Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Ebediyet Yolcusunu Uğurlarken
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 375947" data-attributes="member: 1004566"><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><strong>4. Herkes kendi yaptığından mes'uldür...116 </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Buna karşı İslâm ulemasının cumhûrunun (ekseriyetinin) inanç ve reyi şöyledir: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Allah'tan istenecek bir şeyin ölü veya diri bir kuldan istenmesi caiz değildir. Fakat hakkında hüsn-i zan beslenen, salih bilinen diri veya ölü bir kimseyi aracı kılarak Allah Teâlâ'ya yalvarmak; Ondan arzuların ihsanını dilemek, bunun için Peygamberlerin ve salih kulların kabirlerini ziyaret etmek caizdir. Ayrıca bu ziyaretten mânevî feyiz ve bereketler de hasıl olur. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">İbn Teymiyye'yi red ve bu itikadı müdafaa için yazılmış kitapların sonuncularından biri de M. Zâhid Kevserî'nin (v. 1371/1951) Muhikku't-takavvul fî mes'eleti't-tevessül isimli eseridir. Müellif bu eserde öncekilerin yazdığını hulâsa etmiştir. Buna göre cumhûrun delillerini şöylece özetlemek mümkündür. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">1. "Ey iman edenler Allah'a karşı vazifelerinize dikkat edin ve ona yaklaşmanın yolunu arayın..."117 âyetinde geçen "vesile", Allah'a yaklaşma çare ve vasıtası mânâsında olup, tevessüle de şâmildir.118 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">2. Buhârî'nin rivâyetine göre Hz. Ömer bir kuraklık ve kıtlık yılında yağmur duâsı yaparken Hz. Abbas'ı vâsıta kılmış ve şöyle duâ etmiştir: "Allah'ım, biz Peygamberimizi (sav) sana vâsıta kılıyorduk (onunla tevessül ediyorduk) da bize yağmur veriyordun; şimdi de Peygamberimizin (sav) amcasını sana vesile kılıyoruz, bize yağmur ver!" Bu duâ üzerine yağmur yağmıştır.119 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Muhâlifler bu hadîsi kabul ediyor, "hayatında Hz. Peygamber ile, gene sağlıklarında ehl-i beyti ile tevessül caizdir, fakat ölümden sonra caiz değildir" diyorlar. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">3. Hz. Ömer'in hilâfeti devrinde Mâlik b. Iyâz(ed-dâr) Rasulûllâh'ın (sav) kabrine gelmiş ve "Ya Rasulûllâh (sav) ümmetin mahvoluyor, onlar için Allah'tan yağmur iste" demiştir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Bu hadîsi Beyhakî, Sûbkî, Buhâri (Tarih'inde) İbn Ebî Heyseme, İbn Ebî Şeybe rivâyet etmişlerdir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">4. Osman b. Huneyf kendisine Rasulûllâh'ın (sav) öğrettiği bir duâda şöyle demiştir: "Allah'ım!, Rahmet Peygamberi, senin Peygamberin Muhammed (sav) ile sana yöneliyor ve istiyorum..." (Beyhâki, Tirmizî, İbn Mâce) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">5. Fâtıma bt. Esed hadîsinde bizzat Rasulûllâh (sav): "Peygamberin ve benden önceki Peygamberin hakkı için..." demişti. (Hâkim, Tabârânî, Heysemi...) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Bütün bu ve benzeri nasslar hayatta ve vefattan sonra Peygamberler ve salih kişiler ile tevessülün caiz olduğuna delâlet etmektedir.120 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Kevserî bu nakli deliller dışında Allâme Teftâzânî (v. 793/1391), Fahruddin Râzi (v. 606/1209) ve Seyyid Şerif -Cürcânî (v. 816/1413)'nin eserlerinden tevessülün cevazına, enbiyâ ve evliyânın kabirlerini ziyaretten maddî, manevî birtakım faydalar hasıl olmasının mümkün ve vâki olduğuna dair ifadeler nakletmiştir.121 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Muhâliflere göre nakledilen hadîslerin bir kısmı zayıftır, diğerleri ise münâkaşa mevzûu ile alâkalı değildir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><strong>Netice: </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">İbn Teymiyye -biraz da muâsırlarının davranışları sebebiyle- bu meselede ifrata düşmüştür. Tevhid inancını korumak gibi iyi ve yüce bir niyeti vardır; bununla me'cur olabilir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Onun karşısındakiler de zaman zaman sert ve insafsız davranmışlar, neticede İslâm'ın menettiği tefrika doğmuştur. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Şu çizgide birleşmek mümkündür: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Ölüler ile tevessülün lüzum ve zarûretlerine dair bir nass yoktur. Bunu inkâr eden ehl-i sünnet câmiasından çıkmaz. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Allah'a ortak koşmadan, O'nun sevdiği bilinen veya zannedilen, ölü yahut diri bir kul vâsıta kılınarak Allah'a dua etmek mânâsında bir tevessülü meneden nass da yoktur; şu halde bunu yapanlar da kınanamaz. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Bu meseleyi bir tefrika mevzûu yapmak ise kınanması gereken davranışların içinde yer alır. </span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><strong>C. Ölü İçin Yapılan İbâdetler, Hayırlar ve Duâlar: </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><strong>1. Kendi Yaptıkları ve </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Sebep Oldukları: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Kitâb ve sünnet müslümanları hayatta ve sıhhati yerinde iken ibâdet ve hayır yapmaya teşvik etmiş, bunun hastalık halinde veya vasiyet ile yapılan hayırdan daha üstün olduğunu bildirmiştir.122 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Hadîslere göre amel defteri ölümle kapanır; ancak açılan çığır, sebep olunan iyilik veya kötülük, devam eden hayırlar bu defterin işlemesini temin eder. Bazı hadîsler: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">"İnsan oğlu vefat edince şu üç şeyden başka ameli sona erer: Devam eden sadaka (hayır), faydalanılan bilgi ve ona duâ eden hayırlı evlât"123 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">"İman ehline, ölümünden sonra da gelip duran amel ve hayırları arasında şunlar da vardır: Öğrettiği ve yaydığı bilgi, geride bıraktığı hayırlı evlât, miras bıraktığı mushaf, yaptığı mescid, yolcular için yaptığı konak, akıttığı su ve kanal, sıhhat ve hayatında malından ayırdığı sadaka vefatından sonra ona ulaşır."124 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">"Kim İslâm'da iyi bir çığır açarsa hem kendi işinin sevâbını, hem de kendinden sonra o çığırda yürüyenlerin sevâbını -bunların ki eksilmeksizin- alır. Ve kim İslâm'da kötü bir çığır açarsa hem kendi günahını, hem de kendinden sonra o yolda yürüyenlerin günahını -bunların ki eksilmeksizin- yüklenmiş olur.125 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">İnsanın ölümden sonra da, bu hadîslerde zikredilen -işlediği veya sebep olduğu- işlerinden fayda veya zarar göreceği ittifakla kabul edilmiştir. </span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><strong>2. Başkalarının Onun Namına Yaptıkları: </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Geride kalanların ölüleri için yaptığı ibâdet ve hayırların faydasını iki bakımdan ele almak gerekir: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Birincisi: Müteveffanın borçtan kurtulup kurtulmaması: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Bir kimse üzerinde namaz, oruç, hacc, zekât, adak, kul borcu gibi borçlar bulunarak âhirete intikâl etmiş ise geride kalanların -ölünün vasiyeti olsun, olmasın- bunları edâ etmeleriyle borçtan kurtulur mu? </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Fukahâ bu bakımdan ibâdetleri üçe ayırmışlardır: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">a) Namaz, oruç gibi bedeni ibâdetler: Başkalarının yapmalarıyla bu borçlar düşmez, sorumluluk devam eder. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">b) Zekât, nezir, mâlî kefâret gibi mâlî ibâdet ve borçlar: Başkalarının ödemesiyle ödenmiş olur, borç kalkar. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">c) Hacc gibi hem mâlî, hem de bedenî ibâdetler. Birisi ölü namına bunu yaparsa o borçtan kurtulmuş olur. Ancak verese bunu yapmaya mecbur değildir. İmam Şâfiî'ye göre vasiyet etmiş ise mecbur olurlar. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">Ahmed b. Hanbel, Evzâî, Ebû Sevr, Nevevî gibi müctehidler ile muhaddislerin çoğuna göre ölünün yakınlarının onun borçlu olduğu, oruç, hacc gibi ibâdetleri de kazâ etmesi caiz ve sahihtir. Bu içtihadın delilleri biraz aşağıda nakledeceğimiz hadîslerdir.126 </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><strong>İkincisi: Başkasının yaptığı ibâdetin sevâbının ölüye ulaşıp ulaşmaması: </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000">İslâm ulemâsının cumhûru, sevâbını ölüye bağışlamak niyetiyle yapılan ibâdetlerin sahih olduğuna ve başka âlemdekilerin bundan istifade edeceklerine kani olmuş, bu hükmü benimsemişlerdir. Çeşitli ibâdetler hakkında vârid olan nassları şöylece sıralayabiliriz: </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 375947, member: 1004566"] [FONT=tahoma][SIZE=3][COLOR=#000000][B]4. Herkes kendi yaptığından mes'uldür...116 [/B] Buna karşı İslâm ulemasının cumhûrunun (ekseriyetinin) inanç ve reyi şöyledir: Allah'tan istenecek bir şeyin ölü veya diri bir kuldan istenmesi caiz değildir. Fakat hakkında hüsn-i zan beslenen, salih bilinen diri veya ölü bir kimseyi aracı kılarak Allah Teâlâ'ya yalvarmak; Ondan arzuların ihsanını dilemek, bunun için Peygamberlerin ve salih kulların kabirlerini ziyaret etmek caizdir. Ayrıca bu ziyaretten mânevî feyiz ve bereketler de hasıl olur. İbn Teymiyye'yi red ve bu itikadı müdafaa için yazılmış kitapların sonuncularından biri de M. Zâhid Kevserî'nin (v. 1371/1951) Muhikku't-takavvul fî mes'eleti't-tevessül isimli eseridir. Müellif bu eserde öncekilerin yazdığını hulâsa etmiştir. Buna göre cumhûrun delillerini şöylece özetlemek mümkündür. 1. "Ey iman edenler Allah'a karşı vazifelerinize dikkat edin ve ona yaklaşmanın yolunu arayın..."117 âyetinde geçen "vesile", Allah'a yaklaşma çare ve vasıtası mânâsında olup, tevessüle de şâmildir.118 2. Buhârî'nin rivâyetine göre Hz. Ömer bir kuraklık ve kıtlık yılında yağmur duâsı yaparken Hz. Abbas'ı vâsıta kılmış ve şöyle duâ etmiştir: "Allah'ım, biz Peygamberimizi (sav) sana vâsıta kılıyorduk (onunla tevessül ediyorduk) da bize yağmur veriyordun; şimdi de Peygamberimizin (sav) amcasını sana vesile kılıyoruz, bize yağmur ver!" Bu duâ üzerine yağmur yağmıştır.119 Muhâlifler bu hadîsi kabul ediyor, "hayatında Hz. Peygamber ile, gene sağlıklarında ehl-i beyti ile tevessül caizdir, fakat ölümden sonra caiz değildir" diyorlar. 3. Hz. Ömer'in hilâfeti devrinde Mâlik b. Iyâz(ed-dâr) Rasulûllâh'ın (sav) kabrine gelmiş ve "Ya Rasulûllâh (sav) ümmetin mahvoluyor, onlar için Allah'tan yağmur iste" demiştir. Bu hadîsi Beyhakî, Sûbkî, Buhâri (Tarih'inde) İbn Ebî Heyseme, İbn Ebî Şeybe rivâyet etmişlerdir. 4. Osman b. Huneyf kendisine Rasulûllâh'ın (sav) öğrettiği bir duâda şöyle demiştir: "Allah'ım!, Rahmet Peygamberi, senin Peygamberin Muhammed (sav) ile sana yöneliyor ve istiyorum..." (Beyhâki, Tirmizî, İbn Mâce) 5. Fâtıma bt. Esed hadîsinde bizzat Rasulûllâh (sav): "Peygamberin ve benden önceki Peygamberin hakkı için..." demişti. (Hâkim, Tabârânî, Heysemi...) Bütün bu ve benzeri nasslar hayatta ve vefattan sonra Peygamberler ve salih kişiler ile tevessülün caiz olduğuna delâlet etmektedir.120 Kevserî bu nakli deliller dışında Allâme Teftâzânî (v. 793/1391), Fahruddin Râzi (v. 606/1209) ve Seyyid Şerif -Cürcânî (v. 816/1413)'nin eserlerinden tevessülün cevazına, enbiyâ ve evliyânın kabirlerini ziyaretten maddî, manevî birtakım faydalar hasıl olmasının mümkün ve vâki olduğuna dair ifadeler nakletmiştir.121 Muhâliflere göre nakledilen hadîslerin bir kısmı zayıftır, diğerleri ise münâkaşa mevzûu ile alâkalı değildir. [B]Netice: [/B] İbn Teymiyye -biraz da muâsırlarının davranışları sebebiyle- bu meselede ifrata düşmüştür. Tevhid inancını korumak gibi iyi ve yüce bir niyeti vardır; bununla me'cur olabilir. Onun karşısındakiler de zaman zaman sert ve insafsız davranmışlar, neticede İslâm'ın menettiği tefrika doğmuştur. Şu çizgide birleşmek mümkündür: Ölüler ile tevessülün lüzum ve zarûretlerine dair bir nass yoktur. Bunu inkâr eden ehl-i sünnet câmiasından çıkmaz. Allah'a ortak koşmadan, O'nun sevdiği bilinen veya zannedilen, ölü yahut diri bir kul vâsıta kılınarak Allah'a dua etmek mânâsında bir tevessülü meneden nass da yoktur; şu halde bunu yapanlar da kınanamaz. Bu meseleyi bir tefrika mevzûu yapmak ise kınanması gereken davranışların içinde yer alır. [B]C. Ölü İçin Yapılan İbâdetler, Hayırlar ve Duâlar: [/B] [B]1. Kendi Yaptıkları ve [/B] Sebep Oldukları: Kitâb ve sünnet müslümanları hayatta ve sıhhati yerinde iken ibâdet ve hayır yapmaya teşvik etmiş, bunun hastalık halinde veya vasiyet ile yapılan hayırdan daha üstün olduğunu bildirmiştir.122 Hadîslere göre amel defteri ölümle kapanır; ancak açılan çığır, sebep olunan iyilik veya kötülük, devam eden hayırlar bu defterin işlemesini temin eder. Bazı hadîsler: "İnsan oğlu vefat edince şu üç şeyden başka ameli sona erer: Devam eden sadaka (hayır), faydalanılan bilgi ve ona duâ eden hayırlı evlât"123 "İman ehline, ölümünden sonra da gelip duran amel ve hayırları arasında şunlar da vardır: Öğrettiği ve yaydığı bilgi, geride bıraktığı hayırlı evlât, miras bıraktığı mushaf, yaptığı mescid, yolcular için yaptığı konak, akıttığı su ve kanal, sıhhat ve hayatında malından ayırdığı sadaka vefatından sonra ona ulaşır."124 "Kim İslâm'da iyi bir çığır açarsa hem kendi işinin sevâbını, hem de kendinden sonra o çığırda yürüyenlerin sevâbını -bunların ki eksilmeksizin- alır. Ve kim İslâm'da kötü bir çığır açarsa hem kendi günahını, hem de kendinden sonra o yolda yürüyenlerin günahını -bunların ki eksilmeksizin- yüklenmiş olur.125 İnsanın ölümden sonra da, bu hadîslerde zikredilen -işlediği veya sebep olduğu- işlerinden fayda veya zarar göreceği ittifakla kabul edilmiştir. [B]2. Başkalarının Onun Namına Yaptıkları: [/B] Geride kalanların ölüleri için yaptığı ibâdet ve hayırların faydasını iki bakımdan ele almak gerekir: Birincisi: Müteveffanın borçtan kurtulup kurtulmaması: Bir kimse üzerinde namaz, oruç, hacc, zekât, adak, kul borcu gibi borçlar bulunarak âhirete intikâl etmiş ise geride kalanların -ölünün vasiyeti olsun, olmasın- bunları edâ etmeleriyle borçtan kurtulur mu? Fukahâ bu bakımdan ibâdetleri üçe ayırmışlardır: a) Namaz, oruç gibi bedeni ibâdetler: Başkalarının yapmalarıyla bu borçlar düşmez, sorumluluk devam eder. b) Zekât, nezir, mâlî kefâret gibi mâlî ibâdet ve borçlar: Başkalarının ödemesiyle ödenmiş olur, borç kalkar. c) Hacc gibi hem mâlî, hem de bedenî ibâdetler. Birisi ölü namına bunu yaparsa o borçtan kurtulmuş olur. Ancak verese bunu yapmaya mecbur değildir. İmam Şâfiî'ye göre vasiyet etmiş ise mecbur olurlar. Ahmed b. Hanbel, Evzâî, Ebû Sevr, Nevevî gibi müctehidler ile muhaddislerin çoğuna göre ölünün yakınlarının onun borçlu olduğu, oruç, hacc gibi ibâdetleri de kazâ etmesi caiz ve sahihtir. Bu içtihadın delilleri biraz aşağıda nakledeceğimiz hadîslerdir.126 [B]İkincisi: Başkasının yaptığı ibâdetin sevâbının ölüye ulaşıp ulaşmaması: [/B] İslâm ulemâsının cumhûru, sevâbını ölüye bağışlamak niyetiyle yapılan ibâdetlerin sahih olduğuna ve başka âlemdekilerin bundan istifade edeceklerine kani olmuş, bu hükmü benimsemişlerdir. Çeşitli ibâdetler hakkında vârid olan nassları şöylece sıralayabiliriz: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Ebediyet Yolcusunu Uğurlarken
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst