve sonra kılıcının kınını kırıp attı! Sonra kılıcıyla düşmana doğru yürüdü ve kılıcıyla düşmana vura vura şehid düştü!
Müslim 1902/146, Tirmizi 1710
21) Ebu Katade (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün sahabelerin arasında iken ayağa kalktı ve onlara hitaben şöyle buyurdu:
“Şüphesiz ki, Allah’ın yolunda cihad ve Allah’a iman amellerin en faziletlisidir!”
Bunun üzerine biri ayağa kalkıp:
−Ya Rasulallah! Eğer Allah’ın yolunda öldürülürsem günahlarım benden silinir mi? Bu hususta ki görüşün nedir? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
−“Eğer sabredici, ecrini sadece Allah’tan umarak savaşır, ileri atılıcı ve geri kaçıcı olmadan Allah’ın yolunda öldürülürsen evet.”
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kimseye şöyle dedi:
−“Nasıl dedin?”
O kimse:
−Eğer Allah’ın yolunda öldürülürsem günahlarım benden silinir mi? Bu hususta ki görüşün nedir? dedi.
Rasulullah ona (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Eğer sabredici, ecrini sadece Allah’tan umarak savaşır, ileri atılıcı ve geri kaçıcı olmadan Allah’ın yolunda öldürülürsen evet. Ancak kul borcu müstesnadır! Bunu bana, Cebrail aleyhissellam söyledi!”
Müslim 1885/117, Nesei 3141
22) Fudale bin Ubeyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ben önderinizim ve bana iman edip İslam’a uyup da hicret edene cennetin kenarından ve ortasından birer ev verileceğine kefilim. Yine ben, bana inanıp benim yolumdan gidip Allah’ın yolunda cihad edene cennetin kenarından bir ev verileceğine kefilim. Kim bu şekilde yaparsa elde etmedik bir hayır, sakınmadık bir şer bırakmamış olur. Nerede olsa gideceği yer cennettir.”
Nesei 3119
23) Abdurrahman bin Ka’b bin Malik babasından şöyle nakleder:
Babam, şairler hakkında vahyedilen: “Şairlere ancak azgınlar uyar!” Şuara Suresi 224. ayeti hakkındaki fikrini Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e sorunca şöyle buyurdu:
“Mü’min kılıcı ve diliyle cihad eder! Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, şairler savaşı metheden, Mücahidleri savaşa teşvik eden, onları cesaretlendiren, coşturan ve şiirleriyle sanki düşmanları ok yağmuruna tutan kişilerdir!”
Ahmed bin Hanbel Müsned, Albani Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahiha
24) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kendisinde salih amel işlenen günlerin Allah’a en sevimlisi bu günler yani (Zilhicce’nin ilk) on günüdür.”
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Allah’ın yolunda yapılan cihad da mı (o günler kadar sevimli) değildir? diye sordular.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Evet, Allah’ın yolunda yapılan cihad da! Ancak canı ve malı ile cihada çıkıp da onlardan hiçbir şeyi geri döndürmeyen (yani şehid olan) hariçtir.”
Ebu Davud 2438, Buhari 928, Tirmizi 754, İbni Mace 1727, Tergib ve Terhib 3/20, Beyhaki, Taberani, Bezzar, Ebu Ya’la, İbni Hibban
25) Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Bir adam, ya Rasulallah! Bana seyahat için izin ver, dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kuşkusuz ki, benim ümmetimin seyahati, Allah-u Teâlâ’nın yolunda cihaddır.”
Ebu Davud 2486
26) Zeyd bin Eslem babasından şöyle rivayet ediyor:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Gökten yağmur yağdıkça cihad tatlı ve hoştur. İnsanlar üzerine Kur’an’ı çokça okuyanların, ‘Bu zaman cihad zamanı değildir!’ dedikleri bir zaman gelecektir! Kim, bu zamana ulaşırsa, bilsin ki, bu ne güzel bir cihad zamanıdır.”
Sahabeler:
−Ya Rasulallah! Bunu söyleyecek kimse var mıdır?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Evet, bu kimse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanlığın lanet ettiği kimsedir!”
İmam Nevevi Tağribu’l-Tezhib Şifa-i Es-Sudur Meşariu’l-Eşvag ila Mesari El-Uşşağ
27) İbni Hasasiye (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e İslam üzerine biat etmek için geldim. Bana, Allah’tan başka hakkı ile ibadet olunan hiçbir ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Kulu ve Rasulü olduğuna şahidlik etmeyi, beş vakit namaz kılmayı, Ramazan orucunu tutmayı, zekât vermeyi, hac etmeyi ve Allah’ın yolunda cihad etmeyi şart koştu.
Ben:
−Ey Allah’ın Rasulü! İkisine gelince, ben onlara güç yetiremem! Benim malım, on tane devedir. Onlar da çoluk çocuğumun sütü ve merkebidir. Dolayısıyla zekâtı veremem! Cihada gelince, cihada arkasını dönenin Allah’ın gazabına uğrayacağını söylüyorlar! Bu nedenle savaşa girdiğimde, ölümü istememekten ve nefsimin korkmasından korkuyorum, dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ellerini açıp hareket ettirdi ve şöyle buyurdu:
“Zekât yok! Cihad da yok! O zaman ne ile cennete gireceksin?!”
İbni Hasasiye (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
−Ey Allah’ın Rasulü! (Zekât vermeyi ve Allah’ın yolunda CİHAD etmeyi kabul ediyorum ve) Sana biat ediyorum.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tüm onlar üzerine benden biat aldı.
Beyhaki Sünenu’l-Kubra Kitabu’s-Siyer 9/20
28) Seleme bin Nufeyl el-Kindi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturuyordum, bir adam şöyle dedi:
−Ey Allah’ın Rasulü! İnsanlar atlarını salıverdiler, silahlarını da bıraktılar ve şöyle diyorlar:
−(Artık) Cihad yoktur! Kuşkusuz ki harp ağırlıklarını bırakmıştır.
Bu söze müteakiben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüzünü o kimseye çevirdi ve şöyle buyurdu:
“Yalan söylüyorlar! İşte şimdi savaş zamanı geldi. Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak ki onlar hak yolunda (cihad ederek) savaşacaklar. Allah ta bir kısım insanların kalplerini onlara meylettirecek ve onlar yüzünden diğerlerine rızık verecektir. Kıyamet kopup Allah’ın vadi yerine gelinceye kadar hatta Ye’cuc ve Me’cuc çıkıncaya dek bu böylece devam edecektir. Kıyamet gününe kadar atların alınlarında hayır vardır. Rabbim bana vahyederek bildirdi ki çok geçmeden ruhum kabzolunacaktır. Sizler benim yoluma uyacaksınız, bir kısmınız da bir kısmınızın boynunu vuracaktır ve mü’minlerin esas yurdu da Şam olacaktır.”
Nesei 3544, İbni Hibban 7307, Taberani Mucemu’l-Kebir 6357, 6358, 6359, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/104, İbnu Sa’d Tabakat 7/427, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1961
29) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Tebuk Savaşı olduğu yıl Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), sırtını devesine dayayıp insanlara bir konuşma yaparak şöyle buyurdu:
“Size insanların en hayırlısı ile en şerlisini haber vereyim mi? Kuşkusuz ki insanların en hayırsı, ölünceye kadar atının veya devesinin sırtında veya yaya olarak Allah’ın yolunda amel eden kimsedir. Kuşkusuz ki insanların en şerlisi; Allah’ın Kitab’ını okuyup da onda gereken şeyleri yerine getirmeyen facir kimsedir.”
Ahmed bin Hanbel Müsned 11124, Nesei 3092
30) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kafirle onu öldüren cehennemde ebediyen bir arada olamaz!”
Müslim 1891/130, Ebu Davud 2495, Nesei 3095
31) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Her ümmetin bir ruhbanlığı vardır, benim ümmetimin ruhbanlığı, cihaddır.”
Ahmed bin Hanbel Müsned
32) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hak üzere savaşarak (Allah’ın yolunda cihad ederek) muzaffer olmakta devam edecektir. Nihayet Meryem’in oğlu İsa aleyhisselam (yeryüzüne) iner ve Müslümanların emiri (Mehdi aleyhisselam) ona:
−Gel bize namaz kıldır, der.
Bunun üzerine İsa aleyhisselam:
−Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğerleriniz üzerine emirlersiniz, buyurur.”
Ahmed bin Hanbel Müsned 14726, 15129, Müslim 1923/173, Ebu Davud 2484, Hâkim 4/480, Darimi 5/259, Albani Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahiha 1959
33) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“…Şüphesiz cennette yüz derece vardır. Allah onları, kendi yolunda cihad edenler için hazırlamıştır. İki derece arasındaki mesafe sema ile yer arası mesafe gibidir. Siz Allah’tan istediğinizde, Firdevs cennetini isteyin. Çünkü o cennetin ortası ve en yücesidir...”
Buhari 2640
34) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ya Eba Said! Herkim Rab olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan ve Nebi olarak Muhammed’den razı olursa, cennet onun için vaciptir.”
Bu, Ebu Said (Radiyallahu Anh)’ın hayretine gitti de:
−Ya Rasulallah! Bu sözleri bana tekrar etsen, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları tekrar etti.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Diğer bir şey daha var ki, kul onunla cennette yüz derece yükseltilir. Bu derecelerden her iki derecenin arası sema ile yer arası mesafedir.”
Ebu Said (Radiyallahu Anh):
−O diğer bir şey nedir? Ya Rasulallah! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“O Allah’ın yolunda cihaddır, o Allah’ın yolunda cihaddır!”
Müslim 1884/116, Nesei 3117
35) Amr bin Abese (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim, Allah’ın yolunda bir kıl ağartırsa, o kıl, kıyamet günü kendisi için bir nur olacaktır.”
Tirmizi 1685
36) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e amellerin hangisi daha faziletlidir? Yahut amellerin hangisi daha hayırlıdır? diye soruldu.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Allah’a ve Rasulüne iman etmektir.”
Denildi ki:
−Sonra hangi ameldir?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Cihad amelin zirvesidir.”
Yine denildi ki:
−Sonra hangi ameldir? Ya Rasulallah!
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Sonra kabul edilmiş hacdır.”
Tirmizi 1709, Nesei 3116
37) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şehidin ölüm anındaki duyduğu acı, ancak sizden birinin çimdiklemeden dolayı duyduğu acı gibidir.”
Tirmizi 1719, İbni Mace 2802, Nesei 3147, Darimi 5/234, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/297
38) Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Hiçbir şey Allah’a iki damla ve iki izden daha sevimli değildir! Allah’ın korkusundan ağlayan kişinin gözünden akan damla ile Allah’ın yolunda akıtılan kan damlası. İki ize gelince; Biri Allah’ın yolundaki iz ve Allah’ın farzlarından bir farzın izi.”
Tirmizi 1720
39) Mesruk (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Biz, Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh)’a Allah-u Teâlâ’nın Âl-i İmran Suresi 169, 170 ayetinin tefsirini sorduk:
“Allah’ın yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Hayır, onlar bilakis diridirler! Rab’leri katında rızıklanmaktadırlar. Allah’ın keremiyle kendilerine verdiklerinden mesrur olarak, arkalarında henüz (şehit olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığına, onların da üzüntüye uğramayacaklarına sevinirler.”
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
−Biz de bunu Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e sormuştuk da şöyle buyurmuştu:
−“Onların ruhları bir takım yeşil kuşların içindedirler. Onlar için Arşa asılmış kandiller vardır. Onlar cennette diledikleri her yere uçarlar sonra o kandillere girerler. Rab’leri onlara muttali olup:
−Herhangi bir şey arzu ediyor musunuz? buyurur.
Onlar:
−Ne arzu edelim ki? Biz cennette dilediğimiz her yere gidebiliyoruz derler. Rab’leri bunu onlara üç defa tekrarlar. Onlar kendilerine bu teklif edilmekten vazgeçilmeyeceğini görünce:
−Ey Rabbimiz! Bizim Senin yolunda tekrar öldürülmemiz için bizim ruhlarımızı cesetlerimize iade etmeni istiyoruz derler. Nihayet Rab’leri kendileri için bir şey istemediklerini görünce, onlar terk olunur.”
Müslim 1887/121, İbni Mace 2801, Tirmizi 1691, Darimi 5/236
40) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e, mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli kimdir? diye soruldu.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Allah’ın yolunda canıyla ve malıyla cihad eden kişi ve vadilerden bir vadiye çekilip orada Allah’a ibadet edip insanları kendi şerrinden emin kılan kişidir.”
Ebu Davud 2485, Nesei 3089
41) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ölüp de Allah katında büyük bir hayra sahip olan hiçbir kulu, dünyaya tekrar dönmek, dünya ve dünyadaki her şeyin kendinin olması karşılığında asla onu sevindirmez! Bundan yalnızca şehid müstesnadır. Çünkü o, şehid olmanın fazileti sebebiyle gördüğü şeylerden dolayı tekrar dünyaya dönmek ve dünyada tekrar Allah’ın yolunda öldürülmek onu sevindirir.”
Buhari 2644, Müslim 1877/108, Nesei 3139, Darimi 5/235, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/103, 126, 173
42) Nu’man bin Beşir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in minberinin yanında idim. Bir adam şöyle dedi:
−Ben İslam’ın ardından hacıları sulasam da sonra hiçbir amel işlemesem, merak etmem!
Diğer bir adam da şöyle dedi:
−Ben de İslam’ın ardından Mescid-i Haram’ı imar etsem de sonra hiçbir amel işlemesem, merak etmem!
Diğer bir adam da şöyle dedi:
−Allah’ın yolunda cihad etmek, sizin söylediğinizden daha faziletlidir!
Bunun üzerine Ömer (Radiyallahu Anh) bu adamları azarlayıp şöyle dedi:
−Susun! Bu gün Cuma günüdür! Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in minberinin yanında seslerinizi yükseltmeyin! Lakin Cuma namazını kıldıktan sonra ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına girer; sizin ihtilaf ettiğiniz hususu Ona sorarım!
Bunun üzerine Allah Azze ve Celle Tevbe Suresi 19. ayeti sonuna kadar indirdi:
أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَوُونَ عِندَ اللّهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
“Siz, hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı tamir etmeyi, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah’ın yolunda cihad eden kişi gibi mi sanıyorsunuz? Onlar, Allah’ın katında eşit değillerdir! Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez!”
Müslim 1879/111
43) Abdullah bin Amr bin As (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şehid için, kul borcundan başka her günah bağışlanır.”
Müslim 1886/119
44) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İnsanların yaşayış hallerinin hayırlısı, o öyle bir kimsedir ki, sırtında uçarcasına koşturacağı atının dizgininden tutmuş Allah’ın yolunda cihada hazır beklemektedir. O, bir düşman sesi veya düşmanla karşılaşma çağrısı işitir işitmez, atının üzerine sıçrar da, öldürmeyi yahut ölümü, umud ettiği yerlerinde nail olmak için uçarcasına koşturup giden adamdır. Yahut da hayırlı hayat şu kimsenin hayatıdır; şu dağların en yüksek yerlerinden bir yüksekliğin tepesindeki küçük bir koyun sürüsünün başında yahut şu vadilerden bir vadinin içinde küçük bir koyun sürüsünün başında bulunurda namazı kılan, zekatı verir, insanlardan yana da hayırdan başka bir işde bulunmayarak kendisine ölüm gelinceye kadar Rabbına ibadet eder durur.”
Müslim 1889/125
45) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Uhud Günü bir adam:
−Ey Allah’ın Rasulü! Eğer ben Allah’ın yolunda (cihad ederken) öldürülürsem nerede olurum? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennette olursun.”
Bunun üzerine adam torbasından hurmaları çıkartıp onlardan yemeye başladı ve sonra şöyle dedi:
−Eğer bu hurmalarımı yiyip bitirinceye kadar hayatta kalırsam, kuşkusuz ki bu uzun bir hayattır! dedi ve elinde bulunan hurmaları yere attı da sonra ölünceye kadar cihad etti!
Müslim 1899/143, 1901/145, Nesei 3140
46) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sadık olarak şehid olmak isteyene, kendisine bir musibet isabet etmese de şehidlik derecesi verilir.”
Müslim 1908/156
47) Sehl bin Huneyf (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim, kalbinden sadık olarak Allah’tan şehid olmayı isterse, yatağında ölse bile Allah o kişiyi şehidlerin menzilesine ulaştırır.”
Tirmizi 1705, Müslim 1909/157, Ebu Davud 2541, İbni Mace 2797, Nesei 3148, Darimi 5/234, Beyhaki 9/169, Hâkim Müstedrek 2/77
48) Ebu Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir kimse Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve:
Benim devem öldü! Beni başka bir deveye bindir, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
−“Benim yanımda deve yoktur!”
Bunun üzerine orada bulunan başka bir kimse:
−Ya Rasulallah! Ben onu yükleyecek olan bir kimseye delalet edeyim? dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
−“Herkim, bir hayra delalet ederse, ona da hayrı işleyenin sevabı kadar sevap vardır!”
Müslim 1893/133
48) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennete giren hiç kimse, yeryüzündeki her şeye sahip olsa bile tekrar dünyaya dönmeyi istemez! Şehid bundan müstesnadır! Çünkü o, görmekte olduğu kerametlerden dolayı tekrar dünyaya dönmeyi ve on kere öldürülmeyi temenni eder.”
Buhari 2644, Müslim 1877/109, Nesei 3146
50) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah (şu) iki kişiye güler! Bunlardan biri diğerini öldürür ikisi de cennete girer! Bu birincisi; Allah’ın yolunda öldürülür ve cennete girer. Sonra Allah onu öldüren katilin tevbesini kabul eder ve şehid olur ve cennete girer!”
Buhari 2670, Müslim 1890/128, İbni Mace 191, Nesei 3152
51) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Bedir tarafına doğru sefere çıktı. Herratu’l-Vebere mevkiine vardığı vakit, cüret ve yiğitlikle namlı bir kimse, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e erişti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı onu görünce sevindiler. O kişi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e ulaşınca:
−Sana ittiba etmek ve seninle beraber ganimet elde etmek için geldim! dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
−“Allah’a ve Rasulüne iman ediyor musun?”
O adam:
−Hayır, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“O halde dön! Ben bir müşrikten asla yardım istemem!”
Aişe (Radiyallahu Anha) dedi ki:
−Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yoluna devam etti. Şecere mevkiine vardığımız zaman o adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yine ulaştı ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e ilk söylediği şeyleri yine söyledi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de ona ilk söylediği şeyleri söyledi ve şöyle buyurdu:
−“O halde dön! Ben bir müşrikten asla yardım istemem!”
Adam geri döndü fakat Beyda mevkiinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yine geldi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona ilk söylediği şeyleri söyledi ve şöyle buyurdu:
−“Allah’a ve Rasulüne iman ediyor musun?”
Bu sefer adam:
−Evet, iman ediyorum, dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“O halde yürü!”
Müslim 1817/150
52) Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
−Amellerin hangisi Allah Azze ve Celle’ye daha sevgilidir? diye sordum.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Vaktinde kılınan namazdır.”
Sonra hangisidir? dedim.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Ana babaya iyilik etmektir.”
Sonra hangisidir? dedim.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Allah’ın yolunda cihad etmektir.”
Buhari 13/5973, Müslim 137/85