Hadis Sohbetleri 52: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlardan....

Muvahhid1

Well-known member
Hadis Sohbetleri 52: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlardan....

بِسْمِاللَّهِالرَّحْمَنِالرَّحِيم

Bu haftaki Hadis-i Şerifimiz;

[BILGI] “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlardan çekinir, küçük günahları işlemekte ısrar etmezse, günahlarından arınarak anasından doğduğu günkü gibi tertemiz olarak döner.”
Buharî, Hacc: 4
[/BILGI]

Buyrun mütalaa edelim inşaAllah ..


[NOT]Önceki Hadis Sohbetlerine ulaşmak için TIKLAYINIZ[/NOT]
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 51: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlar




Farz olarak ömürde bir defa yerine getirilmekte olan hac, günahlardan arınmak için önemli bir fırsattır. Bu fırsattan gereği gibi yararlanmak için hacca ruhen ve bedenen çok iyi hazırlanmak gerekir. Ruhi hazırlıkların başında ihlâslı olmak gelir. Çünkü ihlâs amellerin özüdür. Allah’ın rızası ihlâs ile kazanılır. İhlâssız olarak yapılacak bir hac, her ne kadar kişiyi hac yükümlülüğünden kurtarsa da, kendisinden beklenen yararları sağlayamaz. Hz Peygamber; "Şüphesiz, Allah sadece kendisi için ve sırf kendisinin rızası gözetilerek yapılan amelleri kabul eder."(15) buyurmaktadır. Bu sebeple hacca gitmeye karar veren müslüman, kesinlikle gösterişten, hac ibadeti vasıtasıyla bir takım kimselerin yanında itibar kazanma ya da övülme gibi kaygılardan uzak kalmalıdır. Bütün varlığı ile Allah’ın rızasını kazanmaya yönelmelidir. Hacı adayı, yaşantısındaki İslâm’a aykırı unsurlardan kurtulmaya ve bunlara hayatında asla yer vermemeye içtenlikle azmetmelidir. Çünkü insanı, annesinden doğduğu günkü gibi günahlardan arındıran bir ibadetle haramlardan sıyrılamayan bir müslümanın başka türlü bunlardan kurtulması çok zordur. Bu itibarla hacı adayı, yaşamına çeki düzen vermeli, İslâm’a aykırı unsurlardan büyük kücük günahlarindan arınma gayreti içine girmelidir. Böyle bir gayret içine girene Allah mutlaka yardım edecektir.Rabbim arzu edip gitmek isteyen cümle kullarina en kisa zamanda gitmek nasip eylesin insallah..Dua edin bu acizede nasip eylsin insallah..
 

Muvahhid1

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 51: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlar

“Ona varmaya gücü yeten kimsenin Kâbe’yi tavaf etmesi ise Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır Her kim bu hakkı tanımaz ve haccı inkâr ederse, doğrusu Allah bütün âlemlerden müstağnidir Kimsenin ibadetine ihtiyacı yoktur”
Âl-i İmran Suresi, 97

“İnsanlara haccı ilân et ki, yaya olarak yahut uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üzerinden sana gelsinler.
Hacc Suresi, 27


“Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın”
Bakara Suresi, 196
 
Son düzenleme:

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 51: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlar

.



Efendimiz (sas bu hadislerinde “Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınır ve günahlara sapmazsa annesinden doğduğu günkü gibi günahlardan arınmış olarak döner.” (Buhari, Hac, 4) buyurmaktadır. Ancak hadiste, günahsız dönmenin bazı şartları da zikredilmiştir. Bunlardan ilki, haccın sadece Allah için olması, diğeri de gerek hac esnasında gerekse döndükten sonra kötü söz ve davranışlardan sakınmak ve günahlardan uzak yaşamaktır.


Burada aklimiza gelen haccın sadece Allah için olmasınin sartlari nelerdir acaba..??
Allah için olmayan hacc,dan kasit nedir..???
 

Muvahhid1

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 52: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlar

Allah için olmasınin sartlari , riyakarlıktan uzak sadece Allahın rızası gözetılerek yapılan hac Allah için yapılmış olur ..daha çok niyetle alakalı .. Nıyetımız ne ise inşaallah elimize geçecek olan odur ..
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Cevap: Hadis Sohbetleri 52: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlar

Burada aklimiza gelen haccın sadece Allah için olmasınin sartlari nelerdir acaba..??
Allah için olmayan hacc,dan kasit nedir..???

Bir zamanlar Mekke ticaret şehri idi ve ticareti ile meşhurdu kısmende olsa yine ticaretlede meşhurdur. Oraya hem ticaretimi yapayım hem haccı ifa edeyim dersek burada bir anlaşılmazlık olacaktır..

Bazı kimselerde vazifeli olarak gitmekte. Mesela diyanet işlerine bağlı olarak giden sağlık görevlileri vesaireler.. Hem vazifeli olarak gideyim bu şekilde haccı ifa ederim demek..

Veyahut aman gidip geleyim hacı olayım da şanım şöhretim olsun..

Bunlarda birer niyettir. Niyet illede niyet ettim Allah rızası için şu ibadetimi yapmaya demek değildir. Hatta hanefi mezhebinde bunu söylemeden ibadet yapılabilmektedir. Çünkü senin abdest alman ve kıbleye dönüp namaza durman yada o ibadeti ifa etmen bir niyettir demektedir..

Hatta islamda ameller niyetlere göredir. Kim hayır niyet ederde yapamazsa niyetinden dolayı sevap kazanır kimde yaparsa hem niyeti için hemde yaptığı için sevap kazanır. Hali ile niyet hayır olunca kazanılıyorsa niyet şer olursa elbette kaybedilmesi gerekmektedir..

Bu arada niyet ile kalb temizliği karıştırılmamalıdır. Niyet bir işi samimi olarak yapacağına dair herşeyi hazırlamaktır. Hal böyle olunca bir niyet ile birden fazla iş yapmaya çalışılamaz burada samimiyet bozulur, halis olmaktan çıkar nasıl ki süte su katılsa süt yine süttür ancak halis saf olmayacaktır..



Kabenin ehemmiyeti ne Ki Resulu zişan a.s.v efendimiz orası için bunu ifade etmiş? Fakir olan gücü Kabeye gitmeye yetmeyen biri başka bir yerde de bu şartları yerine getirse olmaz mı?
 
Son düzenleme:

pendüender

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 52: “Her kim Kâbe’ye gelir, kötü söz söylemez, büyük günahlar

Kâbe, Cenâb-ı Hakk'ın Kur'ân' da "Secde et ve yaklaş!" (el-Alak, 19) buyruğu ile ikâmesini emrettiği namaz ibâdetinin istikâmet hedefidir. Aynı zamanda bütün müslümanların müştereken teveccüh ettiği nokta; yâni İslâm dünyâsının nabzının attığı yerdir. İnsandaki tecellî-i ilâhînin nazargâhı kalb; kâinâttakinin ise Kâbe'dir. Yâni Kâbe, bir mânâda insan vücûdundaki kalb mesâbesindedir. Bu sebeble hac, rikkat-i kalbiyye ile îfâ edilecek hassâs bir ibâdettir.

Hazret-i İbrâhîm ve Hazret-i İsmâîl -aleyhimesselâm-'ın tevekkül ve teslîmiyyetlerinin sembolü olan hac, beşerî sıfatlardan soyunup bir mağfiret iklîmine; teslîmiyyet ve tevekküle giriştir. Hac, muhabbet dolu bir kulluğun îfâsıdır. Hac, altta ve üstte birer havlu ile baş ve ayak açık, kulun bütün dünyevî rütbelerden soyunması, bir nevî kabirden kalkıp mahşer yerine gelmesi ve böylece Rabbine gönülden yalvarış hâli, tam bir teslîmiyyettir.
Bu bilinç ve hissiyat ile yapılan hac ibadeti , o mübarek topraklardan döndükten sonrada muhabbet dolu bir kulluğun îfâsı şeklinde devam etmelidir.

Nitekim hac ibâdeti; günahların dökülüşü, ancak yalvarış, tevekkül ve teslîmiyyetten sonra yapılan bir ibâdet bereketiyle gerçekleşir.Bu durumdan ayrılmayıp,aynı halet-i ruhiye ile yaşamak kişiyi anasından doğduğu günkü gibi tertemiz olarak haşredecektir biiznillah.
 
Üst