Bir fidan dikmişler toprağa..
Cansuyunu vermişler önce..Unutmuşlar sonra..
Fidan boyun eğmemiş rüzgara...beklemiş...
Yağmuru beklemiş umutla...
Bulut görmüş susuz fidanı...
Çaresizliğini seyretmiş önce ;
Aala ulaşamıyacağı fidana...
Damlalar göndermiş sevgiyle...Billur ince damlalar...
Fidan ; köklerine doldurmuş,kristal damlaları...
Susuzluğu dinmiş, gövdesini kaplamış dalları.
Boyu buluta doğru uzamaya başlamış...
Bulut; karşılıksız bir ümitle..
Hep yollamış damlaları...
Ulaşmak istemiş ..yeşil gözlü narin fidana...
Fidan ;
Nazlı nazlı salınan bir ağaç olmuş sonra..
Dallarında yapraklar..yapraklarında çiğ damlaları...
Neden sonra; insanlar hatırlamışlar onu...
Ağaç olan o çaresiz fidanı..
Yanına geldiklerinde ..İnanamışlar..
Dallarına ; yemyeşil billur yapraklarına..
Birden zehirli bir fikir çelmiş akıllarını !
Gönülleri hep buz kaplıymış ama..
Dalları nede güzel ısıtırmış,
kışın soğuk odalarını....
Kurbanın boğazına vurulan kılıç gibi..
Dallarını baltalamışlar , ayırmışlar gövdesinden..
Baltalarına kan bulaştığını görmeden...
Bulut; çaresizlikle kıvranmış...
Çaresizliğinin şimşekleri;Dünyayı aydınlatmış...
İnsanlar çok ürkmüşler..kanlı baltalarını orada terk etmişler...
Hemen damlalarını göndermiş..
Yeşil gözlü ,yarine bulut..
Ama artık çok geçmiş...........
Yavaş,yavaş kurumuş ağaç..
Kökleri çürümüş ;
Gövdesinde kalan son iki yaprakta düşmüş o gün...
Yeşil gözleri kapanmış....
Bulutun sevgi damlacıkları..o gün donmuş.
Masmavi gökyüzünden;
Bembeyaz gözyaşları, ağacın üzerine yağmış...
Sevdiğinin yorgun bedenini ..pamuklarla sarmalamış...
Bu bembeyaz hüzün taneleri; tüm tabiatı kaplamış..
Bulutun sonsuz hüznünde,
İnsanların kahkaha sesleri yankılanmış...
Onun beyaz hüznüne,
İnsanlar ; Sadece "KAR" demişler.............
20 aralık 2001
Cansuyunu vermişler önce..Unutmuşlar sonra..
Fidan boyun eğmemiş rüzgara...beklemiş...
Yağmuru beklemiş umutla...
Bulut görmüş susuz fidanı...
Çaresizliğini seyretmiş önce ;
Aala ulaşamıyacağı fidana...
Damlalar göndermiş sevgiyle...Billur ince damlalar...
Fidan ; köklerine doldurmuş,kristal damlaları...
Susuzluğu dinmiş, gövdesini kaplamış dalları.
Boyu buluta doğru uzamaya başlamış...
Bulut; karşılıksız bir ümitle..
Hep yollamış damlaları...
Ulaşmak istemiş ..yeşil gözlü narin fidana...
Fidan ;
Nazlı nazlı salınan bir ağaç olmuş sonra..
Dallarında yapraklar..yapraklarında çiğ damlaları...
Neden sonra; insanlar hatırlamışlar onu...
Ağaç olan o çaresiz fidanı..
Yanına geldiklerinde ..İnanamışlar..
Dallarına ; yemyeşil billur yapraklarına..
Birden zehirli bir fikir çelmiş akıllarını !
Gönülleri hep buz kaplıymış ama..
Dalları nede güzel ısıtırmış,
kışın soğuk odalarını....
Kurbanın boğazına vurulan kılıç gibi..
Dallarını baltalamışlar , ayırmışlar gövdesinden..
Baltalarına kan bulaştığını görmeden...
Bulut; çaresizlikle kıvranmış...
Çaresizliğinin şimşekleri;Dünyayı aydınlatmış...
İnsanlar çok ürkmüşler..kanlı baltalarını orada terk etmişler...
Hemen damlalarını göndermiş..
Yeşil gözlü ,yarine bulut..
Ama artık çok geçmiş...........
Yavaş,yavaş kurumuş ağaç..
Kökleri çürümüş ;
Gövdesinde kalan son iki yaprakta düşmüş o gün...
Yeşil gözleri kapanmış....
Bulutun sevgi damlacıkları..o gün donmuş.
Masmavi gökyüzünden;
Bembeyaz gözyaşları, ağacın üzerine yağmış...
Sevdiğinin yorgun bedenini ..pamuklarla sarmalamış...
Bu bembeyaz hüzün taneleri; tüm tabiatı kaplamış..
Bulutun sonsuz hüznünde,
İnsanların kahkaha sesleri yankılanmış...
Onun beyaz hüznüne,
İnsanlar ; Sadece "KAR" demişler.............
20 aralık 2001