Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Memba
Cihad
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 83494" data-attributes="member: 656"><p><strong><span style="font-family: 'Tahoma'">RİSALE...</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Tahoma'">RİSALE-İ NURUN CİHAD VAZİFESİ</span></strong></p><p><strong></strong><span style="font-family: 'Tahoma'">Ey, bin seneden beri İslâmiyetin bayraktarlığını yapan bir milletin torunları olan cengâver ruhlu kardeşlerim! Bu zamanın ve gelecek asırların Müslümanları ve bizler, Kur'an-ı Azîmüşşân'ın tefsiri olan öyle bir rehbere muhtacız ki; tahkikî îman dersleriyle, îman mertebelerinde terakki ve teâli ettirsin. Hem korkak değil, bilakis Risale-i Nur talebeleri gibi cesur ve kahraman ve fa'al ve amel-i sâlih sahibi, mütedeyyin, müttaki ve bununla beraber, şahsî rahatlık ve menfaatlarını îman ve İslâmiyet'in kurtuluşu uğrunda fedâ eden, fedâî ve mücahid Müslümanlar yetiştirsin, neme lâzımcılıktan kurtarsın. Hem taarruz ve işkenceler ve ölüm ihtimalleri karşısında, tahkikî îmân kuvvetinden gelen bir cesaretle, Kur'an ve İslâmiyet cephesinden asla çekilmeyen, "Ölürsem şehidim, kalırsam Kur'anın hizmetkârıyım" diyen ve yılgınlık haline düşmeyen sâdık ve ihlaslı, yalnız Allah rızâsı için hizmet eden, Nur talebeleri gibi İslâmiyet hâdimleri yetiştirsin, böyle muazzez Müslümanlar meydana getirsin.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Evet bu asra öyle bir Kur'an tefsiri lâzım ve elzemdir ki; Risale-i Nur gibi akıl, fikir ve mantığı çalıştırsın, ruh ve kalb ve vicdanı tenvir etsin. Müslümanları, beşeri uyandırsın; intibah versin, gafletten kurtarsın. Sırat-ı Müstakim olan Kur'an yolunu göstersin. Sünnet-i Seniyeye ve İslâmiyetin şeâirine muhalif olarak yaptırılan ve yapılan şeyleri fark ettirip, sünnet-i Peygamberîye (Aleyhissalâtü Vesselâm) ittibaı ders versin ve ihya etmek cehdini uyandırsın.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">İşte Risale-i Nur'un böyle hâsiyetleri hâvi bir Kur'an tefsiri olduğu, otuz seneden beri meydandadır ve ehl-i hakikatın tasdikiyle sabittir. Hem amansız din düşmanlarının plânlarıyla mahkemelere sürüklenen Risale-i Nur talebelerinin müdafaaları; ve bu talebelerin İslâmiyete hizmetleri esnasında, gizli İslâmiyet düşmanı, insafsız, cebbar zâlimlerin entrikalarıyla maruz kaldıkları işkencelerden yılmamak, şahıslarını düşünmeden, yâni şahsî refahlarını İslâmın refah ve saadeti için fedâ ederek, sıddıkıyetle sebat etmeleri ve eşedd-i zulme mukavemet etmeleri âşikâr bir delil teşkil etmektedir.</span></p><p><strong><span style="font-family: 'Tahoma'">CİHAD FARZ-I AYIN OLMUŞTUR</span></strong></p><p><strong></strong><span style="font-family: 'Tahoma'">Şehid velidir. Cihad farz-ı kifaye iken farz-ı ayn olmuştur. Belki muzaaf bir farz-ı ayn hükmüne geçmiştir. Hac ve zekat gibi, cihadda da niyetin tasarrufu azdır. Hattâ adem-i niyet dahi asıl nokta-i nazarından niyet hükmündedir. Demek zıdd-ı niyet, yakînen tebeyyün etmezse, cihad şehadet-i hakikiyeyi intac eder. Zira vücub tezauf etse, taayyün eder. İhtiyarı tazammun eden niyetin te'siri azalır. Şu günahkâr millette, birdenbire onbinler evliya inkişaf ve tezahür etse, az bir mükâfat değildir.</span></p><p><strong><span style="font-family: 'Tahoma'">NÜKTELER...</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Tahoma'">KURTARICI NESLE</span></strong></p><p><strong></strong><span style="font-family: 'Tahoma'">Sen hep böyle milletinin derdiyle muzdarip yaşa! Her gece gönül kadehine çile ve ızdırap badeleri baskın yapsın. Ve yüz defa inlemeden bir nağme dinlememeye söz ver!..</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Seccadenin hilali kıskandıran dudakları senin alnını Öperken eteklerinde nice Süreyya yıldızını uyutmaya çalış! Tevazuun ağyara ürperti versin ancak sen, deryaları yutmaya niyetli bir katre ol!..</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Önünde nice "afilin" bendi gaye ve hedefe ulaşmana mani oluyor. Halbuki sen ateş ortasında bir çiçek gibi oturmaya namzetsin. Büyük atan İbrahim (as) bu mazhariyete bütün o bendlerî yıkarak erdi. Şimdi sıra sende: Bendleri bir bir yere sermekle!. .</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Duydun mu ? Tilkiler aslandan haraç almış, kargalar kekliğin yürüyüşüyle alay etmişler. Efendi kölesine hizmet ediyor; köle efendisine harçlık veriyormuş. Davran ve aslana, kekliğe ve efendiye, kendilerine gelmelerini söyle! Belki dlnlemiyecekler. Fakat sen, onların gözündeki gafleti, göz yasınla silmeyi unutma!..</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Düşüncesi nemlenmiş ve beraatini ecelden almaya niyetlenmiş bir milletin bağrında sen, düşüncesinden ateş damlayan bir gül goncası gibi aç! Öyle bir gül goncası ki, gönlü dünde, gözü ise daima yarınlardadır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Aldanmış ve aldatılmış insanımızın şafak diye seyrettiği aydınlığın, puthaneden camiye sıçrayan büyük yangın olduğunu artık onlara haber ver! Haber ver, Kabe'den ürküp kaçan ceylanın yabancıların okuyla yaralandığını...</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Kendini bırakıp âfâka dalan, su pınarı bırakmış çölde su arayan âmâya söyle: Güneş avlamaya çıkmıştın halbuki Öz benliğinin mumu çoktan sönmüştür. Yabancıya yakın kendinden uzak kaldığı müddetçe de bu mum asla yanmıyacak ve o, hep, gözünde fer olsa bile sinesinde kalb bulunmayan bir ama olarak yaşayacaktır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Sen seni öldürmeye gelenlere hayat ver! Kendi safında olmak şartıyla, sana diken batıranların gönlünü gül yaprağıyla dahi incitme!.. Vazifenin en ağırını yüklenmeyi ilâhi bir lütuf ve kendin için de büyük bir bahtiyarlık kabul et! Fakat, ücret zamanı, semadan, yağmur yerine dürru güher yağsa senin nasip bağına bir katresi dahi düşmesin. Ve sen, iradenle, "bîbaht" olmayı tercih et!..</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hazırlan!. Senin ışıl ışıl bakan gözlerinde ben milletimin fecrini seyrediyorum. Ve inanıyorum, bu fecirden yüzlerce seher doğacak. Ancak unutma: Çiçeğin yanağını yıkayan çiy tanesi omuzunda nice fırtınalar taşımalıdır...</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">İşte buna hazırlan!..</span></p><p><strong><span style="font-family: 'Tahoma'">ÇOK AZ ANILIYORSUN YA RESULULLAH</span></strong></p><p><strong></strong><span style="font-family: 'Tahoma'">Buyuruyor ki, “bir gün benim adım güneşin doğup battığı her yere ulaşacak” diyor. Demek ki, kutuplarda azıcık yarım saatliğine bile güneşin doğup battığı yerler vardır. Oraya bile ulaşacak. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Aslında meseleyi öyle almamalı. Mekanı zikredip o mekanda mekana hulul edecek insanı anlamak lazım. Yani gecesi gündüzü olan insanların bulunduğu her yere benim namım ulaşacaktır. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Şimdi bu gaybi bir haberdir. Fakat gaybi haberden daha çok, bizim için gösterilen bir ufuktur, bir gaye-i hayaldir. Bize verilmiş bir hedeftir. Diyor ki, siz benim adımı nam-ı celilimi güneşin doğup battığı her yere götürün. Götürmek için o bir avuç atında eğeri olmayan, atının ağzında gemi olmayan –baldırı çıplak derken takdir sözüyle söylüyorum- Hicaz’dan ayrılan baldırı çıplak – o baldırı çıplaklara ruhum kurban olsun- atları ciriko kemikleri üzerinde dünyanın dört bir yanına o nam-ı celili Muhammedi’yi götürmek için at koşturdu durdular. O anil merkez hareketin, merkez kaç hareketin, gücü bir yere kadar gitti durdu. O merkezden hızını alan güç bir yerde bitti durdu. Bayrak taşıyan kollar birden yerde yoruldu, bayrak bırakıldı. At çatladı, silah işlemez oldu, kılıç körerdi, yay açılmaz oldu, ok gitmez oldu. Ve gele gele size geldi. Götüre bildikleri yere kadar götürdüler. Bize getirenlerin de ruhu şad olsun. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Biz bir Asya milletiyiz. Onlar hicret-i seniyenin sekseninci senesinde Buhara’ya gelmeselerdi, kırkıncı senesinde Manevarun Nehir'e ulaşmasalardı biz nerden Müslümanlığı öğrenecektik. O ilk Müslümanlar İslamı çok iyi yorumlamasalardı, bizim anladığımız manada seslendirmeselerdi nasıl böyle bir Müslümanlığı anlayacaktık. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ama her bir fani gibi onlarında bir ömrü vardır. Onlarda ömürlerini, ömrü tabilerini, tamamladılar ve göçüp gittiler Allah’a. Vazife başında gittiler. Şimdi gele gele bu vazife size düştü. Ama acıdır çok, Allah Resul’ünün nam-ı celili güneşin doğup battığı her yere gidemedi henüz. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Sizin arkadaşlarınız Sibirya’larda yaz günlerinde sıcağın otuz kırk derece olduğu kış günlerinde soğuğun altmış derece olduğu bir yerde o nam-ı celili Muhammedi’yi şöyle veya böyle tutturabilir miyiz diye, buza yazı yazar gibi oraya o namı yazmaya çalışıyorlar. Eski Moğolların ülkesine, bilmem ki Güney Kutup’ta insan var mıdır? Oralara kadar dünyanın her yerine nam-ı celili Muhammedi’nin götürülmesi. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Bırakın buralara da bir Almanya’ya gidin, dünya kadar yer gezersinizde ruhi revani Muhammedi minarelerde şehbal açmaz. İngiltere’de dünya kadar yer dolaşırsınız da ezan sesi duymazsınız. Camileri vardır ama sizin camilere benzemez. Müezzinleri kapalı yerlerde ezan okur. İmamların sesi sokağa taşmaz. Oralarda sokakları da alacak şekilde gürül gürül namaz kılınmaz. Itri’nin bestesiyle salat-u selamlar okunmaz. Allahu Ekberler denmez. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ve Allah Resul’ünü kaldığın sürelerce ben oralarda çok garip hissettim. “Çok az anılıyorsun ya Resulullah, herhalde çok gurbet yaşıyorsun buralarda” dedim kendi kendime. Bir senden evvel ama senden küçük o peygamberlerin haline bakıyorum. Bir Amerika’da bakıyorum Davud’un sesi senden yüksek çıkıyor. Süleyman’ın sesi senden yüksek çıkıyor. İsa’nın sesi senden yüksek çıkıyor. Musa’nın sesi senden yüksek çıkıyor. O seslere de ruhum kurban. Ama senin sesin bir sporda başarılı olamamış takımın bayrağının birkaç adım aşağıda olması gibi nam-ı celiline baktıkça aşağıda görüyorum. Ve içim içimi yiyor adeta. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Oralara bile nam-ı celili Muhammedi götürülememiş. Biz mi vefasız, bize yakın olan bizden evvelkiler mi vefasız, tarih mi vefası, tarihseller mi vefasız kim vefasız bilemeyeceğim. Ama herhalde dostun vefasızlığı bahis mevzu düşmanın husumetinin yanı başında. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Bunun için güneşin doğup battığı her yere mutlaka ulaşmamız lazım. Bunu ister bir emir telakki edersiniz sahabinden. İster bir gaye-i hayal telakki edersiniz. Sizin için bir ufuk, bir hedeftir. Buraya ulaşın demiştir ümmetine. Ve isterseniz onu henüz vakti gelmemiş gaybtan verilen bir haber telakki edersiniz. Demek ki, Allah resulü olacak bir şeyi söylüyor. Madem bu olacaktır öyleyse bence bunu oldurmaya çalışmalıyız. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">O olacak şeyin yanında Allah’ın inayeti vardır. Allah’ın keremi vardır, Resul’ün şefaati vardır. Allah (c.c.) sizi tutup kaldıracaktır. Allah sizi tutup kaldıracaktır. Allah’ın inayet ve keremiyle. Bunu ben bir işarete binaen söylüyorum. Sizin tutulup kaldırıldığınıza dair bir işarete binaen söylüyorum ama müsaadenizle onu açamayacağım. Mezun değilim onu açmaya. Onu O’nunla benim aramda bir sır olarak kabul edeceğim.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Eğer tutulup kaldırılmayı düşünüyorsanız, dağınıklığınızın giderilmesi ve toparlanmayı düşünüyorsanız bu işe sahip çıkın. İslamın dağınık şemnini bir araya getirin ki Allah’ta sizi dağınıklıktan kurtarsın, derlenip toparlanmanıza yardımcı olsun ve tutsun sizi tutup kaldırdığınız hakla beraber kaldırsın. Hakkı koyacağı yere koysun. Hak sahiplerini, ihkak-ı hak yapanları hakkı kaldırıp koyduğu yere koysun. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ben sizden fazla bir şey istemiyorum, istemeye hiç hakkım yok. O konumda da değilim. Ama başlattığınız şu şeyi devam ettirmenizi istirham ediyorum. Allah aşkına, Resulün hatırına, şanlı tarihinizin hatırına. Tarihinizde sizin garip bir hadise değil bu. O kadar çok tekerrür etmiş. O kadar çok baskısı yaşanmış, o kadar çok şablonu var ki. Size diyorum bu kanaviçe üzerinde hayatınızı ördüğünüz zaman, örgülediğiniz zaman bu kendi kendine gerçekleşecektir Allah’ın inayet ve keremiyle. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Başlamış bir iş, yarıda bırakmayın. Bir kırık plak gibi kalmasın. Bu ses bu beste tamamlasın Allah aşkına. Bunu arkadan gelenler dinlerken yahu tamam olmuyor bu şiir demesinler. Bu beste tamam olmuyor demesinler. Dinlesinler ve tamamlayanlara rahmet desinler. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Başlamış bir şey. Başlamışı bitirin inşallah. Siz bitirmeye azmederseniz Allah sizi çoğaltmakta, sizi ikmal etmekte, itmam etmekte ve bu işi bitirmede size yardımcı olacaktır.</span></p><p> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 83494, member: 656"] [B][FONT=Tahoma]RİSALE...[/FONT] [FONT=Tahoma]RİSALE-İ NURUN CİHAD VAZİFESİ[/FONT] [/B][FONT=Tahoma]Ey, bin seneden beri İslâmiyetin bayraktarlığını yapan bir milletin torunları olan cengâver ruhlu kardeşlerim! Bu zamanın ve gelecek asırların Müslümanları ve bizler, Kur'an-ı Azîmüşşân'ın tefsiri olan öyle bir rehbere muhtacız ki; tahkikî îman dersleriyle, îman mertebelerinde terakki ve teâli ettirsin. Hem korkak değil, bilakis Risale-i Nur talebeleri gibi cesur ve kahraman ve fa'al ve amel-i sâlih sahibi, mütedeyyin, müttaki ve bununla beraber, şahsî rahatlık ve menfaatlarını îman ve İslâmiyet'in kurtuluşu uğrunda fedâ eden, fedâî ve mücahid Müslümanlar yetiştirsin, neme lâzımcılıktan kurtarsın. Hem taarruz ve işkenceler ve ölüm ihtimalleri karşısında, tahkikî îmân kuvvetinden gelen bir cesaretle, Kur'an ve İslâmiyet cephesinden asla çekilmeyen, "Ölürsem şehidim, kalırsam Kur'anın hizmetkârıyım" diyen ve yılgınlık haline düşmeyen sâdık ve ihlaslı, yalnız Allah rızâsı için hizmet eden, Nur talebeleri gibi İslâmiyet hâdimleri yetiştirsin, böyle muazzez Müslümanlar meydana getirsin.[/FONT] [FONT=Tahoma]Evet bu asra öyle bir Kur'an tefsiri lâzım ve elzemdir ki; Risale-i Nur gibi akıl, fikir ve mantığı çalıştırsın, ruh ve kalb ve vicdanı tenvir etsin. Müslümanları, beşeri uyandırsın; intibah versin, gafletten kurtarsın. Sırat-ı Müstakim olan Kur'an yolunu göstersin. Sünnet-i Seniyeye ve İslâmiyetin şeâirine muhalif olarak yaptırılan ve yapılan şeyleri fark ettirip, sünnet-i Peygamberîye (Aleyhissalâtü Vesselâm) ittibaı ders versin ve ihya etmek cehdini uyandırsın.[/FONT] [FONT=Tahoma]İşte Risale-i Nur'un böyle hâsiyetleri hâvi bir Kur'an tefsiri olduğu, otuz seneden beri meydandadır ve ehl-i hakikatın tasdikiyle sabittir. Hem amansız din düşmanlarının plânlarıyla mahkemelere sürüklenen Risale-i Nur talebelerinin müdafaaları; ve bu talebelerin İslâmiyete hizmetleri esnasında, gizli İslâmiyet düşmanı, insafsız, cebbar zâlimlerin entrikalarıyla maruz kaldıkları işkencelerden yılmamak, şahıslarını düşünmeden, yâni şahsî refahlarını İslâmın refah ve saadeti için fedâ ederek, sıddıkıyetle sebat etmeleri ve eşedd-i zulme mukavemet etmeleri âşikâr bir delil teşkil etmektedir.[/FONT] [B][FONT=Tahoma]CİHAD FARZ-I AYIN OLMUŞTUR[/FONT] [/B][FONT=Tahoma]Şehid velidir. Cihad farz-ı kifaye iken farz-ı ayn olmuştur. Belki muzaaf bir farz-ı ayn hükmüne geçmiştir. Hac ve zekat gibi, cihadda da niyetin tasarrufu azdır. Hattâ adem-i niyet dahi asıl nokta-i nazarından niyet hükmündedir. Demek zıdd-ı niyet, yakînen tebeyyün etmezse, cihad şehadet-i hakikiyeyi intac eder. Zira vücub tezauf etse, taayyün eder. İhtiyarı tazammun eden niyetin te'siri azalır. Şu günahkâr millette, birdenbire onbinler evliya inkişaf ve tezahür etse, az bir mükâfat değildir.[/FONT] [B][FONT=Tahoma]NÜKTELER...[/FONT] [FONT=Tahoma]KURTARICI NESLE[/FONT] [/B][FONT=Tahoma]Sen hep böyle milletinin derdiyle muzdarip yaşa! Her gece gönül kadehine çile ve ızdırap badeleri baskın yapsın. Ve yüz defa inlemeden bir nağme dinlememeye söz ver!..[/FONT] [FONT=Tahoma]Seccadenin hilali kıskandıran dudakları senin alnını Öperken eteklerinde nice Süreyya yıldızını uyutmaya çalış! Tevazuun ağyara ürperti versin ancak sen, deryaları yutmaya niyetli bir katre ol!..[/FONT] [FONT=Tahoma]Önünde nice "afilin" bendi gaye ve hedefe ulaşmana mani oluyor. Halbuki sen ateş ortasında bir çiçek gibi oturmaya namzetsin. Büyük atan İbrahim (as) bu mazhariyete bütün o bendlerî yıkarak erdi. Şimdi sıra sende: Bendleri bir bir yere sermekle!. .[/FONT] [FONT=Tahoma]Duydun mu ? Tilkiler aslandan haraç almış, kargalar kekliğin yürüyüşüyle alay etmişler. Efendi kölesine hizmet ediyor; köle efendisine harçlık veriyormuş. Davran ve aslana, kekliğe ve efendiye, kendilerine gelmelerini söyle! Belki dlnlemiyecekler. Fakat sen, onların gözündeki gafleti, göz yasınla silmeyi unutma!..[/FONT] [FONT=Tahoma]Düşüncesi nemlenmiş ve beraatini ecelden almaya niyetlenmiş bir milletin bağrında sen, düşüncesinden ateş damlayan bir gül goncası gibi aç! Öyle bir gül goncası ki, gönlü dünde, gözü ise daima yarınlardadır.[/FONT] [FONT=Tahoma]Aldanmış ve aldatılmış insanımızın şafak diye seyrettiği aydınlığın, puthaneden camiye sıçrayan büyük yangın olduğunu artık onlara haber ver! Haber ver, Kabe'den ürküp kaçan ceylanın yabancıların okuyla yaralandığını...[/FONT] [FONT=Tahoma]Kendini bırakıp âfâka dalan, su pınarı bırakmış çölde su arayan âmâya söyle: Güneş avlamaya çıkmıştın halbuki Öz benliğinin mumu çoktan sönmüştür. Yabancıya yakın kendinden uzak kaldığı müddetçe de bu mum asla yanmıyacak ve o, hep, gözünde fer olsa bile sinesinde kalb bulunmayan bir ama olarak yaşayacaktır.[/FONT] [FONT=Tahoma]Sen seni öldürmeye gelenlere hayat ver! Kendi safında olmak şartıyla, sana diken batıranların gönlünü gül yaprağıyla dahi incitme!.. Vazifenin en ağırını yüklenmeyi ilâhi bir lütuf ve kendin için de büyük bir bahtiyarlık kabul et! Fakat, ücret zamanı, semadan, yağmur yerine dürru güher yağsa senin nasip bağına bir katresi dahi düşmesin. Ve sen, iradenle, "bîbaht" olmayı tercih et!..[/FONT] [FONT=Tahoma]Hazırlan!. Senin ışıl ışıl bakan gözlerinde ben milletimin fecrini seyrediyorum. Ve inanıyorum, bu fecirden yüzlerce seher doğacak. Ancak unutma: Çiçeğin yanağını yıkayan çiy tanesi omuzunda nice fırtınalar taşımalıdır...[/FONT] [FONT=Tahoma]İşte buna hazırlan!..[/FONT] [B][FONT=Tahoma]ÇOK AZ ANILIYORSUN YA RESULULLAH[/FONT] [/B][FONT=Tahoma]Buyuruyor ki, “bir gün benim adım güneşin doğup battığı her yere ulaşacak” diyor. Demek ki, kutuplarda azıcık yarım saatliğine bile güneşin doğup battığı yerler vardır. Oraya bile ulaşacak. [/FONT] [FONT=Tahoma]Aslında meseleyi öyle almamalı. Mekanı zikredip o mekanda mekana hulul edecek insanı anlamak lazım. Yani gecesi gündüzü olan insanların bulunduğu her yere benim namım ulaşacaktır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Şimdi bu gaybi bir haberdir. Fakat gaybi haberden daha çok, bizim için gösterilen bir ufuktur, bir gaye-i hayaldir. Bize verilmiş bir hedeftir. Diyor ki, siz benim adımı nam-ı celilimi güneşin doğup battığı her yere götürün. Götürmek için o bir avuç atında eğeri olmayan, atının ağzında gemi olmayan –baldırı çıplak derken takdir sözüyle söylüyorum- Hicaz’dan ayrılan baldırı çıplak – o baldırı çıplaklara ruhum kurban olsun- atları ciriko kemikleri üzerinde dünyanın dört bir yanına o nam-ı celili Muhammedi’yi götürmek için at koşturdu durdular. O anil merkez hareketin, merkez kaç hareketin, gücü bir yere kadar gitti durdu. O merkezden hızını alan güç bir yerde bitti durdu. Bayrak taşıyan kollar birden yerde yoruldu, bayrak bırakıldı. At çatladı, silah işlemez oldu, kılıç körerdi, yay açılmaz oldu, ok gitmez oldu. Ve gele gele size geldi. Götüre bildikleri yere kadar götürdüler. Bize getirenlerin de ruhu şad olsun. [/FONT] [FONT=Tahoma]Biz bir Asya milletiyiz. Onlar hicret-i seniyenin sekseninci senesinde Buhara’ya gelmeselerdi, kırkıncı senesinde Manevarun Nehir'e ulaşmasalardı biz nerden Müslümanlığı öğrenecektik. O ilk Müslümanlar İslamı çok iyi yorumlamasalardı, bizim anladığımız manada seslendirmeselerdi nasıl böyle bir Müslümanlığı anlayacaktık. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ama her bir fani gibi onlarında bir ömrü vardır. Onlarda ömürlerini, ömrü tabilerini, tamamladılar ve göçüp gittiler Allah’a. Vazife başında gittiler. Şimdi gele gele bu vazife size düştü. Ama acıdır çok, Allah Resul’ünün nam-ı celili güneşin doğup battığı her yere gidemedi henüz. [/FONT] [FONT=Tahoma]Sizin arkadaşlarınız Sibirya’larda yaz günlerinde sıcağın otuz kırk derece olduğu kış günlerinde soğuğun altmış derece olduğu bir yerde o nam-ı celili Muhammedi’yi şöyle veya böyle tutturabilir miyiz diye, buza yazı yazar gibi oraya o namı yazmaya çalışıyorlar. Eski Moğolların ülkesine, bilmem ki Güney Kutup’ta insan var mıdır? Oralara kadar dünyanın her yerine nam-ı celili Muhammedi’nin götürülmesi. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bırakın buralara da bir Almanya’ya gidin, dünya kadar yer gezersinizde ruhi revani Muhammedi minarelerde şehbal açmaz. İngiltere’de dünya kadar yer dolaşırsınız da ezan sesi duymazsınız. Camileri vardır ama sizin camilere benzemez. Müezzinleri kapalı yerlerde ezan okur. İmamların sesi sokağa taşmaz. Oralarda sokakları da alacak şekilde gürül gürül namaz kılınmaz. Itri’nin bestesiyle salat-u selamlar okunmaz. Allahu Ekberler denmez. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ve Allah Resul’ünü kaldığın sürelerce ben oralarda çok garip hissettim. “Çok az anılıyorsun ya Resulullah, herhalde çok gurbet yaşıyorsun buralarda” dedim kendi kendime. Bir senden evvel ama senden küçük o peygamberlerin haline bakıyorum. Bir Amerika’da bakıyorum Davud’un sesi senden yüksek çıkıyor. Süleyman’ın sesi senden yüksek çıkıyor. İsa’nın sesi senden yüksek çıkıyor. Musa’nın sesi senden yüksek çıkıyor. O seslere de ruhum kurban. Ama senin sesin bir sporda başarılı olamamış takımın bayrağının birkaç adım aşağıda olması gibi nam-ı celiline baktıkça aşağıda görüyorum. Ve içim içimi yiyor adeta. [/FONT] [FONT=Tahoma]Oralara bile nam-ı celili Muhammedi götürülememiş. Biz mi vefasız, bize yakın olan bizden evvelkiler mi vefasız, tarih mi vefası, tarihseller mi vefasız kim vefasız bilemeyeceğim. Ama herhalde dostun vefasızlığı bahis mevzu düşmanın husumetinin yanı başında. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bunun için güneşin doğup battığı her yere mutlaka ulaşmamız lazım. Bunu ister bir emir telakki edersiniz sahabinden. İster bir gaye-i hayal telakki edersiniz. Sizin için bir ufuk, bir hedeftir. Buraya ulaşın demiştir ümmetine. Ve isterseniz onu henüz vakti gelmemiş gaybtan verilen bir haber telakki edersiniz. Demek ki, Allah resulü olacak bir şeyi söylüyor. Madem bu olacaktır öyleyse bence bunu oldurmaya çalışmalıyız. [/FONT] [FONT=Tahoma]O olacak şeyin yanında Allah’ın inayeti vardır. Allah’ın keremi vardır, Resul’ün şefaati vardır. Allah (c.c.) sizi tutup kaldıracaktır. Allah sizi tutup kaldıracaktır. Allah’ın inayet ve keremiyle. Bunu ben bir işarete binaen söylüyorum. Sizin tutulup kaldırıldığınıza dair bir işarete binaen söylüyorum ama müsaadenizle onu açamayacağım. Mezun değilim onu açmaya. Onu O’nunla benim aramda bir sır olarak kabul edeceğim.[/FONT] [FONT=Tahoma]Eğer tutulup kaldırılmayı düşünüyorsanız, dağınıklığınızın giderilmesi ve toparlanmayı düşünüyorsanız bu işe sahip çıkın. İslamın dağınık şemnini bir araya getirin ki Allah’ta sizi dağınıklıktan kurtarsın, derlenip toparlanmanıza yardımcı olsun ve tutsun sizi tutup kaldırdığınız hakla beraber kaldırsın. Hakkı koyacağı yere koysun. Hak sahiplerini, ihkak-ı hak yapanları hakkı kaldırıp koyduğu yere koysun. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ben sizden fazla bir şey istemiyorum, istemeye hiç hakkım yok. O konumda da değilim. Ama başlattığınız şu şeyi devam ettirmenizi istirham ediyorum. Allah aşkına, Resulün hatırına, şanlı tarihinizin hatırına. Tarihinizde sizin garip bir hadise değil bu. O kadar çok tekerrür etmiş. O kadar çok baskısı yaşanmış, o kadar çok şablonu var ki. Size diyorum bu kanaviçe üzerinde hayatınızı ördüğünüz zaman, örgülediğiniz zaman bu kendi kendine gerçekleşecektir Allah’ın inayet ve keremiyle. [/FONT] [FONT=Tahoma]Başlamış bir iş, yarıda bırakmayın. Bir kırık plak gibi kalmasın. Bu ses bu beste tamamlasın Allah aşkına. Bunu arkadan gelenler dinlerken yahu tamam olmuyor bu şiir demesinler. Bu beste tamam olmuyor demesinler. Dinlesinler ve tamamlayanlara rahmet desinler. [/FONT] [FONT=Tahoma]Başlamış bir şey. Başlamışı bitirin inşallah. Siz bitirmeye azmederseniz Allah sizi çoğaltmakta, sizi ikmal etmekte, itmam etmekte ve bu işi bitirmede size yardımcı olacaktır.[/FONT] [FONT=Tahoma] [/FONT] [FONT=Tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Memba
Cihad
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst