Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Gençlik Rehberi
Gençlik rehberi 18- (Otuzikinci Sözün Üçüncü Mevkıfından)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 185147" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"><span style="color: Red"><strong>Hem güzel şeylere muhabbetin</strong></span>: Madem Sâni'lerin hesabınadır; «Ne güzel yapılmışlar!» tarzındadır. O muhabbetin, bir leziz tefekkür olduğu halde; hüsün-perest, cemâl-perest zevkinin nazarını, daha yüksek, daha mukaddes ve binler defa daha güzel cemâl mertebelerinin definelerine yol açar, baktırır. Çünki: O güzel âsârdan ef'al-i İlâhiyyenin güzelliğine intikal ettirir. Ondan esmânın güzelliğine, ondan sıfâtın güzelliğine, ondan Zât-ı Zülcelâlin cemâl-i bîmisaline karşı kalbe yol açar. İşte bu muhabbet bu surette olsa; hem lezzetlidir, hem ibadettir ve hem tefekkürdür...</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"> <span style="color: Red"><strong>Gençliğe muhabbettin ise</strong></span>: Madem Cenab-ı Hakkın güzel bir nîmeti cihetinde sevmişsin; elbette onu ibadette sarfedersin, sefahette boğdurup öldürmezsin. Öyle ise; o gençlikte kazan-</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black">sh:» (G: 133)</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black">dığın ibadetler, o fâni gençliğin bâkî meyveleridir. Sen ihtiyarlandıkça, gençliğin iyilikleri olan bâkî meyvelerini elde ettiğin halde; gençliğin zararlarından, taşkınlıklarından kurtulursun. Hem ihtiyarlıkta daha ziyade ibadete muvaffakiyet ve merhamet-i İlâhiyyeye daha ziyade liyakat kazandığını düşünürsün. Ehl-i gaflet gibi beş-on senelik bir gençlik lezzetine mukabil, elli senede «Eyvah gençliğim gitti!» diye teessüf edip, gençliğe ağlamıyacaksın. Nasılki öylelerin birisi demiş:</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"> لَيْتَ الشَّبَابَةَ يَعُودُ يَوْمًا فَاُخْبِرَهُ بِمَا فَعَلَ اْلمَشِيبُ</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black">Yani: «Keşke gençliğim bir gün dönse idi; ihtiyarlık benim başıma neler getirdiğini, şekva ederek haber verecektim.»</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"> <span style="color: Red"><strong> Bahar gibi zînetli meşherlere muhabbet ise</strong></span>: Madem san'at-ı İlâhiyyeyi seyran itibariyledir; o baharın gitmesiyle, temaşa lezzeti zail olmaz. Çünki bahar, yaldızlı bir mektup gibi.. verdiği mânaları her vakit temaşa edebilirsin. Senin hayalin ve zaman, ikisi de sinema şeritleri gibi, sana o temaşa edebilirsin. Senin hayalin ve zaman, ikisi de sinema şeritleri gibi, sana o temaşa lezzetini idame ettirmekle beraber o baharın mânâlarını, güzelliklerini sana tazelendirirler. O vakit muhabbetin esefli, elemli, muvakkat olmaz; lezzetli, safâlı olur.</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black">sh:» (G: 134)</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"> <span style="color: Red"><strong> Dünyaya muhabbetin ise</strong></span>: Madem Cenab-ı Hakkın namınadır; o vakit dünyanın dehşetli mevcudatı, sana ünsiyetli bir arkadaş hükmüne geçer. Mezraa-i âhiret cihetiyle sevdiğin için, her şeyinde âhirete faide verecek bir sermaye, bir meyve alabilirsin. Ne musibetleri sana dehşet verir; ne zeval ve fenası sana sıkıntı verir. Kemal-i rahatla o misafirhânede müddet-i ikametini geçirirsin. Yoksa, ehl-i gaflet gibi seversen, yüz defa sana söylemişiz ki: Sıkıntılı, ezici, boğucu, fenaya mahkûm, neticesiz bir muhabbet içinde boğulur gidersin.</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"> İşte bâzı mahbubların, Kur'an'ın irşad ettiği surette olduğu vakit, herbirisinden yüzde ancak bir letafetini gösterdik. Kur'an'ın gösterdiği yolda olmazsa, yüzden bir mazarratına işaret ettik.</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"> Şimdi şu mahbubların dâr-ı bekada, âlem-i âhirette, Kur'an-ı Hakîmin âyât-ı beyyinatiyle işaret ettiği neticeleri işitmek ve anlamak istersen; işte o çeşit meşrû muhabbetlerin dâr-ı âhiretteki neticelerini, bir «Mukaddime» ve «Dokuz İşaret» le yüzden bir faidesini icmâlen göstereceğiz.</span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: Black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: Black">sh:» (G: 135)</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 185147, member: 5987"] [SIZE="3"][COLOR="Black"][COLOR="Red"][B]Hem güzel şeylere muhabbetin[/B][/COLOR]: Madem Sâni'lerin hesabınadır; «Ne güzel yapılmışlar!» tarzındadır. O muhabbetin, bir leziz tefekkür olduğu halde; hüsün-perest, cemâl-perest zevkinin nazarını, daha yüksek, daha mukaddes ve binler defa daha güzel cemâl mertebelerinin definelerine yol açar, baktırır. Çünki: O güzel âsârdan ef'al-i İlâhiyyenin güzelliğine intikal ettirir. Ondan esmânın güzelliğine, ondan sıfâtın güzelliğine, ondan Zât-ı Zülcelâlin cemâl-i bîmisaline karşı kalbe yol açar. İşte bu muhabbet bu surette olsa; hem lezzetlidir, hem ibadettir ve hem tefekkürdür... [COLOR="Red"][B]Gençliğe muhabbettin ise[/B][/COLOR]: Madem Cenab-ı Hakkın güzel bir nîmeti cihetinde sevmişsin; elbette onu ibadette sarfedersin, sefahette boğdurup öldürmezsin. Öyle ise; o gençlikte kazan- sh:» (G: 133) dığın ibadetler, o fâni gençliğin bâkî meyveleridir. Sen ihtiyarlandıkça, gençliğin iyilikleri olan bâkî meyvelerini elde ettiğin halde; gençliğin zararlarından, taşkınlıklarından kurtulursun. Hem ihtiyarlıkta daha ziyade ibadete muvaffakiyet ve merhamet-i İlâhiyyeye daha ziyade liyakat kazandığını düşünürsün. Ehl-i gaflet gibi beş-on senelik bir gençlik lezzetine mukabil, elli senede «Eyvah gençliğim gitti!» diye teessüf edip, gençliğe ağlamıyacaksın. Nasılki öylelerin birisi demiş: لَيْتَ الشَّبَابَةَ يَعُودُ يَوْمًا فَاُخْبِرَهُ بِمَا فَعَلَ اْلمَشِيبُ Yani: «Keşke gençliğim bir gün dönse idi; ihtiyarlık benim başıma neler getirdiğini, şekva ederek haber verecektim.» [COLOR="Red"][B] Bahar gibi zînetli meşherlere muhabbet ise[/B][/COLOR]: Madem san'at-ı İlâhiyyeyi seyran itibariyledir; o baharın gitmesiyle, temaşa lezzeti zail olmaz. Çünki bahar, yaldızlı bir mektup gibi.. verdiği mânaları her vakit temaşa edebilirsin. Senin hayalin ve zaman, ikisi de sinema şeritleri gibi, sana o temaşa edebilirsin. Senin hayalin ve zaman, ikisi de sinema şeritleri gibi, sana o temaşa lezzetini idame ettirmekle beraber o baharın mânâlarını, güzelliklerini sana tazelendirirler. O vakit muhabbetin esefli, elemli, muvakkat olmaz; lezzetli, safâlı olur. sh:» (G: 134) [COLOR="Red"][B] Dünyaya muhabbetin ise[/B][/COLOR]: Madem Cenab-ı Hakkın namınadır; o vakit dünyanın dehşetli mevcudatı, sana ünsiyetli bir arkadaş hükmüne geçer. Mezraa-i âhiret cihetiyle sevdiğin için, her şeyinde âhirete faide verecek bir sermaye, bir meyve alabilirsin. Ne musibetleri sana dehşet verir; ne zeval ve fenası sana sıkıntı verir. Kemal-i rahatla o misafirhânede müddet-i ikametini geçirirsin. Yoksa, ehl-i gaflet gibi seversen, yüz defa sana söylemişiz ki: Sıkıntılı, ezici, boğucu, fenaya mahkûm, neticesiz bir muhabbet içinde boğulur gidersin. İşte bâzı mahbubların, Kur'an'ın irşad ettiği surette olduğu vakit, herbirisinden yüzde ancak bir letafetini gösterdik. Kur'an'ın gösterdiği yolda olmazsa, yüzden bir mazarratına işaret ettik. Şimdi şu mahbubların dâr-ı bekada, âlem-i âhirette, Kur'an-ı Hakîmin âyât-ı beyyinatiyle işaret ettiği neticeleri işitmek ve anlamak istersen; işte o çeşit meşrû muhabbetlerin dâr-ı âhiretteki neticelerini, bir «Mukaddime» ve «Dokuz İşaret» le yüzden bir faidesini icmâlen göstereceğiz. sh:» (G: 135)[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Gençlik Rehberi
Gençlik rehberi 18- (Otuzikinci Sözün Üçüncü Mevkıfından)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst