Biz dilenci değiliz..

Huseyni

Müdavim
SURİYELİ DİLENCİLERLE İLGİLİ SURİYELİ BİR KARDEŞİMİZDEN MEKTUP VAR:

SURİYELİ DİLENCİLER GERÇEĞİ

Mülteci değiller. ALLAH RIZASI İÇİN beş kuruş bile vermeyiniz ne olur.
Ne çok ağladım ben bir damla gözyaşı dökmeden…

Sevgili ve çok değerli TÜRK arkadaşlarım, bu yazıyı daha önceden yazacaktım; ama çok fazla uzamadan biter ümidiyle biraz bekledim. Ancak ne yazık ki sorun günden güne büyüyor ve artık bıçak kemiğe dayandı. Türkiye ve Türkler kadar hiçbir devlet ve hiçbir millet yardım etmedi bize. Araplar evlerini kapattığı sırada siz kalplerinizi ve evlerinizi açtınız bize. Çocuklarınızla birlikte bizimle de yemeğinizi paylaştınız.

Her şeyi anlatmaya kalkarsam kalın bir kitap olur gerçekten. İstanbul’un önemli noktalarında elinde çocuk, pis kokulu, enteresan tipli, elbisesi çok kirli ve elinde “Suriye’den geliyoruz, babam şehit... “ şeklinde yazılar bulunan erkek ve kadın dilencilere çokça rastlıyoruz son zamanlarda. Peki bunlar kim? Suriye’deyken ne iş yapıyorlardı? Sizin hakkınızda ne düşünüyorlar ve size nasıl bakıyorlar?

Değerli arkadaşlarım, Suriye halkı zulme karşı çıktı. Özgürlüğünü kazanmak için kanlarını akıttı ve gerçek mülteciler ya Suriye’de kaldı ya da Türkiye’nin açtığı kamplara geldi. Bir kısmı da şehirlerde iş bulup yerleşti; ama bu sokaklarda her gün rastladığımız dilenciler nasıl buraya geldi?

Dilencilerin çoğu Suriye çingenesi. /
Ciddi bir KISMI DA SURİYELİ DEĞİL

Ama bunlardan bahsetmeyeceğim/ Savaştan dolayı da gelmediler. Suriye’de işleri /dilencilik/ durduğu için buraya geldiler. Suriye’deyken de aynı şeyi yapıyorlardı: Dilencilik, bazen de çirkin işleri yapar hırsızlık gibidir… Kamplara giderlerse mülteciler kovacak onları. Arkadaşlar! Dilencilik kolay bir şey değildir. Yüzsüz bazen de ahlâksız, yani bu işe alışkın insanlar bunu yapabilirler. Yoksa nasıl bir çift karı-koca yan yana vicdan azabı çekmeden oturup dilenirler? Ne erkek karısından utanıyor ne de kadın kocasından. Ama onlar zaten daha önceden buna alışmışlardı. O yüzden utanıp sıkılmadan rahatça dileniyorlar. Onlarla çok konuştum; ama hiçbiri işe girmek istemiyor... Bizi rezil ettiler ve bir Suriyeli olarak onlara hakkımı helal etmiyorum.

Onların bir kısmı sizden daha zengin! Şaşırdınız mı?! Kullanmadınız telefonları kullanıyor, Suriye’de evleri vardı; ama kiraya verip çadırda veya sokaklarda yaşamayı tercih ediyorlardı. Neden? Sırf fakir görünebilmek için. Bunlar paraya tapan insanlar. Bunların çoğu hiçbir eğitim görmedi. Hatta bir kısmı da Suriye’de yaşamasına rağmen Suriye vatandaşlığı taşımıyor. Onlar sizden daha zenginler ve maalesef siz iyi niyetle düşünerek onların mülteci olduğunu zannediyorsunuz ve onlara para veriyorsunuz. Bazen ekmek, yemek vs. parası istiyorlar. Lokantaya veya yemeğe davet edin bakalım gelecekler mi? Gelmezler. Arkadaşlar, bazen para verdikten sonra da /bir kısmı/ arkanızdan gülüyor size maalesef...

Ben onları görünce çok ama çok utanıyor, sizden daha çok rahatsız oluyorum, aydınlık gözlerim kapkaranlık olup yerin dibine geçiyorum. Bazı Türk arkadaşlarım diyor ki: “Bu mülteciler İstanbul’u kirletti, İstanbul’dan çıksınlar...” Ne deseniz haklısınız; ama öncelikle şunu söylemem lazım ki bunlar mülteci değil. Ayrıca güzel İstanbul’u hiç kimse kirletemez. Zira İstanbul toprağının her zerresinde bir şehit kanı var. Hele bunlar hiç kirletemez. Belki şehitleri rahatsız ederler, tüm Suriyelileri de rahatsız ettikleri gibi. Onları görünce avazım çıktığı kadar “İstanbul’dan çıkın!” diye bağırmak istiyorum.

Hatta gördüklerimi dövmek istiyor, onları görmek bile istemiyorum.
Sorumlulara, İstanbul Valisine, Emniyet Müdürüne, Belediye Başkanına seslendik ve yine sesleniyorum. Lütfen çıkarın onları İstanbul’dan...

Arkadaşlar! Yazdığımı tüm okuyanlardan, büyük küçük, bay bayan kısaca her Türk vatandaşından ayrı ayrı, sonsuz kere özür diliyorum. Ben geçen sene annemi ve kız kardeşlerimi Suriye’den İstanbul’a getirdim; ama param bitince Suriye’ye geri döndüler. Biz kimseden para almak için gelmedik, kızlarımız annelerimiz sokaklarda oturup dilensin diye gelmedik, kızlarımızı annelerimizi korumak için geldik, gerekirse ülkemizde ölmeyi tercih eden insanlarız.

Arkadaşlarım, zulme karşı çıkan, özgürlüğünü kazanmak için kanlarını akıtan insan sokakta ailece oturup onurunu vicdanını elli kuruşa satar mı

GÖRECEKSİNİZ, GELECEK GÜNLERDE BUGÜNLERDE ORTADA OLMAYAN .FİLİSTİNLİ OLDUĞUNU İDDİA EDEN DİLENCİLER DE ORTAYA ÇIKACAKLAR

Son olarak benim Suriye’de küçük bir evim var. Şu andaki durumunu bilmiyorum; fakat durursa savaş bitince onu kiraya vermeyeceğim, evime şöyle yazacağım: “Bu ev Türk kardeşlerimize mahsustur. İstediğiniz kadar kalabilirsiniz”. Türk kardeşlerimizin yaptıklarına karşılık bizler de onlara aynı şekilde muamele ediyoruz. Asla nankörlük etmeyeceğiz! Türk kardeşlerim, sizin hakkınızı ne yapsak ödeyemeyiz. Hakkınızı helal edin.


Şahid ol, yâ Rab!
(alıntı)
 
Üst