Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Tabiun ve Tebe-i Tabiin
Darağacından Resulullaha selam gönderen sahabî
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="memluk" data-source="post: 184712" data-attributes="member: 9260"><p><strong><span style="color: #800000">..:..<span style="font-family: 'Times New Roman'"> ZEYD BİN DESİNNE ..:..:..</span></span></strong></p><p> </p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler, müslümanlardan bunların intikamını almak istediler. Alçakça bir plân hazırladılar. Hemen de plânı tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye gidip, Resulullahın huzuruna çıkarak şu ricada bulundular: </strong></span></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Ya Resulallah! Bizim kabilelerimiz, İslâmiyeti kabul ettiler.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Yalnız Kur'an-ı kerim öğretmenine ihtiyacımız var. Lütfen bize; İslâmiyeti, Kur'an-ı kerimi öğretecek kimseler yollar mısınız?</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Öğretmenler heyeti </span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar. Başlarında, Asım bin Sabit hazretlerinin bulunduğu bu heyette, Mersed bin Ebî Mersed, Halid bin Ebî Bükeyr, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Tarık, Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Bu öğretmenler kafilesi, geceleri yürüyerek, gündüzleri gizlenerek Hüzeyl kabilesi topraklarında, Reci suyu başında, seher vakti konakladılar.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Bu sırada yanlarında bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri, bir bahane ile yanlarından ayrıldı. Hemen Lıhyanoğularına gidip, haber verdi. Çok geçmeden kafilenin etrafı sarıldı. 200'den fazla silahlı eşkıya oradaydı.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">“Bize öğretmen lazım!” diyenler, çekip gittiler. O güzide müslümanları, eşkıya ile karşı karşıya bıraktılar.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Lıhyanoğulları mensupları, esir ticareti ile geçinirlerdi. Bu sebeple, “Teslim olun ve canınızı kurtarın!” teklifinde bulunuyorlardı. Asıl niyetleri, onları Mekke'de köle olarak satmaktı. Böylece çok para kazanacaklardı. Çünkü Mekke'li müşrikler, kendilerine, “Yakaladığınız her müslüman için, değerinden fazla para öderiz” demişlerdi.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Bunu müslümanlar da duymuşlardı. Onun için, aralarında istişare ederek, çarpışmaya karar verdiler. Arkalarını dağa dönüp, kılıçlarını çekip, Allahın dini uğrunda vuruşmaya başladılar.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">İkiyüz kişilik düşmana karşı, görülmemiş bir kahramanlıkla çarpıştılar. Üzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını öldürdüler. Nihayet çarpışa çarpışa on sahabîden yedisi okla vurularak orada şehit düştü.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Size yoldaş olmam </span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Sadece Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Tarık kalmış, müşriklerle çarpışıyorlardı. Çok geçmeden müşrikler, onları sağ olarak yakaladılar. Üçünü de yayların kirişleri ile bağladılar. Mekke'ye götürmek üzere yola çıktılar.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Abdullah bin Tarık Mekkeli müşriklere götürülmeye razı olmadı. Gitmemek için zorlandı. “Vallahi ben size arkadaş ve yoldaş olmam! Şehit olan arkadaşlarım bana örnek ve önderdir" deyip, bir zorlayışta ellerini kurtardı. Lıhyanoğulları onu taşa tuttular, sonunda onu da şehit ettiler.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Lıhyanoğulları, Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye götürüp müşriklere yüksek bir fiyatla sattılar. Zeyd bin Desinne'yi de Safvan bin Ümeyye, Bedir savaşında öldürülen babası Ümeyye bin Halef'in intikamını almak üzere satın aldı.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Mekkeli müşrikler, Hz. Hubeyb ve Zeyd'i satın aldıktan sonra, onlara ne ceza vereceklerini konuşuyorlardı. Bu hususta çeşitli fikirler ileri sürülüyordu: </span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Hemen öldürelim!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Hayır! Evvela işkence etmeliyiz!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Ama Haram aylar içinde bulunuyoruz!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Evet! Bu sebeple, hemen öldüremeyiz! Haram ayların geçmesini beklememiz gerek.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- O hâlde, hapsedelim!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Ellerini, ayaklarını zincire vuralım!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Kararlaştırdıkları gün geldi </span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Nitekim öyle de yaptılar. Yani zincire vurup hapsettiler. Harp meydanındaki yenilginin intikamını, müdafaasız bu insanlardan alacaklardı. Hem de onları; harpte değil, parayla pazardan almışlardı!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi öldürmek için, müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti. Fakat müşriklerin kin ve intikam hisleri geçmek bilmedi.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Herkese haber verildi. Bu yüzden şehrin zengin-fakir, genç-ihtiyar, kadın-erkek ve bütün çocuklar oradaydılar... Bu iki yüce sahabenin başına gelecekleri merak ediyorlardı.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Bir sabah erkenden iki sahabînin zincirlerini çözüp, zindandan çıkardılar. Mekke dışında Tenim denilen yere götürdüler. Çünkü bütün melanetlerini, orada yapmayı âdet edinmişlerdi.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Bu iki Allah ve Resulullah dostu ise, heyacanlı değildiler. Yolda karşılaşıp görüşen bu iki sahabî, kucaklaşarak, birbirlerine uğradıkları belaya sabretmelerini tavsiye ettiler.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Hz. Zeyd, son namazını kıldıktan sonra, Mekkeli müşrikler, onu tutup darağacına kaldırarak bağladılar. Yüzünü kıbleden Medine'ye doğru çevirdiler. Sonra dediler ki: </span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Haydi dîninden dön, seni serbest bırakalım!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Vallahi dinimden aslâ dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse, yine de İslâmiyetten dönmem!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Ben Muhammed aleyhisselamın, değil benim yerimde olmasını, Medine'de yürürken ayağına bir diken bile batmasına aslâ razı olmam!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Ey Zeyd, İslâm dininden dön, eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz!</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- Allah yolunda olduktan sonra, benim için öldürülmemin hiç ehemmiyeti yoktur.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Bu konuşmalardan sonra Zeyd bin Desinne, “Ya Rabbi, selamımı Resulüne ulaştır” diye duâ etmişti. Allahü teâla da onun duâsını kabul etmişti.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Müşriklerin kararı iyice kesinleşti. Safvan bin Ümeyye, azatlı kölesi Nistas'a işaret ederek, Hz. Zeyd'i öldürmesini istedi. Nistas mızrağını Hz. Zeyd'in göğsüne saplayarak sırtından çıkardı. Böylece, Peygamber âşığı Hz. Zeyd, cennetteki makamına yükseldi.</span></strong></p><p></p><p style="text-align: left"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Hz. Zeyd'in şehadetini haber alan Peygamberimiz ona duâ buyurdu</span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="memluk, post: 184712, member: 9260"] [B][COLOR=#800000]..:..[FONT=Times New Roman] ZEYD BİN DESİNNE ..:..:..[/FONT][/COLOR][/B] [LEFT][FONT=Verdana][B]Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler, müslümanlardan bunların intikamını almak istediler. Alçakça bir plân hazırladılar. Hemen de plânı tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye gidip, Resulullahın huzuruna çıkarak şu ricada bulundular: [/B][/FONT][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Ya Resulallah! Bizim kabilelerimiz, İslâmiyeti kabul ettiler.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Yalnız Kur'an-ı kerim öğretmenine ihtiyacımız var. Lütfen bize; İslâmiyeti, Kur'an-ı kerimi öğretecek kimseler yollar mısınız?[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Öğretmenler heyeti [/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar. Başlarında, Asım bin Sabit hazretlerinin bulunduğu bu heyette, Mersed bin Ebî Mersed, Halid bin Ebî Bükeyr, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Tarık, Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Bu öğretmenler kafilesi, geceleri yürüyerek, gündüzleri gizlenerek Hüzeyl kabilesi topraklarında, Reci suyu başında, seher vakti konakladılar.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Bu sırada yanlarında bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri, bir bahane ile yanlarından ayrıldı. Hemen Lıhyanoğularına gidip, haber verdi. Çok geçmeden kafilenin etrafı sarıldı. 200'den fazla silahlı eşkıya oradaydı.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]“Bize öğretmen lazım!” diyenler, çekip gittiler. O güzide müslümanları, eşkıya ile karşı karşıya bıraktılar.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Lıhyanoğulları mensupları, esir ticareti ile geçinirlerdi. Bu sebeple, “Teslim olun ve canınızı kurtarın!” teklifinde bulunuyorlardı. Asıl niyetleri, onları Mekke'de köle olarak satmaktı. Böylece çok para kazanacaklardı. Çünkü Mekke'li müşrikler, kendilerine, “Yakaladığınız her müslüman için, değerinden fazla para öderiz” demişlerdi.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Bunu müslümanlar da duymuşlardı. Onun için, aralarında istişare ederek, çarpışmaya karar verdiler. Arkalarını dağa dönüp, kılıçlarını çekip, Allahın dini uğrunda vuruşmaya başladılar.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]İkiyüz kişilik düşmana karşı, görülmemiş bir kahramanlıkla çarpıştılar. Üzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını öldürdüler. Nihayet çarpışa çarpışa on sahabîden yedisi okla vurularak orada şehit düştü.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Size yoldaş olmam [/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Sadece Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Tarık kalmış, müşriklerle çarpışıyorlardı. Çok geçmeden müşrikler, onları sağ olarak yakaladılar. Üçünü de yayların kirişleri ile bağladılar. Mekke'ye götürmek üzere yola çıktılar.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Abdullah bin Tarık Mekkeli müşriklere götürülmeye razı olmadı. Gitmemek için zorlandı. “Vallahi ben size arkadaş ve yoldaş olmam! Şehit olan arkadaşlarım bana örnek ve önderdir" deyip, bir zorlayışta ellerini kurtardı. Lıhyanoğulları onu taşa tuttular, sonunda onu da şehit ettiler.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Lıhyanoğulları, Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye götürüp müşriklere yüksek bir fiyatla sattılar. Zeyd bin Desinne'yi de Safvan bin Ümeyye, Bedir savaşında öldürülen babası Ümeyye bin Halef'in intikamını almak üzere satın aldı.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Mekkeli müşrikler, Hz. Hubeyb ve Zeyd'i satın aldıktan sonra, onlara ne ceza vereceklerini konuşuyorlardı. Bu hususta çeşitli fikirler ileri sürülüyordu: [/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Hemen öldürelim![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Hayır! Evvela işkence etmeliyiz![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Ama Haram aylar içinde bulunuyoruz![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Evet! Bu sebeple, hemen öldüremeyiz! Haram ayların geçmesini beklememiz gerek.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- O hâlde, hapsedelim![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Ellerini, ayaklarını zincire vuralım![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Kararlaştırdıkları gün geldi [/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Nitekim öyle de yaptılar. Yani zincire vurup hapsettiler. Harp meydanındaki yenilginin intikamını, müdafaasız bu insanlardan alacaklardı. Hem de onları; harpte değil, parayla pazardan almışlardı![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi öldürmek için, müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti. Fakat müşriklerin kin ve intikam hisleri geçmek bilmedi.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Herkese haber verildi. Bu yüzden şehrin zengin-fakir, genç-ihtiyar, kadın-erkek ve bütün çocuklar oradaydılar... Bu iki yüce sahabenin başına gelecekleri merak ediyorlardı.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Bir sabah erkenden iki sahabînin zincirlerini çözüp, zindandan çıkardılar. Mekke dışında Tenim denilen yere götürdüler. Çünkü bütün melanetlerini, orada yapmayı âdet edinmişlerdi.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Bu iki Allah ve Resulullah dostu ise, heyacanlı değildiler. Yolda karşılaşıp görüşen bu iki sahabî, kucaklaşarak, birbirlerine uğradıkları belaya sabretmelerini tavsiye ettiler.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Hz. Zeyd, son namazını kıldıktan sonra, Mekkeli müşrikler, onu tutup darağacına kaldırarak bağladılar. Yüzünü kıbleden Medine'ye doğru çevirdiler. Sonra dediler ki: [/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Haydi dîninden dön, seni serbest bırakalım![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Vallahi dinimden aslâ dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse, yine de İslâmiyetten dönmem![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Ben Muhammed aleyhisselamın, değil benim yerimde olmasını, Medine'de yürürken ayağına bir diken bile batmasına aslâ razı olmam![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Ey Zeyd, İslâm dininden dön, eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz![/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]- Allah yolunda olduktan sonra, benim için öldürülmemin hiç ehemmiyeti yoktur.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Bu konuşmalardan sonra Zeyd bin Desinne, “Ya Rabbi, selamımı Resulüne ulaştır” diye duâ etmişti. Allahü teâla da onun duâsını kabul etmişti.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Müşriklerin kararı iyice kesinleşti. Safvan bin Ümeyye, azatlı kölesi Nistas'a işaret ederek, Hz. Zeyd'i öldürmesini istedi. Nistas mızrağını Hz. Zeyd'in göğsüne saplayarak sırtından çıkardı. Böylece, Peygamber âşığı Hz. Zeyd, cennetteki makamına yükseldi.[/FONT][/B][/LEFT] [LEFT][B][FONT=Verdana]Hz. Zeyd'in şehadetini haber alan Peygamberimiz ona duâ buyurdu[/FONT][/B][/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Tabiun ve Tebe-i Tabiin
Darağacından Resulullaha selam gönderen sahabî
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst