Bibliyografya
I. Kitaplar
Aron, Raymond., Prof Dr., SOSYOLOJİK DÜŞÜNCENİN EVRELERİ (Çev: Korkmaz Alemdar)., Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları., Ankara,1986
Atay, Hûseyin., Prof Dr., KUR'ÂN'DA BİLGİ TEORİSİ., Furkan Yayınları., İstanbul, Aralık,1982
Bondi, H.., Bonnor, W. B., Lyttleton, R. A., Whitrow, J., RIVAL THEORlES OF COSMOLOGY., London, 1960
Brehier, Emile., FELSEFE TARİHİ., C:I., Fasikûl:l., Giriş - Helen Devri (Çeviren: Miraç Katırcıoğlu)., Millî Egitim Basımevi., İstanbul 1969
Comte, Auguste., COURS DE PHILOSOPHIE POSITIVE (lre ET.2e LEÇONS)., [Edition Publiee Conformement Aux Programmes Officiels Du 3 Juin 1925 Avec Une Introduction, Des Notes Et Des Illustrations Documentaires Par Ch. Lalo]., Librairie Hachette, Paris,1927
Descartes., İLK FELSEFE ÜZERİNE METAFİZİK DÜŞÜNCELER., (Çeviren: Mehmet Karasan)., M. E. B. Yayınları., 3ncü baskı., İstanbul,1967
Descartes., AHLÂK ÜZERİNE MEKTUPLAR (Çeviren: Mehmet Karasan)., M. E. B. Yayınları., 3ncü baskı., İstanbul,1966
Descartes., AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR. (Çeviren: Mehmet Karasan)., M. E. B. Yayınları., İstanbul 1945
Descartes., FELSEFENİN İLKELERİ (Çeviren: Mehmet Karasan)., M. E. B. Yayınları., 1943 (basıldığı yer belirtilmemiştir). NOT: Burada belirtilen tercüme, tam metin olmayıp, ayrıca, aynı eserin şu tercümesi de göz önünde tutulmuştur: [Descartes., FELSEFENİN İLKELERİ (Çeviren: Mesut Akın)., Say Kitap Pazarlama., İstanbul,1983]. Ayrıca, bkz: PHILOSOPHICAL WORKS OF DESCARTES., Rendered into English by Haldane and Ross., Vol: I., Dover Publication.,1931]
Descartes., FELSEFENİN İLKELERİ., (Çeviren: Mesut Akın)., Say Kitap Pazarlama., İstanbul,1983].
Descartes., METOD ÜZERİNE KONUŞMA., (Çeviren: Mehmet Karasan)., M. E. B. Yayınları., 3ncü baskı.,: İstanbul,1967
Descartes., TABİAT IŞIĞI İLE HAKİKATI ARAMA (Çeviren: Mehmet Karasan)., M. E. B. Yayınları
Elmalılı Hamdi Yazır., HAK DİNİ KUR'ÂN DİLİ., (Tamamı 9 cilt)., Eser Kitabevi., İstanbul,1971]
Freyer, Hans., SOSYOLOJİYE GİRİŞ., Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Yayın No: 233-215, Ankara,1957
Gökberk, Macit., Prof Dr., FELSEFE TARİHİ., 4ncü baskı., Remzi Kitabevi., İstanbul,1980
Gazzâlî., EL-MUNKIZU MİNE'D-DALÂL ("DALÂLETTEN HİDAYETE" adıyla ve inceleme ve notlarla birlikte tercüme eden: Ahmet Suphi Furat., Doç.Dr.)., Şamil Yayınevi., İstanbul (tarihsiz; tahminen 1976 civarı)
Heisenberg, Werner., ÇAĞDAŞ FİZİKTE DOĞA (Çev: Vedat Günyol, Orhan Duru)., Çan Yayınları., İstanbul, Ekim 1968
Hocaoglu, Durmuş., Dr., LAİSİZM'DEN MİLLÎ SEKÜLERİZM'E., Selçuk Yayınları., Birinci Baskı: Eylül 1995., İstanbul 1995
Kranz, Walter., ANTİK FELSEFE - METİNLER VE AÇIKLAMALAR (Çeviren: Suat Y. Baydur ., İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlari., 2nci baskı., İstanbul,1976
Kutuzov, B.V., GEOMETRİ., C: III, Çeviren: Hüseyin Demir., Türk Matematik Derneği Yayınları., İstanbul 1964
Lévy-Bruhl, L., AUGUSTE COMTE'UN FELSEFESİ., Üçüncü Kitap., Türkçeye çeviren: Prof. Dr. Fındıkoğlu Ziyaeddin Fahri., Türkiye Felsefi, Harsî ve İçtimaî Araştırmalar Merkezi Kitabları., Seri: a., Sayı: 13.; İstanbul,15/XI/1942
Laberthonnniére., DESCARTES ÜZERİNE TETKİKLER (Çev: Mehmet Karasan)., 2nci baskı., Kûltür Bakanlığı Yayınları., Ankara,1977
Mach, Ernst., BİLGİ VE HATA., Çeviren: Sabri Esat Sander:, İstanbul Devlet Basımevi, İstanbul 1935
Mengüşöğlu, Takiyettin., FELSEFEYE GİRİŞ., İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları., İstanbul,1968
Narlikar, Jayant V., INTRODUCTION TO COSMOLOGY., Jones and Bartlett Publisher, Inc., 1983, Boston, USA
Özemre, Ahmed Yüksel., Prof. Dr., KOZMOLOJİYE GİRİŞ., Teorik Fizik Dersleri, Cild: 8., İstanbul Üniversitesi Yayınları., İstanbul 1981
Platon., DİYALOGLAR., C: 1 ve 2., Remzi Kitabevi., Birinci basım, İstanbul 1986
Russell, Bertrand., BATI FELSEFESİ TARİHİ (Çev: Muammer Sencer)., Say Kitap Pazarlama" 3ncü baskı., İstanbul, Eylül 1983
Sunar, Cavit., Prof.Dr., VARLIK HAKKINDA ANA DÜŞÜNCELER., Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Yayınları., Ankara.1977
Taftazânî, KELÂM İLMİ VE İSLÂM AKAİDİ [ŞERHU'L-AKAİD]., (Hazırlayan: Süleyman Uludağ)., Dergâh Yayınları., 2. baskı., İstanbul, Mart 1982
Tunalı, İsmail., FELSEFENİN IŞIĞINDA MODERN RESİM., İkinci Basım, Remzi Kitabevi, İstanbul 1983
Ural, Şafak., POZİTİVİST FELSEFE., Remzi Kitabevi., İstanbul 1986
II. Makaleler ve Ansiklopedi Maddeleri
Adıvar, Abdülhak Adnan., "İBN HALDÛN" Md.. İ.A., C: .5/ll
Aktaş, Hüsnü., "İMAN" Md., SOSYAL BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ /(Risale)., C: 2.,
De Ruggiero, Guido., "POSITIVISM" Md., ENCYCLOPAEDIA OF THE SOCIAL SCIENCES., Vol: XII s.260 - 265
Dingler, Hugo., "MACH, ERNST" Md., ENCYCLOPAEDIA OF THE SOCIAL SCIENCES., Vol: IX., s.653 - 654
Ginzburg, Benjamin., "SCIENCE" Md., ENCYCLOPAEDIA OF THE SOCIAL SCIENCES., Vol: XIII., pp: 591-603
Golgziher, I., "FIKIH" Md., İ.A., C: 4
Hocaoğlu, Durmuş., Mk: "'MADDE VE KUVVET' VE 'MATERYALİZM VE AMPİRYOKRİTİSİZM ÇERÇEVESİNDE MEKANİK VE DİYALEKTİK MATERYALİZM ÜZERİNE TEZLER"., [Türkiye Günlüğü., Sayı: 15., yaz 1991., s.17-.56]
Hocaoğlu, Durmuş., Mk: ""ZAMAN'IN KISA TARİHİ" VE FİZİK VE FELSEFE ÜZERİNE BİR MÜLÂHAZA"., [Türkiye Günlüğü., Sayı:2., mayıs 1989, Ankara., s.72-77]
Hocaoğlu, Durmuş., Mk: "GAZZALÎ VE DESCARTES'DA VARLIK, İNSAN VE BİLGİ., [Yeni Toplum., Sayı:2., eylül-ekim 1992, s.99-109]
Hoernlé, R. F. A., "SOLIPSISM" Md., ENCYCLOPEDIA OF RELIGION AND ETHICS., Vol: 11., s.678 - 680
Kıllıoğlu, İsmail., "BİLİM" Md., SOSYAL BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ (Risale Yayınları)., C:1
Lukes, Steven., Mk: "SAINT - SIMON"., (SOSYOLOJİ YAZIL.ARI., Derleyen: İhsan Sezal., s. 185-192., Ağaç Yayıncılık., İstanbul,1991]
Macdonald, D. B., "İMAN" Md.. İ.A., C: 5/II
Macdonald, D.B., "İLİM" Md., İ. A., C: 5/II
Maclver, R. M., "SOCIOLOGY" Md., ENCYCLOPAEDIA OF THE SOCIAI. SCIENCES., Vol: XIV.,. s.232-247
Swinny, S. H., "POSITIVISM" Md., Vol:10., s.116-122
Şahin, M. Abdiilfettah., Mk: "İLİM" [İLİM VE BİLİM içinde]
Taylan, Necip., "BİLGİ" Md., T.D.V.İ.A., C: 6
Uzunoglu, Selim., Mk: "İLİM-BİLİM MES'ELESİNİN EPİSTEMOLOJİK AÇlDAN ÇALIŞILMASININ ÖNEMİ"., [Bkz: İLİM VE BİLİM içinde]
III. Edisyon Eserleri
İLİM VE BİLİM - İLİM VE BİLİM KAVRAMLARININ TAHLİLİ., Editör: Selim Uzunoglu., TÖV Yayınları., İzmir 1992
IV. Lugatlar ve Ansiklopediler
Mevlût Sarı., El - MEVARİD., [Arapça - Türkçe Lûgat]., Bahar Yayınları., İstan-bul,1982
WEBSTER'S NEW COLLEGIATE DICTIONARV., G. & C. Merriam Co., Publishers., Springfield, Massachussets., U.S.A.,1961
WEBSTER'S THIRD NEW INTERNATONAL DICTIONARY OF THE ENGLISH LANGUAGE UNABRIDGED., A MERRIAM-WEBSTER., Reg. U.S. Pat. Off., Editor In Chief: Philip Babcop Gove., Ph. D. and The Merriam-Webster Ediforial Staff, G. & C. Merriam Company, Publishers., Springfıeld, Massachusetts, U.S.A.
ENCYCLOPEDIA OF THE SOCIAL SCIENCES., [The Macmillan Company., 16th printing., New York, 1967]
ENCYCLOPAEDIA OF RELIGION AND ETHICS., Charles Scribner's Sons., NewYork, 1955
İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ (İSLÂM ALEMİ TARİH, COĞRAFYA, ETNOĞRAFYA VE BİYOĞRAFYA LÛGATI)., [K.T.B., İstanbul] (Not:l: Yayını, bazı baskılarda M. E. B., bazılarında M. E. G. S. B. tarafından yapılmıştır, Not2: Her cildin baskısı tıpkı basım olup baskı seneleri muhteliftir)
T.D.V.İ.A..TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ., [İstanbul, İlk cildin yayın tarihi: 1988]
SOSYAL BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ., Risale Yayınları., (4 cilt)., İstanbul 1990
Bkz: Bakınız
Hk: Hakkında
C: Cilt
Mk: Makale
p: page ., pp : pages ., s : sayfa ., pr: paragraf., st : satır ., sü sütun .,1/... : alttan itibaren... .
Örnekler:
s.27.st:3 = sayfa:27, satır:3
s.27.st:1/8 = sayfa27, satır:sayfanın altından itibaren 8. satır
s.27.pr:1 /4 = sayfa27, paragraf: alttan 4, satır:4.paragrafın 5. satırı
Dipnotlar
1. Meselâ, bkz: Benjamin Guinzburg, "SCIENCE" Md., s. 591, sü: 2, pr: 2. İsmail Kıllıoğlu, Sosyal Bilimler Ansiklopedisi'nde ele aldığı "Bilim" maddesinin girişinde bu hususa kısaca temas etmekte [s. 190, sü: 2, pr: 1/1-s. 191, sü: 1, pr: 1] ve makalenin bakiyesinde hemen hemen tamamen tabiat bilimleri konu edilmetedir.
2. Bkz: Necip Tay'lan., "BİLGİ" Md., T.D.V.İ.A., C: 6, s.157., sü:3, pr:l; D. B. Macdonald, "ilm"in Arapçâda "bilgi" mânâsında kullanılan en umumî bir kelime olup, lûgatlarda, "ma'rifa" ve "şu'ur" olarak gösterildiğini, ancak, bu üç kelimenin istimâlinde yine de âşikâr farkılıklar bulunduûunu belirtmektedir. [Bkz: D. B. Macdonald., "İLİM" Md., İ. A., C: 5/II., s.973, sü:2, pr: 1/1]. I. Goldziher, eski şerîat lisanında "fıkh"ın "ilm" mukabili olarak kullanılmakta olduğunu, "ilm" tâbirinin "Kur'ân ve tefsîrden başka, Peygamber ve sahâbelerden naklen gelen şer'î hükümleri salıîh olarak bilmek mânâsını da ifâde ettiğini" belirtmektedir. [Bkz: I. Golgziher, "FlKIH" Md., İ.A., C: s.601, sü:2, pr:1/1)
3. İsrâ: XVII/85: "We yes'elüneke 'ani'r-rûh. Kuli'r-rühi min-emri rabbî we mâ ütitum mine'l-ılmi kalîlâ" [: Sana rûh'dan sual ederler. (Onlara) de ki: Rûh, rabbimin emr'indendir ve size ilim'den rûhun ilminden, bilgisinden (hakikatından) ancak az birşey verilmiştir (pek az birşeyden başkası verilmemiştir)]. Buradaki "emr" ibaresi ile kastedilen şey, Emr (Gayb) Âlemi, Metafızik Âlem'dir. Zuhruf: XLfII/61: "We innehu le-ilmun li's-sâ'ati fela temterunne bihâ we'ttebüuni. Hâzâ sırâtun mustaqîmun" ["Şüphesiz ki O, kıyametin (ne zaman olacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun. Bu, dosdoğru yoldur].
4. M. Abdülfettah Şahin., Mk: "İLİM" (İLİM VE BİLİM ipinde), s.4, pr2
5. Selim Uzunoğlu.. Mk: "İLİM-BİLİM MES'ELESlNlN EPİSTEMOLOJlK AÇIDAN ÇALIŞILMASININ ÖNEMİ"., (İLİM VE BİLİM içinde), s.32, pr:3-s.33
6. Elmalılı, "îmân"ın eman vermek, emin kılmak demek oldugunu ve Türkçe'deki muadilininin "inanmak" olduğunu belirtmektedir. (Bkz: Elmalılı Hamdi Yazır., HAK DİNİ KUR'ÂN DlLİ., C:I., s.177, pr:1/1]. Hüsnü Aktaş, "imân"ı genel bir kavram olarak, "İman Arapça 'emn' veya 'eman' kökünden gelir. Sözlük anlamı doğrulamak. tasdik etmek, bir kimseye veya bir,çeye inanıp güvenmek demektir" şeklinde açıklamaktadır. [Bkz: Hüsnü Aktaş, "İMAN" Md., SOSYAL BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ /(Risale)., C: 2., s.240, sü:l, pr: 2]. D. B. Macdonald'a göre ise, "îmân" kelimesi 'mn' kökünden gelmekte olup, bu kökün asıl mânâsı da, "huzur ve korku karşısında emniyet"tir. [Bkz: D. B. Macdonald., "İMAN" Md., İ.A., C: 5/Il., s.984, pr:1/2].
7. "Intuition" kelimesi, Latince'den gelmekte olup, "içe dogma", "vasıtsız olarak görme" gibi anlamlara gelir. Etimolojisi şu şekildedir: [Tueri, tuitus (Latince: gözetlemek, korumak, muhafaza etmek); tuitio
gözetleme, koruma, muahafaza etme); tuition (Orta Fransızca; aynı anlam); tuition (Eski Fransızca; aynı anlam)]; [in (Latince: -de, -da) + tueri] >> intueri (içini görmek, içine nüfuz ederek, görmek); intuitio (Orta Latince: içine nüfuz ederek görme). Görüldügü gibi terimin kökeni 'görme' üzerine istinad etmektedir. Kelimenin İngiliz ve Fransız dillerindeki imlâsı ve mânâsı aynıdır. Almancası 'anschaung' olup Immanuel Kant tarafından felsefi bir terim haline getirilmiştir; 'çok açık ve seçik bir nazarla, çok berrak, net bir şekilde görmek' demektir. Kelimeyi esas bir felsefe terimi haline getiren kişi Rene Descartes'dır. Bu terim, tasavvufdaki "kalb gözü"nün mukabilidir. Yine tasavvufdaki "keşt" de bir intuition'dur. Bu kelimenin Osmanlıcası, Arapça'da "hissetme, ferâset, derin görüş, ileriyi görme" anlamına gelen "el-hadsu"dan türetilmiş olan "hads" (ha-dal-sin) olup XIX. yy. Türk düşünürleri tarafından, "intuition" karşılığı olarak kullanılmştır. Günümüz Türkçe'sinde ise Fransızca "intuition"un tercümesi tesiri ile (H. Ziya Ülken) "sezgi" ve Almanca "anschaung" tercümesi tesiri ile de (Macit Gökberk) "görü" kelimeleri kullanılmakfadır.
8. Elmalalı Hamdi Yazır, HAK DİNİ KUR'ÂN DİLİ, C: 1, s. 174, st: 1/8.
9. Bu sınıflandırmada tam ve mutlak varlık, var-oluşu kendi zâtı ile kaim, en yetkin, Kusursuz, süper-natürel ve transandantal varlık; daha üstünü ve daha mükemmeli tasarı olarak dahi mümkün olmayan, bir kavram olarak "var" olmasının gerçek bir varlık olarak "var" olmasını kesinlikle ve zorunlu (apodiktik) olarak zarûrî kıldığı, "var-değil" olması ise yine aynı kesinlikle ve zarûrî olarak mümtenî (gayri mümkün); "varlık" kavramının yetkinlik ve mükemmellikte nihaî sınırı demek olan "Tanrı"; var-olduğu (varlık'ı) aklen kavranabilir. Fakat mahiyeti kavranamaz, hakikî (real), şahsi (personal), kendinde (initself) bir var-lık olarak ve kendinden (by-itself) tek ve biricik var-lık olarak var-olan "Tanrı", dıyarıda tutulmuştur.
10. Burada hakikat=gerçeklik=reality, şe'niyet=varity ve gerçel=hakikî=real anlamında kullanılmıştır.
11. Buradaki "dış-dünya" ifadesi, insanın ruhunun, bilincinin dışı anlamında olup, insan bedeni de bütünüyle bu kavramın kapsımına girer. Bunun zıddı olan "iç-dünya" ise, sadece ruh/bilinç dünyasının bir ifadesidir.
12. Bkz. Hüseyin Atay, İBN SİNA'DA VARLIK NAZARİYESİ, s. 20. v. dv.
13. Bkz: Mevlüt Sarı., EL-MEVÂRİD; s.l633.sü:2
14. Bkz: WEBSTER'S [WEBSTER'S COLLEGIATE DlCTIONARY ve WEBSTER THIRD NEW EDITION]
15. "... "varlık" tâbiri çok umumidir; "var olan" varlığa göre daha hususidir; bunun içindir ki, Aristoteles de, ontologiyi "var olan"ın bir ilmi olarak görür. Fakat hem "varlık" ve hem de "var olan" en son şeydir. Bu sebepten dolayı ne "varlık", ne de "var olan" târif edilebilir; çünkü târif, ancak bir şeyin diğer bir şeyle mukayese edilmesi sayesinde yapılabilir; "var olan", "varlık" kavramları", "son bir şey"in kavramları olduğu için târif edilemezler. " [Takiyettin Mengüşoğlu., FELSEFEYE GİRİŞ., s.103, pr:2]
16. Bu konuda, bkz: Durmuş Hocaoglu., LAİSİZM'DEN MİLLÎ SEKÜLERİZM'E., s.64 v.dv.
17. Parmenides., "NESNELERİN YARATILIŞI ÜZERİNE"., B.4, B.6. [W. Kranz., ANTİK FELSEFE., s.62.-63]
18. Taftazânî.. KELÂM İLMİ VE İSLÂM AKAİDİ [ŞERHU'L-AKAİD]., s.103
19. Emile Brehier., FELSEFE TARİHİ.. C: I., Fas:1., s.71.pr:3 - s.72
20. Bu diyalogda Sokrates, hiçbir eğitimden geçmemiş bir köle ile konuşur, onu "sorgulama" işlemine tâbî tutar. Aşağıda bu diyalogdan kısa fragmentler verilmiştir: "Sokrutes (Menona hilaben): Şimdi bak, kendiliğinden nasıl doğru bir sırada hatırlayacak./.. " [Menon Diayalogu ., 83 a:. PLATON., DİYALOGLAR., C: I ., s.166] "Sokrates (Menona hitaben): Belirsiz hatırlayış yolunda onun şimdiden ne kadar ilerlediğini görüyorsun, değil mi Menon?;.... [Menon Diyaloğu., 84 a:, PLATON., DİYALOGLAR., C: I., s.168] "Sokrates (Menon'a hitaben): Şimdi girdiği şu çıkmaz. benimle araştırmaya devam ederken, hiçbirşey öğretmediğim halde. ona neler bulduracak, göreceksin. Ben onu sorguya çekmekten başka birşey yapmayacağım/... [Menon Divalogu., 84 d:, PLATON., DlYALOGLAR., C:I., s.168.st:1/1-s.l(169.pr:l)
21. Macit Gökberk., FELSEFE TARİHİ., s.49. pr:I
22. Menon Diyalogu.. 86 b:. Platon.. DİYALOGLAR., C:l.. s. 1I7.pı: 1/5
23. Bu konuda, bkz: Durmuş Hocaoğlu., Mk: "GAZZALİ VE DESCARTES'DA VARLIK. İNSAN VE BİLGİ., [YENİ TOPLUM., Sayı:2., eylül-ekim 1992, s.99-109]
24. Descartes, FELSEFENIN İLKELERİ., Prenses Elizabeth'e sunuş yazısı, s..5, pr: 2
25. Descartes. FELSEFENİN İLKELERİ., s.3, p.1
26. Descartes. AHLAK ÜZERİNE MEKTUPLAR., (4.8.1645 tarihli mektup), s.32, p.1
27. Descartes, AHLAK ÜZERlNE MEKTUPLAR., (aynı mektup), s.30
28. Descartes, METAFİZİK DÜŞÜNCELER, IV.S. 185, p.2.
29. Descartes, FELSEFENİN İLKELERİ, s. 7.
30. Descartes, FELSEFENİN İLKELERİ, s. 7.
31. Descartes, FELSEFENİN İLKELERİ, s. 7.
32. Descartes, FELSEFENİN İLKELERİ, Önsöz, s. 7. (Vurgular bana aittir-D.H.)
33. Descartes, FELSEFENİN İLKELERİ, s. 14, st:5 v.dv.
34. Descartes, FELSEFENİN İLKELERİ, s. 13. pr: 2.
35. Descartes, FELSEFENİN İLKELERİ, s. 539, pr:1, Macit Gökberk, FELSEFE TARİHİ, s. 257, pr: 1.
36. Descartes, METOD ÜZERlNE KONUŞMA., I, s.6
37. Descartes, METOD ÜZERINE KONUŞMA., I. s.9
38. Descartes, AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR., II. Kural: "Ancak düşüncemizin doğru ve şüphe götürmez bir bilgisini edinebildigi şeylerle ugraşmak lâzımdır." Bu kural, bütün Cartesien metodun en önemli temel taşıdır, her tür bilgi ancak, tam net ve berrak olursa bir anlam taşır.
39. Descartes, METOD ÜZERINE KONUŞMA: II. (s.23); AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR: IV (s. 22-23)
40. Descartes, AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR:IV
41. Descartes'ın hiç bir eserinde açıkça bir "aksiom" terimini kullandığına tesadüf etmedim. Bu terimi ben, matematiksel aksiomlar ile Descartes'ın ilkeleri arasındaki andırışma dolayısıyla kullanmak istedim. Keza, "sağlam çıkış noktası" ibaresi de hocam Prof. Dr. Nermi Uygur'a aittir.
42. Descartes, AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR: III
43. Descartes, METAFİZİK DÜŞÜNCELER:11., s.131, pr: 2, 3
44. Descartes, AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR: IV
45. Descartes, METOD ÜZERINE KONUŞMA: IV., s.36.pr:2; METAFİZİK DÜŞÜNCELER: III., s.147.pr:1
46. Bu temel kabulleri, bir bakıma, matematiksel aksiyomların geçerli oldukları "çerçeveler" (Tanım Çerçeveleri) olarak anlamak da mümkündür.
47. Descartes. METAFİZİK DÜŞÜNCELER: III., s.152. pr:l; METOD ÜZERINE KONUŞMA: III., s.30., st: 7 - 8: AKLlN İDARESİ İÇİN KURALLAR: IV., S.18.pr2
48. Descartes., FELSEFENİN İLKELERİ: I.30. Ayrıca, Metod Üzerine Konuşma'da şöyle denmektedir: "... bizde gerçek ve doğru olan herşeyin olgun ve sonsuz bir varlıktan geldiğini bilmeseydik, fıkirlerimiz ne kadar açık ve seçik olsalar da, bize, doğru olmak olgunluğuna sahip olduklarrnı temin edecek hiçbir kanıt bulunmayacaktı. " [Descanes, METOD ÜZERINE KONUŞMA: IV., s.41., st: 21-25)
49. Descartes., TABİAT IŞIĞI İLE HAKİKATI ARAMA., Sunuş.. s.1
50. Descartes, METOD ÜZERINE KONUŞMA: IV., s.41, st: 7-10
51. Descartes., FELSEFENİN İLKELERİ: I.10
52. Descartes., FELSEFENİN İLKELERl:I.9 (vurgu bana aittir- D.H.); a.e:1.7
53. Descartes., METOD ÛZERINE KONUŞMA: III, s. 31, a.e., II.,s. I32
54. Descartes, METOD ÜZERINE KONtIŞMA: IV
55. Descartes, METAFİZİK DÜŞÜNCELER: III, s. 148: IV, s. 173: FELSEFENİN İLKELERİ: I.20: "Biz kendi kendimizin yaratanı değiliz, yaratanımız Tanrıdır ve dolayısıyla Tanrı vardır. "
56. Tanrı'nın varlığının isbatında Descartes, esas olarak "Ben'in Varlıgı"nı ve "Ontolojik Delil"i kullanır. buna karşılık, "Kozmolojik Delil"i kullanmaz. Zira, bu sathada Kozmos'un varlığı henüz ispatlanmamıştır: onun varlığı, en son safhada ispatlanacağı için, matematiksel mantığa göre, kendisinden bir önce gelen önermenin ispatındla kullanılamaz.
57. Descartes, METAFİZİK DÜŞÜNCELER: IV, V, VI; AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR: XII; FELSEFENİN İLKELERİ ., II. 4,11. 9
58. "... bütün Felsefe bir ağaç gibidir: Kökleri Melafizik. gövdesi Fizik, ve bu gövdeden çıkan dallar da diğer bilimlerdir: Tıp. Mekanik ve Ahlâk..." [Descartes, FELSEFENlN İLKELERİ. s.21.pr:1]
59. Descartes, METAFİZİK DÜŞÜNCELER: III., s. 160.pr:1-2
60. Descartes, AKLIN İDARESİ İÇİN KURALLAR: XII.. s.58
61. Descartes, METOD ÜZERlNE KONUŞMA: IV., s.39., st: 27-28
62. Msl. bkz: Steven Lukes., Mk: "SAINT-SIMON"., [SOSYOLOJİ YAZILARI., s.185, pr: 3); Hans Freyer., SOSYOLOJİYE GİRİŞ., s.37, pr:2. Ancak, bugünkü anlamda "Sosyoloji" ilminin kurucusu olarak kabul edilen kişi, Auguste Comte'dur. [Bkz: S. H. Swinny., "POSlTIVISM" Md., s.118, sü:2, pr:3]. Comte'un bu yeni ilme verdigi ilk isim "Sosyal Fizik" olup, daha sonra bunu değiştirerek "Sosyoloji" isminde karar kılmıştır. (Bkz: L. Levy - Bruhl., AUGUSTE COMTE'UN FELSEFESİ., s. 175, pr:3] Hakikat halde, Sosyoloji'nin ilk kuruculugunu, Saint Simon ve çağından çok'dan önceye götürmek de kabildir [kısa bir özet için, bkz: R. M. Maclver., "SOCIOIOGY"- Md., ilk sayfalar] ki konu "batı-merkezcil" olmayan bir nazarla ele alınacak olursa, kurucularından birisinin de İbn Haldûn olduğu tartışmasızdır. Abdülhak Adnan Adıvar, "İbn Haldün" isimli makalesinde konuya kısa bir temasda bulunurken, "...İbn Haldûn tarih felsefesinin ve bir bakıma göre, sosyolojinin bânîsi veyahut daha ihtiyatkâr bir tabir ile, bânîlerinden biridir" demektedir. [Bkz: Abdülhak Adnan Adıvar., "İBN HALDUN" Md., İ.A., C: 5/II., s.742, sü:l, pr:3].
63. "Auguste Comte ve onun ekolüne mensup olanlara göre, zihin, ancak, tecrübe ile tahkik edilebilen hakikatları elde edebilir. Fakat, tecrübeye gelmeyen meseleleri asla hâl edemez. Zihin ancak. vak'aları ele alabilir ve onlardan birtakım kanunlar çıkarabilir ki bu kanunlar birtakım genel vakıalardan ibarettir. Vakıalara ve onların kanunlarına ait bir bilgi de, ancak, müsbet bilginin, ilmin konusudur. Fakat, böyle bir bilgi de en nihayet zihnimize tâbîdir, yani rölatiftir, izafidir. Şu halde, zihin, yalnız, izâfi'yi bilebilir ve bu izâfi bilgi bütün zihinlerce kabul idilen bir bilgidir. yani ilimdir. Ancak, bu vakıalar ve bunlar arasındaki ilişkiler alanının ötesinde, yani müsbet alanın ötesinde Mutlak alanını zihin kavrayamaz. Bundan ötürü de menşe, mâhiyet, gâye gibi konuları içeren mutlak hakkında bir bilgi yetersizdir". [C. Sunar, VARLIK HAKKINDA ANA DÜŞÜNCELER, s. 262. pr:1]
64. Auguste Comte, COURS DE PHILOSOPHIE POSITIVE (1re ET 2e LEÇONS), s. 3 v. dv., [Les Antécétents Du Positivisme: La Loi Des Trois États]
65. L. Lévy-Bruhl, AUGUSTE COMTE'UN FELSEFESİ, s. 196, pr:2.
66. Burada kullandıgımız anlamıyla "deney", fizik gibi bilimlerde icra olunan "laboratuar deneyi"ni de kuşatan bir anlam taşır ve fakat ondan farklıdır. Buradaki "deney" terimi, Batı dillerinde, Grekçe "empeirikos" [en (içinde) + peira (deneme) empeiros; empeirikos=denemeye dahil olan] kökünden gelip Latince'ye "empiricus" olarak intikal eden kelime ile ifade edilir ve terim olarak anlamı "duyu organları ile bilgi edinme"dir. Laboratuarlarda yapılan deney ise. Latince "gayret etmek, çalışmak" anlamındaki 'expertus'dan gelir ve "çalışarak bilgi edinmek" anlamını mündemiçtir. Empiricus'un Osmanlıcâdaki mukabili "tecrîb", experiment'ınki ise "tecrübe"dir. Tecrîb, her çeşit duyu bilgisi, yani duyumlama (sensation) ile edinilen bilgidir: Söz gelimi, bir gülün rengini görmek, bir sesi işitmek, bir şeye dokunmak, bir tat almak vs. birer tecrîb (empiricus) olarak tanımlanır ve bunlardan edinilen bilgilere, "empirik bilgi" denir.
67. "Milâdî V. asır, haşmetli Batı-Roma'nın barbar darbeleri altında çatırdadığı, hüzünlü bir çöküşe yuvarlandığı bir dönemdir. Bir kısım pagan Romalılar bu çöküşü, atalarının dinlerinin terk edilmiş olmasının neticesi olan hir ilâhî ceza olarak yorumladılar ve bu tez, gururu kırılmış, mazinin ihtişamını hasretle anan, henüz Hrisliyanlığa ısınma aşamasında olan Roma da mâkes bulmakta gecikmedi. "İşte bu psişik yıkım ortamı içerisinde Saint Augusteinus, Roma'nın yıkılışının müsebbibinin Hıristiyanlık olmadığını ispatlamak üzere. bir karşı-tez geliştirerek, Hıristiyanlığı savundu. O, 426'da kaleme almış olduğu "De Civitate Dei" (Tanrı Sitesine - veya Devletine - Dair) isimli eseriyle, bütün Hristiyanlığı etkisi altına alacak olan bir devlet ve tarih felsefesi geliştirdi. Gençlik yıllarında Maniheizm'e intisab eden. daha sonra Hristiyanlık da karar kılan düşünür, Maniheist Düal Onloloji'den önemli ölçüde etkilenmiştir. Vakıa o, kötülüğün, Maniheizm'dekinin aksine, ontik bir gerçekliği, objektif bir varlığı bulunan ve İyilik Tanrısı'na düşman olan Kötülük Tanrısından değil de bizzat İnsan'ın doğru yolu görememesinden kaynaklandığını ileri sürmekte ise de devlet felsefesinde bu düalizmin izleri oldukça belirgindir. "Hıristiyânî akaidin ve Antik kozmolojilerin birçok unsuru (Teslis, İlk Günah, İnayet, Arz'ın aşağı türden. ikincil bir varlık alanı oluşu...), pagan inançların bazı kalıntılar ve Maniheist Düalizm'in bir karmaşası üzerine temellendirilmiş olan devlet felsefesinin özü şudur. ,Adem'in, işlemiş olduğu İlk Günah sonucunda Cennet den kovulmuş olmasından beri dünya iki ayrı siyâsi varlık alanına [: "civilas ": "şehir ", ya da "devlet "] taksim olunmuştur. Bunlardan birisi, "Sitesi ", diğeri de "Yer-Yüzü Sitesi"dir. Civitas Dei [(Tanrı Devleti (Silesi)] gelecekteki Tanrı ülkesinin bülün yurttaşlarından, yani Tanrı'nın inayetine mazhar olmuş, günahlardan arınmış mü'minlerden kurulu olacaklır. Buna mukabil Civitas Terrara (Yer-Yüzü (Arz) Silesi (Devleti)] ise Kötü'ye, Şeytan'a boyun eğmiş olanlardan kurulmuş olacaktır. Yani, İyilik ve Kötülük sadece soyut kavramlar olarak kalmamakta, somut birer fiziksel ve sosyal gerçeklik olarak tezahür etmektedir ki burada İyi'nin sosyal tezahürü Civitas Dei, Kötü'nünkü de Civitas Terrara olmaktadır. Bütün insanlık tarihi bu ikisinin arasındaki mücadelenin ve git-gide birbirlerinden ayrılmalarının bir sürecidir. "Katolik Kilisesi bu doktrini kuvvetle benimsedi. Kendisini TanrıDevleti'nin yeryüzündeki temsilcisi ve sembolü olarak kabul etti. Onun "katolik" ünvanı tanımasındaki sebep de budur: "evrensel" olmak. Bu süretle Katolik Kilisesi. nefsinde hem dinî ve hem de dünyevi erki temessül etmiş oluyordu. Artık, Hristiyanlığın illegal olduğu dönemde kendisine dört elle sarılınan "Kayzeryanizm" doktrini geçerliğini yitirmiş, Garbî Roma'nın enkazı üzerinde "Kayzeryo-Papizm" ilkesine dayalı "Evrensel Kilise-Roması" yükselmeye başlamıştır." [Durmuş Hocaoğlu., LAİSİZM'DEN MİLLÎ SEKÜLERİZM'E., s.138]
68. Batı düşüncesinde genel bir fatum historicum anlayışının daha bulunduğunu ileri sürmek kabildir: Bütün beşerî ilerleme'nin "Batı Medeniyeti"nde dondurulması! Bu anlayışa göre, Batı Medeniyeti, İnsanlık'ın son duragı, nihaî hedefıdir. Bu anlayışın bilhassa Türkiye gibi Batı-dışı ülkelerdeki, tarafımızdan "Filtresiz İntelijansiya" olarak tesmiye olunan [Bkz: Durmuş Hocaoğlu., LAİSİZM'DEN MİLLÎ SEKÜLERİZM'E., s.234 v.ddv.], batılılardan daha ziyade batıcı - yani, kraldan ziyade kralcı - olan kirli dimağlı "sömürge aydınları" üzerindeki tesiri pok büyük, fevakalde yıkıcı olmuş, onların ruhlarında tedavisi gayri kabil bir yıkım hasıl etmiştir.
69."C. içtimaî ilme ilkin içtimaî fizik adını verdi. Sonra onun için sosyoloji adını yarattı. İlimlerin ansiklopedik sırasının en yüksek noktasında bulunan içtimaiyat, bu yüzden, diger ilimlerde bulunmayan bazı seciyeler göstermektedir. "....Riyaziyenin hendesî kanunları araştırması gibi içtimaiyat da içtimaî hâdiselerin kanunlarını tetkik eder. Bu manada bu iki uç ilim arasında tetkik edilen hâdiselerin başkalığından doğan farklardan başka başka bir fark yoktur. Fakat içtimaiyat müstesna, riyaziyat ve diger ana ilimler, başlangıç ilmidirler. İçtimaiyat sonuncu ilimdir. Başlangıç ilimlerinden her biri, kendinden sonra gelecek ilmin müsbet şekil alması için zarurî olduğu nisbette yetiştirilmelidir. Diğer hiç bir ilme hazırlık olmayan içtimaî ilim, ahlâkın ve siyasetin prensiplerini ortaya atar. Şimdiye kadar görüldügü gibi, müsbet felsefenin kubbe anahtarıdır. Müsbet zihniyet şimdiye kadar mahrum kaldığı külliliği onun içinde ve onunla kazanacaktır." [L. Levy-Bruhl., AUGUSTE COMTE'UN FELSEFESİ., s.175., pr:1/1-s.176. pr:1]
70. R. Aron., SOSYAL DÜŞÜNCENlN EVRELERİ., s.92 v.dv.
71. R. Aron, SOSYAL DÜŞÜNCENİN EVRELERİ, s. 133, d.n: 27.
72. "... bu felsefi ekolün özelliklerini birkaç madde içinde ifade etmek imkânı yoktur. Çünkü bu ekolün temsilcileri, bir kişinin fikirlerinin veya bir görüşün klasik anlamda izleyicileri olmamışlardır. Herbirinin kendine has bir çalışma alanı ve görüşü vardır. Bu bakımdan, Çevre'yi oluşturan düşünürlerin (özellikle başlangıçta) sadece ortak tutumlarından sözedilebilir." [Şafak Ural, POZİTİVİST FELSEFE, s. 28. pr:2]
73. Guido De Ruggiero, "POSITIVISM" Md, s. 265, sü:1, pr:2.
74. Bkz: İsmail Tunalı, FELSEFENİN IŞIĞINDA MODERN RESİM, s. 17 v. dv.
75. Bkz: Durmuş Hosaoğlu, Mk: "'MADDE VE KUVVET' VE 'MATERYALİZM VE AMPİRYOKRİTİZM ÇERÇEVESİNDE MEKANİK VE DİYALEKTİK MATERYALİZM ÜZERİNE TEZLER'", s. 41-43.
76. Ernst Mach, BİLGİ VE HATA, s. 21, pr: 3.
77. Solipsizm için, bkz: R.F.A. Hoernlé, "SOLIPSISM" Md.
78. Hugo Dingler, "MACH, ERNST" Md, s. 653, sü: 1.
79. Bkz. B.V. Kutuzov, GEOMETRİ, C: III, s. 113: "Bir Aksiyom Sitseminden Beklenenler"
80. Gazzâlî, DALÂLETTEN HİDAYETE (EL MUNKIZU MİNE'D-DALÂL), s. 41, pr: 2.
81. Durmuş Hocaoğlu, Mk: "ZAMANIN KISA TARİHİ", s. 77, sü: 3.
82. Bondi, Bonnor, Lyttleton, Whitrow, RIVAL THEORIES OF COSMOLOGY, s. 2, pr: 2, s. 35, pr:1/1
83. Bondi, Bonnor, Lyttleton, Whitrow, RIVAL THEORIES OF COSMOLOGY, s. 44, pr: 1/1; J. V. Narlikar, INTRODUCTION TO COSMOLOGY, s. 254, pr: 3, v.dv.
84. J.V. Narlikar, INTRODUCTION TO COSMOLOGY, s. 94. pr: 2.
85. Bondi, Bonnor, Lyttleton, Whitrow, RIVAL THEORIES OF COSMOLOGY, s. 45, pr: 3- s. 46. pr. 1
86. Meselâ: Descartes, METAFİZİK DÜŞÜNCELER, VI. Bölüm, s. 210.3; s. 212.1.
87. Laberthonniére, DESCARTES ÜZERİNE TETKİKLER, s. 233.2
88. Descartes, METAFİZİK DÜŞÜNCELER, VI. Bölüm, s. 214.1; METAFİZİK KONUŞMALAR, IV. Bölüm s. 42. Buralarda, "göksel cisimler"in varlıklarının "görme duyumu" ile idrâk edildiği anlatılmaktadır.
89. W. Heisenberg, ÇAĞDAŞ FİZİKTE DOĞA, s. 47. st: 1 v. dv.
90. Ahmet Yüksel Özemre, KOZMOLOJİYE GİRİŞ, s. VII. pr: 3.
KPR - Aylk Fikir Dergisi
Kış'96 Sayısı