Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Ebediyet Yolcusunu Uğurlarken
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 375599" data-attributes="member: 1004566"><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>4. Yıkamak ve Kefenlemek: </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Rasûlullâh (sav) ölülerin yıkanmasını ve kefenlenmesini emretmiştir, bu iki işin nasıl yapılacağını teferruatlı bir şekilde tarif buyurmuştur. Bu sebeple müctehidler ölünün yıkanması ve kefenlenmesinin farz-ı kifâye olduğunda ittifak eylemişlerdir. Bu iki vazife ile ilgili bazı hususları burada zikretmekte fayda vardır: </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">a) Savaşta düşmanlar tarafından katledilen şehidler yıkanmaz; kanlı elbiseleriyle defnedilir. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">b) Müslüman ölülerin yıkanabilmesi için Ebû Hanife ve Mâlik'e göre vücutlarının yarıdan fazlasının mevcut olması gerekir. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, İbn Hazm gibi müctehidlere göre mevcut uzuv ne olursa olsun yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Bu müctehidler sahâbe ve tâbiundan bazılarının tatbikatına bakarak mezkûr neticeye varmışlardır. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">c) Kaide olarak erkeği erkek, kadını da kadın yıkar. Karı ve kocanın birbirini yıkamaları mevzûunda ictihad farkları vardır. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Kadının kocasını yıkamasının caiz olduğu ittifakla kabul edilmiştir. Hz. Âişe'nin "Geçmişi geri getirmek mümkün olsaydı Hz. Peygamber'i (sav) ancak zevceleri yıkardı" dediği rivâyet edilmiştir. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Kocanın karısını yıkamasını Hanefîler caiz görmezler. Karı vefat edince, kocanın iddeti olmadığı için evliliğin sona erdiğini, karısının, yabancı olduğunu ve koca tarafından yıkanamayacağını ileri sürerler. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Müctehidlerin çoğu (Cumhûr) kocanın da ölmüş karısını yıkayabileceği hükmünü benimsemişlerdir. Cumhûr'un delili Hz. Ali'nin Hz. Fâtıma'yı yıkamış olması ve Hz. Peygamber'in (sav) Âişe'ye "Benden önce ölürsen seni ben yıkar ve kefenlerim" buyurmasıdır.79 </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">d) Ölüyü kefenlemek farz-ı kifâyedir. Kefen erkek için üç, kadın için beş parçadır. Bez ne çok pahalı ne de çok âdi olacaktır. Beyaz olması şart değildir. Yokluk halinde ne kadar bulunursa o kullanılır. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Uhud günü Mus'ab b. Umeyr (ra) katledilmişti. Kefenlemek için eski bir hırkadan başkasını bulamadılar; onu da başına örtseler ayakları, ayaklarına örtseler başı açıkta kalıyordu. Durumu Hz. Peygamber'e (sav) arzettiler. "Baş tarafını örtün, ayaklarını da otla kapatın" buyurdu.80 </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">e) Gusûl ve defin masrafı gibi kefen de ölünün malından yapılır. Ölünün bir şeyi yoksa sağlığında nafakası üzerine düşen yakını masrafı öder. Böyle birisi yoksa beytü'l-maldan ödenir. Beytü'l-malda da birşey yoksa diğer müslümanlar techiz masrafı ile mükelleftirler. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">f) Kefeni önceden hazırlamak caizdir. Rasûlullâh'ın (sav) hayatında bunu yapanlar olmuş ve tasvib edilmişlerdir.81 </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">g) Yıkanırken yere dökülen su, hâsıl olan çamur, su ısıtırken kullanılan yakacak artıklarıyla alâkalı hiçbir sünnet yoktur. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p> <span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>5. Borçlarını Ödemek: </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Ölünün borcu varsa ödenmeden Rasûlullah (sav) namazını kılmazdı ve şöyle buyururdu: "Mü'minin ruhu (nefsi), ödeninceye kadar borcuna takılıp kalmaktadır." (Tirmizî, Ahmed, İbn Mâce). </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Ölünün borcu, varsa malından ödenir. Malı yoksa bazı müctehidlere göre beytü'l-maldan ödenir. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir mü'min yoktur ki ben ona dünya ve âhirette kendinden daha yakın olmayayım. -İstersen "Peygamber mü'minlere kendilerinden daha yakındır" âyetini oku-82 Hangi mü'min ölür de mal bırakırsa bu vârislerine aittir. Her kim de borç veya bakılacak çoluk-çocuk bırakırsa bana gelsin; ben onun yakınıyım, velisiyim." (Buhârî) </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Ödemek niyetinde olduğu halde imkânsızlıklar yüzünden borcunu ödeyemeden ölen kimsenin bu borcunu, Allah'ın ödeyeceğini ifade eden sahih hadîsler mevcuttur. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Netice olarak ölünün borçlarını bir an önce -namazdan önce- ödemek sünnettir.83 </span></span></span></p><p> <span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p> <span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>6. Namaz:</strong> </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Bütün mezheblerin ittifak ettikleri bir nokta da müslümanların, ölüleri üzerine "cenaze namazı" kılmalarının farz-ı kifâye olduğudur. Bu hükmün mesnedlerinden birini nakledelim: </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Ebû Hureyre rivâyet ediyor: Hz. Peygamber (sav) borçlu bir müslümanın cenazesi getirilince, "borcu için birşey bıraktı mı?" diye sorar, eğer yeteri kadar bıraktığı söylenirse namazını bizzat kıldırır, yoksa müslümanlara "kardeşinizin namazını kılın" buyururdu. (Buhârî, Müslim). </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">İbn Kayyim borcu ödenemeyen ölünün namazını niçin bizzat Rasûlullâh'ın (sav) kıldırmadığını şöyle açıklıyor: "Rasûlullah'ın (sav) bir kimse üzerine namaz kılması, gereğini hâsıl eden, istediğini alan bir şefaat mahiyetindedir; halbuki borçlu borcuna karşı rehin vaziyetindedir."84 </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Yukarıda işaret edildiği üzere fetihler sonu beytü'l-mal zenginleşince bu gibilerin borcunu Hz.Peygamber (sav) oradan ödemiş ve namazlarını kılmıştır. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Allah'a ibâdet ve ölüye dua niyetiyle kılınan bu namazın farzı kifâye olduğunda ittifâk edilmekle beraber bazı noktalarda ictihad ve anlayış farkları vardır. </span></span></span></p><p> <span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">a) Şartları: </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Bu da bir namaz olduğu için tahâret, kıbleye yönelmek, avret yerlerini örtmek gibi şartlar cenaze namazında da aranır. Bu namazın farkı vakit şartında ortaya çıkar. Hanefî ve şafiîlere göre "namaz kılmak memnû ve mekrûh olan vakitler" de dahil olmak üzere cenaze ne zaman hazır olursa namazı kılınır. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Bazı müctehidler güneş doğarken, zeval vakti ve batarken kılmak mekrûhtur demişlerdir. </span></span></span></p><p> <span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">b) El Kaldırmak: </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Hadîsler ve tatbikatın desteklediği görüşe göre el yalnız ilk tekbirde kaldırılır.85 </span></span></span></p><p> <span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">c) Fâtiha Okumak: </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel bu mevzudaki hadîslere dayanarak cenaze namazında ilk tekbirden sonra Fâtiha okunması gerekir demişlerdir. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Ebû Hânife, Sevrî gibi müctehidlere göre ise bu namaz Allah'a övgü, Rasûlü'ne (sav) salâvat ve ölüye duâdan ibarettir, Fâtiha okumak gerekmez, ancak duâ niyetiyle okunabilir. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Hadîsler birinci görüşü desteklemektedir.86 </span></span></span></p><p> <span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">d) Namazı Kılınanlar ve Kılınmayanlar: </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Erkek kadın müslümanların, canlı doğup ölmüş çocukların namazı kılınır. Şehid üzerinde çeşitli görüşler vardır; Hanefîlere göre namaz kılınır. Canlı olarak doğup ölen çocuklar yıkanır ve namazları kılınır. İdama mahkûm olanların namazı kılınır. İslâm müctehidlerinin cumhuruna göre müslüman olduğu bilinen hâin, âsi, şâkî her nevi ölünün namazı kılınır.87 </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">Hanefî fukahası şunları istisna etmiş ve namazlarının kılınmayacağını ifade etmişlerdir: </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">aa) Devlete başkaldırıp savaşırken ölen asiler (bugât), </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">ab) Haksız olduğu halde kabilecilik gayretiyle kavgaya karışıp ölenler, </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">ac) Yol kesip, şehir basıp soygunculuk yapan eşkiyâ, </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">ad) Ana veya babasından birini öldürenler. </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'tahoma'">İlk üçü kavga ve savaşta iken ölürse, sonuncusu da kısasen öldürülürse namazları kılınmaz.88 </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 375599, member: 1004566"] [COLOR=#000000][SIZE=3][FONT=tahoma][B]4. Yıkamak ve Kefenlemek: [/B] Rasûlullâh (sav) ölülerin yıkanmasını ve kefenlenmesini emretmiştir, bu iki işin nasıl yapılacağını teferruatlı bir şekilde tarif buyurmuştur. Bu sebeple müctehidler ölünün yıkanması ve kefenlenmesinin farz-ı kifâye olduğunda ittifak eylemişlerdir. Bu iki vazife ile ilgili bazı hususları burada zikretmekte fayda vardır: a) Savaşta düşmanlar tarafından katledilen şehidler yıkanmaz; kanlı elbiseleriyle defnedilir. b) Müslüman ölülerin yıkanabilmesi için Ebû Hanife ve Mâlik'e göre vücutlarının yarıdan fazlasının mevcut olması gerekir. Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, İbn Hazm gibi müctehidlere göre mevcut uzuv ne olursa olsun yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. Bu müctehidler sahâbe ve tâbiundan bazılarının tatbikatına bakarak mezkûr neticeye varmışlardır. c) Kaide olarak erkeği erkek, kadını da kadın yıkar. Karı ve kocanın birbirini yıkamaları mevzûunda ictihad farkları vardır. Kadının kocasını yıkamasının caiz olduğu ittifakla kabul edilmiştir. Hz. Âişe'nin "Geçmişi geri getirmek mümkün olsaydı Hz. Peygamber'i (sav) ancak zevceleri yıkardı" dediği rivâyet edilmiştir. Kocanın karısını yıkamasını Hanefîler caiz görmezler. Karı vefat edince, kocanın iddeti olmadığı için evliliğin sona erdiğini, karısının, yabancı olduğunu ve koca tarafından yıkanamayacağını ileri sürerler. Müctehidlerin çoğu (Cumhûr) kocanın da ölmüş karısını yıkayabileceği hükmünü benimsemişlerdir. Cumhûr'un delili Hz. Ali'nin Hz. Fâtıma'yı yıkamış olması ve Hz. Peygamber'in (sav) Âişe'ye "Benden önce ölürsen seni ben yıkar ve kefenlerim" buyurmasıdır.79 d) Ölüyü kefenlemek farz-ı kifâyedir. Kefen erkek için üç, kadın için beş parçadır. Bez ne çok pahalı ne de çok âdi olacaktır. Beyaz olması şart değildir. Yokluk halinde ne kadar bulunursa o kullanılır. Uhud günü Mus'ab b. Umeyr (ra) katledilmişti. Kefenlemek için eski bir hırkadan başkasını bulamadılar; onu da başına örtseler ayakları, ayaklarına örtseler başı açıkta kalıyordu. Durumu Hz. Peygamber'e (sav) arzettiler. "Baş tarafını örtün, ayaklarını da otla kapatın" buyurdu.80 e) Gusûl ve defin masrafı gibi kefen de ölünün malından yapılır. Ölünün bir şeyi yoksa sağlığında nafakası üzerine düşen yakını masrafı öder. Böyle birisi yoksa beytü'l-maldan ödenir. Beytü'l-malda da birşey yoksa diğer müslümanlar techiz masrafı ile mükelleftirler. f) Kefeni önceden hazırlamak caizdir. Rasûlullâh'ın (sav) hayatında bunu yapanlar olmuş ve tasvib edilmişlerdir.81 g) Yıkanırken yere dökülen su, hâsıl olan çamur, su ısıtırken kullanılan yakacak artıklarıyla alâkalı hiçbir sünnet yoktur. [B]5. Borçlarını Ödemek: [/B] Ölünün borcu varsa ödenmeden Rasûlullah (sav) namazını kılmazdı ve şöyle buyururdu: "Mü'minin ruhu (nefsi), ödeninceye kadar borcuna takılıp kalmaktadır." (Tirmizî, Ahmed, İbn Mâce). Ölünün borcu, varsa malından ödenir. Malı yoksa bazı müctehidlere göre beytü'l-maldan ödenir. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir mü'min yoktur ki ben ona dünya ve âhirette kendinden daha yakın olmayayım. -İstersen "Peygamber mü'minlere kendilerinden daha yakındır" âyetini oku-82 Hangi mü'min ölür de mal bırakırsa bu vârislerine aittir. Her kim de borç veya bakılacak çoluk-çocuk bırakırsa bana gelsin; ben onun yakınıyım, velisiyim." (Buhârî) Ödemek niyetinde olduğu halde imkânsızlıklar yüzünden borcunu ödeyemeden ölen kimsenin bu borcunu, Allah'ın ödeyeceğini ifade eden sahih hadîsler mevcuttur. Netice olarak ölünün borçlarını bir an önce -namazdan önce- ödemek sünnettir.83 [B] 6. Namaz:[/B] Bütün mezheblerin ittifak ettikleri bir nokta da müslümanların, ölüleri üzerine "cenaze namazı" kılmalarının farz-ı kifâye olduğudur. Bu hükmün mesnedlerinden birini nakledelim: Ebû Hureyre rivâyet ediyor: Hz. Peygamber (sav) borçlu bir müslümanın cenazesi getirilince, "borcu için birşey bıraktı mı?" diye sorar, eğer yeteri kadar bıraktığı söylenirse namazını bizzat kıldırır, yoksa müslümanlara "kardeşinizin namazını kılın" buyururdu. (Buhârî, Müslim). İbn Kayyim borcu ödenemeyen ölünün namazını niçin bizzat Rasûlullâh'ın (sav) kıldırmadığını şöyle açıklıyor: "Rasûlullah'ın (sav) bir kimse üzerine namaz kılması, gereğini hâsıl eden, istediğini alan bir şefaat mahiyetindedir; halbuki borçlu borcuna karşı rehin vaziyetindedir."84 Yukarıda işaret edildiği üzere fetihler sonu beytü'l-mal zenginleşince bu gibilerin borcunu Hz.Peygamber (sav) oradan ödemiş ve namazlarını kılmıştır. Allah'a ibâdet ve ölüye dua niyetiyle kılınan bu namazın farzı kifâye olduğunda ittifâk edilmekle beraber bazı noktalarda ictihad ve anlayış farkları vardır. a) Şartları: Bu da bir namaz olduğu için tahâret, kıbleye yönelmek, avret yerlerini örtmek gibi şartlar cenaze namazında da aranır. Bu namazın farkı vakit şartında ortaya çıkar. Hanefî ve şafiîlere göre "namaz kılmak memnû ve mekrûh olan vakitler" de dahil olmak üzere cenaze ne zaman hazır olursa namazı kılınır. Bazı müctehidler güneş doğarken, zeval vakti ve batarken kılmak mekrûhtur demişlerdir. b) El Kaldırmak: Hadîsler ve tatbikatın desteklediği görüşe göre el yalnız ilk tekbirde kaldırılır.85 c) Fâtiha Okumak: Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel bu mevzudaki hadîslere dayanarak cenaze namazında ilk tekbirden sonra Fâtiha okunması gerekir demişlerdir. Ebû Hânife, Sevrî gibi müctehidlere göre ise bu namaz Allah'a övgü, Rasûlü'ne (sav) salâvat ve ölüye duâdan ibarettir, Fâtiha okumak gerekmez, ancak duâ niyetiyle okunabilir. Hadîsler birinci görüşü desteklemektedir.86 d) Namazı Kılınanlar ve Kılınmayanlar: Erkek kadın müslümanların, canlı doğup ölmüş çocukların namazı kılınır. Şehid üzerinde çeşitli görüşler vardır; Hanefîlere göre namaz kılınır. Canlı olarak doğup ölen çocuklar yıkanır ve namazları kılınır. İdama mahkûm olanların namazı kılınır. İslâm müctehidlerinin cumhuruna göre müslüman olduğu bilinen hâin, âsi, şâkî her nevi ölünün namazı kılınır.87 Hanefî fukahası şunları istisna etmiş ve namazlarının kılınmayacağını ifade etmişlerdir: aa) Devlete başkaldırıp savaşırken ölen asiler (bugât), ab) Haksız olduğu halde kabilecilik gayretiyle kavgaya karışıp ölenler, ac) Yol kesip, şehir basıp soygunculuk yapan eşkiyâ, ad) Ana veya babasından birini öldürenler. İlk üçü kavga ve savaşta iken ölürse, sonuncusu da kısasen öldürülürse namazları kılınmaz.88 [/FONT][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Ebediyet Yolcusunu Uğurlarken
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst