BİZ Mİ YOKSA ONLARMI KARLI

kefenin-cebi

New member
Bir gün ders de iken aramıza ilk defa katılan bir adam soru sormak için izin istedi. Hocam ders arasına kadar bekle dedi ama o ısrarla sormak isteyince hocamız bize ‘’ arkadaşlar müsaade var mı?’’ dedi. Her kez hay hay hocam sorun değil dedi.Sabırsız adam çirkin bir üslupla ‘’ hoca elin gavuru uzaya çıktı ama bizler hala yayayız, neden bizlerde onlar gibi olamıyoruz’’ dedi. ‘’Hem bak onlar lüks içinde ve ferah bir hayat yaşarken bizler sefalet içindeyiz. Neden?’’ dedi. Hocamız tebessüm ederek sözlerine başladı.
Her iki sualine de cevap vereyim ama korkarım senin hoşuna gitmeyecek cevaplarım şimdiden sana selametlik dilerim dedi. Öncelikle bizler yaya iken onlar dediğin kesim uzaya çıkmışlardır. Burada ben büyük bir merhamet örneği görmekteyim dedi. Nasıl dersen bakınız bizler sadece kuranı kerimde yazılanlara inanmış ve iman etmiş Müslümanlar iken onlar yerdeki hakikatle yetinmeyip bide uzaya çıkmışlar ve bu alemi oradan dahi görmelerine rağmen iman etmemişlerdir. Halbuki rabbim onlara ‘’bire gaflet uykusunda uyumakta olan gafiller yeryüzünde iken hakikati göremediniz ve iman etmediniz diye size uzaya çıkacak ve bu alemi oradan da görecek zekayı verdik ki bari oradan bakınca akıl edesiniz de gaflet uykusundan uyanasınız istedik. Lakin siz gene görmezlikten gelirsiniz ve iman etmezsiniz’’ der ama onlar bunu da işitmezler dedi. Hocamızın bu cevabı çok hoşumuza gitmişti. Gelelim ikinci sualine dedi. ‘’Onlar lüks ve zenginlik içinde iken bizler sefalet içindeyiz dersin peki bende sana sorarım’’ dedi. ‘’Acaba bu dünyaya çok çalışıp lüks içinde yaşayalım diye mi geldik ‘’dedi. ‘’Onlar çalışıp çokça kazanarak elde ettikleri ile bu yalancı dünyanın zevk ve sefasını tadar iken, bizler kazandıklarımızın fazlası ile hayır işler yapar ve dünya zevklerinden uzak kalmaya bakarız ki; bu yalancı dünyanın zevkleri bizi Salih amellerimizden geri koymasın isteriz. Ve biz biliriz ki; rızk istemek için çalışmakta bir ibadettir. Bu ibadeti yerine getirmek için çalışır ve rızk için kullara değil ALLAH a el açarız. Ondan hayır ile bol ve bereketli rızk isteriz. Lakin ihtiyacımızdan sonra artanı da lükse değil hayır işine yatırırız’’ dedi. Bu soruya cevaben son olarak dedi ki;’’Umarız rabbimiz bizi ebedi hayatta cennetinden mahrum etmez ve oranın sefasını bizlere de nasip eder. Sence 60 yada100 sene bu dünyada lüks için çalışıp yaşamak mı daha akıllıca yoksa 60 yada 100 sene sabredip ebedi hayatta lüks içinde mi olmak akıllıca’’ dedi.
Adam çok sinirlenmişti aldığı cevaplar karşısında . Kabullenememişti bir türlü gerçeği ve tam kalkıyordu ki; hocamız bir hamle ile elinden tuttu. ‘’Dur’’ dedi ‘’daha bitmedi son bir şey daha var. Bak inanmamana rağmen sırf merak edip aramıza gelmişin, farkında değilsin ama rabbim sana da merhamet etmiş neden görmüyorsun’’ dedi. ‘’Nasıl yani’’ dedi adam. ‘’Nasılı var mı kardeşim bak rabbim sana merhamet etmiş ve seni gaflet uykusundan uyanasın diye ALLAH kelamı edilen bir mekana yollamış, anlatılanları duyasın uyanasın istemiş ama sen hala duymamak ve görmemek için inat ediyorsun’’ dedi. Adam hepten sinirlendi ve kalktığı gibi ardına bile bakmadan çekti gitti. ‘’Hocam’’ dediler ağabeyler, ‘’onu çok kızdırdınız sanırım , keşke ona daha hoş görülü olsaydınız’’ dediler. Hocamız cevaben dedi ki; ‘’kardeşlerim o buraya kendisinden başka nefsinin arzuları ile şeytanını da getirmişti. Aslında cevaplar ona en uygun cevaplardı fakat nefsinin arzuları ve şeytanı bundan hoşlanmayınca onu da alıp aramızdan gittiler dedi. Hocamıza binler duamız olsun.cevapları halen kulağımda birer küpe gibi…



KEFENİN-CEBİ
 
Üst