Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Ahseni Takvim Sırrı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kasif1" data-source="post: 232370" data-attributes="member: 1008778"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: plum">Cenab-ı Hak, Tîn Sûresi 4’üncü ayetinde “Muhakkak ki, biz insanı ahsen-i takvim üzere (en güzel bir sûrette) yarattık.” buyurmaktadır. Takvim kelimesi kıvamla aynı köktendir. Yani insan en güzel bir karışım ve kombinasyonda yaratılmıştır. İnsanda bulunan her kabiliyet, duygu, organ, şekil, mânâ, ruh vs. hepsi olması gereken şekilde yaratılmıştır. Buna son zamanlarda “indirgenemez mükemmellik” de deniyor. Yani bu mükemmel “kıvam”dan neyi alırsanız o yapı eksik kalıyor. Her şeyden bir tane daha koyarsanız fazla oluyor. İnsana tüm kabiliyet, duygu ve benzeri özellikler belli bir sınırla verilmiştir. Görür, işitir, hisseder ama belli bir noktaya kadar. İnsan 50 metre ötedeki bir sesi işitebilir, bir sahneyi görebilir; ama vücut kafesinin içindeki sesleri, görüntüleri göremez. Bu aynı zamanda bir rahmettir. İnsan, eşref-i mahlukattır İnsan, eşref-i mahlukat/ mahlukatın en şereflisi olması itibarıyla tüm yaratıkların/kainatın ubudiyetini Cenab-ı Hakk’a arz etme noktasında vekildir, halifedir. Bu anlamda, onda bitkiler, hayvanlar ve cansız sandığımız varlıklar dünyasından da izler vardır. Ahsen-i takvimin her hali, tavrı, edası ve mahiyetiyle en mükemmel örneği Efendimiz’dir (sas). Esfel-i Sâfilîn-Â’lâ-yı illiyyîn Ahsen-i takvim suretinde yaratılmak aynı zamanda önemli ve sonsuz bir kabiliyeti de veriyor. İnsan bu kabiliyet ve mükemmeliyetiyle isterse “Â’lâ-yı illiyyîn”e yani “yücelerin en yücesi”ne de, “esfel-i sâfilîn”e de gidebiliyor. Biri cennetin en üst makamı, diğeri ise cehennemin en alt derekesi. Elmas olmakla bir kömür cürufu olmak arasındaki tercih insana kalıyor. Tercih edebileceği her iki yolda da en son noktaya kadar gidebilme kabiliyeti insana verilmiş. İnsandaki akıl, kalp ve ikisinin buluşma noktası demek olan “vicdan” cenneti ve tevhidi isterken, nefs, enaniyet ve lümme-i şeytaniye denen İblis’in kalpteki irtibat noktası ise vehim, vesvese ve kuruntularıyla karanlık yolu teşvik edip duruyor. Şeyh Galip Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan âdemsin sen! (Zübde-i âlem: Kainatın özü; Merdüm-i dîde-i ekvân: Mevcudatın gözbebeği) </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kasif1, post: 232370, member: 1008778"] [SIZE=4][COLOR=plum]Cenab-ı Hak, Tîn Sûresi 4’üncü ayetinde “Muhakkak ki, biz insanı ahsen-i takvim üzere (en güzel bir sûrette) yarattık.” buyurmaktadır. Takvim kelimesi kıvamla aynı köktendir. Yani insan en güzel bir karışım ve kombinasyonda yaratılmıştır. İnsanda bulunan her kabiliyet, duygu, organ, şekil, mânâ, ruh vs. hepsi olması gereken şekilde yaratılmıştır. Buna son zamanlarda “indirgenemez mükemmellik” de deniyor. Yani bu mükemmel “kıvam”dan neyi alırsanız o yapı eksik kalıyor. Her şeyden bir tane daha koyarsanız fazla oluyor. İnsana tüm kabiliyet, duygu ve benzeri özellikler belli bir sınırla verilmiştir. Görür, işitir, hisseder ama belli bir noktaya kadar. İnsan 50 metre ötedeki bir sesi işitebilir, bir sahneyi görebilir; ama vücut kafesinin içindeki sesleri, görüntüleri göremez. Bu aynı zamanda bir rahmettir. İnsan, eşref-i mahlukattır İnsan, eşref-i mahlukat/ mahlukatın en şereflisi olması itibarıyla tüm yaratıkların/kainatın ubudiyetini Cenab-ı Hakk’a arz etme noktasında vekildir, halifedir. Bu anlamda, onda bitkiler, hayvanlar ve cansız sandığımız varlıklar dünyasından da izler vardır. Ahsen-i takvimin her hali, tavrı, edası ve mahiyetiyle en mükemmel örneği Efendimiz’dir (sas). Esfel-i Sâfilîn-Â’lâ-yı illiyyîn Ahsen-i takvim suretinde yaratılmak aynı zamanda önemli ve sonsuz bir kabiliyeti de veriyor. İnsan bu kabiliyet ve mükemmeliyetiyle isterse “Â’lâ-yı illiyyîn”e yani “yücelerin en yücesi”ne de, “esfel-i sâfilîn”e de gidebiliyor. Biri cennetin en üst makamı, diğeri ise cehennemin en alt derekesi. Elmas olmakla bir kömür cürufu olmak arasındaki tercih insana kalıyor. Tercih edebileceği her iki yolda da en son noktaya kadar gidebilme kabiliyeti insana verilmiş. İnsandaki akıl, kalp ve ikisinin buluşma noktası demek olan “vicdan” cenneti ve tevhidi isterken, nefs, enaniyet ve lümme-i şeytaniye denen İblis’in kalpteki irtibat noktası ise vehim, vesvese ve kuruntularıyla karanlık yolu teşvik edip duruyor. Şeyh Galip Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dide-i ekvan olan âdemsin sen! (Zübde-i âlem: Kainatın özü; Merdüm-i dîde-i ekvân: Mevcudatın gözbebeği) [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Ahseni Takvim Sırrı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst