Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Asa-yı Musa
Bismillahirrahmanirrahim
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NuruAhsen" data-source="post: 26117" data-attributes="member: 857"><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred">Bir "Besmele" Analizi</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>KAİNAT BİSMİLLAH DİYOR</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred">Bedîüzzaman Hazretleri On Dördüncü Lem’a’nın İkinci Makam’ını Besmelenin sırlarına ayırmıştır. Birinci sırda kâinat simasında Ulûhiyet, yeryüzü simasında Rahmâniyet, insan simasında da Rahîmiyet hakikatine değinmiştir .Yani kâinattan insana, yani arştan ferşe bir nuranî satır gibi uzanan kâinatla ilgili üç İlâhî hakikat vardır. Şimdi bu hakikatler üzerinde kısaca duralım: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><strong><span style="font-size: 12px">Kainat Simasındaki “ULUHİYET” hakikati:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Besmele bahsi, bir esmâ bahsidir. Çünkü Allah'ın adıyla başlamak, her işte, her şeyde Allah'ın ismini okumayı gerektirir.(1) Kâinata mana-yı harfi ile bakan Said Nursi “Besmelenin birinci sırrında Ulûhiyeti kâinat simasıyla ilişkilendirmiştir“<em>Çünkü lâfza-i Celâl, Zât-ı Akdes’e delâlet eder: Zât-ı Akdes de, bütün sıfat-ı kemaliyeyi istilzam eder.</em>”(2) ifadesi ile Allah isminin, bütün isimleri ve sıfatları içine aldığından bütün âlemlerdeki her çeşit isim ve sıfat tecellilerine bu isimle işaret etmiştir. Evet, Bismillah bütün mevcudâtın lisan-ı hal zikridir. Kâinattaki her mevcudun kendi kuvvetinin çok üstünde olan işleri yüklenmesi ile lisan-ı hal zikrinin Bismillah olduğunu Kurandaki şu ayet ifade eder. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">“<strong>Bilmez misin ki göklerde ve yerde bulunan kimseler, hatta güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar bütün canlılar ve insanların da bir çoğu Allah’ın yüceliğine secde ediyorlar. İnsanların çoğu hakkında ise azap hükmü kesinleşmiştir. Allah’ın zelil kıldığını aziz edecek kuvvet yoktur. Şüphesiz ki Allah ne dilerse yapar</strong>.” (3)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Üstad Hazretleri meali verilen bu ayetin kısa bir tefsirini yaparken kâinattaki her mevcudun Allah’ı hamd,secde ve tesbih ettiğini söyler. Fakat her mevcudun mazhar oldukları esma farklı olduğundan varlıkların ibadetlerinin de farklı farklı olduğunu anlatır. (4) “<em>Kainattaki büyük cirmler, haşmet lisanıyla tesbihat yaparlar.Küçük canlılar ise rahmet lisanıyla Allah’ı anarak kainattan yükselen ulvi sesleri tatlılaştırırlar.</em>”(5) Bu konu hakkında Nebiler Serveri buyurdular ki:"<strong>Her kim yakînen (şüphesiz) inanarak Besmele-i şerifeyi okursa, dağlar onunla beraber tesbih eder. Ancak dağların bu tesbihi duyulmaz.</strong>" (6)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><strong><span style="font-size: 12px">Arz simasındaki “RAHMANİYET” hakikati:</span></strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Said Nursi Besmeledeki Rahmaniyeti arz simasıyla, ilişkilendirmiştir. Çünkü Rahmân ismi, Rezzak mânâsına gelmekte ve yeryüzündeki bütün canlılara yapılan ihsan ve ikramı nazara vermektedir.(7) Evet, yeryüzünde çok çeşitli bitki ve hayvan gruplarının, hiçbirinin unutulmadan, karıştırılmadan, zamanında ve mükemmel bir düzen içinde yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli olan rızıkların ayrı ayrı tarzda verilmesi ancak rahmetin tecellisidir. Dünyada mevcudatın var oluşlarındaki hikmet ise rahmetin delilidir.(8) Hatta iman kulağı ile dinleyen insan arzımızdaki lisan-ı hal ile yapılan zikirleri duyacaktır.Rüzgarların terennüm ettiği manaları, bulutların naralarını, denizlerin dalgalarındaki Rabbani kelamları işitir. Hatta yağmurdan tut kuşa varana kadar her bir çeşit mahlukattan ulvi sesler işitir.(9) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><strong><span style="font-size: 12px">İnsan simasındaki “RAHİMİYET” hakikati:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Risale-i Nurlarda ise Rahimiyet insan manevi simasıyla ilişkilendirilmiştir. Sebebi ise Rahîm ismi yeryüzündeki bir milyonu aşkın canlı türünden özellikle insana bakmaktadır. Zira bu türler içerisinde dünyada imtihana tabi tutulan, cennet ve cehenneme aday kılınan sadece insan türüdür. Zaten Rahîm isminin bir açıklaması “<em>müminleri lütfuyla cennete, kâfirleri adliyle cehenneme koyan</em>” demektir.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Kainattaki mevcudatı insanın etrafına hikmetli ve anlamlı bir şekilde toplanması ve insanın ihtiyaçlarını karşılamak için koşturulmasının iki şekilde açıklanabilir.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">a-Kainattaki her şey insanı tanıyor ve biliyor bu sebeple yardımına koşuyor.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">b-Kainat perdesi arkasında her şeye gücü yeten bir zatın emriyle ve izniyle tüm varlıklar insana yardım ediyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Bizi bilen, hikmet ve inâyet ve ilim ve kudreti içeren rahmet hakikatidir.(10) Bu hakikate karşı kul Rabbinin yüce adını zikretip, fânilere bel bağlamaktan kurtularak bütün gönlüyle yalnız Allah’a yönelmelidir. (11) Bu manayı Risale-i Nur’da Üstad Hzleri şöyle ifade etmiştir. “Hamdin en meşhur manası, sıfât-ı kemaliyeyi izhar etmektir. Şöyle ki: Cenab-ı Hak insanı kâinata câmi’ bir nüsha ve on sekiz bin âlemi hâvi şu büyük âlemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır. Ve esma-i hüsnadan her birisinin tecelligâhı olan her bir âlemden bir örnek, bir nümune, insanın cevherinde vedîa bırakmıştır. Eğer insan maddî ve manevî herbir uzvunu </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Allah’ın emrettiği yere sarf etmekle hamdin şubelerinden olan şükr-ü örfîyi îfa ve şeriata imtisal ederse, insanın cevherinde vedîa bırakılan o örneklerin her birisi, kendi âlemine bir pencere olur. İnsan o pencereden, o âleme bakar. Ve o âleme tecelli eden sıfatla, o âlemden tezahür eden isme bir mir’at ve bir âyine olur. O vakit insan ruhuyla, cismiyle âlem-i şehadet ve âlem-i gayba bir hülâsa olur. Ver her iki âleme tecelli eden, insana da tecelli eder. İşte bu cihetle insan, sıfât-ı kemaliye-i İlahiyeye hem mazhar olur, hem müzhir olur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Nitekim Muhyiddin-i Arabî "<em>Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim, kainatı yarattım</em>." kudsi hadîs-i şerifinin beyanında: “<em>Mahlukatı yarattım ki, bana bir âyine olsun ve o âyinede cemalimi göreyim.</em>” demiştir.” 12 </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>Kaynakça</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">1-(Senai Demirci, Birinci söz).</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">2-(İşârat-ül İcaz s.20) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">3-(22/18 Suat YILDIRIM)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">4- Sözler s.351</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">5- M:234</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">6-(Suyutî, DMensur. 1/26)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">7- İşârat-ül İcaz s.25</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">8-Sözler, s.10</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">9- İşârat-ül İcaz s.70</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">10- Sözler, s.11</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">11-73/8 Suat YILDIRIM</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">12- İşârat-ül İcaz S.17</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>BİLİNMEYEN KELİMELER</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>ULUHİYET:</strong> İlâhlık. Allah'ın kâinattaki tasarruf ve hâkimiyeti ile her şeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>ARZ:</strong> Yeryüzü, dünya. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>RAHMAN :</strong> Bütün yaratıklara rızklarını veren, her an bütün mahlukat hakkında hayır ve rahmet irade buyuran, bütün mahlukatına sayısız nimetler veren. Nizam ve adâlet sâhibi. (Allah) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>RAHİM :</strong> (Rahmet. den) Rahmet edici, merhamet eyleyen. Muhafaza eden, bağışlayan. Rahmet ve merhamet sahibi, şefkat eden, gufran sahibi. (Kur'an-ı Kerim'de bu isim 220 defa zikredilir.) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>SİMA:</strong> Yüz, çehre. Beniz. BİRŞEYİN VARLIĞINA DELİL OLAN ESER, ALÂMET. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>İNAYET:</strong> Yardım, lütuf meded etmek.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>CİRM:</strong> Hacim, büyüklük. Cansız cisim. Yıldız. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>HAŞMET:</strong> Hürmetten gelen çekinme.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>REZZAK:</strong> Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyaçları karşılayan. (Allah) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>LİSAN-I HAL:</strong> Hal dili. Bir şeyin görünüşü ile bir mânâ ifade etmesi (Akılları gözlerinde olan avama ders veren fiildir, lisan-ı haldir.)(Bütün mevcudat, her birisi birer mahsus tesbih ve birer hususi ibadet, birer hâs secde ettikleri gibi, bütün kâinattan Dergâh-ı İlâhiyeye giden bir duâdır.) </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><strong>NEBİLER SERVERİ</strong> : HZ. MUHAMMED.KAİNATIN EFENDİSİ (A.S.M.) </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NuruAhsen, post: 26117, member: 857"] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred]Bir "Besmele" Analizi[/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]KAİNAT BİSMİLLAH DİYOR[/B][/SIZE][/COLOR][/FONT] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred]Bedîüzzaman Hazretleri On Dördüncü Lem’a’nın İkinci Makam’ını Besmelenin sırlarına ayırmıştır. Birinci sırda kâinat simasında Ulûhiyet, yeryüzü simasında Rahmâniyet, insan simasında da Rahîmiyet hakikatine değinmiştir .Yani kâinattan insana, yani arştan ferşe bir nuranî satır gibi uzanan kâinatla ilgili üç İlâhî hakikat vardır. Şimdi bu hakikatler üzerinde kısaca duralım: [/COLOR][/FONT][/SIZE] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][B][SIZE=3]Kainat Simasındaki “ULUHİYET” hakikati:[/SIZE][/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Besmele bahsi, bir esmâ bahsidir. Çünkü Allah'ın adıyla başlamak, her işte, her şeyde Allah'ın ismini okumayı gerektirir.(1) Kâinata mana-yı harfi ile bakan Said Nursi “Besmelenin birinci sırrında Ulûhiyeti kâinat simasıyla ilişkilendirmiştir“[I]Çünkü lâfza-i Celâl, Zât-ı Akdes’e delâlet eder: Zât-ı Akdes de, bütün sıfat-ı kemaliyeyi istilzam eder.[/I]”(2) ifadesi ile Allah isminin, bütün isimleri ve sıfatları içine aldığından bütün âlemlerdeki her çeşit isim ve sıfat tecellilerine bu isimle işaret etmiştir. Evet, Bismillah bütün mevcudâtın lisan-ı hal zikridir. Kâinattaki her mevcudun kendi kuvvetinin çok üstünde olan işleri yüklenmesi ile lisan-ı hal zikrinin Bismillah olduğunu Kurandaki şu ayet ifade eder. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]“[B]Bilmez misin ki göklerde ve yerde bulunan kimseler, hatta güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar bütün canlılar ve insanların da bir çoğu Allah’ın yüceliğine secde ediyorlar. İnsanların çoğu hakkında ise azap hükmü kesinleşmiştir. Allah’ın zelil kıldığını aziz edecek kuvvet yoktur. Şüphesiz ki Allah ne dilerse yapar[/B].” (3)[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Üstad Hazretleri meali verilen bu ayetin kısa bir tefsirini yaparken kâinattaki her mevcudun Allah’ı hamd,secde ve tesbih ettiğini söyler. Fakat her mevcudun mazhar oldukları esma farklı olduğundan varlıkların ibadetlerinin de farklı farklı olduğunu anlatır. (4) “[I]Kainattaki büyük cirmler, haşmet lisanıyla tesbihat yaparlar.Küçük canlılar ise rahmet lisanıyla Allah’ı anarak kainattan yükselen ulvi sesleri tatlılaştırırlar.[/I]”(5) Bu konu hakkında Nebiler Serveri buyurdular ki:"[B]Her kim yakînen (şüphesiz) inanarak Besmele-i şerifeyi okursa, dağlar onunla beraber tesbih eder. Ancak dağların bu tesbihi duyulmaz.[/B]" (6)[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][B][SIZE=3]Arz simasındaki “RAHMANİYET” hakikati:[/SIZE][/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Said Nursi Besmeledeki Rahmaniyeti arz simasıyla, ilişkilendirmiştir. Çünkü Rahmân ismi, Rezzak mânâsına gelmekte ve yeryüzündeki bütün canlılara yapılan ihsan ve ikramı nazara vermektedir.(7) Evet, yeryüzünde çok çeşitli bitki ve hayvan gruplarının, hiçbirinin unutulmadan, karıştırılmadan, zamanında ve mükemmel bir düzen içinde yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli olan rızıkların ayrı ayrı tarzda verilmesi ancak rahmetin tecellisidir. Dünyada mevcudatın var oluşlarındaki hikmet ise rahmetin delilidir.(8) Hatta iman kulağı ile dinleyen insan arzımızdaki lisan-ı hal ile yapılan zikirleri duyacaktır.Rüzgarların terennüm ettiği manaları, bulutların naralarını, denizlerin dalgalarındaki Rabbani kelamları işitir. Hatta yağmurdan tut kuşa varana kadar her bir çeşit mahlukattan ulvi sesler işitir.(9) [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][B][SIZE=3]İnsan simasındaki “RAHİMİYET” hakikati:[/SIZE][/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Risale-i Nurlarda ise Rahimiyet insan manevi simasıyla ilişkilendirilmiştir. Sebebi ise Rahîm ismi yeryüzündeki bir milyonu aşkın canlı türünden özellikle insana bakmaktadır. Zira bu türler içerisinde dünyada imtihana tabi tutulan, cennet ve cehenneme aday kılınan sadece insan türüdür. Zaten Rahîm isminin bir açıklaması “[I]müminleri lütfuyla cennete, kâfirleri adliyle cehenneme koyan[/I]” demektir.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Kainattaki mevcudatı insanın etrafına hikmetli ve anlamlı bir şekilde toplanması ve insanın ihtiyaçlarını karşılamak için koşturulmasının iki şekilde açıklanabilir.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]a-Kainattaki her şey insanı tanıyor ve biliyor bu sebeple yardımına koşuyor.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]b-Kainat perdesi arkasında her şeye gücü yeten bir zatın emriyle ve izniyle tüm varlıklar insana yardım ediyor.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Bizi bilen, hikmet ve inâyet ve ilim ve kudreti içeren rahmet hakikatidir.(10) Bu hakikate karşı kul Rabbinin yüce adını zikretip, fânilere bel bağlamaktan kurtularak bütün gönlüyle yalnız Allah’a yönelmelidir. (11) Bu manayı Risale-i Nur’da Üstad Hzleri şöyle ifade etmiştir. “Hamdin en meşhur manası, sıfât-ı kemaliyeyi izhar etmektir. Şöyle ki: Cenab-ı Hak insanı kâinata câmi’ bir nüsha ve on sekiz bin âlemi hâvi şu büyük âlemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır. Ve esma-i hüsnadan her birisinin tecelligâhı olan her bir âlemden bir örnek, bir nümune, insanın cevherinde vedîa bırakmıştır. Eğer insan maddî ve manevî herbir uzvunu [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Allah’ın emrettiği yere sarf etmekle hamdin şubelerinden olan şükr-ü örfîyi îfa ve şeriata imtisal ederse, insanın cevherinde vedîa bırakılan o örneklerin her birisi, kendi âlemine bir pencere olur. İnsan o pencereden, o âleme bakar. Ve o âleme tecelli eden sıfatla, o âlemden tezahür eden isme bir mir’at ve bir âyine olur. O vakit insan ruhuyla, cismiyle âlem-i şehadet ve âlem-i gayba bir hülâsa olur. Ver her iki âleme tecelli eden, insana da tecelli eder. İşte bu cihetle insan, sıfât-ı kemaliye-i İlahiyeye hem mazhar olur, hem müzhir olur.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]Nitekim Muhyiddin-i Arabî "[I]Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim, kainatı yarattım[/I]." kudsi hadîs-i şerifinin beyanında: “[I]Mahlukatı yarattım ki, bana bir âyine olsun ve o âyinede cemalimi göreyim.[/I]” demiştir.” 12 [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]Kaynakça[/B][/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]1-(Senai Demirci, Birinci söz).[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]2-(İşârat-ül İcaz s.20) [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]3-(22/18 Suat YILDIRIM)[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]4- Sözler s.351[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]5- M:234[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]6-(Suyutî, DMensur. 1/26)[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]7- İşârat-ül İcaz s.25[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]8-Sözler, s.10[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]9- İşârat-ül İcaz s.70[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]10- Sözler, s.11[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]11-73/8 Suat YILDIRIM[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3]12- İşârat-ül İcaz S.17[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]BİLİNMEYEN KELİMELER[/B][/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]ULUHİYET:[/B] İlâhlık. Allah'ın kâinattaki tasarruf ve hâkimiyeti ile her şeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]ARZ:[/B] Yeryüzü, dünya. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]RAHMAN :[/B] Bütün yaratıklara rızklarını veren, her an bütün mahlukat hakkında hayır ve rahmet irade buyuran, bütün mahlukatına sayısız nimetler veren. Nizam ve adâlet sâhibi. (Allah) [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]RAHİM :[/B] (Rahmet. den) Rahmet edici, merhamet eyleyen. Muhafaza eden, bağışlayan. Rahmet ve merhamet sahibi, şefkat eden, gufran sahibi. (Kur'an-ı Kerim'de bu isim 220 defa zikredilir.) [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]SİMA:[/B] Yüz, çehre. Beniz. BİRŞEYİN VARLIĞINA DELİL OLAN ESER, ALÂMET. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]İNAYET:[/B] Yardım, lütuf meded etmek.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]CİRM:[/B] Hacim, büyüklük. Cansız cisim. Yıldız. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]HAŞMET:[/B] Hürmetten gelen çekinme.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]REZZAK:[/B] Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyaçları karşılayan. (Allah) [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]LİSAN-I HAL:[/B] Hal dili. Bir şeyin görünüşü ile bir mânâ ifade etmesi (Akılları gözlerinde olan avama ders veren fiildir, lisan-ı haldir.)(Bütün mevcudat, her birisi birer mahsus tesbih ve birer hususi ibadet, birer hâs secde ettikleri gibi, bütün kâinattan Dergâh-ı İlâhiyeye giden bir duâdır.) [/SIZE][/COLOR][/FONT] [FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][SIZE=3][B]NEBİLER SERVERİ[/B] : HZ. MUHAMMED.KAİNATIN EFENDİSİ (A.S.M.) [/SIZE][/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Asa-yı Musa
Bismillahirrahmanirrahim
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst