Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Birinci Söz - On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247169" data-attributes="member: 1"><p><strong>On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı - Sayfa 32</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">hararet ve ziyadaki elvân-ı seb’a gibi keyfiyatlarının herbirisi dahi umum mukabilindeki şeyleri ihata ediyor. Öyle de, <span style="font-family: 'Arial'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span> <span style="font-family: 'Traditional Arabic'">وَ ِللهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى</span>temsilde hata olmasın, ehadiyet ve samediyet-i İlâhiye, herbir şeyde, hususan zîhayatta, hususan insanın mahiyet âyinesinde bütün esmâsıyla bir cilvesi olduğu gibi, vahdet ve vâhidiyet cihetiyle dahi, mevcudatla alâkadar herbir ismi, bütün mevcudatı ihata ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İşte, vâhidiyet içinde ukulü boğmamak ve kalbler Zât-ı Akdesi unutmamak için, daima vâhidiyetteki sikke-i ehadiyeti nazara veriyor ki, o sikkenin üç mühim ukdesini irâe eden, <em>Bismillâhirrahmânirrahîm’</em>dir.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>ÜÇÜNCÜ SIR</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Şu hadsiz kâinatı şenlendiren, bilmüşahede, rahmettir. Ve bu karanlıklı mevcudatı ışıklandıran, bilbedâhe, yine rahmettir. Ve bu hadsiz ihtiyacat içinde yuvarlanan mahlûkatı terbiye eden, bilbedâhe, yine rahmettir. Ve bir ağacın bütün heyetiyle meyvesine müteveccih olduğu gibi, bütün kâinatı insana müteveccih eden ve her tarafta ona baktıran ve muavenetine koşturan, bilbedâhe, rahmettir. Ve bu hadsiz fezâyı ve boş ve hâli âlemi dolduran, nurlandıran ve şenlendiren, bilmüşahede, rahmettir. Ve bu fâni insanı ebede namzet eden ve ezelî ve ebedî bir Zâta muhatap ve dost yapan, bilbedâhe, rahmettir.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ey insan! Madem rahmet böyle kuvvetli ve cazibedar ve sevimli ve medetkâr bir hakikat-i mahbubedir. <em>Bismillâhirrahmânirrahîm</em> de, o hakikate yapış ve vahşet-i mutlakadan ve hadsiz ihtiyâcâtın elemlerinden kurtul. Ve o Sultan-ı Ezel ve Ebedin tahtına yanaş ve o rahmetin şefkatiyle, şefaatiyle ve şuââtıyla o Sultana muhatap ve halil ve dost ol.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Evet, kâinatın envâını hikmet dairesinde insanın etrafında toplayıp, bütün hâcâtına kemâl-i intizam ve inâyetle koşturmak, bilbedâhe, iki hâletten birisidir:</span></p><p></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1<span style="font-family: 'Arial'"> “En yüce sıfatlar Allah’a aittir.” Nahl Sûresi, 16:60.</span></p><p>[/NOT]</p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Bismillâhirrahmânirrahîm: Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla (bk. s-m-v; r-ḥ-m)</strong></td><td><strong>Sultan-ı Ezel ve Ebed: hüküm ve egemenliği ezelden ebede devam eden Sultan, Allah (bk. s-l-ṭ; e-z-l; e-b-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>Zât-ı Akdes: her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah (bk. ḳ-d-s)</strong></td><td><strong>bilbedâhe: ap açık bir şekilde</strong></td></tr><tr><td><strong>bilmüşahede: görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)</strong></td><td><strong>cazibedar: cazibeli, çekici</strong></td></tr><tr><td><strong>cihet: yön</strong></td><td><strong>cilve: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)</strong></td></tr><tr><td><strong>ebed: sonsuzluk (bk. e-b-d)</strong></td><td><strong>ehadiyet: Allah’ın herbir varlıkta görülen birlik tecellisi (bk. v-ḥ-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>elem: acı, sıkıntı</strong></td><td><strong>elvân-ı seb’a: yedi renk</strong></td></tr><tr><td><strong>envâ: çeşitler, türler</strong></td><td><strong>esmâ: isimler (bk. s-m-v)</strong></td></tr><tr><td><strong>ezelî ve ebedî Zât: varlığının başlangıcı ve sonu olmayan Zât, Allah (bk. e-z-l; e-b-d)</strong></td><td><strong>feza: uzay</strong></td></tr><tr><td><strong>fâni: ölümlü, geçici (bk. f-n-y)</strong></td><td><strong>hadsiz: sınırsız</strong></td></tr><tr><td><strong>hakikat: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</strong></td><td><strong>hakikat-i mahbube: sevimli hakikat (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ḥ-b-b)</strong></td></tr><tr><td><strong>halil: dost</strong></td><td><strong>hararet: sıcaklık</strong></td></tr><tr><td><strong>heyet: genel, bütün</strong></td><td><strong>hikmet: gaye, fayda (bk. ḥ-k-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>hususan: özellikle</strong></td><td><strong>hâcât: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)</strong></td></tr><tr><td><strong>hâlet: hal, durum</strong></td><td><strong>hâli: boş</strong></td></tr><tr><td><strong>ihata etmek: kuşatmak</strong></td><td><strong>ihtiyacat: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)</strong></td></tr><tr><td><strong>irâe etmek: göstermek</strong></td><td><strong>kemâl-i intizam ve inâyet: tam ve mükemmel düzenlilik ve yardım (bk. k-m-l; n-ẓ-m; a-n-y)</strong></td></tr><tr><td><strong>keyfiyat: özellikler, nitelikler</strong></td><td><strong>kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</strong></td></tr><tr><td><strong>mahiyet: asıl, nitelik, özellik</strong></td><td><strong>mahlûkat: yaratılmışlar (bk. ḫ-l-ḳ)</strong></td></tr><tr><td><strong>medetkâr: yardım eden</strong></td><td><strong>mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>muavenet: yardım</strong></td><td><strong>mukabil: karşılık</strong></td></tr><tr><td><strong>müteveccih: yönelmiş</strong></td><td><strong>namzet: aday</strong></td></tr><tr><td><strong>nazar: dikkat (bk. n-ẓ-r)</strong></td><td><strong>nurlandırmak: ışıklandırmak, aydınlatmak (bk. n-v-r)</strong></td></tr><tr><td><strong>rahmet: İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan (bk. r-ḥ-m)</strong></td><td><strong>samediyet-i İlâhiye: Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin Ona muhtaç olması (bk. ṣ-m-d; e-l-h)</strong></td></tr><tr><td><strong>sikke: mühür, işaret</strong></td><td><strong>sikke-i ehadiyet: Allah’ın herbir varlık üzerinde birliğini gösteren mühür (bk. v-ḥ-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>taht: makam</strong></td><td><strong>ukde: düğüm, çözümü zor iş</strong></td></tr><tr><td><strong>ukul: akıllar</strong></td><td><strong>umum: genel</strong></td></tr><tr><td><strong>vahdet: Allah’ın birliği (bk. v-ḥ-d)</strong></td><td><strong>vahşet-i mutlaka: tam bir yalnızlık ve ürküntü hali (bk. ṭ-l-ḳ)</strong></td></tr><tr><td><strong>vâhidiyet: Allah’ın bütün varlıkları kaplayan birlik tecellisi (bk. v-ḥ-d)</strong></td><td><strong>zîhayat: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</strong></td></tr><tr><td><strong>âlem: kâinat, evren (bk. a-l-m)</strong></td><td><strong>âyine: ayna</strong></td></tr><tr><td><strong>şefaat: af için aracılık (bk. ş-f-a)</strong></td><td><strong>şuâât: parıltılar, ışıklar</strong></td></tr></table><p><br /> <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;"> <br /> </tbody></p><p></p><p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: right"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247169, member: 1"] [b]On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı - Sayfa 32[/b] [FONT=Trebuchet MS]hararet ve ziyadaki elvân-ı seb’a gibi keyfiyatlarının herbirisi dahi umum mukabilindeki şeyleri ihata ediyor. Öyle de, [FONT=Arial][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][/FONT] [FONT=Traditional Arabic]وَ ِللهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى[/FONT]temsilde hata olmasın, ehadiyet ve samediyet-i İlâhiye, herbir şeyde, hususan zîhayatta, hususan insanın mahiyet âyinesinde bütün esmâsıyla bir cilvesi olduğu gibi, vahdet ve vâhidiyet cihetiyle dahi, mevcudatla alâkadar herbir ismi, bütün mevcudatı ihata ediyor.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]İşte, vâhidiyet içinde ukulü boğmamak ve kalbler Zât-ı Akdesi unutmamak için, daima vâhidiyetteki sikke-i ehadiyeti nazara veriyor ki, o sikkenin üç mühim ukdesini irâe eden, [I]Bismillâhirrahmânirrahîm’[/I]dir.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS] [/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]ÜÇÜNCÜ SIR[/B][/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Şu hadsiz kâinatı şenlendiren, bilmüşahede, rahmettir. Ve bu karanlıklı mevcudatı ışıklandıran, bilbedâhe, yine rahmettir. Ve bu hadsiz ihtiyacat içinde yuvarlanan mahlûkatı terbiye eden, bilbedâhe, yine rahmettir. Ve bir ağacın bütün heyetiyle meyvesine müteveccih olduğu gibi, bütün kâinatı insana müteveccih eden ve her tarafta ona baktıran ve muavenetine koşturan, bilbedâhe, rahmettir. Ve bu hadsiz fezâyı ve boş ve hâli âlemi dolduran, nurlandıran ve şenlendiren, bilmüşahede, rahmettir. Ve bu fâni insanı ebede namzet eden ve ezelî ve ebedî bir Zâta muhatap ve dost yapan, bilbedâhe, rahmettir.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS] [/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Ey insan! Madem rahmet böyle kuvvetli ve cazibedar ve sevimli ve medetkâr bir hakikat-i mahbubedir. [I]Bismillâhirrahmânirrahîm[/I] de, o hakikate yapış ve vahşet-i mutlakadan ve hadsiz ihtiyâcâtın elemlerinden kurtul. Ve o Sultan-ı Ezel ve Ebedin tahtına yanaş ve o rahmetin şefkatiyle, şefaatiyle ve şuââtıyla o Sultana muhatap ve halil ve dost ol.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS] [/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Evet, kâinatın envâını hikmet dairesinde insanın etrafında toplayıp, bütün hâcâtına kemâl-i intizam ve inâyetle koşturmak, bilbedâhe, iki hâletten birisidir:[/FONT] [NOT]Dipnot-1[FONT=Arial] “En yüce sıfatlar Allah’a aittir.” Nahl Sûresi, 16:60.[/FONT] [/NOT] [TABLE] <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;">[TR] [TD][B]Bismillâhirrahmânirrahîm: Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla (bk. s-m-v; r-ḥ-m)[/B][/TD] [TD][B]Sultan-ı Ezel ve Ebed: hüküm ve egemenliği ezelden ebede devam eden Sultan, Allah (bk. s-l-ṭ; e-z-l; e-b-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Zât-ı Akdes: her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah (bk. ḳ-d-s)[/B][/TD] [TD][B]bilbedâhe: ap açık bir şekilde[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]bilmüşahede: görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)[/B][/TD] [TD][B]cazibedar: cazibeli, çekici[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]cihet: yön[/B][/TD] [TD][B]cilve: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ebed: sonsuzluk (bk. e-b-d)[/B][/TD] [TD][B]ehadiyet: Allah’ın herbir varlıkta görülen birlik tecellisi (bk. v-ḥ-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]elem: acı, sıkıntı[/B][/TD] [TD][B]elvân-ı seb’a: yedi renk[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]envâ: çeşitler, türler[/B][/TD] [TD][B]esmâ: isimler (bk. s-m-v)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ezelî ve ebedî Zât: varlığının başlangıcı ve sonu olmayan Zât, Allah (bk. e-z-l; e-b-d)[/B][/TD] [TD][B]feza: uzay[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]fâni: ölümlü, geçici (bk. f-n-y)[/B][/TD] [TD][B]hadsiz: sınırsız[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikat: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/B][/TD] [TD][B]hakikat-i mahbube: sevimli hakikat (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ḥ-b-b)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]halil: dost[/B][/TD] [TD][B]hararet: sıcaklık[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]heyet: genel, bütün[/B][/TD] [TD][B]hikmet: gaye, fayda (bk. ḥ-k-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hususan: özellikle[/B][/TD] [TD][B]hâcât: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hâlet: hal, durum[/B][/TD] [TD][B]hâli: boş[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ihata etmek: kuşatmak[/B][/TD] [TD][B]ihtiyacat: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]irâe etmek: göstermek[/B][/TD] [TD][B]kemâl-i intizam ve inâyet: tam ve mükemmel düzenlilik ve yardım (bk. k-m-l; n-ẓ-m; a-n-y)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]keyfiyat: özellikler, nitelikler[/B][/TD] [TD][B]kâinat: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mahiyet: asıl, nitelik, özellik[/B][/TD] [TD][B]mahlûkat: yaratılmışlar (bk. ḫ-l-ḳ)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]medetkâr: yardım eden[/B][/TD] [TD][B]mevcudat: varlıklar (bk. v-c-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muavenet: yardım[/B][/TD] [TD][B]mukabil: karşılık[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müteveccih: yönelmiş[/B][/TD] [TD][B]namzet: aday[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nazar: dikkat (bk. n-ẓ-r)[/B][/TD] [TD][B]nurlandırmak: ışıklandırmak, aydınlatmak (bk. n-v-r)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rahmet: İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan (bk. r-ḥ-m)[/B][/TD] [TD][B]samediyet-i İlâhiye: Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin Ona muhtaç olması (bk. ṣ-m-d; e-l-h)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sikke: mühür, işaret[/B][/TD] [TD][B]sikke-i ehadiyet: Allah’ın herbir varlık üzerinde birliğini gösteren mühür (bk. v-ḥ-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]taht: makam[/B][/TD] [TD][B]ukde: düğüm, çözümü zor iş[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ukul: akıllar[/B][/TD] [TD][B]umum: genel[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vahdet: Allah’ın birliği (bk. v-ḥ-d)[/B][/TD] [TD][B]vahşet-i mutlaka: tam bir yalnızlık ve ürküntü hali (bk. ṭ-l-ḳ)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vâhidiyet: Allah’ın bütün varlıkları kaplayan birlik tecellisi (bk. v-ḥ-d)[/B][/TD] [TD][B]zîhayat: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âlem: kâinat, evren (bk. a-l-m)[/B][/TD] [TD][B]âyine: ayna[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şefaat: af için aracılık (bk. ş-f-a)[/B][/TD] [TD][B]şuâât: parıltılar, ışıklar[/B][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [RIGHT] [/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Birinci Söz - On Dördüncü Lem’anın İkinci Makamı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst