Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
en büyük nimet iman nimeti ve şükrü...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ARİF" data-source="post: 95605" data-attributes="member: 536"><p>her nimet kendi cinsinden şükür ister..</p><p> </p><p>Îmân ni'metinin şükrünü yapabilmek için, sahip olduğumuz îmân cevherini herkese anlatmak, duyurmak lâzımdır. İnsanlar ebedî ateşde yanmasın düşüncesinde olmak lâzımdır. Emr-i ma'rûf da bu demekdir. </p><p></p><p>İmamı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; "Va’zların özü ve nasîhatların kıymetlisi, Allah adamları ile buluşmak, onlarla birlikde bulunmakdır. Allah adamı olmak ve islâmiyyete yapışmak da, müslimânların çeşidli fırkaları arasında, kurtuluş fırkası olduğu müjdelenmiş olan, Ehl-i sünnet vel-cemâ’atin doğru yoluna sarılmağa bağlıdır. Bu büyüklerin yolunda gitmedikçe kurtuluş olamaz. Bunların anladıklarına tâbi’ olmadıkça, se’âdete kavuşulamaz. </p><p></p><p>Dinimizin yayılması, tanınması için fevkalade gayret etmeliyiz. Zira büyüklerimiz buyuruyor ki; "Bir beldede emr-i mâruf yapılıyorsa oraya umûmi bela gelmez". Îmânı tam olan bir müslüman emr-i maruf yapmadan duramaz, çünki hiçbir canlının yanmasına dayanamaz... eğer bir insan ben kurtulayım da başkası ne olursa olsun diyorsa, imanında noksanlık vardır. Her kabdan içindeki dışarıya sızar, herkes yanında ne varsa onu ikram eder.. </p><p></p><p>İnsanlar ebedî ateşde yanmasın diye uğraşmak aşkı, Allahü tealanın sevdiği kullarının kalbindeki hususî bir haldir, kime verilirse çok şükretmesi lazımdır. Rabbimizin karşılıksız ihsân etdiği, îmân ni'metine şükr edebilmemiz elbette lazımdır. </p><p></p><p>Îmânın temeli ve en mühim alameti, hubb-i fillah ve buğd-i fillahdır. Yani, Allahü tealanın sevdiklerini yalnız Allahü tealanın rızası için sevmek ve Allahü tealanın sevmediklerini de yalnız Allahü tealanın rızası için sevmemekdir. Çünki Hadis-i şerif'te, dünyada birbirini sevenler, ahirette de beraber olacaktır buyuruluyor. Allahü tealanın sevgili kullarını sevenler, son nefeste imanla ölürler. Ve mahşer yerinde de sevdiklerinin yanında haşr olup, ahiret hayatında da beraber bulunurlar. Bunun için de, kimin sevilip kimin sevilmeyeceğini iyi öğrenmemiz lazımdır... Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir. Ahiretde bize, sen kimsin demezler, dünyada iken kiminle idin derler. Ahiretde nerede ve kiminle olmak istiyorsak bunu dünyada iken seçmemiz lazımdır. İmanın korunması, ancak imanını koruyanlarla beraber olmakla mümkündür. İyi insanlar ile beraber olmak, kurtulmaya alamettir. </p><p>A.Z. OSMANAĞAOĞLU</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ARİF, post: 95605, member: 536"] her nimet kendi cinsinden şükür ister.. Îmân ni'metinin şükrünü yapabilmek için, sahip olduğumuz îmân cevherini herkese anlatmak, duyurmak lâzımdır. İnsanlar ebedî ateşde yanmasın düşüncesinde olmak lâzımdır. Emr-i ma'rûf da bu demekdir. İmamı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; "Va’zların özü ve nasîhatların kıymetlisi, Allah adamları ile buluşmak, onlarla birlikde bulunmakdır. Allah adamı olmak ve islâmiyyete yapışmak da, müslimânların çeşidli fırkaları arasında, kurtuluş fırkası olduğu müjdelenmiş olan, Ehl-i sünnet vel-cemâ’atin doğru yoluna sarılmağa bağlıdır. Bu büyüklerin yolunda gitmedikçe kurtuluş olamaz. Bunların anladıklarına tâbi’ olmadıkça, se’âdete kavuşulamaz. Dinimizin yayılması, tanınması için fevkalade gayret etmeliyiz. Zira büyüklerimiz buyuruyor ki; "Bir beldede emr-i mâruf yapılıyorsa oraya umûmi bela gelmez". Îmânı tam olan bir müslüman emr-i maruf yapmadan duramaz, çünki hiçbir canlının yanmasına dayanamaz... eğer bir insan ben kurtulayım da başkası ne olursa olsun diyorsa, imanında noksanlık vardır. Her kabdan içindeki dışarıya sızar, herkes yanında ne varsa onu ikram eder.. İnsanlar ebedî ateşde yanmasın diye uğraşmak aşkı, Allahü tealanın sevdiği kullarının kalbindeki hususî bir haldir, kime verilirse çok şükretmesi lazımdır. Rabbimizin karşılıksız ihsân etdiği, îmân ni'metine şükr edebilmemiz elbette lazımdır. Îmânın temeli ve en mühim alameti, hubb-i fillah ve buğd-i fillahdır. Yani, Allahü tealanın sevdiklerini yalnız Allahü tealanın rızası için sevmek ve Allahü tealanın sevmediklerini de yalnız Allahü tealanın rızası için sevmemekdir. Çünki Hadis-i şerif'te, dünyada birbirini sevenler, ahirette de beraber olacaktır buyuruluyor. Allahü tealanın sevgili kullarını sevenler, son nefeste imanla ölürler. Ve mahşer yerinde de sevdiklerinin yanında haşr olup, ahiret hayatında da beraber bulunurlar. Bunun için de, kimin sevilip kimin sevilmeyeceğini iyi öğrenmemiz lazımdır... Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir. Ahiretde bize, sen kimsin demezler, dünyada iken kiminle idin derler. Ahiretde nerede ve kiminle olmak istiyorsak bunu dünyada iken seçmemiz lazımdır. İmanın korunması, ancak imanını koruyanlarla beraber olmakla mümkündür. İyi insanlar ile beraber olmak, kurtulmaya alamettir. A.Z. OSMANAĞAOĞLU [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
en büyük nimet iman nimeti ve şükrü...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst