Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Tesettür Başörtüsü
Erkek Ve Kadının Selamlaşması
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Turab3" data-source="post: 194421" data-attributes="member: 1005848"><p><span style="color: #ff6600"><strong> Erkeğin ve Kadının Birbiriyle Musafahası</strong></span></p><p><span style="color: #ff6600"><strong></strong> </span><strong><em>1) Musafaha terimi ve kapsamı:</em></strong></p><p> Musafaha sözlükte; el sıkışmak ve tokalaşmak demektir. İslamî musafaha; iki kişinin karşılaşması halinde, selamlaşmadan sonra daha çok iki el kullanılarak yapılan el sıkışmayı ifade eder. Kimi zaman el öpme, alından öpme veya kalbler karşı karşıya gelecek şekilde sarılma da musafaha kapsamına girer.</p><p> Erkek ve kadınların kendi cinsleriyle karşılaştıklarında selam vermelerinin ve bundan sonra musafaha yapmalarının sünnet olduğu konusunda görüş birliği vardır. Verilen selamın alınması ise vacip hükmündedir.</p><p> Hz. Peygamber'in musafahayı teşvik eden çeşitli hadisleri ve uygulamaları vardır. Onun her karşılaşmada musafaha yaptığı, <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(A. b. Hanbel, V, 163,168.) </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">musafahayı iki eliyle yaptığı </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(Buharî, isti'zan, 28.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> ve elini muhatabından önce çekmediği </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(İbn Mace, Edeb, 21.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> rivayet edilmiştir. Diğer yandan musafahanın, selamlaşmanın tamamlayıcısı olduğu bildirilmiştir. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(Tirmizî, İsti'zan, 31; A. b. Hanbel, V, 260; bk. en-Nisa, 4/86.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Başka bir hadiste şöyle buyurulur:<em> "İki müslüman karşılaşınca musafaha yaparlarsa, günahları mağfiret olunur"</em>, başka bir rivayette; <em>"elleri arasından günahları dökülür, gider"</em> ilavesi vardır. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(bk. Ebu Davud, Edeb, 142; Tirmizî, İsti'zan, 31; İbn Mace, Edeb, 15; A. b. Hanbel, IV, 289, 303; ilave için bk. Malik, Muvatta; Hüsn'ül Huluk, 16.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Musafaha kapsamına, kendileriyle evlenilmesi ebedî olarak haram olan yakın hısımlar da girer. Bu yüzden bir kadın kendi hemcinsleriyle musafaha yaptığı gibi; oğul, torun, baba, dede, erkek kardeş, yeğen, amca, dayı, büyük amca, büyük dayı, kayın peder, üvey oğul, süt oğul veya süt baba gibi nesep ya da süt hısımları ile musafaha, el öpme veya el öptürme yapabilir. Ancak fitne korkusu olunca, kadın bu hısımlardan kimilerine karşı da mesafeli durmalıdır. Üvey oğul, veya süt hısımları ile genç üvey anne bu kapsama girebilir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Diğer yandan fitne korkusu bulunmayınca kimi yaşlı kadınların eli öpülebileceği gibi, yine küçük kız çocuklarına da el öptürülebilir. Nitekim Hz. Ebü Bekr'in yaşlı hanımlarla musafaha yaptığı ve Abdullah b. Zübeyr (r.a.)'ın hastalığı sırasında kendisine hizmet etmek üzere yaşlı bir kadını hizmetçi tuttuğu nakledilmiştir. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(el-Mevsılî; el-ihtiyar, IV, 155 vd.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Yaşlı kadınların süslerini göstermemek şartıyla üst giysilerden bazısını çıkarabileceklerini bildiren ayet </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(bk. en-Nur, 24/31)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> onlarla musafahanın cevazına delil olarak getirilmiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Evin hanımına cinsel ilgi duymayan hizmetçi, aşçı ve benzerleri ile, kadınların gizli kadınlık hallerinden anlamayan çocuklarda yaşlı kadın gibi sayılır. Bu yüzden onlarla da musafaha yapılmasında bir sakınca görülmez.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Yukarıdaki özel durumlar dışında kalan genç bir erkekle yabancı bir kadının toka ve musafaha yapmasına gelince; konunun kitap ve sünnet açısından iyi araştırılması gerekir. Müctehitlerin büyük çoğunluğuna göre, örtünme ayetindeki "süs yerlerinden açıkta kalan kısımlar örtünme kapsamı dışındadır" </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(en-Nür, 24/31.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> anlamına gelen istisna, "el ve yüz"ü ifade eder. Şehvetsiz olarak bakılması caiz olan ellere yabancı erkeğin dokunması, başka bir deyimle toka ve musafahanın yasak oluşunun delili nedir?</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Bu konuda en sağlam delil, "kötülüğe giden yolu kapama (seddü'z-zera)" prensibidir. Ancak fitne ve şehvet korkusundan güvende olunca yasak hükmü devam eder mi? Nitekim yaşlı kadınlarla, küçük kız çocuklarının el öpme konusunda, bu nedenle istisna edildiklerini yukarıda belirtmiştik.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> <em><strong>2) Yabancı kadınla musafahanın aleyhindeki deliller:</strong></em></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Yabancı bir erkekle kadının musafaha, ya da toka yapmasını caiz görmeyenlerin dayandığı deliller şunlardır:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> <em><strong> a) Hz. Peygamber'in biat sırasında kadınlarla musafaha yapmaması:</strong></em></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Kadınlardan biat almanın esaslarını belirleyen ayet </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(el-Mumtehîne, 60/12.) i</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">nince, Allah'ın Rasülü Medine'de hanımları toplamış ve onlardan biat istemişti. Hz. Aişe bu biatin yapılış şeklini şöyle anlatır: "Mü'min kadınlardan ayetteki şartları kabul edene, Hz. Peygamber sözlü olarak "seninle biat yaptım" diyordu. Allah'a yemin olsun ki, biat sırasında onun eli hiç bir kadının eline değmemiştir." </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(bk. Buharî Ahkam 49, Şurut, 1, Tefsîru Süre 65/2, Talak, 20; Müslim, İmare, 88, 89; Ebü Davud, imare, 9; Tirmizî, Tefsiru sure 60/2; İbn Mace, Cihad, 43; A. b. Hanbel, VI, 114, 154,270.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Diğer yandan Hz. Peygamber'in bir kumaş üzerine elini koyduğu, kadınların da aynı kumaşa ellerini koyarak biat ettikleri ve Allah elçisinin "Ben kadınlarla musafaha yapmam "dediği nakledilmiştir. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(Nesaî, Bîa, 18; İbn Mace, Cihad, 43; Malik, Muvatta', Bîa, 2; A. b. Hanbel, II, 213, VI, 357,454,459.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> İbn İshak, Hz. Peygamber'in kadınlarla biatının, elini bir su kabına sokması, kadınların da aynı kaba ellerini sokmaları suretiyle yapıldığını nakletmiştir. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(bk. İbn İshak, Megâzi.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> <strong><em> b) Musafahanın başa şiş batırmaktan daha tehlikeli olduğunu bildiren rivayet ve eleştirisi:</em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Günümüzde yazılan kimi eserlerde kadınlarla musafahanın aleyhinde zikredilen başka bir delil de, Taberanî ve Beyhakî'nin naklettiği şu hadistir: <em>"Sizden birinizin başına demirden bir şişin batırılması kendisine helal olmayan bir kadının dokunmasından (mess) daha hayırlıdır."</em> </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(et-Taberanî ve el-Beyhakî'den naklen.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Bu hadis çeşitli bakımlardan tenkide uğramıştır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">a) Ünlü hadisçiler bunun sıhhatini açıklamamış ve bu hadisi kitaplarına almamışlardır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">b) İlk dönem müctehitlerden hiçbirisi bu hadisi kadınlarla musafahanın haramlığı konusunda delil olarak zikretmemiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">c) el-Münzirî ve el-Heysemî'nin "hadisin ravileri sikadır veya sağlamdır" sözleri bu hadisin sıhhati için yeterli değildir. Çünkü senette kopukluk veya gizli bir illet ihtimali vardır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">d) Hanefîlere ve kimi Malikî fakihlere göre, bir şeyin haramlığı ancak kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan kesin bir delille sabit olur. Kesin deliller ise ayet, mütevatir veya meşhur hadisten ibarettir. Sübutunda şüphe olan delille ise ancak "mekruh" hükmü sabit olur. Sahîh ahad (tek ravili) hadisler bu niteliktedir. Sıhhatında şüphe olan hadislerin ifade ettiği hüküm ise daha zayıf olur. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(bk, Zekiyüddin Şaban, Usulü'l-Fıkh, terc. İbrahim Kafi Dönmez, Ankara 1990, s: 66 vd.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Diğer yandan bu hadiste doğrudan musafahadan söz edilmemiş "mess" sözcüğü kullanılmıştır. Mess veya bunun eş anlamlısı olan "lems" kelimesi musafaha anlamına gelebileceği gibi kinayeli bir sözcük olarak şehvetle okşama, öpme, sarılma veya cinsel ilişkide bulunma anlamlarını da kapsar. Nitekim bazı ayetlerde mess veya lems "cinsel ilişki" anlamında kullanılmıştır. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(bk. en-Nisa, 4/43; Al-i İmran, 3/47; el-Bakara, 2/237.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Hadislerde ise bu terim cinsel ilişki yanında şehvetle öpme, sarılma gibi anlamları da ifade eder. Elin zinasının yabancı kadına dokunma olduğunu </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(A.b. Hanbel, II, 349.)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> ve Hz. Peygamber'in eşlerine cinsel temas dışında dokunduğunu </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(Ebü Davud, Nikah, 38; bk. Buharî, GasI, 24, Nikah, 3,102; Tirmizî, Tahare, 106, Müslim, Hayz, 28; Nesai, Nikah, 1)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> bildiren hadisleri örnek verebiliriz.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Bu duruma göre hadislerdeki mess sözcüğü genel olarak kadına "şehvetle dokunma" anlamına gelmektedir. Bu yüzden Malikîlere ve Hanbeli mezhebinin açık görüşüne göre, kadına dokunmanın abdesti bozması, dokunmanın şehvetle olmasına (lems) bağlıdır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> <strong><em>3) Yabancı kadınla musafahanın lehinde olan deliller:</em></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Ashab-ı kiramdan Ümmü Atıyye (r.anha) şöyle der: "Hz. Peygamber Medine'ye gelince Ensar kadınlarını bir evde topladı ve sonra onlara Ömer'i gönderdi. Ömer kapının yanında durup selam verdi, kadınlar onun selamını aldılar. Sonra Rasülullah'ın bir elçisi olarak geldiğini söyledi. Kadınlar; Rasülullah'a ve onun elçisine merhaba, dediler. Sonra kadınlarla biati bildiren ayeti </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(el-Mümtehine, 60/12) </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">okudu ve biat istedi. Kadınlar "evet" dedi. Biz ellerimizi evin içinden uzattık, Ömer ise evin dışından uzattı. Sonra "Allahım şahid ol" dedi. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(A.b. Hanbel, V, 85, VI, 409)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Yine Ümmü Atıyye başka bir rivayette; bu biati bizzat Hz. Peygamberin aldığını, bu arada onun "ölü arkasından ağlayıcı tutmayı" yasaklaması üzerine bir kadının elini geri çekerek, kendisine üzüntülü gününde ferahlık veren bir kadına ücretini vermek üzere Hz. Peygamberden izin istediğini, onun susması üzerine de gittiğini ve dönüşünde biat ettiğini belirtmiştir. </span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px">(Buhari, Tefsiru, Sure, 60/3)</span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Yukarıdaki Ümmü Atıyye hadislerinde, Hz. Peygamber'in veya Ömer (r.a.)'in kadınlarla musafaha yaptıkları açıkça ifade edilmemiştir. İlk rivayette ellerin sembolik olarak veya perde arkasından uzatılması mümkün olduğu gibi, ikinci rivayette; daha önce tuttuğu ağlayıcı bir kadına ücretini vermek üzere bir kadının elini geri çekmesi, yani biati geciktirmesi söz konusu olmuştur.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> Sonuç olarak ayet veya hadislerde yabancı kadınla musafaha açık olarak yasaklanmamakla birlikte, Hz. Peygamber'in hiç bir yabancı kadınla musafaha yapmadığı dikkate alınarak, imanlı erkek ve kadınlar musafaha veya el öpmeyi, yalnız mahrem hısımlarla sınırlı tutmayı şiar edinmelidir. Kötülüğe giden yolu kapama ve ihtiyatlı davranma prensibi bunu gerektirir.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Turab3, post: 194421, member: 1005848"] [COLOR=#ff6600][B] Erkeğin ve Kadının Birbiriyle Musafahası [/B] [/COLOR][B][I]1) Musafaha terimi ve kapsamı:[/I][/B] Musafaha sözlükte; el sıkışmak ve tokalaşmak demektir. İslamî musafaha; iki kişinin karşılaşması halinde, selamlaşmadan sonra daha çok iki el kullanılarak yapılan el sıkışmayı ifade eder. Kimi zaman el öpme, alından öpme veya kalbler karşı karşıya gelecek şekilde sarılma da musafaha kapsamına girer. Erkek ve kadınların kendi cinsleriyle karşılaştıklarında selam vermelerinin ve bundan sonra musafaha yapmalarının sünnet olduğu konusunda görüş birliği vardır. Verilen selamın alınması ise vacip hükmündedir. Hz. Peygamber'in musafahayı teşvik eden çeşitli hadisleri ve uygulamaları vardır. Onun her karşılaşmada musafaha yaptığı, [FONT=Verdana][SIZE=1](A. b. Hanbel, V, 163,168.) [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]musafahayı iki eliyle yaptığı [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](Buharî, isti'zan, 28.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] ve elini muhatabından önce çekmediği [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](İbn Mace, Edeb, 21.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] rivayet edilmiştir. Diğer yandan musafahanın, selamlaşmanın tamamlayıcısı olduğu bildirilmiştir. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](Tirmizî, İsti'zan, 31; A. b. Hanbel, V, 260; bk. en-Nisa, 4/86.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Başka bir hadiste şöyle buyurulur:[I] "İki müslüman karşılaşınca musafaha yaparlarsa, günahları mağfiret olunur"[/I], başka bir rivayette; [I]"elleri arasından günahları dökülür, gider"[/I] ilavesi vardır. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](bk. Ebu Davud, Edeb, 142; Tirmizî, İsti'zan, 31; İbn Mace, Edeb, 15; A. b. Hanbel, IV, 289, 303; ilave için bk. Malik, Muvatta; Hüsn'ül Huluk, 16.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Musafaha kapsamına, kendileriyle evlenilmesi ebedî olarak haram olan yakın hısımlar da girer. Bu yüzden bir kadın kendi hemcinsleriyle musafaha yaptığı gibi; oğul, torun, baba, dede, erkek kardeş, yeğen, amca, dayı, büyük amca, büyük dayı, kayın peder, üvey oğul, süt oğul veya süt baba gibi nesep ya da süt hısımları ile musafaha, el öpme veya el öptürme yapabilir. Ancak fitne korkusu olunca, kadın bu hısımlardan kimilerine karşı da mesafeli durmalıdır. Üvey oğul, veya süt hısımları ile genç üvey anne bu kapsama girebilir. Diğer yandan fitne korkusu bulunmayınca kimi yaşlı kadınların eli öpülebileceği gibi, yine küçük kız çocuklarına da el öptürülebilir. Nitekim Hz. Ebü Bekr'in yaşlı hanımlarla musafaha yaptığı ve Abdullah b. Zübeyr (r.a.)'ın hastalığı sırasında kendisine hizmet etmek üzere yaşlı bir kadını hizmetçi tuttuğu nakledilmiştir. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](el-Mevsılî; el-ihtiyar, IV, 155 vd.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Yaşlı kadınların süslerini göstermemek şartıyla üst giysilerden bazısını çıkarabileceklerini bildiren ayet [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](bk. en-Nur, 24/31)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] onlarla musafahanın cevazına delil olarak getirilmiştir. Evin hanımına cinsel ilgi duymayan hizmetçi, aşçı ve benzerleri ile, kadınların gizli kadınlık hallerinden anlamayan çocuklarda yaşlı kadın gibi sayılır. Bu yüzden onlarla da musafaha yapılmasında bir sakınca görülmez. Yukarıdaki özel durumlar dışında kalan genç bir erkekle yabancı bir kadının toka ve musafaha yapmasına gelince; konunun kitap ve sünnet açısından iyi araştırılması gerekir. Müctehitlerin büyük çoğunluğuna göre, örtünme ayetindeki "süs yerlerinden açıkta kalan kısımlar örtünme kapsamı dışındadır" [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](en-Nür, 24/31.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] anlamına gelen istisna, "el ve yüz"ü ifade eder. Şehvetsiz olarak bakılması caiz olan ellere yabancı erkeğin dokunması, başka bir deyimle toka ve musafahanın yasak oluşunun delili nedir? Bu konuda en sağlam delil, "kötülüğe giden yolu kapama (seddü'z-zera)" prensibidir. Ancak fitne ve şehvet korkusundan güvende olunca yasak hükmü devam eder mi? Nitekim yaşlı kadınlarla, küçük kız çocuklarının el öpme konusunda, bu nedenle istisna edildiklerini yukarıda belirtmiştik. [I][B]2) Yabancı kadınla musafahanın aleyhindeki deliller:[/B][/I] Yabancı bir erkekle kadının musafaha, ya da toka yapmasını caiz görmeyenlerin dayandığı deliller şunlardır: [I][B] a) Hz. Peygamber'in biat sırasında kadınlarla musafaha yapmaması:[/B][/I] Kadınlardan biat almanın esaslarını belirleyen ayet [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](el-Mumtehîne, 60/12.) i[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]nince, Allah'ın Rasülü Medine'de hanımları toplamış ve onlardan biat istemişti. Hz. Aişe bu biatin yapılış şeklini şöyle anlatır: "Mü'min kadınlardan ayetteki şartları kabul edene, Hz. Peygamber sözlü olarak "seninle biat yaptım" diyordu. Allah'a yemin olsun ki, biat sırasında onun eli hiç bir kadının eline değmemiştir." [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](bk. Buharî Ahkam 49, Şurut, 1, Tefsîru Süre 65/2, Talak, 20; Müslim, İmare, 88, 89; Ebü Davud, imare, 9; Tirmizî, Tefsiru sure 60/2; İbn Mace, Cihad, 43; A. b. Hanbel, VI, 114, 154,270.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Diğer yandan Hz. Peygamber'in bir kumaş üzerine elini koyduğu, kadınların da aynı kumaşa ellerini koyarak biat ettikleri ve Allah elçisinin "Ben kadınlarla musafaha yapmam "dediği nakledilmiştir. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](Nesaî, Bîa, 18; İbn Mace, Cihad, 43; Malik, Muvatta', Bîa, 2; A. b. Hanbel, II, 213, VI, 357,454,459.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] İbn İshak, Hz. Peygamber'in kadınlarla biatının, elini bir su kabına sokması, kadınların da aynı kaba ellerini sokmaları suretiyle yapıldığını nakletmiştir. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](bk. İbn İshak, Megâzi.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] [B][I] b) Musafahanın başa şiş batırmaktan daha tehlikeli olduğunu bildiren rivayet ve eleştirisi:[/I][/B] Günümüzde yazılan kimi eserlerde kadınlarla musafahanın aleyhinde zikredilen başka bir delil de, Taberanî ve Beyhakî'nin naklettiği şu hadistir: [I]"Sizden birinizin başına demirden bir şişin batırılması kendisine helal olmayan bir kadının dokunmasından (mess) daha hayırlıdır."[/I] [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](et-Taberanî ve el-Beyhakî'den naklen.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Bu hadis çeşitli bakımlardan tenkide uğramıştır. a) Ünlü hadisçiler bunun sıhhatini açıklamamış ve bu hadisi kitaplarına almamışlardır. b) İlk dönem müctehitlerden hiçbirisi bu hadisi kadınlarla musafahanın haramlığı konusunda delil olarak zikretmemiştir. c) el-Münzirî ve el-Heysemî'nin "hadisin ravileri sikadır veya sağlamdır" sözleri bu hadisin sıhhati için yeterli değildir. Çünkü senette kopukluk veya gizli bir illet ihtimali vardır. d) Hanefîlere ve kimi Malikî fakihlere göre, bir şeyin haramlığı ancak kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan kesin bir delille sabit olur. Kesin deliller ise ayet, mütevatir veya meşhur hadisten ibarettir. Sübutunda şüphe olan delille ise ancak "mekruh" hükmü sabit olur. Sahîh ahad (tek ravili) hadisler bu niteliktedir. Sıhhatında şüphe olan hadislerin ifade ettiği hüküm ise daha zayıf olur. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](bk, Zekiyüddin Şaban, Usulü'l-Fıkh, terc. İbrahim Kafi Dönmez, Ankara 1990, s: 66 vd.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Diğer yandan bu hadiste doğrudan musafahadan söz edilmemiş "mess" sözcüğü kullanılmıştır. Mess veya bunun eş anlamlısı olan "lems" kelimesi musafaha anlamına gelebileceği gibi kinayeli bir sözcük olarak şehvetle okşama, öpme, sarılma veya cinsel ilişkide bulunma anlamlarını da kapsar. Nitekim bazı ayetlerde mess veya lems "cinsel ilişki" anlamında kullanılmıştır. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](bk. en-Nisa, 4/43; Al-i İmran, 3/47; el-Bakara, 2/237.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Hadislerde ise bu terim cinsel ilişki yanında şehvetle öpme, sarılma gibi anlamları da ifade eder. Elin zinasının yabancı kadına dokunma olduğunu [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](A.b. Hanbel, II, 349.)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] ve Hz. Peygamber'in eşlerine cinsel temas dışında dokunduğunu [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](Ebü Davud, Nikah, 38; bk. Buharî, GasI, 24, Nikah, 3,102; Tirmizî, Tahare, 106, Müslim, Hayz, 28; Nesai, Nikah, 1)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] bildiren hadisleri örnek verebiliriz. Bu duruma göre hadislerdeki mess sözcüğü genel olarak kadına "şehvetle dokunma" anlamına gelmektedir. Bu yüzden Malikîlere ve Hanbeli mezhebinin açık görüşüne göre, kadına dokunmanın abdesti bozması, dokunmanın şehvetle olmasına (lems) bağlıdır. [B][I]3) Yabancı kadınla musafahanın lehinde olan deliller:[/I][/B] Ashab-ı kiramdan Ümmü Atıyye (r.anha) şöyle der: "Hz. Peygamber Medine'ye gelince Ensar kadınlarını bir evde topladı ve sonra onlara Ömer'i gönderdi. Ömer kapının yanında durup selam verdi, kadınlar onun selamını aldılar. Sonra Rasülullah'ın bir elçisi olarak geldiğini söyledi. Kadınlar; Rasülullah'a ve onun elçisine merhaba, dediler. Sonra kadınlarla biati bildiren ayeti [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](el-Mümtehine, 60/12) [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2]okudu ve biat istedi. Kadınlar "evet" dedi. Biz ellerimizi evin içinden uzattık, Ömer ise evin dışından uzattı. Sonra "Allahım şahid ol" dedi. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](A.b. Hanbel, V, 85, VI, 409)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Yine Ümmü Atıyye başka bir rivayette; bu biati bizzat Hz. Peygamberin aldığını, bu arada onun "ölü arkasından ağlayıcı tutmayı" yasaklaması üzerine bir kadının elini geri çekerek, kendisine üzüntülü gününde ferahlık veren bir kadına ücretini vermek üzere Hz. Peygamberden izin istediğini, onun susması üzerine de gittiğini ve dönüşünde biat ettiğini belirtmiştir. [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=1](Buhari, Tefsiru, Sure, 60/3)[/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][SIZE=2] Yukarıdaki Ümmü Atıyye hadislerinde, Hz. Peygamber'in veya Ömer (r.a.)'in kadınlarla musafaha yaptıkları açıkça ifade edilmemiştir. İlk rivayette ellerin sembolik olarak veya perde arkasından uzatılması mümkün olduğu gibi, ikinci rivayette; daha önce tuttuğu ağlayıcı bir kadına ücretini vermek üzere bir kadının elini geri çekmesi, yani biati geciktirmesi söz konusu olmuştur. Sonuç olarak ayet veya hadislerde yabancı kadınla musafaha açık olarak yasaklanmamakla birlikte, Hz. Peygamber'in hiç bir yabancı kadınla musafaha yapmadığı dikkate alınarak, imanlı erkek ve kadınlar musafaha veya el öpmeyi, yalnız mahrem hısımlarla sınırlı tutmayı şiar edinmelidir. Kötülüğe giden yolu kapama ve ihtiyatlı davranma prensibi bunu gerektirir.[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Tesettür Başörtüsü
Erkek Ve Kadının Selamlaşması
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst