Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Allah mekandan münezzehtir..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Tarihci" data-source="post: 77813" data-attributes="member: 8"><p><span style="color: #ff0000"><strong>Allâhu Teâlâ’yı mekândan münezzeh olarak bilmek Ehl-i Sünnet’ Vel-Cemaat’in akidesidir</strong></span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor:</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">لَيْسَ كَمِثْلِه شَىْءٌ وَهُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ </span></p><p><span style="color: #ff0000">(Eş-şurâ suresi, 11. âyet)</span></p><p><span style="color: #ff0000">Manası: Allâh’ın benzeri hiç bir şey yoktur</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor:</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ </span></p><p><span style="color: #ff0000">(El-İhlas suresi, 4 âyet)</span></p><p><span style="color: #ff0000">Manası: Allâh’ın hiç bir yönden benzeri yoktur </span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor:</span></p><p><span style="color: #ff0000">فَلاَ تَضْرِبُوا للهِ الأمْثَال</span></p><p><span style="color: #ff0000">(En-nahl suresi, 74. âyet)</span></p><p><span style="color: #ff0000">Manası: Allâh hakkında misaller vermeyiniz yani O’nu yaratılmışlara benzetmeyininz.</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor:</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">وَلِلّهِ الْمَثَلُ الاَعْلى </span></p><p><span style="color: #ff0000">(En-nahl suresi, 60. âyet)</span></p><p><span style="color: #ff0000">Manası: Allâh’ın vasıflanması diğerlerinin vasıflanması gibi değildir.</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Rasûlullâh sallallâhu âleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="color: #ff0000">“Allâh, kendisinden başka bir şey yokken vardı...“</span></p><p><span style="color: #ff0000">Bu demektir ki ezelde (başlangıçsızlıkta) Allâh’tan başka hiç bir şey yoktu. Ne zaman, ne de mekân ne insan ne de melek ne hayvan ne de cin ne gök ne de yeryüzü. </span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Rasûlullâh sallallâhu âleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="color: #ff0000">“Ya Allâh sen zahirsin senin üstünde bir şey yok ve sen bâtınsın senin altında bir şey yoktur“ </span></p><p><span style="color: #ff0000">Beyhakî demiştir ki, dostlarımız bu Hadisi delîl göstererek: “Üstünde ve altında bir şey bulunmayan mekansız olarak vardır“ demişlerdir.</span></p><p><span style="color: #ff0000">Büyük imâm Âbdul-Kâhir bin Tahir Et-Temîmî El-bağdâdî “El-farku beynel-fırak“(Fırkalar arasındakı farklar) adlı kıtabında şöyle demiştir: “Onlar (âlimler) O’nu (Allâh’ı) mekân kuşatmadığına ve O’na zaman cereyân etmediğine dâir icmâ etmişlerdir.“ </span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Rasûlullâh’ı amcasının oğlu Alî radıyallâhu anhu Allâh hakkında şöyle der:</span></p><p><span style="color: #ff0000">كَانَ اللَّه وَلاَ مَكَان وَهُوَ الآنَ عَلَى مَا عَلَيْهِ كَانَ</span></p><p><span style="color: #ff0000">( رَوَاهُ أَبُو مَنْصُورٍ الْبَغْدَادِي)</span></p><p><span style="color: #ff0000">“Allâh mekân yokken vardı, O şimdi de olduğu gibidir.“ Bunu Ebû Mansûr El-Bağdâdî rivayet etmiştir. </span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Yine Alî radıyallâhu anhu Allâh hakkında şöyle diyor: </span></p><p><span style="color: #ff0000">إِنَّ اللَّه خَلَقَ الْعَرْشَ إِظْهَاراً لِقُدْرَتِهِ وَلَمْ يَتَّخِذْهُ مَكَاناً لِذَاتِهِ</span></p><p><span style="color: #ff0000">( رَوَاهُ أَبُو مَنْصُورٍ الْبَغْدَادِي)</span></p><p><span style="color: #ff0000">“Muhakkak ki Allâh arşı kudretinin büyüklüğünü göstermek için yaratmıştır ve onu kendi zâtı için mekân edinmemiştir.“ Bunu Ebû Mansûr El-Bağdâdî rivâyet etmıştır.</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">El-kuşayrî, risâlesinde hazret-i Cafer Es-Sâdığın şöyle dediğini rivâyet eder: </span></p><p><span style="color: #ff0000">"مَنْ زَعَمَ أَنَّ اللَّهَ فِي شَيْءٍ أَوْ عَلَى شَيْءٍ أَوْ مِنْ شَيْءٍ فَقَدْ أَشْرَكَ إِذْ لَوْ كَانَ فِي شَيْءٍ لَكَانَ مَحَصُورًا وَلَوْ كَانَ عَلَى شَيْءٍ لَكَانَ مَحْمُولاً وَلَوْ كَانَ مِنْ شَيْءٍ لَكَانَ مًحْدَثًا أَيْ مَخْلُوقًا</span></p><p><span style="color: #ff0000">(رَوَاهَ الْقُشَيْرِي )</span></p><p><span style="color: #ff0000">“Kim Allâh’ın bir şeyde veya bir şeyin üzerinde bulunduğunu veya bir şeyden olduğunu iddia ederse müşrik olmuş olur. Çünkü bir şeyde bulunsaydı kuşatılmış olurdu. Şayet bir şeyin üzerinde bulunsaydı taşınmış olurdu ve şayet bir şeyden olsaydı sonradan olmuş olurdu.“ yani yaratılmış olurdu.</span></p><p><span style="color: #ff0000">Kendisine İmâmus-seccâd (çok secde eden imâm) diye lakap verilen hazret-i Alî’nin oğlu Huseyn’in oğlu Alî Zeynul-âbîdîn Sahife-i seccadiyyesinde Allâh hakkında şöyle diyor:</span></p><p><span style="color: #ff0000">أَنْتَ اللَّه سُبْحَانَكَ لاَيَحْوِيكَ مَكَانٌ</span></p><p><span style="color: #ff0000">( رَوَاهُ الإِمَام الزَّبِيدِي فيِ الإِتْحَاف) </span></p><p><span style="color: #ff0000">“Seni noksan sıfatlardan tenzîh ederim seni mekân kuşatmaz.“ Bunu Ez-Zebîdî İthâf adlı kitabında rivayet etmiştir.</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Yine Zeynul-âbîdîn Allâh hakkında şöyle diyor:</span></p><p><span style="color: #ff0000">"لَسْتَ بِمَحْدُودٍ فَتُحَدُّ</span></p><p><span style="color: #ff0000">رَوَاهُ الإِمَام الزَّبِيدِي فِي الإِتْحَاف</span></p><p><span style="color: #ff0000">“Sen sınırlı değilsin ki sınırlandırılasın.“</span></p><p><span style="color: #ff0000">Bunu Ez-Zebîdî İthâf adlı kitabında rivayet etmiştir </span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Yine Zeynul-abîdîn Allâh hakkında şöyle diyor:</span></p><p><span style="color: #ff0000">"لاَ تُحَسُّ وَلاَ تُمَسُّ وَلاَ تُجَسُّ</span></p><p><span style="color: #ff0000">( رَوَاهُ الإِمَام الزَّبِيدِي فِي الإِتْحَاف)</span></p><p><span style="color: #ff0000">“His edilmessin, ellenmessin ve dokunulmassın.“</span></p><p><span style="color: #ff0000">Bunu Ez-Zebîdî İthâf adlı kitabında rivayet etmiştir.</span></p><p><span style="color: #ff0000">Şeyh Ahmed Er-Rifâî radıyallâhu anhu tenzîh hususunda şöyle der: “Allâh’ı tanımanın son derecesi O’nun Mekânsız ve keyfiyetsiz olarak var olduğunu kesin bilmektir.“</span></p><p><span style="color: #ff0000">Hanbelî alimlerinden olan İmâm İbnil-Cevzî “Müdhiş“ adlı kıtabında şöyle der: Misaller ancak benzerleri olana verilir. Nasıl O’nun (Allâh’ın) hakkında nasıldır denilebilir onun hakkında keyfiyet muhâl (imkânsız) olduğu hâlde. Vehimler O’nu hayâl edemez ve akıllar O’nu kavrayamaz.</span></p><p><span style="color: #ff0000">Bundan başka şunları da der: “ O’na (Allâh’a) keyfiyet veren O’nu tanımamıştır, O’nun hakkında misaller veren O’nu tevhîd etmiş değildir ve O’nu (yaratılmışlara) benzeten O’na ibadet etmiş değildir. Benzetici a’şâdır ateist ise kördür. “</span></p><p><span style="color: #ff0000">Fetava-i Hindiyye adlı kitabta aynen şöyle geçer: “Allâhu Teâlâ’ya mekân’ı isnat eden kâfir olur.“ </span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Ehli Sünnet Vel Cemaat’inin İnançta iki imâmlarından biri olan Ebul-Hasen El-Eşârî radıyallâhu anhu “En-Nevâdir“ adlı kitabında şöyle demiştir: </span></p><p><span style="color: #ff0000">Kim Allâh’ın cisim olduğuna inanırsa o Rabbini tanımış değil ve muhakkak ki O’na inanmış da değildir.“</span></p><p><span style="color: #ff0000">Şeyh Abdul-Ğanî En-Nablusî “Elfethur-rabbânî“ adlı kıtabında şöyle der: “Kim Allâh’ın gökleri veya yeryüzünü doldurduğuna veya arşın üstünde oturan bir cisim olduğuna inanırsa o kendisinin müslüman olduğunu iddia etse bile, kâfirdir.“</span></p><p><span style="color: #ff0000">Selef ile halef alimleri Allâh hakkında O’nun bir yönde bulunduğuna inananın kâfir olduğuna dâir ittifâk etmişlerdir El-Hâfız El-Irâkî’nin bildirdiği gibi. Bunu Ebû Hânîfe, Mâlik, Şafiî, Ebul-Hasen El-Eşârî ve Ebû Bekir El-Bâkillânî de söylemiştir. Bu Alimlerin bunu söylediklerini Molla Alî El-Kârî “El-Muşkat“ adlı kıtabın açıklamasında zikretmiştir.</span></p><p><span style="color: #ff0000">Bu inanç milyonlarca muslümanın yani Hicâz, Endonesya, Malezya, Hindistan, Bangladeş, Pakistan, Türkiye, arap Fas, şâm diyârları (Filistin, Süriye, Lübnan, Ürdün ) Mısır, Irak Sudan, Afrika, Dağistan, Şişan, Buhâra, Cürcan, Semerkant, ve bundan başka ülkelerdeki müslümanların inancıdır.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Tarihci, post: 77813, member: 8"] [COLOR=#ff0000][B]Allâhu Teâlâ’yı mekândan münezzeh olarak bilmek Ehl-i Sünnet’ Vel-Cemaat’in akidesidir[/B] Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor: لَيْسَ كَمِثْلِه شَىْءٌ وَهُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ (Eş-şurâ suresi, 11. âyet) Manası: Allâh’ın benzeri hiç bir şey yoktur Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor: وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ (El-İhlas suresi, 4 âyet) Manası: Allâh’ın hiç bir yönden benzeri yoktur Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor: فَلاَ تَضْرِبُوا للهِ الأمْثَال (En-nahl suresi, 74. âyet) Manası: Allâh hakkında misaller vermeyiniz yani O’nu yaratılmışlara benzetmeyininz. Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor: وَلِلّهِ الْمَثَلُ الاَعْلى (En-nahl suresi, 60. âyet) Manası: Allâh’ın vasıflanması diğerlerinin vasıflanması gibi değildir. Rasûlullâh sallallâhu âleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh, kendisinden başka bir şey yokken vardı...“ Bu demektir ki ezelde (başlangıçsızlıkta) Allâh’tan başka hiç bir şey yoktu. Ne zaman, ne de mekân ne insan ne de melek ne hayvan ne de cin ne gök ne de yeryüzü. Rasûlullâh sallallâhu âleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ya Allâh sen zahirsin senin üstünde bir şey yok ve sen bâtınsın senin altında bir şey yoktur“ Beyhakî demiştir ki, dostlarımız bu Hadisi delîl göstererek: “Üstünde ve altında bir şey bulunmayan mekansız olarak vardır“ demişlerdir. Büyük imâm Âbdul-Kâhir bin Tahir Et-Temîmî El-bağdâdî “El-farku beynel-fırak“(Fırkalar arasındakı farklar) adlı kıtabında şöyle demiştir: “Onlar (âlimler) O’nu (Allâh’ı) mekân kuşatmadığına ve O’na zaman cereyân etmediğine dâir icmâ etmişlerdir.“ Rasûlullâh’ı amcasının oğlu Alî radıyallâhu anhu Allâh hakkında şöyle der: كَانَ اللَّه وَلاَ مَكَان وَهُوَ الآنَ عَلَى مَا عَلَيْهِ كَانَ ( رَوَاهُ أَبُو مَنْصُورٍ الْبَغْدَادِي) “Allâh mekân yokken vardı, O şimdi de olduğu gibidir.“ Bunu Ebû Mansûr El-Bağdâdî rivayet etmiştir. Yine Alî radıyallâhu anhu Allâh hakkında şöyle diyor: إِنَّ اللَّه خَلَقَ الْعَرْشَ إِظْهَاراً لِقُدْرَتِهِ وَلَمْ يَتَّخِذْهُ مَكَاناً لِذَاتِهِ ( رَوَاهُ أَبُو مَنْصُورٍ الْبَغْدَادِي) “Muhakkak ki Allâh arşı kudretinin büyüklüğünü göstermek için yaratmıştır ve onu kendi zâtı için mekân edinmemiştir.“ Bunu Ebû Mansûr El-Bağdâdî rivâyet etmıştır. El-kuşayrî, risâlesinde hazret-i Cafer Es-Sâdığın şöyle dediğini rivâyet eder: "مَنْ زَعَمَ أَنَّ اللَّهَ فِي شَيْءٍ أَوْ عَلَى شَيْءٍ أَوْ مِنْ شَيْءٍ فَقَدْ أَشْرَكَ إِذْ لَوْ كَانَ فِي شَيْءٍ لَكَانَ مَحَصُورًا وَلَوْ كَانَ عَلَى شَيْءٍ لَكَانَ مَحْمُولاً وَلَوْ كَانَ مِنْ شَيْءٍ لَكَانَ مًحْدَثًا أَيْ مَخْلُوقًا (رَوَاهَ الْقُشَيْرِي ) “Kim Allâh’ın bir şeyde veya bir şeyin üzerinde bulunduğunu veya bir şeyden olduğunu iddia ederse müşrik olmuş olur. Çünkü bir şeyde bulunsaydı kuşatılmış olurdu. Şayet bir şeyin üzerinde bulunsaydı taşınmış olurdu ve şayet bir şeyden olsaydı sonradan olmuş olurdu.“ yani yaratılmış olurdu. Kendisine İmâmus-seccâd (çok secde eden imâm) diye lakap verilen hazret-i Alî’nin oğlu Huseyn’in oğlu Alî Zeynul-âbîdîn Sahife-i seccadiyyesinde Allâh hakkında şöyle diyor: أَنْتَ اللَّه سُبْحَانَكَ لاَيَحْوِيكَ مَكَانٌ ( رَوَاهُ الإِمَام الزَّبِيدِي فيِ الإِتْحَاف) “Seni noksan sıfatlardan tenzîh ederim seni mekân kuşatmaz.“ Bunu Ez-Zebîdî İthâf adlı kitabında rivayet etmiştir. Yine Zeynul-âbîdîn Allâh hakkında şöyle diyor: "لَسْتَ بِمَحْدُودٍ فَتُحَدُّ رَوَاهُ الإِمَام الزَّبِيدِي فِي الإِتْحَاف “Sen sınırlı değilsin ki sınırlandırılasın.“ Bunu Ez-Zebîdî İthâf adlı kitabında rivayet etmiştir Yine Zeynul-abîdîn Allâh hakkında şöyle diyor: "لاَ تُحَسُّ وَلاَ تُمَسُّ وَلاَ تُجَسُّ ( رَوَاهُ الإِمَام الزَّبِيدِي فِي الإِتْحَاف) “His edilmessin, ellenmessin ve dokunulmassın.“ Bunu Ez-Zebîdî İthâf adlı kitabında rivayet etmiştir. Şeyh Ahmed Er-Rifâî radıyallâhu anhu tenzîh hususunda şöyle der: “Allâh’ı tanımanın son derecesi O’nun Mekânsız ve keyfiyetsiz olarak var olduğunu kesin bilmektir.“ Hanbelî alimlerinden olan İmâm İbnil-Cevzî “Müdhiş“ adlı kıtabında şöyle der: Misaller ancak benzerleri olana verilir. Nasıl O’nun (Allâh’ın) hakkında nasıldır denilebilir onun hakkında keyfiyet muhâl (imkânsız) olduğu hâlde. Vehimler O’nu hayâl edemez ve akıllar O’nu kavrayamaz. Bundan başka şunları da der: “ O’na (Allâh’a) keyfiyet veren O’nu tanımamıştır, O’nun hakkında misaller veren O’nu tevhîd etmiş değildir ve O’nu (yaratılmışlara) benzeten O’na ibadet etmiş değildir. Benzetici a’şâdır ateist ise kördür. “ Fetava-i Hindiyye adlı kitabta aynen şöyle geçer: “Allâhu Teâlâ’ya mekân’ı isnat eden kâfir olur.“ Ehli Sünnet Vel Cemaat’inin İnançta iki imâmlarından biri olan Ebul-Hasen El-Eşârî radıyallâhu anhu “En-Nevâdir“ adlı kitabında şöyle demiştir: Kim Allâh’ın cisim olduğuna inanırsa o Rabbini tanımış değil ve muhakkak ki O’na inanmış da değildir.“ Şeyh Abdul-Ğanî En-Nablusî “Elfethur-rabbânî“ adlı kıtabında şöyle der: “Kim Allâh’ın gökleri veya yeryüzünü doldurduğuna veya arşın üstünde oturan bir cisim olduğuna inanırsa o kendisinin müslüman olduğunu iddia etse bile, kâfirdir.“ Selef ile halef alimleri Allâh hakkında O’nun bir yönde bulunduğuna inananın kâfir olduğuna dâir ittifâk etmişlerdir El-Hâfız El-Irâkî’nin bildirdiği gibi. Bunu Ebû Hânîfe, Mâlik, Şafiî, Ebul-Hasen El-Eşârî ve Ebû Bekir El-Bâkillânî de söylemiştir. Bu Alimlerin bunu söylediklerini Molla Alî El-Kârî “El-Muşkat“ adlı kıtabın açıklamasında zikretmiştir. Bu inanç milyonlarca muslümanın yani Hicâz, Endonesya, Malezya, Hindistan, Bangladeş, Pakistan, Türkiye, arap Fas, şâm diyârları (Filistin, Süriye, Lübnan, Ürdün ) Mısır, Irak Sudan, Afrika, Dağistan, Şişan, Buhâra, Cürcan, Semerkant, ve bundan başka ülkelerdeki müslümanların inancıdır.[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Allah mekandan münezzehtir..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst