heysem
Well-known member
Melekler Allah’ın elçisidir, kendi başlarına iş yapmazlar, başlarına buyruk hareket etmezler, emir altında çalışırlar, Allah onlara hangi görevi vermişse onu yaparlar.
Kur’an, melekleri anlatırken, onların hiçbir şekilde Allah’a isyan etmediklerini, verilen emri anında yerine getirdiklerini bildirir.
Azrail Aleyhisselam dört büyük melekden birisidir.
Kur’an, Hz. Azrail’i anlatırken de, “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği, canınızı alır, sonra da Rabbinize döndürülürsünüz” şeklinde tarif ederek Azrail’in görevini tanımlar.
Bu ayet ışığında baktığımız zaman, Hz. Azrail’in sadece kendine verilen görevi yaptığını, Allah adına çalıştığını, O’nun namına iş gördüğünü anlarız.
Güvenlik güçlerinin görev gereği yaptığı işler gibi Azrail de görevini yapar. Üstelik onun kimi güvenlik görevlilerinin zaman zaman yaptığı gibi yetkisini aşma durumu da yoktur. Çünkü meleklerin yapılarında bu yoktur.
Azrail Aleyhisselam ölüm için sadece bir sebeptir. Öldürmek de diriltmek de doğrudan Cenab-ı Allah'a ait fiillerdir.
Bu gerçek, bir hadiste şöyle ifade edilir:
Azrail (A.S.) Cenab-ı Hakk'a, "Ruhların kabzedilmesi vazifemden dolayı senin kulların benden şikayet edecekler, benden küsecekler." demiş, Cenab-ı Hak' da hikmetinin lisanı ile demiş ki: "Seninle kullarımın arasında musibetler, hastalıklar perdesini bırakacağım, tâ ki şikayetler onlara gidip, senden küsmesinler."
Burada belirtildiği gibi Azrail’in kendisi de bir perdedir. Ta ki, ölümün gerçek yüzünü göremeyen insanların haksız şikayetleri Allah'a gitmesin. Çünkü ölümün o gerçekte güzel olan, rahmet olan yüzünü herkes göremez. Onu bir yokluk, hiçlik gibi düşünebilir.
Dolayısıyla Azrail’e bu görevi için kızmak, sövüp hakaret etmek olacak şey değildir. Böyle yapmak inanan kişiye yakışan bir tutum olmaz.
Böyle bir şey yapmak, imanı için çok ciddi tehlikeler oluşturur.
Azrail Aleyhisselam bizim en değerli varlığımız olan ruhumuzun muhafazasından sorumludur.
Yani hiç kimseye emanet edemeyeceğimiz, teslim etmeye yanaşmadığımız ve devamlı üzerinde titrediğimiz ruhumuzu bir melek olan Hz. Azrail gibi Allah’ın çok emin ve güvenilir bir elçisinden başkasına teslim edemeyiz.
Mustafa SEZGİN
Kur’an, melekleri anlatırken, onların hiçbir şekilde Allah’a isyan etmediklerini, verilen emri anında yerine getirdiklerini bildirir.
Azrail Aleyhisselam dört büyük melekden birisidir.
Kur’an, Hz. Azrail’i anlatırken de, “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği, canınızı alır, sonra da Rabbinize döndürülürsünüz” şeklinde tarif ederek Azrail’in görevini tanımlar.
Bu ayet ışığında baktığımız zaman, Hz. Azrail’in sadece kendine verilen görevi yaptığını, Allah adına çalıştığını, O’nun namına iş gördüğünü anlarız.
Güvenlik güçlerinin görev gereği yaptığı işler gibi Azrail de görevini yapar. Üstelik onun kimi güvenlik görevlilerinin zaman zaman yaptığı gibi yetkisini aşma durumu da yoktur. Çünkü meleklerin yapılarında bu yoktur.
Azrail Aleyhisselam ölüm için sadece bir sebeptir. Öldürmek de diriltmek de doğrudan Cenab-ı Allah'a ait fiillerdir.
Bu gerçek, bir hadiste şöyle ifade edilir:
Azrail (A.S.) Cenab-ı Hakk'a, "Ruhların kabzedilmesi vazifemden dolayı senin kulların benden şikayet edecekler, benden küsecekler." demiş, Cenab-ı Hak' da hikmetinin lisanı ile demiş ki: "Seninle kullarımın arasında musibetler, hastalıklar perdesini bırakacağım, tâ ki şikayetler onlara gidip, senden küsmesinler."
Burada belirtildiği gibi Azrail’in kendisi de bir perdedir. Ta ki, ölümün gerçek yüzünü göremeyen insanların haksız şikayetleri Allah'a gitmesin. Çünkü ölümün o gerçekte güzel olan, rahmet olan yüzünü herkes göremez. Onu bir yokluk, hiçlik gibi düşünebilir.
Dolayısıyla Azrail’e bu görevi için kızmak, sövüp hakaret etmek olacak şey değildir. Böyle yapmak inanan kişiye yakışan bir tutum olmaz.
Böyle bir şey yapmak, imanı için çok ciddi tehlikeler oluşturur.
Azrail Aleyhisselam bizim en değerli varlığımız olan ruhumuzun muhafazasından sorumludur.
Yani hiç kimseye emanet edemeyeceğimiz, teslim etmeye yanaşmadığımız ve devamlı üzerinde titrediğimiz ruhumuzu bir melek olan Hz. Azrail gibi Allah’ın çok emin ve güvenilir bir elçisinden başkasına teslim edemeyiz.
Mustafa SEZGİN