Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Kuran-ı Kerim'den Kıssalar
Ayetler Işığında Ad Kavmi ve Helakı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 32864" data-attributes="member: 1"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'">ÂD KAVMİ</span></strong></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Kur'ân'da adı geçen eski bir Arap kavmi.</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Hz. Âdem* (a.s.) ile başlayan tevhîd mücadelesinin mâhiyeti, Kur'an-ı Kerim'de kıssalar yoluyla insanlara tebliğ edilmiştir. Esasen kıssaların nakledilmesinin sebeblerinden birisi de onlardan ibret alınmasıdır. Meydana gelen olayların sebeblerini iyi tesbit etmek ve aynı hataları tekrarlamamak esastır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: <span style="color: Red"><strong>"Andolsun onların kıssalarını açıklamada selîm akıl sahipleri için birer ibret vardır. Bu (Kur'an) uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden evvel indirilen kitap'ların tasdîki, (Dine ait) her şeyin tafsilidir" (Yusuf, 12/111)</strong></span> hükmü beyan buyurulmuştur. Dikkat edilirse selîm akıl sahiplerinin ibret alması ön plândadır.</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Âd kavminin yaşadığı beldenin ismi Ahkâf'tır. Müfessirler Yemen ile Umman arasındaki geniş bir beldenin, bu isimle anıldığını kaydederler.</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Kur'an-ı Kerim'de: </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: Red"><strong>"Âd (kavmi)ne gelince: Onlar yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve "Kuvvetçe bizden daha güçlü kimmiş!.." dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'ı -ki o, bunlardan pek kuvvetlidir- hiç düşünmediler mi? Onlar bizim mu'cizelerimizi bilerek inkâr ediyorlardı". (el-Fussilet, 41/15)</strong></span> </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">hükmü beyan buyurulmuştur. Fizikî yapıları hakkında değişik rivâyetler vardır. Fakat gerek boy, gerek fizikî güç olarak, gayet kuvvetli oldukları bilinmektedir. Hz. Âdem (a.s.)'in boyunun altmış zira (arşın) olduğu, Buhârî'de kaydedilen haberlerle sabittir. Kendisinden sonra gelen nesillerin giderek kısaldığını iddia edenler, Âd kavminin boyunun altmış ziradan aşağı olduğunu ifade etmişlerdir. Bazı müfessirler ise, Âd kavminin, boy itibariyle Hz. Âdem'den de büyük olduğu üzerinde durmuşlardır (Kurtubî, XX, 48; Buharî, Enbiyâ, I; İbn Hanbel, II, 3 1 5-325).</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Hz. Hûd döneminde Âd kavminin lideri Şeddâd'tır. Temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir. Heykeller çevresinde geliştirdiği siyâsî yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşrû gösterme gayretinde olmuştur. (eş-Şuarâ, 26/130; Hûd, 11/59). Bu lider Hz. Hûd (a.s.)'un tebliğine muhatap olmuştur. Fakat gerek kendisi, gerek kavmi, vahye karşı, heykellerine (putlarına) ön planda yer veren mevcut siyâsî yapıyı savunmuştur. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: Red"><strong>"İşte Âd kavmi!.. Onlar Allah'ın âyetlerini bilerek inkâr ettiler. Peygamberlerine isyan ettiler. Böylece başları (liderleri) olan her zorbanın emrine uyup gittiler. Onlar bu dünyada da, kıyâmet gününde de lânet cezasına tâbi tutuldular" (Hûd, 11/59-60) </strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">hükmü beyan buyurulmuştur.</span></span></span></p><p></p><p></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">İnsanlara kuvvetle ve silâhla gâlip gelen zorbalara boyun eğmek bir zillettir. Nitekim Âd kavmi heykel'lere izâfe edilen siyâsî teorilere ve zorbalara boyun eğdiği için, lânetlenmiştir. Esasen İslâm'ın dışındaki bütün sistemler temelde zulme* ve zorbalığa dayanırlar.</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Âd kavmi, gerek siyâsî, gerek ekonomik açıdan büyük bir güçtü!.. "Bağ-ı İrem" diye anılan; muhteşem sarayların süslediği büyük bir şehir, dillere destan olmuştu!.. Kur'an-ı Kerim'de: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: Red"><strong>"Ey Muhammed, Rabbinin, ülkelerde benzeri yaratılmayan, sütunlara (büyük saraylara) sahip İrem şehrinde yaşayan Âd kavmine ne yaptığını görmedin mi?" (el-Fecr, 89/6-8) </strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">denilmek suretiyle, bu mahiyet meydana konulmuştur. Fakat heykellere (putlara) tapan Âd kavmi, zorbalıkta ve zulümde de şöhret sahibiydi!.. Yeryüzünde kendilerinden daha güçlü hiçbir şeyin bulunmadığına inanmışlardı. Kendi içlerinden Hz. Hûd* (a.s.)'a peygamberlik görevi verildiğinde, büyük bir mücadele başladı. Akılları ve bilimsel teorileri, zorbaların safında yer almak gerektiğini esas alıyordu. Şimdi bu mücadeleyi Kur'an-ı Kerim'i esas alarak özetleyelim: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">"Hani kardeşleri Hûd onlara: "Allah'dan korkmaz mısınız?" demişti. "Şüphesiz ben size gönderilmiş, emin bir peygamberim. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat* edin. Sizden buna karşılık hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım âlemlerin Rabbinden başkasına aid değildir. Siz her yüksek yerde bir âlâmet (saray, kule) bina edip, eğlenir misiniz? Tutup yakaladığınız vakit,zorbalar gibi yakalar mısınız? Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin. Size bilip durduğunuz şeylerden (nimetlerde) yardım eden, size davarlar, oğullar, bağlar, ırmaklar ihsan eden Allah'tan sakının. Ben cidden üstünüze gelecek büyük bir günün azâbından korkuyorum." (eş-Şuarâ, 26/124-135)</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Bu tebliğ karşısında Âd kavminin ileri gelenleri, ulusal çıkarlarını bahane ederek, iftira kampanyasını başlatırlar.</span></span></span></p><p></p><p> <span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">"(Âd) kavminin ileri gelenlerinden kâfir bir cemâat de: "Biz seni muhakkak bir beyinsizlik içinde görüyoruz. Seni muhakkak yalancılardan sayıyoruz" dedi. (Bunun üzerine Hûd) "Ey kavmim" dedi. Bende hiç beyinsizlik yoktur. Fakat ben âlemlerin Rabbi tarafından (gönderilmiş) bir peygamberim. Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum. Ben sizin emin bir hayırhahınızım. Size o korkunç âkıbeti haber vermek için içinizden bir kimse (vasıtasıyla) Rabbinizden size bir ihtar gelmesi tuhafınıza mı gitti? Düşünün ki o, sizi Nûh kavminden sonra hükümdarlar yaptı, size yaratılışta onlardan ziyâde boy-pos (ve kuvvet) verdi. O halde Allah'ın nimetlerini unutmayıp hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz." (el-A'raf, 7/66-69).</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Şeddâd'ın çevresinde yer alan politik güçler, Hûd (a.s.)'un tebliğine engel olabilmek için, değişik yöntemlere başvuruyorlardı:</span></span></span></p><p></p><p> <span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">"Dediler ki: "Sen bize yalnız Allah'a kulluk* etmemiz, atalarımızın ibâdet etmekte olduklarını bırakmamız için mi geldin? O halde sıddıklardan (doğru sözlülerden) isen bizi tehdit etmekte olduğun şeyi (azâbı) getir bize!.." (el-A'raf, 7/70).</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">" Bize, bizi ilâhlarımızdan (heykellerimizden, putlarımızdan) alıkoymak için mi geldin? Doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir." (el-Ahkâf, 46/22).</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">"Dediler ki: "Ey Hûd!.. Sen bize açık bir mûcize* getirmedin. Biz de senin sözünle tanrılarımızı (heykellerimizi, putlarımızı) bırakmayız. Senin söylediklerine inanıcılar da değiliz. Biz: "Tanrılarımızdan bazıları seni fenâ çarpmış " (demekten) başka bir şey söylemeyiz." (Hûd, 11/53-54).</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Hûd (a.s.)'un tebliği* karşısında iyiden iyiye hırçınlaşan Âd kavmi, heykellerinin kendilerini koruyacaklarından oldukça emin görünüyordu. Hâkimiyetin kayıtsız-şartsız kendilerine ait olduğu iddiasına iman etmişlerdi. Bu hâkimiyetlerini, heykellerinin ifâde ettiği ideolojileri sayesinde sürdürdüklerini kabul ediyorlardı. Sürekli olarak;</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: Red"><strong>"Biz azâ...ba uğratılacak da değiliz" (eş-Şuara, 26/138) </strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">diyerek kendi kendilerini ikna etme yoluna gidiyorlardı. Hûd (a.s.)'un tebliğini kabul eden müminlere, işkence etmekten asla çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi hedef alan Âd kavmi alay ederek: "Haydi tehdit ettiğin azâbı getir" sloganına sarılmıştı!.. Kısa bir süre sonra azâbın belirtileri görüldü. Akarsular kurumaya, yeşillikler sararmaya başladı. Ünlü İrem bağları birer birer yok oluyordu. Kuraklık etrafı kasıp kavuruyordu. O yiğit yapılı, güçlü kuvvetli insanlar bir yudum suya, bir dilim ekmeğe muhtaç hale gelmişlerdi. Bu noktada Hûd (a.s.) yeniden tebliği denedi ve;</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: Red"><strong>"Eğer şimdi yüz çevirirseniz (ne diyeyim). Ben size ne ile gönderilmişsem, işte onu tebliğ ettim. Rabbim sizin yerinize diğer bir kavmi getirir de, ona (Allahü Teâlâ 'ya) hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Şüphesiz ki benim Rabbim her şeyi koruyandır" (Hûd, 11/57)</strong></span></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">dedi.</span></span></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Âd kavminin Şeddâd ve çevresinin geliştirdiği ideolojiyle beyni yıkanmıştı!.. Heykellerinin izinden ayrılmıyorlardı. Belirli bir süre sonra her zaman yağmur getiren bulutların geldiği yönde bir bulut gördüler, sevindiler. Çünkü kuraklığı "tabiat kanunlarıyla" açıklama âdetleri vardı. Bunun "Allahü Teâlâ (c.c.)'nın bir ihtarı" olduğunu kabule yanaşmıyorlardı. Şimdi hadisenin cereyan ediş şeklini Kur'an-ı Kerim'den öğrenelim:</span></span></span></p><p></p><p> <span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">"Artık onu (azâbı) vâdilerine doğru gelen bir bulut halinde görmüşlerdi. Dediler ki: "Bu bize yağmur verici bir buluttur." (Hûd) "Hayır" (dedi) bu çarçabucak gelmesini talep ettiğiniz (bu hususa beni sıkıştırdığınız) şeydir. Bir rüzgârdır ki, onda elem verici bir azâb vardır. O (Rüzgâr) Rabbimin emriyle her şeyi helâk edecektir." (el-Ahkâf, 46/24-28).</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">İnkârcı Nûh kavmi tufan sonucu helâk edilmişti!.. Âd kavmi ise, korkunç bir rüzgârla, şirk'in ve zulmün cezasını bu dünyada gördü:</span></span></span></p><p></p><p> <span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">"Âd kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı. İşte benim azâbım (ve bundan evvel) tehditlerim nice imiş (düşünün). Çünkü biz (haklarında) uğursuz ve (uğursuzluğu) sürekli bir günde onların üstüne çok gürültülü bir fırtına gönderdik. (Öyle bir fırtına) ki, insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi tâ temelinden kopar(ıp, helâke) uğratıyordu" (el-Kamer, 54/18-20).</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="color: Blue"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">Bu azâb sırasında Hz. Hûd (a.s.) ve beraberinde bulunan müminlerin durumu ne olmuştu? Bunu da Kur'an-ı Kerim'den öğreniyoruz:</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="color: Red"><strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">"Hûd'u ve beraberindeki iman edenleri rahmetimizle kurtardık. " (el-Âraf, 7/22).</span></span></strong></span></p><p></p><p> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Âd kavminin durumu, bütün insanlara büyük bir ibrettir. Politik ve ekonomik güçlerine güvenerek şirki ve zulmü yaymak için gayret sarfeden, bütün müstekbir'lerin zaferleri geçicidir!.. Elbette azâbın en şiddetlisine şahid olacaklardır. Kısacık dünya hayatı için zorbalara boyun eğen ve şirkin hâkimiyetine râzı olanlar Âd kavmini asla unutmamalıdırlar.</span></span></span></p><p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: right"><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">Yusuf KERİMOĞLU</span></span></span></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 32864, member: 1"] [CENTER][SIZE=4][COLOR=Red][B][FONT=Arial]ÂD KAVMİ[/FONT][/B][/COLOR][/SIZE][/CENTER] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Kur'ân'da adı geçen eski bir Arap kavmi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Hz. Âdem* (a.s.) ile başlayan tevhîd mücadelesinin mâhiyeti, Kur'an-ı Kerim'de kıssalar yoluyla insanlara tebliğ edilmiştir. Esasen kıssaların nakledilmesinin sebeblerinden birisi de onlardan ibret alınmasıdır. Meydana gelen olayların sebeblerini iyi tesbit etmek ve aynı hataları tekrarlamamak esastır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: [COLOR=Red][B]"Andolsun onların kıssalarını açıklamada selîm akıl sahipleri için birer ibret vardır. Bu (Kur'an) uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden evvel indirilen kitap'ların tasdîki, (Dine ait) her şeyin tafsilidir" (Yusuf, 12/111)[/B][/COLOR] hükmü beyan buyurulmuştur. Dikkat edilirse selîm akıl sahiplerinin ibret alması ön plândadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Âd kavminin yaşadığı beldenin ismi Ahkâf'tır. Müfessirler Yemen ile Umman arasındaki geniş bir beldenin, bu isimle anıldığını kaydederler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Kur'an-ı Kerim'de: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][COLOR=Red][B]"Âd (kavmi)ne gelince: Onlar yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve "Kuvvetçe bizden daha güçlü kimmiş!.." dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'ı -ki o, bunlardan pek kuvvetlidir- hiç düşünmediler mi? Onlar bizim mu'cizelerimizi bilerek inkâr ediyorlardı". (el-Fussilet, 41/15)[/B][/COLOR] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]hükmü beyan buyurulmuştur. Fizikî yapıları hakkında değişik rivâyetler vardır. Fakat gerek boy, gerek fizikî güç olarak, gayet kuvvetli oldukları bilinmektedir. Hz. Âdem (a.s.)'in boyunun altmış zira (arşın) olduğu, Buhârî'de kaydedilen haberlerle sabittir. Kendisinden sonra gelen nesillerin giderek kısaldığını iddia edenler, Âd kavminin boyunun altmış ziradan aşağı olduğunu ifade etmişlerdir. Bazı müfessirler ise, Âd kavminin, boy itibariyle Hz. Âdem'den de büyük olduğu üzerinde durmuşlardır (Kurtubî, XX, 48; Buharî, Enbiyâ, I; İbn Hanbel, II, 3 1 5-325).[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Hz. Hûd döneminde Âd kavminin lideri Şeddâd'tır. Temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir. Heykeller çevresinde geliştirdiği siyâsî yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşrû gösterme gayretinde olmuştur. (eş-Şuarâ, 26/130; Hûd, 11/59). Bu lider Hz. Hûd (a.s.)'un tebliğine muhatap olmuştur. Fakat gerek kendisi, gerek kavmi, vahye karşı, heykellerine (putlarına) ön planda yer veren mevcut siyâsî yapıyı savunmuştur. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][COLOR=Red][B]"İşte Âd kavmi!.. Onlar Allah'ın âyetlerini bilerek inkâr ettiler. Peygamberlerine isyan ettiler. Böylece başları (liderleri) olan her zorbanın emrine uyup gittiler. Onlar bu dünyada da, kıyâmet gününde de lânet cezasına tâbi tutuldular" (Hûd, 11/59-60) [/B][/COLOR] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]hükmü beyan buyurulmuştur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]İnsanlara kuvvetle ve silâhla gâlip gelen zorbalara boyun eğmek bir zillettir. Nitekim Âd kavmi heykel'lere izâfe edilen siyâsî teorilere ve zorbalara boyun eğdiği için, lânetlenmiştir. Esasen İslâm'ın dışındaki bütün sistemler temelde zulme* ve zorbalığa dayanırlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Âd kavmi, gerek siyâsî, gerek ekonomik açıdan büyük bir güçtü!.. "Bağ-ı İrem" diye anılan; muhteşem sarayların süslediği büyük bir şehir, dillere destan olmuştu!.. Kur'an-ı Kerim'de: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][COLOR=Red][B]"Ey Muhammed, Rabbinin, ülkelerde benzeri yaratılmayan, sütunlara (büyük saraylara) sahip İrem şehrinde yaşayan Âd kavmine ne yaptığını görmedin mi?" (el-Fecr, 89/6-8) [/B][/COLOR] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]denilmek suretiyle, bu mahiyet meydana konulmuştur. Fakat heykellere (putlara) tapan Âd kavmi, zorbalıkta ve zulümde de şöhret sahibiydi!.. Yeryüzünde kendilerinden daha güçlü hiçbir şeyin bulunmadığına inanmışlardı. Kendi içlerinden Hz. Hûd* (a.s.)'a peygamberlik görevi verildiğinde, büyük bir mücadele başladı. Akılları ve bilimsel teorileri, zorbaların safında yer almak gerektiğini esas alıyordu. Şimdi bu mücadeleyi Kur'an-ı Kerim'i esas alarak özetleyelim: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]"Hani kardeşleri Hûd onlara: "Allah'dan korkmaz mısınız?" demişti. "Şüphesiz ben size gönderilmiş, emin bir peygamberim. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat* edin. Sizden buna karşılık hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım âlemlerin Rabbinden başkasına aid değildir. Siz her yüksek yerde bir âlâmet (saray, kule) bina edip, eğlenir misiniz? Tutup yakaladığınız vakit,zorbalar gibi yakalar mısınız? Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin. Size bilip durduğunuz şeylerden (nimetlerde) yardım eden, size davarlar, oğullar, bağlar, ırmaklar ihsan eden Allah'tan sakının. Ben cidden üstünüze gelecek büyük bir günün azâbından korkuyorum." (eş-Şuarâ, 26/124-135)[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Bu tebliğ karşısında Âd kavminin ileri gelenleri, ulusal çıkarlarını bahane ederek, iftira kampanyasını başlatırlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]"(Âd) kavminin ileri gelenlerinden kâfir bir cemâat de: "Biz seni muhakkak bir beyinsizlik içinde görüyoruz. Seni muhakkak yalancılardan sayıyoruz" dedi. (Bunun üzerine Hûd) "Ey kavmim" dedi. Bende hiç beyinsizlik yoktur. Fakat ben âlemlerin Rabbi tarafından (gönderilmiş) bir peygamberim. Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum. Ben sizin emin bir hayırhahınızım. Size o korkunç âkıbeti haber vermek için içinizden bir kimse (vasıtasıyla) Rabbinizden size bir ihtar gelmesi tuhafınıza mı gitti? Düşünün ki o, sizi Nûh kavminden sonra hükümdarlar yaptı, size yaratılışta onlardan ziyâde boy-pos (ve kuvvet) verdi. O halde Allah'ın nimetlerini unutmayıp hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz." (el-A'raf, 7/66-69).[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Şeddâd'ın çevresinde yer alan politik güçler, Hûd (a.s.)'un tebliğine engel olabilmek için, değişik yöntemlere başvuruyorlardı:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]"Dediler ki: "Sen bize yalnız Allah'a kulluk* etmemiz, atalarımızın ibâdet etmekte olduklarını bırakmamız için mi geldin? O halde sıddıklardan (doğru sözlülerden) isen bizi tehdit etmekte olduğun şeyi (azâbı) getir bize!.." (el-A'raf, 7/70).[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]" Bize, bizi ilâhlarımızdan (heykellerimizden, putlarımızdan) alıkoymak için mi geldin? Doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir." (el-Ahkâf, 46/22).[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]"Dediler ki: "Ey Hûd!.. Sen bize açık bir mûcize* getirmedin. Biz de senin sözünle tanrılarımızı (heykellerimizi, putlarımızı) bırakmayız. Senin söylediklerine inanıcılar da değiliz. Biz: "Tanrılarımızdan bazıları seni fenâ çarpmış " (demekten) başka bir şey söylemeyiz." (Hûd, 11/53-54).[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Hûd (a.s.)'un tebliği* karşısında iyiden iyiye hırçınlaşan Âd kavmi, heykellerinin kendilerini koruyacaklarından oldukça emin görünüyordu. Hâkimiyetin kayıtsız-şartsız kendilerine ait olduğu iddiasına iman etmişlerdi. Bu hâkimiyetlerini, heykellerinin ifâde ettiği ideolojileri sayesinde sürdürdüklerini kabul ediyorlardı. Sürekli olarak;[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][COLOR=Red][B]"Biz azâ...ba uğratılacak da değiliz" (eş-Şuara, 26/138) [/B][/COLOR] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]diyerek kendi kendilerini ikna etme yoluna gidiyorlardı. Hûd (a.s.)'un tebliğini kabul eden müminlere, işkence etmekten asla çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi hedef alan Âd kavmi alay ederek: "Haydi tehdit ettiğin azâbı getir" sloganına sarılmıştı!.. Kısa bir süre sonra azâbın belirtileri görüldü. Akarsular kurumaya, yeşillikler sararmaya başladı. Ünlü İrem bağları birer birer yok oluyordu. Kuraklık etrafı kasıp kavuruyordu. O yiğit yapılı, güçlü kuvvetli insanlar bir yudum suya, bir dilim ekmeğe muhtaç hale gelmişlerdi. Bu noktada Hûd (a.s.) yeniden tebliği denedi ve;[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][COLOR=Red][B]"Eğer şimdi yüz çevirirseniz (ne diyeyim). Ben size ne ile gönderilmişsem, işte onu tebliğ ettim. Rabbim sizin yerinize diğer bir kavmi getirir de, ona (Allahü Teâlâ 'ya) hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Şüphesiz ki benim Rabbim her şeyi koruyandır" (Hûd, 11/57)[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Âd kavminin Şeddâd ve çevresinin geliştirdiği ideolojiyle beyni yıkanmıştı!.. Heykellerinin izinden ayrılmıyorlardı. Belirli bir süre sonra her zaman yağmur getiren bulutların geldiği yönde bir bulut gördüler, sevindiler. Çünkü kuraklığı "tabiat kanunlarıyla" açıklama âdetleri vardı. Bunun "Allahü Teâlâ (c.c.)'nın bir ihtarı" olduğunu kabule yanaşmıyorlardı. Şimdi hadisenin cereyan ediş şeklini Kur'an-ı Kerim'den öğrenelim:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]"Artık onu (azâbı) vâdilerine doğru gelen bir bulut halinde görmüşlerdi. Dediler ki: "Bu bize yağmur verici bir buluttur." (Hûd) "Hayır" (dedi) bu çarçabucak gelmesini talep ettiğiniz (bu hususa beni sıkıştırdığınız) şeydir. Bir rüzgârdır ki, onda elem verici bir azâb vardır. O (Rüzgâr) Rabbimin emriyle her şeyi helâk edecektir." (el-Ahkâf, 46/24-28).[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]İnkârcı Nûh kavmi tufan sonucu helâk edilmişti!.. Âd kavmi ise, korkunç bir rüzgârla, şirk'in ve zulmün cezasını bu dünyada gördü:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]"Âd kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı. İşte benim azâbım (ve bundan evvel) tehditlerim nice imiş (düşünün). Çünkü biz (haklarında) uğursuz ve (uğursuzluğu) sürekli bir günde onların üstüne çok gürültülü bir fırtına gönderdik. (Öyle bir fırtına) ki, insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi tâ temelinden kopar(ıp, helâke) uğratıyordu" (el-Kamer, 54/18-20).[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [COLOR=Red][B][FONT=Arial][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Blue][B][FONT=Arial][SIZE=2]Bu azâb sırasında Hz. Hûd (a.s.) ve beraberinde bulunan müminlerin durumu ne olmuştu? Bunu da Kur'an-ı Kerim'den öğreniyoruz:[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][COLOR=Red][B][FONT=Arial][SIZE=2]"Hûd'u ve beraberindeki iman edenleri rahmetimizle kurtardık. " (el-Âraf, 7/22).[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Âd kavminin durumu, bütün insanlara büyük bir ibrettir. Politik ve ekonomik güçlerine güvenerek şirki ve zulmü yaymak için gayret sarfeden, bütün müstekbir'lerin zaferleri geçicidir!.. Elbette azâbın en şiddetlisine şahid olacaklardır. Kısacık dünya hayatı için zorbalara boyun eğen ve şirkin hâkimiyetine râzı olanlar Âd kavmini asla unutmamalıdırlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [RIGHT][FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=2][/SIZE][/FONT][/I] [I][FONT=Arial][SIZE=2][COLOR=#000000]Yusuf KERİMOĞLU[/COLOR][/SIZE][/FONT][/I][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Kuran-ı Kerim'den Kıssalar
Ayetler Işığında Ad Kavmi ve Helakı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst