Elmanın Dili Olsa ..

Kýrýk Testi

Well-known member


Karanlık...
Göz gözü görmüyor.
Kıpırdayamıyorum çok dar bir yerdeyim;büyüklerimin toprak ana dediği yer burası olmalı.Çatlamayı bekliyorum iştiyakla; öyle programlar dercetti ki içime Rabbim, sandukçanın içindeki hazine gibiyim.

Ya Rabbi neşv-ü nema ver de senin esmanın nakışlarını sergileyeyim diye dua dua yalvarıyorum.Bu sert kabuğu nasıl çatlatırım?Kim bana yardımeder kara gecede,kara toprağın altında;lakin her sesi işiten beni de işitir biliyorum, hiç kimse hatırlamasa da O(cc)unutmaz...

O ses de ne?
Aman Allahım çatırdıyorum dört bir yandan,sert kabuklar, yol veriyor filizlerime .Haydi sık dişini diyorum kendi kendime aynı şevkle toprağı delmeyi dene.Fakat incecik filizlerim yarabilir mi toprağı;bana merhamet edip şerha şerha yarılmaz ki toprak.Tek bildiğim ve en doğru olan işi yapmalıyım; merhametlilerin en merhametlisinin kapısını çalmalıyım zira O'nun sözü tüm mevcudata geçer.Bugüne kadar neye ol demişte anında olmamış.

Arzuhalimi sunuyorum Kadir-i Zülcelale;

Bismillah...


Ya Rab toprağından yollar aç,

Bismillah...

Ya Rab yaprağıma güç kuvvet,

Bismillah...

Ya Rab taşları şakkedecek takat !..

Bismillah.. Bismillah... Bismillah!!!!

Işığı gördüm Ya Rab Elhamdülillah!..
Kendimi yalnız sanıyordum toprağın altında.
Meğer ne çok bitki ve hayvan varmış yeryüzünde.Sübhanallah!
aynı anda,şaşmadan,şaşırmadan,unutmadan bu kadar iş nasıl yapılıyor.Bütün bunlara şahid olup da C.Hakkın kudretine,ilmine hayran olmamak akıl kârı değil.
Toprağın altı sıcacıktı,burası çok soğuk üşüyorum.Beni ısıtacak şefkatli bir anneye ihtiyacım var.

Doğu tarafından ışık huzmeleri gelmeye başladı;zannedersiniz bir lamba aydınlattı etrafı.Tepeye doğru yükseliyor, yükseldikçe ısınıyorum damarlarıma kadar.Adına güneş diyorlarmış hem lamba,hem soba,hem enerji kaynağıymış duyduğum kadarıyla...Aciz bedenime devasa güneşini gönderen rahmetin huzurunda yapraklarım adedince hamd etsem yine hiç hükmünde kalır.diye tefekkür ediyorum. Her BİSMİLLAH ile dal dal büyüyor,başardığım işlerin ahirinde ELHAMDÜLİLLAH diyorum.

Günler böyle akıp giderken sıcak bir sonbahar akşamında susadığımı hissettim.Hay Allah insanlar geçmiyor ki buralardan acısın nazik çehreme de bir kovacık su döksün.Köklerim kurumaya başladı biçare feryad ettim vargücümle Allahım senden medet! Allahım senden imdat!Allahım susuz yüreğime ab-ı hayat!!!



Münacatım bitmeden uzaklarda beyaz bir bulut belirdi.Bana doğru iyice yaklaştı.Ya bulut aniden çatlar, içindeki suyun tamamını üzerime boca ederse.Ne yapraklarım kalır ne de dallarım.Su beklerken bari canımdan olmasaydım.Düşüncelerin uğultusuyla ürperen dallarımda bir serinlik hissediyorum.Damla damla inmeye başladı rahmet,zerrelerime kadar kandım Elhamdülillah!..

Bunca ihsana hamd edilmez,şükür edilmez de ne yapılır?


Yıllar zikir,fikir,şükür ekseninde birbirini kovaladı.Kışı, güzü,baharı, yazı gördüm.Her mevsim serpildim biraz daha,fidandan ağaca döndüm.Kış deyince aklıma geldi;ilk kış mevsimini hiç unutamıyorum.Sararan yapraklarım birer birer düşerken öyle üzülmüştüm ki anlatamam.Kar bastırıp da dallarım kupkuru kaldığında öldüğümü düşünmüştüm.İşe yaramaz odun yığınından başka birşey ifade etmiyordum.Bir baltaya sap yaparlardı beni yahut ısınmak için cayır cayır yakarlardı.Günlerce bu handikaplarla cidalleşirken adına ilkbahar dedikleri mevsim çıkageldi.Kefenini giymiş yeryüzünde birdenbire bir canlılık, bir kıpırdanma aman Allahım!!!

Her taraf yeşillenmeye başladı;kuşlar,böcekler,kelebekler cıvıl cıvıl,rengarenk.Haşrin sabahına uyanıvermiştik cümlemiz.Bayram vardı tabiatta, yeni elbise giymemek olmazdı.Hamdimi dergahına elçi yaptım ''Rabbim sensiz ben ne yapardım.'' İşte kış anılarım da size anlattığım gibi.Şu an yaz mevsimindeyiz.Ben artık kocaman elma ağacı oldum.Meyvelerimi bir görseniz;sulu sulu,kan kırmızı,bal şerbetli....Rabbimin esmalarına ayinedarlık ediyorum.

Esmaları okumayı bilen insanlara hayran hayran bakıyorum.Öyle hoşuma gidiyor ki beni görüp Rahmanın sanatını alkışlayan insanlar.En çok onların midesine gitmek istiyorum.Çünkü besmeleyi unutmuyorlar.Beni yerken ince ince tefekkür ediyorlar.Şükürleriyle şerbetleniyorum ağızlarında.En mühimmi de onların bedeninde yaşarken şahit olduğum hamdler,şükürler,zikirler, inanın neşeme neşe katıyor.


Sadece midesini düşünen insanları sevmiyorum.Yalnız nefisleri hesabına bakıyorlar bana;yarım yamalak yiyip çöpe fırlatıyorlar çoğu zaman.Zikir yok,şükür yok Allahım böyle bir bedende yaşamak ne kadar acı veriyor.

İşte kısaca anlattım başımdan geçenleri.Rabbimin izniyle bundan sonra da şevkle meyveler sunacağım sizlere.Yalnız bir istirhamım var hepinizden;midenize indireceğiniz bir elma gözüyle bakmayın bana.Halık-ı Kerim'in eşsiz sanat eseri ve adresinize gönderilmiş mektubu Samedani olarak düşünün.Bilhassa, benzersiz nimetlerine ne fiyat istediğini unutmayın.Mün'im-i Hakiki bütün nimetlerine bedel sizden fiyat olarak üç şey ister:
Başta zikir,ortada fikir,ahirde şükür...


Benim bu fiyata gücüm yetmez diyen aranızda yoktur diye umut ediyorum.Bir mü'minin bedeninde ebediyet bulmak ve numunesini yediğiniz nimetin asıllarında buluşmak dileğiyle...

NOT:Bu yazıdaki eksiklikler şahsımın kusuratıdır,manadaki güzellikler,bazı özel kelimeler ise benim değil Risale-i Nur''dan dolayısıyla Kur''an'dandır. Eleştiriler bana,övgüler Risale-i Nur''a yapılmalıdır.

Zeynep Öztoprak
 
Son düzenleme:

akna

Well-known member
Yalnız bir istirhamım var hepinizden; midenize indireceğiniz bir elma gözüyle bakmayın bana.Halık-ı Kerim'in eşsiz sanat eseri ve adresinize gönderilmiş mektubu Samedani olarak düşünün.


Allah cc razı olsun kardeş
Üstad Hz de diyor ya: Mün'im-i Hakikiyi düşünme lezzeti, nimetten daha lezzetlidir
 

Kýrýk Testi

Well-known member
Yalnız bir istirhamım var hepinizden; midenize indireceğiniz bir elma gözüyle bakmayın bana.Halık-ı Kerim'in eşsiz sanat eseri ve adresinize gönderilmiş mektubu Samedani olarak düşünün.



Allah cc razı olsun kardeş

Üstad Hz de diyor ya: Mün'im-i Hakikiyi düşünme lezzeti, nimetten daha lezzetlidir
Ecmain olsun inşaAllah.
O lezzete ermiş bahtiyarlardan oluruz inşaAllah.
 
Son düzenleme:

Kýrýk Testi

Well-known member
Nasılki,bir padişahı ali sana bir elmayı ihsan etse,o elmada iki muhabbet ve onda iki lezzet var:Birisi;elma,elma olduğu için sevilir.Ve elmaya mahsus ve elma kadar bir lezzet var.Şu muhabbet padişaha ait değil.Belki,huzurunda o elmayı ağzına atıp yiyen adam,padişahı değil,elmayı sever ve nefsine muhabbet eder.Bazan olur ki padişah o nefisperesverane olan muhabbeti beğenmez,ondan nefret eder.Hem elma lezzeti dahi cüz'idir.Hem zeval bulur;elmayı yedikten sonra o lezzet dahi gider,bir teessüf kalır.
İkinci muhabbet ise:Elma içindeki elma ile gösterilen iltifatatı şahanedir.Güya o elma,iltifatatı şahanenin numunesi ve mücessemidir,diye başına koyan adam,padişahı sevdiğini izhar eder.Hem iltifatın gilafı olan o meyvede öyle bir lezzet var ki,bin elma lezzetinin fevkindedir.İşte bu lezzet aynı şükrandır.Şu muhabbet,padişaha karşı hürmetli bir muhabbettir.
 

Livza

Well-known member
Rabbim mükemmel sanatlarla süslediği nimetlere hep bu tefekkürlerle bakabilmeyi nasip eylesin
Allah razi olsun mubarek..
 
Üst