Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Allah’ın Mülkünde Emanetçiyiz...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 152859" data-attributes="member: 27"><p style="text-align: center"> <img src="http://www.yeniasya.com.tr/2009/08/29/resim/atil.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </p><p style="text-align: left"><p style="text-align: center"><strong><span style="color: DarkRed">“Allah din gününün mâlikidir, </span></strong><strong><span style="color: DarkRed">sahibidir.”</span></strong> <em>(Fatiha: 1/4) </em></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left">Bu âyetteki herbir kudsî kelime insana farklı mesajlar veriyor. Allah her türlü mülkün mâlikidir, gerçek sahibidir. Biz insanlar sahip olduğumuzu zannettiğimiz hiçbir şeyin sahibi değiliz. Emanetçisiyiz. Bizi en çok yanıltan hususlardan birisi, vücudumuzun bize ait olduğunu zannetmemizdir. Bu vücud bizim değildir. Çünkü onu kendi irademizle istemiş, kendi gücümüzle elde etmiş değiliz. Çünkü biz hiçbir şey değilken Allah bu vücudun var edilmesini dilemiş, bir tercihte bulunmuş bizi yaratmıştır. O halde bu vücudu biz yaratmadığımız için o bize ait değildir. Bu yüzden bu sahibiyet dâvâsından vazgeçmemiz gerekir. </p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left">Yalnız bu vücud değil, mal mülk, ev, araba, akıl, zekâ gibi maddî ve mânevî varlıkların hiçbirisi bizim mülkümüz değildir. Asıl mal sahibi Allah’tır. Çünkü eğer bütün bu varlıklar bizim olsaydı, onlara her zaman sahip olmak ister, asla kaybetmek istemezdik. Ama yaşadığımız müddetçe görüyoruz ki ya sahip olduğumuzu zanettiğimiz şeyler bir gün bizden ayrılıyor, ya da biz bir gün onlardan ayrılıyoruz. Bugün Karun gibi zengin olan bir insanın bir dakikalık bir zelzele, ya da tsunami sebebiyle bir kuru ekmeğe muhtaç olduğunu görüyoruz. Bizim olduğumuzu zannettiğimiz gençliğimizi birkaç yıl içinde kaybediyoruz. Bizden ayrılırken hiçbir zaman bizden izin de almıyor. Çünkü onun sahibi biz değiliz. Bunu idrak ettiğimiz zaman, “mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi” diyecektir. </p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left">Allah sadece, “bizim” zannettiğimiz aslında bize emanet olarak verilen vücudumuzun, evlerin, bahçelerin, arabaların, çocukların sahibi, maliki değil, O din gününün de sahibidir. Din gününün, yani dünyada yapıp ettiklerimizin, iyilik ya da kötülüklerimizin verileceği günün de sahibidir. İyilik ve kötülüklerin günahlarını ve sevaplarını ancak O takdir eder. Sahiplik, maliklik iddiâsında bulunduğumuz emanetlerin; canın, paranın, malın-mülkün, zamanın ve sağlığın hesabını soracak olan, O’dur. Burada her şeyin sahibinin O olduğunu bilmeyenler, o gün bunu çok iyi anlarlar. Ama artık vakit çok geçtir. Pişmanlıklar o gün kabul edilmez. İnsan dünya ve içindekilerin hepsine sahip olsa ve onların hepsini de bu günden kurtulmak için fidye olarak verse yine kabul edilmez. O gün birçok insan, <strong>“Ya leytenî küntü türâbâ” </strong>(Keşke toprak olsaydım) demekten başka çare bulamaz. Bu da onun derdine derman olmaz.</p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><u><strong><span style="color: DarkGreen">Yrd. Doç. Dr. Atİlla YARGICI </span></strong></u></p> <p style="text-align: left"><u><strong><span style="color: DarkGreen"></span></strong><strong><span style="color: DarkGreen">Ramazan/Yeniasya</span></strong></u></p> <p style="text-align: left"><u><strong><span style="color: DarkGreen">29.08.2009</span></strong></u></p> <p style="text-align: left"><u></u> </p></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 152859, member: 27"] [CENTER] [IMG]http://www.yeniasya.com.tr/2009/08/29/resim/atil.jpg[/IMG] [LEFT][CENTER][B][COLOR=DarkRed]“Allah din gününün mâlikidir, [/COLOR][/B][B][COLOR=DarkRed]sahibidir.”[/COLOR][/B] [I](Fatiha: 1/4) [/I] [/CENTER] Bu âyetteki herbir kudsî kelime insana farklı mesajlar veriyor. Allah her türlü mülkün mâlikidir, gerçek sahibidir. Biz insanlar sahip olduğumuzu zannettiğimiz hiçbir şeyin sahibi değiliz. Emanetçisiyiz. Bizi en çok yanıltan hususlardan birisi, vücudumuzun bize ait olduğunu zannetmemizdir. Bu vücud bizim değildir. Çünkü onu kendi irademizle istemiş, kendi gücümüzle elde etmiş değiliz. Çünkü biz hiçbir şey değilken Allah bu vücudun var edilmesini dilemiş, bir tercihte bulunmuş bizi yaratmıştır. O halde bu vücudu biz yaratmadığımız için o bize ait değildir. Bu yüzden bu sahibiyet dâvâsından vazgeçmemiz gerekir. Yalnız bu vücud değil, mal mülk, ev, araba, akıl, zekâ gibi maddî ve mânevî varlıkların hiçbirisi bizim mülkümüz değildir. Asıl mal sahibi Allah’tır. Çünkü eğer bütün bu varlıklar bizim olsaydı, onlara her zaman sahip olmak ister, asla kaybetmek istemezdik. Ama yaşadığımız müddetçe görüyoruz ki ya sahip olduğumuzu zanettiğimiz şeyler bir gün bizden ayrılıyor, ya da biz bir gün onlardan ayrılıyoruz. Bugün Karun gibi zengin olan bir insanın bir dakikalık bir zelzele, ya da tsunami sebebiyle bir kuru ekmeğe muhtaç olduğunu görüyoruz. Bizim olduğumuzu zannettiğimiz gençliğimizi birkaç yıl içinde kaybediyoruz. Bizden ayrılırken hiçbir zaman bizden izin de almıyor. Çünkü onun sahibi biz değiliz. Bunu idrak ettiğimiz zaman, “mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi” diyecektir. Allah sadece, “bizim” zannettiğimiz aslında bize emanet olarak verilen vücudumuzun, evlerin, bahçelerin, arabaların, çocukların sahibi, maliki değil, O din gününün de sahibidir. Din gününün, yani dünyada yapıp ettiklerimizin, iyilik ya da kötülüklerimizin verileceği günün de sahibidir. İyilik ve kötülüklerin günahlarını ve sevaplarını ancak O takdir eder. Sahiplik, maliklik iddiâsında bulunduğumuz emanetlerin; canın, paranın, malın-mülkün, zamanın ve sağlığın hesabını soracak olan, O’dur. Burada her şeyin sahibinin O olduğunu bilmeyenler, o gün bunu çok iyi anlarlar. Ama artık vakit çok geçtir. Pişmanlıklar o gün kabul edilmez. İnsan dünya ve içindekilerin hepsine sahip olsa ve onların hepsini de bu günden kurtulmak için fidye olarak verse yine kabul edilmez. O gün birçok insan, [B]“Ya leytenî küntü türâbâ” [/B](Keşke toprak olsaydım) demekten başka çare bulamaz. Bu da onun derdine derman olmaz. [U][B][COLOR=DarkGreen]Yrd. Doç. Dr. Atİlla YARGICI [/COLOR][/B][B][COLOR=DarkGreen]Ramazan/Yeniasya[/COLOR][/B] [B][COLOR=DarkGreen]29.08.2009[/COLOR][/B] [/U] [/LEFT] [/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Allah’ın Mülkünde Emanetçiyiz...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst