Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Ayetler Ve İbretler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NuruAhsen" data-source="post: 29320" data-attributes="member: 857"><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px">İşte bu Âd kavmi idi ki, Rablerinin âyetlerini inkâr eder, Onun peygamberlerine karşı gelir ve herbir inatçı zorbanın emrine uyarlardı.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px">Hûd Sûresi, 11:59 </span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px">Musa’yı Firavun’a ve kavminin ileri gelenlerine göndermiştik; ama onlar Firavun’un emrine uydular. Oysa Firavun’un emri kimseyi doğru yola çıkarmıyordu.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px">Hûd Sûresi, 11:97</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff0000"></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff0000"></span></span><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">ZORBALARIN âkıbetine dair pek çok ibret verici hadise Kur’ân kıssalarında anlatılmıştır. Bu iki âyet-i kerime ise, onların zorbalıklarında halkın da bir payı bulunduğuna ve bu pay sebebiyle halkın da zorbalarla aynı âkıbeti paylaştığına dikkat çekiyor.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Her iki âyette de, helâk olan toplulukların ortak bir özelliği vurgulanmaktadır:</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Gerek Âd kavmi, gerekse Firavun’un kavmi, itaat edilmesi gerekene isyan etmiş, karşı çıkılması gerekene de itaat etmişlerdir. Onlar peygamberlere itaat etmeye çağırılmışlardı; ama bunu dinlemediler ve zorbaların çağrısına uyarak onların peşine takıldılar.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu tesbit, bizi, ürkütücü bir tarihî gerçekle yüz yüze getiriyor:</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Zorbalar, halkın desteği sayesinde zorbalıklarını devam ettirirler.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Aslında onlar her zaman küçük bir azınlıktan ibarettirler. Bazan bir zümre, bazan bir şahıs, bazan bir çete olurlar. Ama “zorba, diktatör, müstebit” gibi adlarla nitelenen o kişiler, sayı itibarıyla, ait oldukları toplumun çok küçük bir parçasını teşkil ederler.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ancak onların halk üzerindeki tahakkümlerini devam ettirmek için başvurdukları etkili yöntemler vardır. Korkutarak, aldatarak, menfaatler dağıtarak, bölüp parçalayarak, ve bunlar gibi daha nice yollarla insanları peşlerine takarlar.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Zorbaların peşine takılanlar, kendilerini buna mecbur sayarlar. Oysa gerçek bunun tam tersidir: Zorbaların onlara ihtiyacı vardır. Eğer gönüllü olarak onlara itaat edenler, taraftar çıkanlar, onları destekleyenler olmazsa, hiçbir zorba, iktidarını devam ettiremez. Onun için, “İtaat etmekten başka çaremiz yoktu” şeklindeki mazeretleri Kur’ân geçerli saymamış ve zorbaların peşinden gidenleri bu davranışlarından sorumlu tutmuştur.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Aslında Kur’ân’ın bu konudaki şiddetli sakındırmaları, insana, kendi izzet ve haysiyetine sahip çıkma yönünde bir çağrıdır. Zira Kur’ân, insanı, sadece Âlemlerin Rabbine kulluk edecek bir varlık olarak niteler:</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki, takvâya erişesiniz.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O Rabbiniz ki, size yeri bir döşek, göğü bir tavan yaptı. Gökten bir su indirdi; o suyla ürünlerden size rızık çıkardı. Bütün bunları bile bile kimseyi Allah’a denk tutmayın.[1]</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İnsan gibi son derece üstün özelliklerle donatılmış bir varlık, ancak, yeri ve göğü yaratıp kendisine bunca nimetleri bağışlayan bir Rabbe kulluk edebilir. Onun dışındaki fani ve âciz varlıklara kul olmak ve onların keyiflerine uymak, bu aziz varlığa yaraşan birşey değildir. Ancak bütün nimetlerin bir fiyatı olduğu gibi, Allah’ın insana bağışladığı bu nimetin de bir fiyatı vardır.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu izzet ve şeref, herşeyden önce, özenle korunmak ister. İnsan, tıpkı hayatını korumakla yükümlü olduğu gibi, bu değerini de korumak ve onu başkalarına ezdirmemek zorundadır.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Zorbalar “Bana kul olacaksın” diyebilir. Diktatörler onu korkutmak, yıldırmak için her türlü çareyi deneyebilir. Şeytan ve nefis, zorbaların peşinden gitmeyi ona mâsum, hattâ zorunlu bir davranış olarak göstermek için tuzaklar kurabilir.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ayrıca, zorbalığın, sadece ülkelerin yönetiminde ortaya çıkan bir hadise olmadığını da dikkate almak gerekir. İnsanların bir araya geldiği her yerde, toplum hayatının bütün kesimlerinde, istibdat da şu veya bu kılıkta ortaya çıkabilir, çeşitli bahane ve mazeretleri kullanarak insanları zorbalığa boyun eğmek zorunda bırakabilir.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bunların hiçbiri, feraset sahibi bir mü’minin aldanması için yeterli sebep değildir.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çünkü onun kalbinde imanı, elinde Kur’ân’ı vardır.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Onlar ise, mü’mine, Allah’tan başkası önünde eğilmemeyi en birinci ders olarak öğretmiştir.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu dersi alan mü’min, önce nefsinin ve şeytanın istibdadından kurtulur.</span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"></span></span></span></span></p><p><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ondan sonra da, toplum hayatının bütün kesimlerinde her zaman için karşılaşılabilecek olan zorbalıkların, istibdatların, diktatörlüklerin hiçbiri onu aldatamaz.İşte, Kur’ân, yaşanan hayattan alınmış kesitlerden ibaret olan kıssalarıyla, bizi her türlü kötü âkıbete karşı uyardığı gibi, diktatörlüğün ve ona âlet olmanın âkıbetini de açık bir şekilde göstererek bizi uyarıyor.</span></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NuruAhsen, post: 29320, member: 857"] [SIZE=5][COLOR=#ff0000][FONT=Book Antiqua][SIZE=3]İşte bu Âd kavmi idi ki, Rablerinin âyetlerini inkâr eder, Onun peygamberlerine karşı gelir ve herbir inatçı zorbanın emrine uyarlardı. Hûd Sûresi, 11:59 Musa’yı Firavun’a ve kavminin ileri gelenlerine göndermiştik; ama onlar Firavun’un emrine uydular. Oysa Firavun’un emri kimseyi doğru yola çıkarmıyordu. Hûd Sûresi, 11:97[/SIZE][/FONT] [/COLOR][/SIZE][COLOR=blue][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred]ZORBALARIN âkıbetine dair pek çok ibret verici hadise Kur’ân kıssalarında anlatılmıştır. Bu iki âyet-i kerime ise, onların zorbalıklarında halkın da bir payı bulunduğuna ve bu pay sebebiyle halkın da zorbalarla aynı âkıbeti paylaştığına dikkat çekiyor. Her iki âyette de, helâk olan toplulukların ortak bir özelliği vurgulanmaktadır: Gerek Âd kavmi, gerekse Firavun’un kavmi, itaat edilmesi gerekene isyan etmiş, karşı çıkılması gerekene de itaat etmişlerdir. Onlar peygamberlere itaat etmeye çağırılmışlardı; ama bunu dinlemediler ve zorbaların çağrısına uyarak onların peşine takıldılar. Bu tesbit, bizi, ürkütücü bir tarihî gerçekle yüz yüze getiriyor: Zorbalar, halkın desteği sayesinde zorbalıklarını devam ettirirler. Aslında onlar her zaman küçük bir azınlıktan ibarettirler. Bazan bir zümre, bazan bir şahıs, bazan bir çete olurlar. Ama “zorba, diktatör, müstebit” gibi adlarla nitelenen o kişiler, sayı itibarıyla, ait oldukları toplumun çok küçük bir parçasını teşkil ederler. Ancak onların halk üzerindeki tahakkümlerini devam ettirmek için başvurdukları etkili yöntemler vardır. Korkutarak, aldatarak, menfaatler dağıtarak, bölüp parçalayarak, ve bunlar gibi daha nice yollarla insanları peşlerine takarlar. Zorbaların peşine takılanlar, kendilerini buna mecbur sayarlar. Oysa gerçek bunun tam tersidir: Zorbaların onlara ihtiyacı vardır. Eğer gönüllü olarak onlara itaat edenler, taraftar çıkanlar, onları destekleyenler olmazsa, hiçbir zorba, iktidarını devam ettiremez. Onun için, “İtaat etmekten başka çaremiz yoktu” şeklindeki mazeretleri Kur’ân geçerli saymamış ve zorbaların peşinden gidenleri bu davranışlarından sorumlu tutmuştur. Aslında Kur’ân’ın bu konudaki şiddetli sakındırmaları, insana, kendi izzet ve haysiyetine sahip çıkma yönünde bir çağrıdır. Zira Kur’ân, insanı, sadece Âlemlerin Rabbine kulluk edecek bir varlık olarak niteler: Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki, takvâya erişesiniz. O Rabbiniz ki, size yeri bir döşek, göğü bir tavan yaptı. Gökten bir su indirdi; o suyla ürünlerden size rızık çıkardı. Bütün bunları bile bile kimseyi Allah’a denk tutmayın.[1] İnsan gibi son derece üstün özelliklerle donatılmış bir varlık, ancak, yeri ve göğü yaratıp kendisine bunca nimetleri bağışlayan bir Rabbe kulluk edebilir. Onun dışındaki fani ve âciz varlıklara kul olmak ve onların keyiflerine uymak, bu aziz varlığa yaraşan birşey değildir. Ancak bütün nimetlerin bir fiyatı olduğu gibi, Allah’ın insana bağışladığı bu nimetin de bir fiyatı vardır. Bu izzet ve şeref, herşeyden önce, özenle korunmak ister. İnsan, tıpkı hayatını korumakla yükümlü olduğu gibi, bu değerini de korumak ve onu başkalarına ezdirmemek zorundadır. Zorbalar “Bana kul olacaksın” diyebilir. Diktatörler onu korkutmak, yıldırmak için her türlü çareyi deneyebilir. Şeytan ve nefis, zorbaların peşinden gitmeyi ona mâsum, hattâ zorunlu bir davranış olarak göstermek için tuzaklar kurabilir. Ayrıca, zorbalığın, sadece ülkelerin yönetiminde ortaya çıkan bir hadise olmadığını da dikkate almak gerekir. İnsanların bir araya geldiği her yerde, toplum hayatının bütün kesimlerinde, istibdat da şu veya bu kılıkta ortaya çıkabilir, çeşitli bahane ve mazeretleri kullanarak insanları zorbalığa boyun eğmek zorunda bırakabilir. Bunların hiçbiri, feraset sahibi bir mü’minin aldanması için yeterli sebep değildir. Çünkü onun kalbinde imanı, elinde Kur’ân’ı vardır. Onlar ise, mü’mine, Allah’tan başkası önünde eğilmemeyi en birinci ders olarak öğretmiştir. Bu dersi alan mü’min, önce nefsinin ve şeytanın istibdadından kurtulur. Ondan sonra da, toplum hayatının bütün kesimlerinde her zaman için karşılaşılabilecek olan zorbalıkların, istibdatların, diktatörlüklerin hiçbiri onu aldatamaz.İşte, Kur’ân, yaşanan hayattan alınmış kesitlerden ibaret olan kıssalarıyla, bizi her türlü kötü âkıbete karşı uyardığı gibi, diktatörlüğün ve ona âlet olmanın âkıbetini de açık bir şekilde göstererek bizi uyarıyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Ayetler Ve İbretler
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst