Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Birinci Söz - On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247185" data-attributes="member: 1"><p><strong>On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı - Sayfa 34</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Evet, şems ve kameri, anâsır ve maâdini, nebâtat ve hayvânâtı, bir nakş-ı âzamın atkı ipleri gibi o bin bir isimlerin şuâlarıyla tanzim eden ve hayata hâdim eden ve nebâtî ve hayvânî olan umum validelerin gayet şirin ve fedakârâne şefkatleriyle şefkatini gösteren ve zevilhayatı hayat-ı insaniyeye musahhar eden ve ondan rububiyet-i İlâhiyenin gayet güzel ve şirin bir nakş-ı âzamını ve insanın ehemmiyetini gösteren ve en parlak rahmetini izhar eden o Rahmân-ı Zülcemâl, elbette kendi istiğnâ-yı mutlakına karşı, rahmetini ihtiyac-ı mutlak içindeki zîhayata ve insana makbul bir şefaatçi yapmış. Ey insan! Eğer insan isen, <em>Bismillâhirrahmânirrahîm</em> de, o şefaatçiyi bul.</span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Evet, zeminde dört yüz bin muhtelif ayrı ayrı nebâtâtın ve hayvânâtın taifelerini, hiçbirini unutmayarak, şaşırmayarak, vakti vaktine, kemâl-i intizamla, hikmet ve inâyetle terbiye ve idare eden ve küre-i arzın simasında hâtem-i ehadiyeti vaz’ eden, bilbedâhe, belki bilmüşahede, rahmettir. Ve o rahmetin vücudu, bu küre-i arzın simasındaki mevcudatın vücutları kadar kat’î olduğu gibi, o mevcudat adedince tahakkukunun delilleri var.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Evet, zeminin yüzünde öyle bir hâtem-i rahmet ve sikke-i ehadiyet bulunduğu gibi, insanın mahiyet-i mâneviyesinin simasında dahi öyle bir sikke-i rahmet vardır ki, küre-i arz simasındaki sikke-i merhamet ve kâinat simasındaki sikke-i uzmâ-yı rahmetten daha aşağı değil. Âdeta bin bir ismin cilvesinin bir nokta-i mihrakiyesi hükmünde bir câmiiyeti var.</span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ey insan! Hiç mümkün müdür ki, sana bu simayı veren ve o simada böyle bir sikke-i rahmeti ve bir hâtem-i ehadiyeti vaz’ eden Zât, seni başıboş bıraksın; sana ehemmiyet vermesin; senin harekâtına dikkat etmesin; sana müteveccih olan</span></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Bismillâhirrahmânirrahîm: Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla (bk. s-m-v; r-ḥ-m)</strong></td><td><strong>Rahmân-ı Zülcemâl: sonsuz güzellik ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m; ẕü; c-m-l)</strong></td></tr><tr><td><strong>anâsır: unsurlar (hava, su, toprak, ateş)</strong></td><td><strong>belki: aslında, işin doğrusu</strong></td></tr><tr><td><strong>bilbedâhe: ap açık bir şekilde</strong></td><td><strong>bilmüşahede: gözle görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>cilve: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)</strong></td><td><strong>câmiiyet: genişlik, kapsayıcılık (bk. c-m-a)</strong></td></tr><tr><td><strong>fedakârâne: fedakârca</strong></td><td><strong>harekât: hareketler</strong></td></tr><tr><td><strong>hayat-ı insaniye: insan hayatı (bk. ḥ-y-y)</strong></td><td><strong>hayvânât: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)</strong></td></tr><tr><td><strong>hayvânî: hayvansal (bk. ḥ-y-y)</strong></td><td><strong>hikmet: fayda (bk. ḥ-k-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>hâdim: hizmetçi</strong></td><td><strong>hâtem-i ehadiyet: Allah’ın herbir varlıkta görülen birlik mührü (bk. v-ḥ-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>hâtem-i rahmet: rahmet mührü (bk. r-ḥ-m)</strong></td><td><strong>ihtiyac-ı mutlak: sınırsız ihtiyaç (bk. ḥ-v-c; ṭ-l-ḳ)</strong></td></tr><tr><td><strong>inâyet: bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenlilik (bk. a-n-y)</strong></td><td><strong>istiğnâ-yı mutlak: sınırsız zenginlik (bk. ğ-n-y; ṭ-l-ḳ)</strong></td></tr><tr><td><strong>izhar eden: gösteren (bk. ẓ-h-r)</strong></td><td><strong>kamer: ay</strong></td></tr><tr><td><strong>kat’î: kesin</strong></td><td><strong>kemâl-i intizam: tam ve mükemmel bir düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</strong></td><td><strong>küre-i arz: yerküre, dünya</strong></td></tr><tr><td><strong>mahiyet-i mâneviye: mânevî nitelik, özellik (bk. a-n-y)</strong></td><td><strong>makbul: kabul gören</strong></td></tr><tr><td><strong>maâdin: madenler</strong></td><td><strong>mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>muhtelif: çeşitli</strong></td><td><strong>musahhar eden: boyun eğdiren</strong></td></tr><tr><td><strong>müteveccih: yönelmiş</strong></td><td><strong>nakş-ı âzam: büyük nakış (bk. n-ḳ-ş; a-ẓ-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>nebâtat: bitkiler</strong></td><td><strong>nebâtî: bitkisel</strong></td></tr><tr><td><strong>nokta-i mihrakiye: odak noktası</strong></td><td><strong>rahmet: İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan (bk. r-ḥ-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>rububiyet-i İlâhiye: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; e-l-h)</strong></td><td><strong>sikke-i ehadiyet: Allah’ın herbir varlıkta görülen birlik işareti (bk. v-ḥ-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>sikke-i merhamet: merhamet mührü (bk. r-ḥ-m)</strong></td><td><strong>sikke-i rahmet: rahmet mührü (bk. r-ḥ-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>sikke-i uzmâ-yı rahmet: rahmetin en büyük mührü (bk. r-ḥ-m)</strong></td><td><strong>sima: yüz, çehre</strong></td></tr><tr><td><strong>tahakkuk: gerçekleşme (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</strong></td><td><strong>taife: topluluk, grup</strong></td></tr><tr><td><strong>tanzim eden: düzenleyen (bk. n-ẓ-m)</strong></td><td><strong>umum: bütün</strong></td></tr><tr><td><strong>valide: ana</strong></td><td><strong>vaz’ etmek: koymak</strong></td></tr><tr><td><strong>vücud: varlık (bk. v-c-d)</strong></td><td><strong>zemin: yeryüzü</strong></td></tr><tr><td><strong>zevilhayat: canlılar (bk. ḥ-y-y)</strong></td><td><strong>zîhayat: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</strong></td></tr><tr><td><strong>şefaatçi: af için aracılık eden (bk. ş-f-a)</strong></td><td><strong>şems: güneş</strong></td></tr><tr><td><strong>şuâ: ışık, parıltı</strong></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;"> <br /> </tbody></p><p></p><p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: right"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247185, member: 1"] [b]On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı - Sayfa 34[/b] [FONT=Trebuchet MS]Evet, şems ve kameri, anâsır ve maâdini, nebâtat ve hayvânâtı, bir nakş-ı âzamın atkı ipleri gibi o bin bir isimlerin şuâlarıyla tanzim eden ve hayata hâdim eden ve nebâtî ve hayvânî olan umum validelerin gayet şirin ve fedakârâne şefkatleriyle şefkatini gösteren ve zevilhayatı hayat-ı insaniyeye musahhar eden ve ondan rububiyet-i İlâhiyenin gayet güzel ve şirin bir nakş-ı âzamını ve insanın ehemmiyetini gösteren ve en parlak rahmetini izhar eden o Rahmân-ı Zülcemâl, elbette kendi istiğnâ-yı mutlakına karşı, rahmetini ihtiyac-ı mutlak içindeki zîhayata ve insana makbul bir şefaatçi yapmış. Ey insan! Eğer insan isen, [I]Bismillâhirrahmânirrahîm[/I] de, o şefaatçiyi bul.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Evet, zeminde dört yüz bin muhtelif ayrı ayrı nebâtâtın ve hayvânâtın taifelerini, hiçbirini unutmayarak, şaşırmayarak, vakti vaktine, kemâl-i intizamla, hikmet ve inâyetle terbiye ve idare eden ve küre-i arzın simasında hâtem-i ehadiyeti vaz’ eden, bilbedâhe, belki bilmüşahede, rahmettir. Ve o rahmetin vücudu, bu küre-i arzın simasındaki mevcudatın vücutları kadar kat’î olduğu gibi, o mevcudat adedince tahakkukunun delilleri var.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS] [/FONT][FONT=Trebuchet MS]Evet, zeminin yüzünde öyle bir hâtem-i rahmet ve sikke-i ehadiyet bulunduğu gibi, insanın mahiyet-i mâneviyesinin simasında dahi öyle bir sikke-i rahmet vardır ki, küre-i arz simasındaki sikke-i merhamet ve kâinat simasındaki sikke-i uzmâ-yı rahmetten daha aşağı değil. Âdeta bin bir ismin cilvesinin bir nokta-i mihrakiyesi hükmünde bir câmiiyeti var.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Ey insan! Hiç mümkün müdür ki, sana bu simayı veren ve o simada böyle bir sikke-i rahmeti ve bir hâtem-i ehadiyeti vaz’ eden Zât, seni başıboş bıraksın; sana ehemmiyet vermesin; senin harekâtına dikkat etmesin; sana müteveccih olan[/FONT] [TABLE] <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;">[TR] [TD][B]Bismillâhirrahmânirrahîm: Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla (bk. s-m-v; r-ḥ-m)[/B][/TD] [TD][B]Rahmân-ı Zülcemâl: sonsuz güzellik ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m; ẕü; c-m-l)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]anâsır: unsurlar (hava, su, toprak, ateş)[/B][/TD] [TD][B]belki: aslında, işin doğrusu[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]bilbedâhe: ap açık bir şekilde[/B][/TD] [TD][B]bilmüşahede: gözle görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]cilve: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)[/B][/TD] [TD][B]câmiiyet: genişlik, kapsayıcılık (bk. c-m-a)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]fedakârâne: fedakârca[/B][/TD] [TD][B]harekât: hareketler[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hayat-ı insaniye: insan hayatı (bk. ḥ-y-y)[/B][/TD] [TD][B]hayvânât: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hayvânî: hayvansal (bk. ḥ-y-y)[/B][/TD] [TD][B]hikmet: fayda (bk. ḥ-k-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hâdim: hizmetçi[/B][/TD] [TD][B]hâtem-i ehadiyet: Allah’ın herbir varlıkta görülen birlik mührü (bk. v-ḥ-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hâtem-i rahmet: rahmet mührü (bk. r-ḥ-m)[/B][/TD] [TD][B]ihtiyac-ı mutlak: sınırsız ihtiyaç (bk. ḥ-v-c; ṭ-l-ḳ)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]inâyet: bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenlilik (bk. a-n-y)[/B][/TD] [TD][B]istiğnâ-yı mutlak: sınırsız zenginlik (bk. ğ-n-y; ṭ-l-ḳ)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]izhar eden: gösteren (bk. ẓ-h-r)[/B][/TD] [TD][B]kamer: ay[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kat’î: kesin[/B][/TD] [TD][B]kemâl-i intizam: tam ve mükemmel bir düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/B][/TD] [TD][B]küre-i arz: yerküre, dünya[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mahiyet-i mâneviye: mânevî nitelik, özellik (bk. a-n-y)[/B][/TD] [TD][B]makbul: kabul gören[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]maâdin: madenler[/B][/TD] [TD][B]mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muhtelif: çeşitli[/B][/TD] [TD][B]musahhar eden: boyun eğdiren[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müteveccih: yönelmiş[/B][/TD] [TD][B]nakş-ı âzam: büyük nakış (bk. n-ḳ-ş; a-ẓ-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nebâtat: bitkiler[/B][/TD] [TD][B]nebâtî: bitkisel[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nokta-i mihrakiye: odak noktası[/B][/TD] [TD][B]rahmet: İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan (bk. r-ḥ-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rububiyet-i İlâhiye: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; e-l-h)[/B][/TD] [TD][B]sikke-i ehadiyet: Allah’ın herbir varlıkta görülen birlik işareti (bk. v-ḥ-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sikke-i merhamet: merhamet mührü (bk. r-ḥ-m)[/B][/TD] [TD][B]sikke-i rahmet: rahmet mührü (bk. r-ḥ-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sikke-i uzmâ-yı rahmet: rahmetin en büyük mührü (bk. r-ḥ-m)[/B][/TD] [TD][B]sima: yüz, çehre[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tahakkuk: gerçekleşme (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/B][/TD] [TD][B]taife: topluluk, grup[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tanzim eden: düzenleyen (bk. n-ẓ-m)[/B][/TD] [TD][B]umum: bütün[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]valide: ana[/B][/TD] [TD][B]vaz’ etmek: koymak[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vücud: varlık (bk. v-c-d)[/B][/TD] [TD][B]zemin: yeryüzü[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zevilhayat: canlılar (bk. ḥ-y-y)[/B][/TD] [TD][B]zîhayat: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şefaatçi: af için aracılık eden (bk. ş-f-a)[/B][/TD] [TD][B]şems: güneş[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şuâ: ışık, parıltı[/B][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [RIGHT] [/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Birinci Söz - On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst