Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
En Büyük Sosyoloji Kitabı Kur'an
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NuruAhsen" data-source="post: 22205" data-attributes="member: 857"><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>Dr. Bekaroğlu: En büyük sosyoloji kitabı Kur'an</strong></span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">İlahiyatçı Dr. Ahmet Bekaroğlu, Kur’an ve Hz. Muhammed’in toplumbilimine getirdiği yeniliklere dikkat çekerek, " en büyük sosyoloji kitabının Kur'an-ı Kerim, en büyük sosyolog da Hz. Muhammed" yargısını savundu. </span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><img src="http://haber.nur.tc/resimler/haberler/17343.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">ilahiyat içerikli yazılar yazan Dr. Ahmet Bekaroğlu, en büyük sosyoloji kitabının Kur'an-ı Kerim, en büyük sosyolog da Hz. Muhammed olduğunu belirterek, konuyla ilgili bir okul hatırasını anlattı ve daha sonra bu saptamanın doğruluğunu izah etti.</span></span></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">1990'lı yıllarda, Marmara İlahiyatta yüksek </span></span><a href="http://www.delinetciler.net/forum/autolink.php?id=11&script=showthread&forumid=496" target="_blank"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">lisans</span></span></a><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"> yaptığı dönemde Din Psikolojisi dersinde bir sosyoloji hocasını misafir ettiklerini belirten Bekaroğlu,</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">"Hocamız bize; <em>“En büyük sosyoloji kitabı hangisidir?”</em> diye bir soru yöneltmişti. Biz de sanırım her şeyi batıda arama hastalığı ve aşağılık kompleksinden olacak hemen; <em>‘Sosyolojinin kurucusu olan Auguste Comte ve onun tezleri’ </em>olduğunu söylemiştik. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Hocalarımız <em>‘Kısmen doğru ama cevap yeterli değil’</em> demişlerdi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Bunun üzerine biz de; “<em>İbni-i Haldun, Herbert Spencer, Emile Durkheim, Erol Güngör, Cemil Meriç, Karl Marx, Ziya Gökalp, Şerif Mardin, Max Weber, Hilmi Ziya Ülken, Ahmet Cevdet Paşa vb. isimler’</em> diyerek meşhur olan bu sosyologları saymıştık. –Gerçi bu isimler sosyoloji biliminde insanlığın hizmetine önemli bilgiler sunmuşlardı-. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Hocalarımız bu sefer bize tebessümle şöyle demişlerdi: <em>“Tamam. Onların da çok hizmeti var. Ama; En büyük sosyoloji kitabı Kur’an-ı Kerim ve en büyük sosyolog da Hz. Muhammed’dir" </em>" </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Yıllar boyu bu hatırayı unutmadığını belirten Bekaroğlu, "Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in gerçekten insanlığa getirdiği mutluluk ilkeleri üzerinde ilke olamazdı. Bu; elbette ki Auguste Comte ile 19. yüzyılda başlayan sosyoloji bilimini inkar anlamına gelmezdi" diyerek, yapılan saptamanın doğrulunu şu şekilde izah etti: </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Sosyoloji biliminde amaç şöyle anlatılmaktadır: “<em>Toplumbilimi anlamındaki sosyolojinin amacı olarak toplum bilimciler; sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler”.</em></span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Yukarıda alıntı ile verdiğimiz tırnak içerisindeki söylemlerin hiç birisi İslam İlahiyat Öğretisi ile çelişmediğini peşinen söyleyelim. Burada, “<em>Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler”</em> cümlesi üzerinde önemle durduğumuzda şunu rahatlıkla görmeli ve iddialı bir şekilde söylemeliyiz: Toplumları bir arada tutan ve dağılmalarını, kargaşaya girmelerini önleyen eylemlerin bundan on beş asır önceden Kur’anda ve Hz. Peygamber’in uygulamasında da yer almış, Yüce Yaratıcı Kur’an’da, Hz. Peygamber de söylemleri ile bunun üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durumu anlamak için; aslında </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Kur’an-ı Kerimi baştan sona tilavet etmeye ve Hz. Peygamber’in hayatının tamamını okumaya gerek kalmadan sadece Ramazan ayındaki toplumsal faaliyetleri iyice inceleyerek anlamak yeterlidir. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><em>‘Öyleyse bu eylemler nelerdir?’</em> diye sorulabilir. Hemen verelim. Ramazanda oruç tutamayan ve maddi durumu iyi olan kişilerin fakirlere her gün için ödedikleri <em>fidye;</em> fakirin maddi hayatına katkıdır. Ailede yaşayan her fert için, yeni bir yılı daha yaşamanın şükrü anlamında verilen birer tane <em>Fıtır sadakası</em>, halk arasındaki söylemle <em>fitre </em>de yine fakirlerin lehine ödenen bir meblağdır. Burada Zekat’tan da bahsetmek gerekir. Artma, çoğalma, temizleme anlamında olan zekat; borçlarını çıktıktan, ailesinin geçimini sağladıktan sonra – <em>teknik ifade ile; asli ihtiyaçlarından sonra-</em> kişinin kenarda kullanmadığı para, döviz altını vb. varsa ve bu nisab miktarına ulaşmış yani o günkü kura göre 80 gr. altın değerini aşıyorsa bu kişiler zengindir ve bu birikimden 1/40 oranında fakirlere yardım etmeleri gerekir . Bu işte zekatın kendisidir. </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Gerçi zekat; mal kazanıldığında; senenin hangi günü ise gelecek yıl o zamanda verilir. Ancak; halkımız zekat ibadetini de oruç gibi ramazan ayında ifa edilmesi gerektiğini sanarak bu ayda daha çok verir. Konuyu dağıtmadan şunu belirteyim. Burada amaç; zekat ibadetini detaylı olarak açıklamak değildir. Bu durum; bırakınız bir fıkıh kitabını sıradan bir ilmihal kitabından bile öğrenilebilir. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><em>‘Laf aramızda’</em> misali konuşursak; bir gerçeği inkar edemeyiz. O da şudur: </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Ülkemizin ekonomik sıkıntı, gelir dağılımındaki adaletsizlikler vb. sebepler ile fakirlerle zenginler arasında açılan uçurumu kimsenin inkar edemeyeceğidir. İşte bu yazıda asıl amaç; Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ülkede sosyal çalkantıların olmaması, toplumsal gurupların bir arada bulunması ve dağılmamasının etkenlerini görmek gerektiğine vurgulama yapmaktır. </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><em>“Kazanma becerisi olan zenginlerin mallarında, fakirlerin hakları vardır” </em>(Zariyat, 19) <em>-zekat ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerimde altmışın üzerinde ayet var-</em> ayeti ile Hz. Peygamber’in, <em>“Mü’min kendisi için istediğini başkaları için de istemedikçe; imanda olgunluğa eremez, Zekatı verilmeyen mal; kıyamet gününde zehirli bir yılan gibi mal sahibinin boynuna dolanacaktır, müslüman; eli ve dili ile başkalarına zarar vermeyendir, veren el; alan elden daha hayırlıdır, İnsanların en iyisi başkalarına faydalı olanıdır”</em> buyrukları bu etkenlerdendir. <em>–Bu konuda da çok hadis bulunmaktadır-</em> Kur’an-ı Kerimde; Tevbe Suresinin 60. ayetinde zekat ve sadakaların verileceği yedi sınıftan birisinin; <em>“Müellefe-i Kulüb”</em> olması da manidardır. </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Klasik kaynaklarda hep, <em>‘Kalpleri İslam’a kazandırılmak istenen gayr-i müslimler’ </em>diye bu kavramın tercüme edilmesi bence yeterli değildir. Bu; aynı zamanda bir toplumda yaşayan, toplumun bireyi olarak kendini gören, orada bozgunculu yapmayan fakir müslüman olmayan kimse demektir ki zekat; onlara da verilebilir. <em>‘Ayet nesh edilmiştir, artık bu guruba zekat verilmez’</em> demek de; son derece yanlış ve Kur’an’a hakarettir. Konu su-i istimal edilmiş olmalı ki; Hz. Ömer bunlara zekat verilmesini kendi döneminde bir süre yasaklamıştır. Ancak ayet yürürlüktedir ve bunlar da zekat kapsamındadır. </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Çünkü; bir ayeti Kur’an’a koyan Allah’tır ve oradan çıkarma yetkisini de kimseye vermemiştir. Şu denebilir: Önce fakir müslümanları bitirelim, sonra diğerlerine sıra gelsin. Buna sadece; ‘<em>amenna ve saddekna</em>’ denir. Hz. Peygamber’in, <em>“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir”</em> buyruğunu önemseyen müslümanlar, fakirleri asla ihmal etmemişlerdir. Kaldı ki Hz. Peygamber bu hadisi; fakir olan gayr-i müslim komşusunun haline acıması üzerine söylemiştir.</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">İşte bu Kur’an’i ve peygamberi buyrukları önemseyen müslümanların eylemleri, her ne kadar gelir dağılımında ve değişik alanlarda ihmal ve yanlışlar olsa da; toplumsal kaynaşmayı sağlamlaştırmakta ve toplumsal gurupların dağılmalarını engellemektedir. </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Burada yanlış bir anlamaya sebebiyet vermemek için şunu tekrar etmekte fayda görüyorum. Auguste Comte ile başlayan ya da kurulan Sosyoloji Biliminin insanlığın refah ve mutluluğuna getirdiği katkıyı asla inkar etmiyorum. Bunu kabul etmenin yanında şunu vurgulamak istiyorum. Toplumbilimi alanında kaynağı; daha derinliklere indirerek, on beş asır önce Hz. Muhammed’in Kur’anda getirdiği ilkelerde de aynı hususların yer aldığını vurgulamak istiyorum. Yoksa kimse anasının karnında bu bilgilerini öğrenmemiş, tam aksine; mutlaka ilahi öğretiden yararlanmıştır (Bakara, 31; İsra, 15). </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred">Aslında Hz. Ademden itibaren ilahi dinde bunlar yer almış ve insanlığa sunulmuştur. Çünkü; Yüce Yaratıcının din, peygamber ve kitap göndermesindeki amaç; insanın önce dünyada, sonra da ahirette mutlu olmasıdır. Öyleyse; Kur’an ve Hz. Muhammed’i toplumbilimine getirdikleri yenilikler konusunda görmemezlikten gelemeyiz.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NuruAhsen, post: 22205, member: 857"] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3][B]Dr. Bekaroğlu: En büyük sosyoloji kitabı Kur'an[/B][/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]İlahiyatçı Dr. Ahmet Bekaroğlu, Kur’an ve Hz. Muhammed’in toplumbilimine getirdiği yeniliklere dikkat çekerek, " en büyük sosyoloji kitabının Kur'an-ı Kerim, en büyük sosyolog da Hz. Muhammed" yargısını savundu. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3][IMG]http://haber.nur.tc/resimler/haberler/17343.jpg[/IMG] [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]ilahiyat içerikli yazılar yazan Dr. Ahmet Bekaroğlu, en büyük sosyoloji kitabının Kur'an-ı Kerim, en büyük sosyolog da Hz. Muhammed olduğunu belirterek, konuyla ilgili bir okul hatırasını anlattı ve daha sonra bu saptamanın doğruluğunu izah etti.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]1990'lı yıllarda, Marmara İlahiyatta yüksek [/COLOR][/FONT][URL="http://www.delinetciler.net/forum/autolink.php?id=11&script=showthread&forumid=496"][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]lisans[/COLOR][/FONT][/URL][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred] yaptığı dönemde Din Psikolojisi dersinde bir sosyoloji hocasını misafir ettiklerini belirten Bekaroğlu,[/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]"Hocamız bize; [I]“En büyük sosyoloji kitabı hangisidir?”[/I] diye bir soru yöneltmişti. Biz de sanırım her şeyi batıda arama hastalığı ve aşağılık kompleksinden olacak hemen; [I]‘Sosyolojinin kurucusu olan Auguste Comte ve onun tezleri’ [/I]olduğunu söylemiştik. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Hocalarımız [I]‘Kısmen doğru ama cevap yeterli değil’[/I] demişlerdi.[/SIZE][/COLOR][/FONT][/LEFT] [LEFT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Bunun üzerine biz de; “[I]İbni-i Haldun, Herbert Spencer, Emile Durkheim, Erol Güngör, Cemil Meriç, Karl Marx, Ziya Gökalp, Şerif Mardin, Max Weber, Hilmi Ziya Ülken, Ahmet Cevdet Paşa vb. isimler’[/I] diyerek meşhur olan bu sosyologları saymıştık. –Gerçi bu isimler sosyoloji biliminde insanlığın hizmetine önemli bilgiler sunmuşlardı-. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Hocalarımız bu sefer bize tebessümle şöyle demişlerdi: [I]“Tamam. Onların da çok hizmeti var. Ama; En büyük sosyoloji kitabı Kur’an-ı Kerim ve en büyük sosyolog da Hz. Muhammed’dir" [/I]" [/SIZE][/COLOR][/FONT][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Yıllar boyu bu hatırayı unutmadığını belirten Bekaroğlu, "Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in gerçekten insanlığa getirdiği mutluluk ilkeleri üzerinde ilke olamazdı. Bu; elbette ki Auguste Comte ile 19. yüzyılda başlayan sosyoloji bilimini inkar anlamına gelmezdi" diyerek, yapılan saptamanın doğrulunu şu şekilde izah etti: [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Sosyoloji biliminde amaç şöyle anlatılmaktadır: “[I]Toplumbilimi anlamındaki sosyolojinin amacı olarak toplum bilimciler; sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler”.[/I][/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Yukarıda alıntı ile verdiğimiz tırnak içerisindeki söylemlerin hiç birisi İslam İlahiyat Öğretisi ile çelişmediğini peşinen söyleyelim. Burada, “[I]Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler”[/I] cümlesi üzerinde önemle durduğumuzda şunu rahatlıkla görmeli ve iddialı bir şekilde söylemeliyiz: Toplumları bir arada tutan ve dağılmalarını, kargaşaya girmelerini önleyen eylemlerin bundan on beş asır önceden Kur’anda ve Hz. Peygamber’in uygulamasında da yer almış, Yüce Yaratıcı Kur’an’da, Hz. Peygamber de söylemleri ile bunun üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durumu anlamak için; aslında [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Kur’an-ı Kerimi baştan sona tilavet etmeye ve Hz. Peygamber’in hayatının tamamını okumaya gerek kalmadan sadece Ramazan ayındaki toplumsal faaliyetleri iyice inceleyerek anlamak yeterlidir. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3][I]‘Öyleyse bu eylemler nelerdir?’[/I] diye sorulabilir. Hemen verelim. Ramazanda oruç tutamayan ve maddi durumu iyi olan kişilerin fakirlere her gün için ödedikleri [I]fidye;[/I] fakirin maddi hayatına katkıdır. Ailede yaşayan her fert için, yeni bir yılı daha yaşamanın şükrü anlamında verilen birer tane [I]Fıtır sadakası[/I], halk arasındaki söylemle [I]fitre [/I]de yine fakirlerin lehine ödenen bir meblağdır. Burada Zekat’tan da bahsetmek gerekir. Artma, çoğalma, temizleme anlamında olan zekat; borçlarını çıktıktan, ailesinin geçimini sağladıktan sonra – [I]teknik ifade ile; asli ihtiyaçlarından sonra-[/I] kişinin kenarda kullanmadığı para, döviz altını vb. varsa ve bu nisab miktarına ulaşmış yani o günkü kura göre 80 gr. altın değerini aşıyorsa bu kişiler zengindir ve bu birikimden 1/40 oranında fakirlere yardım etmeleri gerekir . Bu işte zekatın kendisidir. [/SIZE][/COLOR][/FONT][/LEFT] [LEFT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Gerçi zekat; mal kazanıldığında; senenin hangi günü ise gelecek yıl o zamanda verilir. Ancak; halkımız zekat ibadetini de oruç gibi ramazan ayında ifa edilmesi gerektiğini sanarak bu ayda daha çok verir. Konuyu dağıtmadan şunu belirteyim. Burada amaç; zekat ibadetini detaylı olarak açıklamak değildir. Bu durum; bırakınız bir fıkıh kitabını sıradan bir ilmihal kitabından bile öğrenilebilir. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3][I]‘Laf aramızda’[/I] misali konuşursak; bir gerçeği inkar edemeyiz. O da şudur: [/SIZE][/COLOR][/FONT][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Ülkemizin ekonomik sıkıntı, gelir dağılımındaki adaletsizlikler vb. sebepler ile fakirlerle zenginler arasında açılan uçurumu kimsenin inkar edemeyeceğidir. İşte bu yazıda asıl amaç; Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ülkede sosyal çalkantıların olmaması, toplumsal gurupların bir arada bulunması ve dağılmamasının etkenlerini görmek gerektiğine vurgulama yapmaktır. [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][I]“Kazanma becerisi olan zenginlerin mallarında, fakirlerin hakları vardır” [/I](Zariyat, 19) [I]-zekat ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerimde altmışın üzerinde ayet var-[/I] ayeti ile Hz. Peygamber’in, [I]“Mü’min kendisi için istediğini başkaları için de istemedikçe; imanda olgunluğa eremez, Zekatı verilmeyen mal; kıyamet gününde zehirli bir yılan gibi mal sahibinin boynuna dolanacaktır, müslüman; eli ve dili ile başkalarına zarar vermeyendir, veren el; alan elden daha hayırlıdır, İnsanların en iyisi başkalarına faydalı olanıdır”[/I] buyrukları bu etkenlerdendir. [I]–Bu konuda da çok hadis bulunmaktadır-[/I] Kur’an-ı Kerimde; Tevbe Suresinin 60. ayetinde zekat ve sadakaların verileceği yedi sınıftan birisinin; [I]“Müellefe-i Kulüb”[/I] olması da manidardır. [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Klasik kaynaklarda hep, [I]‘Kalpleri İslam’a kazandırılmak istenen gayr-i müslimler’ [/I]diye bu kavramın tercüme edilmesi bence yeterli değildir. Bu; aynı zamanda bir toplumda yaşayan, toplumun bireyi olarak kendini gören, orada bozgunculu yapmayan fakir müslüman olmayan kimse demektir ki zekat; onlara da verilebilir. [I]‘Ayet nesh edilmiştir, artık bu guruba zekat verilmez’[/I] demek de; son derece yanlış ve Kur’an’a hakarettir. Konu su-i istimal edilmiş olmalı ki; Hz. Ömer bunlara zekat verilmesini kendi döneminde bir süre yasaklamıştır. Ancak ayet yürürlüktedir ve bunlar da zekat kapsamındadır. [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Çünkü; bir ayeti Kur’an’a koyan Allah’tır ve oradan çıkarma yetkisini de kimseye vermemiştir. Şu denebilir: Önce fakir müslümanları bitirelim, sonra diğerlerine sıra gelsin. Buna sadece; ‘[I]amenna ve saddekna[/I]’ denir. Hz. Peygamber’in, [I]“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir”[/I] buyruğunu önemseyen müslümanlar, fakirleri asla ihmal etmemişlerdir. Kaldı ki Hz. Peygamber bu hadisi; fakir olan gayr-i müslim komşusunun haline acıması üzerine söylemiştir.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]İşte bu Kur’an’i ve peygamberi buyrukları önemseyen müslümanların eylemleri, her ne kadar gelir dağılımında ve değişik alanlarda ihmal ve yanlışlar olsa da; toplumsal kaynaşmayı sağlamlaştırmakta ve toplumsal gurupların dağılmalarını engellemektedir. [/SIZE][/COLOR][/FONT][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Burada yanlış bir anlamaya sebebiyet vermemek için şunu tekrar etmekte fayda görüyorum. Auguste Comte ile başlayan ya da kurulan Sosyoloji Biliminin insanlığın refah ve mutluluğuna getirdiği katkıyı asla inkar etmiyorum. Bunu kabul etmenin yanında şunu vurgulamak istiyorum. Toplumbilimi alanında kaynağı; daha derinliklere indirerek, on beş asır önce Hz. Muhammed’in Kur’anda getirdiği ilkelerde de aynı hususların yer aldığını vurgulamak istiyorum. Yoksa kimse anasının karnında bu bilgilerini öğrenmemiş, tam aksine; mutlaka ilahi öğretiden yararlanmıştır (Bakara, 31; İsra, 15). [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred]Aslında Hz. Ademden itibaren ilahi dinde bunlar yer almış ve insanlığa sunulmuştur. Çünkü; Yüce Yaratıcının din, peygamber ve kitap göndermesindeki amaç; insanın önce dünyada, sonra da ahirette mutlu olmasıdır. Öyleyse; Kur’an ve Hz. Muhammed’i toplumbilimine getirdikleri yenilikler konusunda görmemezlikten gelemeyiz.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
En Büyük Sosyoloji Kitabı Kur'an
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst