Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mektûbat
(Gıybet hakkındadır)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 482361" data-attributes="member: 1040028"><p style="text-align: center"><strong><em><span style="font-size: 15px">(Gıybet hakkındadır)</span></em></strong></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍِﻻ َّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ</span></span></p> <p style="text-align: center"><u>Onun adıyla. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin.</u></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px">Yirmibeşinci Söz'ün Birinci Şu'lesinin Birinci Şuaının Beşinci Noktasının makam-ı zemm ve zecrin misallerinden olan bir tek âyetin, mu'cizane altı tarzda gıybetten tenfir etmesi; Kur'an'ın nazarında gıybet ne kadar şeni' bir şey olduğunu tamamıyla gösterdiğinden, başka beyana ihtiyaç bırakmamış. Evet Kur'anın beyanından sonra beyan olamaz, ihtiyaç da yoktur.</span></em></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px">İşte</span></em> <span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﺍَﻳُﺤِﺐُّ ﺍَﺣَﺪُﻛُﻢْ ﺍَﻥْ ﻳَﺎْﻛُﻞَ ﻟَﺤْﻢَ ﺍَﺧِﻴﻪِ ﻣَﻴْﺘًﺎ</span></span> <u>"Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?" Hucurât Sûresi, 49:12.)</u> <em><span style="font-size: 12px">âyetinde altı derece zemmi, zemmeder. Gıybetten altı mertebe şiddetle zecreder. Şu âyet bilfiil gıybet edenlere müteveccih olduğu vakit, manası gelecek tarzda oluyor. Şöyle ki:</span></em></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px">Malûmdur: Âyetin başındaki hemze, sormak (âyâ) manasındadır. O sormak manası, su gibi âyetin bütün kelimelerine girer. Her kelimede bir hükm-ü zımnî var.</span></em></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px"><strong>İşte birincisi, </strong></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px">hemze ile der: Âyâ, sual ve cevab mahalli olan aklınız yok mu ki, bu derece çirkin bir şey'i anlamıyor?</span></em></p><p></p><p><strong><em><span style="font-size: 12px">İkincisi,</span></em></strong></p><p><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﻳُﺤِﺐُّ</span></span><u> Hoşlanır mı?)</u><em><span style="font-size: 12px">lafzıyla der: Âyâ, sevmek ve nefret etmek mahalli olan kalbiniz bozulmuş mu ki, en menfur bir işi sever? </span></em></p><p></p><p><strong><em><span style="font-size: 12px">Üçüncüsü,</span></em></strong></p><p><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﺍَﺣَﺪُﻛُﻢْ</span></span> <u>Sizden biri.)</u> <em><span style="font-size: 12px">kelimesiyle der: Cemaatten hayatını alan hayat-ı içtimaiye ve medeniyetiniz ne olmuş ki, böyle hayatınızı zehirleyen bir ameli kabul eder?</span></em></p><p></p><p><strong><em><span style="font-size: 12px">Dördüncüsü,</span></em></strong></p><p><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﺍَﻥْ ﻳَﺎْﻛُﻞَ ﻟَﺤْﻢَ </span></span><u>Etini yemeyi.)</u> <em><span style="font-size: 12px">kelâmıyla der: İnsaniyetiniz ne olmuş ki, böyle canavarcasına arkadaşınızı diş ile parçalamayı yapıyorsunuz?</span></em></p><p></p><p><strong><em><span style="font-size: 12px">Beşincisi,</span></em></strong></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222">ﺍَﺧِﻴﻪِ</span></span> <u>Kardeşinin.)</u><em><span style="font-size: 12px">kelimesiyle der: Hiç rikkat-i cinsiyeniz, hiç sıla-i rahminiz yok mu ki, böyle çok cihetlerle kardeşiniz olan bir mazlumun şahs-ı manevîsini insafsızca dişliyorsunuz? Ve hiç aklınız yok mu ki, kendi a'zânızı kendi dişinizle divane gibi ısırıyorsunuz?</span></em></p><p></p><p><strong><em><span style="font-size: 12px">Altıncısı,</span></em></strong></p><p><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﻣَﻴْﺘًﺎ</span></span> <u>Ölüyken.)</u> <em><span style="font-size: 12px">kelâmıyla der: Vicdanınız nerede? Fıtratınız bozulmuş mu ki, en muhterem bir halde bir kardeşinize karşı, etini yemek gibi en müstekreh bir işi yapıyorsunuz?</span></em></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px">Demek şu âyetin ifadesiyle ve kelimelerin ayrı ayrı delaletiyle: Zemm ve gıybet, aklen ve kalben ve insaniyeten ve vicdanen ve fıtraten ve milliyeten mezmumdur. İşte bak nasıl şu âyet, îcazkârane altı mertebe zemmi zemmetmekle, i'cazkârane altı derece o cürümden zecreder.</span></em></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px">Gıybet, ehl-i adavet ve hased ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez. Nasıl meşhur bir zât demiş:</span></em></p><p><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﺍُﻛَﺒِّﺮُ ﻧَﻔْﺴِﻰ ﻋَﻦْ ﺟَﺰَﺍﺀٍ ﺑِﻐِﻴْﺒَﺔٍ ٭ ﻓَﻜُﻞُّ ﺍِﻏْﺘِﻴَﺎﺏٍ ﺟَﻬْﺪُ ﻣَﻦْ ﻻ َ ﻟَﻪُ ﺟَﻬْﺪٌ</span></span></p><p><em><span style="font-size: 12px">Yani:</span></em><em><strong><span style="font-size: 12px"> "Düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yüksek tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünki gıybet; zaîf ve zelil ve aşağıların silâhıdır."</span></strong></em></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px">Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zâten gıybettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır.</span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px">Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:</span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"><strong>Birisi: </strong></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px">Şekva suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın.</span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"><strong>Birisi de: </strong></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px">Bir adam onunla teşrik-i mesaî etmek ister. Senin ile meşveret eder. Sen de sırf maslahat için garazsız olarak, meşveretin hakkını eda etmek için desen: "Onun ile teşrik-i mesaî etme. Çünki zarar göreceksin."</span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"><strong>Birisi de: </strong></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px">Maksadı, tahkir ve teşhir değil; belki maksadı, tarif ve tanıttırmak için dese: "O topal ve serseri adam filan yere gitti."</span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"><strong>Birisi de: </strong></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px">O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir. Yani fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor, sıkılmayarak aşikâre bir surette işliyor.</span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px"></span></em></p><p><em><span style="font-size: 12px">İşte bu mahsus maddelerde garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet caiz olabilir. Yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mal-i sâlihayı yer bitirir.</span></em></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px">Eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi; o vakit</span></em> <span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222">ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺍﻏْﻔِﺮْﻟَﻨَﺎ ﻭَ ﻟِﻤَﻦِ ﺍﻏْﺘَﺒْﻨَﺎﻩُ </span></span><u>Allahım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı mağfiret et.)</u> <em><span style="font-size: 12px">demeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, "Beni helâl et" demeli.</span></em></p><p></p><p style="text-align: right"><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 18px">ﺍَﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ</span></span> <u>Baki olan yalnız Allah’tır.)</u></p> <p style="text-align: right"><strong><em><span style="font-size: 15px">Said Nursî</span></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 482361, member: 1040028"] [CENTER][B][I][SIZE=4](Gıybet hakkındadır)[/SIZE][/I][/B] [COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍِﻻ َّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ[/SIZE][/COLOR] [U]Onun adıyla. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin.[/U][/CENTER] [I][SIZE=3]Yirmibeşinci Söz'ün Birinci Şu'lesinin Birinci Şuaının Beşinci Noktasının makam-ı zemm ve zecrin misallerinden olan bir tek âyetin, mu'cizane altı tarzda gıybetten tenfir etmesi; Kur'an'ın nazarında gıybet ne kadar şeni' bir şey olduğunu tamamıyla gösterdiğinden, başka beyana ihtiyaç bırakmamış. Evet Kur'anın beyanından sonra beyan olamaz, ihtiyaç da yoktur.[/SIZE][/I] [I][SIZE=3]İşte[/SIZE][/I] [COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﺍَﻳُﺤِﺐُّ ﺍَﺣَﺪُﻛُﻢْ ﺍَﻥْ ﻳَﺎْﻛُﻞَ ﻟَﺤْﻢَ ﺍَﺧِﻴﻪِ ﻣَﻴْﺘًﺎ[/SIZE][/COLOR] [U]"Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?" Hucurât Sûresi, 49:12.)[/U] [I][SIZE=3]âyetinde altı derece zemmi, zemmeder. Gıybetten altı mertebe şiddetle zecreder. Şu âyet bilfiil gıybet edenlere müteveccih olduğu vakit, manası gelecek tarzda oluyor. Şöyle ki:[/SIZE][/I] [I][SIZE=3]Malûmdur: Âyetin başındaki hemze, sormak (âyâ) manasındadır. O sormak manası, su gibi âyetin bütün kelimelerine girer. Her kelimede bir hükm-ü zımnî var.[/SIZE][/I] [I][SIZE=3][B]İşte birincisi, [/B] hemze ile der: Âyâ, sual ve cevab mahalli olan aklınız yok mu ki, bu derece çirkin bir şey'i anlamıyor?[/SIZE][/I] [B][I][SIZE=3]İkincisi,[/SIZE][/I][/B] [COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﻳُﺤِﺐُّ[/SIZE][/COLOR][U] Hoşlanır mı?)[/U][I][SIZE=3]lafzıyla der: Âyâ, sevmek ve nefret etmek mahalli olan kalbiniz bozulmuş mu ki, en menfur bir işi sever? [/SIZE][/I] [B][I][SIZE=3]Üçüncüsü,[/SIZE][/I][/B] [COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﺍَﺣَﺪُﻛُﻢْ[/SIZE][/COLOR] [U]Sizden biri.)[/U] [I][SIZE=3]kelimesiyle der: Cemaatten hayatını alan hayat-ı içtimaiye ve medeniyetiniz ne olmuş ki, böyle hayatınızı zehirleyen bir ameli kabul eder?[/SIZE][/I] [B][I][SIZE=3]Dördüncüsü,[/SIZE][/I][/B] [COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﺍَﻥْ ﻳَﺎْﻛُﻞَ ﻟَﺤْﻢَ [/SIZE][/COLOR][U]Etini yemeyi.)[/U] [I][SIZE=3]kelâmıyla der: İnsaniyetiniz ne olmuş ki, böyle canavarcasına arkadaşınızı diş ile parçalamayı yapıyorsunuz?[/SIZE][/I] [B][I][SIZE=3]Beşincisi,[/SIZE][/I][/B] [SIZE=5][COLOR="#B22222"]ﺍَﺧِﻴﻪِ[/COLOR][/SIZE] [U]Kardeşinin.)[/U][I][SIZE=3]kelimesiyle der: Hiç rikkat-i cinsiyeniz, hiç sıla-i rahminiz yok mu ki, böyle çok cihetlerle kardeşiniz olan bir mazlumun şahs-ı manevîsini insafsızca dişliyorsunuz? Ve hiç aklınız yok mu ki, kendi a'zânızı kendi dişinizle divane gibi ısırıyorsunuz?[/SIZE][/I] [B][I][SIZE=3]Altıncısı,[/SIZE][/I][/B] [COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﻣَﻴْﺘًﺎ[/SIZE][/COLOR] [U]Ölüyken.)[/U] [I][SIZE=3]kelâmıyla der: Vicdanınız nerede? Fıtratınız bozulmuş mu ki, en muhterem bir halde bir kardeşinize karşı, etini yemek gibi en müstekreh bir işi yapıyorsunuz?[/SIZE][/I] [I][SIZE=3]Demek şu âyetin ifadesiyle ve kelimelerin ayrı ayrı delaletiyle: Zemm ve gıybet, aklen ve kalben ve insaniyeten ve vicdanen ve fıtraten ve milliyeten mezmumdur. İşte bak nasıl şu âyet, îcazkârane altı mertebe zemmi zemmetmekle, i'cazkârane altı derece o cürümden zecreder.[/SIZE][/I] [I][SIZE=3]Gıybet, ehl-i adavet ve hased ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez. Nasıl meşhur bir zât demiş:[/SIZE][/I] [COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﺍُﻛَﺒِّﺮُ ﻧَﻔْﺴِﻰ ﻋَﻦْ ﺟَﺰَﺍﺀٍ ﺑِﻐِﻴْﺒَﺔٍ ٭ ﻓَﻜُﻞُّ ﺍِﻏْﺘِﻴَﺎﺏٍ ﺟَﻬْﺪُ ﻣَﻦْ ﻻ َ ﻟَﻪُ ﺟَﻬْﺪٌ[/SIZE][/COLOR] [I][SIZE=3]Yani:[/SIZE][/I][I][B][SIZE=3] "Düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yüksek tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünki gıybet; zaîf ve zelil ve aşağıların silâhıdır."[/SIZE][/B][/I] [I][SIZE=3]Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zâten gıybettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır. Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir: [/SIZE][/I] [I][SIZE=3][B]Birisi: [/B] Şekva suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın. [B]Birisi de: [/B] Bir adam onunla teşrik-i mesaî etmek ister. Senin ile meşveret eder. Sen de sırf maslahat için garazsız olarak, meşveretin hakkını eda etmek için desen: "Onun ile teşrik-i mesaî etme. Çünki zarar göreceksin." [B]Birisi de: [/B] Maksadı, tahkir ve teşhir değil; belki maksadı, tarif ve tanıttırmak için dese: "O topal ve serseri adam filan yere gitti." [B]Birisi de: [/B] O gıybet edilen adam fâsık-ı mütecahirdir. Yani fenalıktan sıkılmıyor, belki işlediği seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor, sıkılmayarak aşikâre bir surette işliyor. İşte bu mahsus maddelerde garazsız ve sırf hak ve maslahat için gıybet caiz olabilir. Yoksa gıybet, nasıl ateş odunu yer bitirir; gıybet dahi a'mal-i sâlihayı yer bitirir.[/SIZE][/I] [I][SIZE=3]Eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi; o vakit[/SIZE][/I] [SIZE=5][COLOR="#B22222"]ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺍﻏْﻔِﺮْﻟَﻨَﺎ ﻭَ ﻟِﻤَﻦِ ﺍﻏْﺘَﺒْﻨَﺎﻩُ [/COLOR][/SIZE][U]Allahım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı mağfiret et.)[/U] [I][SIZE=3]demeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, "Beni helâl et" demeli.[/SIZE][/I] [RIGHT][COLOR="#B22222"][SIZE=5]ﺍَﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ[/SIZE][/COLOR] [U]Baki olan yalnız Allah’tır.)[/U] [B][I][SIZE=4]Said Nursî[/SIZE][/I][/B][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mektûbat
(Gıybet hakkındadır)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst