Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
Ahiret Meyvelerini Dünyada Yememeli...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="FaKiR" data-source="post: 157239" data-attributes="member: 10"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><u><span style="color: red">Ahiret Meyvelerini Dünyada Yememeli...</span></u> </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Hatta insan, bazı harikulâde ihsanlara mazhar olduğu zaman, ahirete ait nimetler dünyada, fânî bir surette verildiğinden dolayı üzüntü duymalıdır.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Bundan dolayı, kâmilen kalbini Allah’a vermiş insanlar, keşf ve kerametler karşısında, "Ya Rabbi! Ben ne kusur yaptım ki, bana dünyada böyle fevkalâdeden şeyler veriyorsun?" diyerek teessürlerini ifade etmişlerdir. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Aslı münakaşaya açık olsa da anlatmak istediğinden ibret alınabilecek bir menkıbede denilir ki: </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Bir Hak dostu, ekim mevsimi geldiğinde bir talebesini çağırıp ona bir miktar tohum veriyor ve "Bunu al, hem kendi tarlana hem de benimkine tohum saç." diyor. Talebe, Üstadının emrini yerine getiriyor ve iki tarlayı da ekiyor. Hasat zamanı gelince gidip bakıyor ki, Efendinin tarlasında hiç buğday çıkmamış, tohumların hepsi çürümüş veya serçeler, sığırcıklar taneleri kapmış götürmüş; fakat, kendi tarlası öyle boy atmış ki, belki bir dane yedi başak vermiş. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Talebe, Hak dostunun yanına gelince işin hakikatini söylemeye cesaret edemiyor; hayır mülahazasıyla ve Üstadını memnun etme niyetiyle yalan söylüyor. Aslında birini memnun etmek için de olsa yalan söylemek doğru değildir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Yalandan fevkalâde kaçınmak ve insanı Cennet’e koymak için bile yalan söylememek lazım. Üç yerde yalanın tecviz edildiğine dair bir rivayet vardır. Fakat, Hazreti Üstad’ın çağın müftüsü olarak bu konuda verdiği fetvayı esas almak ve "Zaman, yalanı nesh etmiştir" demek daha doğrudur. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Üstad Hazretleri, "Maslahat dahi yalan söylemeye illet olamaz. Çünkü, yalanın muayyen bir haddi yoktur; o, su-i istimale müsait bir bataklıktır. Hükm-ü fetvâ ona bina edilmez" der. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Evet, mü’minin her söylediği doğru olmalı; eğer sözü zarar getirecekse, sükût etmeli ama asla yalana girmemeli. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">İşin doğrusu budur ama o talebe maslahat ve zaruret için bazı âlimlerin verdiği "muvakkat" fetvâyı yanlış yerde kullanıyor ve <span style="color: red">hocasına "Efendim, maşaallah, sizin tarla bire yüz vermiş; diğer tarlalarda ise hiçbir şey bitmemiş" diyor. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Efendi, bu haberi duyar duymaz kalkıyor, hemen başını yere koyuyor ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor. "Ya Rab, diyor, ben sadece seni istiyordum. ahiret meyvelerini burada yiyip bitirmeyi arzu etmiyordum. Ne yaptım ve ne günah işledim ki, sadece benim tarlamda ürün halk ederek sa’yimin semeresini dünyada veriyorsun?"</span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Sonra da Hazreti Ebu Bekir (radiyallahu anh) gibi sahabe efendilerimizin dünya nimetleri karşısında okuyup ağladıkları <span style="color: red">"Bütün zevklerinizi dünya hayatınızda kullanıp tükettiniz, onlarla safa sürdünüz</span>." (Ahkaf, 46/20) mealindeki ayeti okuyup iç çekiyor.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Üstadının çok ızdırap duyduğunu görünce, talebe hemen dize geliyor, <span style="color: red">"Efendi hazretleri, ben sizi üzmemek için hilaf-ı vâki beyanda bulundum. Hiçbir şey bitirmeyen tarla sizinki, başak salan da benimki idi" diyor</span>. <span style="color: red">Hak dostu</span> anında ellerini açıyor ve <span style="color: red">"Elhamdulillah Ya Rabbi!" diye hamdediyor. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Bu sözlerimin manası da, "Tarlalarınız başak salmasın, işleriniz hiç tutmasın, her şeyiniz ters gitsin, sa’yiniz hebâ olsun" demek değildir. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Ben, Allah rızası hesabına yapılan işler için dünyada karşılık beklememek ve dünyevî mükafât istememek gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Hele halis ubudiyetlerde, yani temeli tamamen taabbüdîliğe bağlı amellerde, Allah korusun, dünyaya ait küçük bir istek aklınızdan geçiyorsa, "Şu namazımı kılarken şöyle bir huzur duyayım, zevk u şevkle coşayım" diyorsanız ve bir de onun ötesinde şirk sayılan "Başkaları da, huzur nasıl olurmuş bir görsünler; nasıl secde edilirmiş benden öğrensinler" şeklinde düşüncelere giriyorsanız, Kabe’nin etrafında dönerken Lât’a, Menât’a temennâ çekiyorsunuz demektir.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Bu çok hassas bir konudur. Allah’a kulluk ve namaz, Allah’tan gayrı her şeyden kalbin ferâğını, masivânın gönülden atılmasını gerektirir. Şayet kalbinizde masivâya yer varsa, başka şeyler orada civciv yapıyorsa ve siz şöyle-böyle onlarla meşgul oluyorsanız, mihrabın dışında başka bir yöne dönüyorsunuz demektir. </span></span></p><p><strong><span style="color: #000080"><span style="color: #000080"><span style="color: #000080"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">_________________________________</span></span></span></span></span></strong><span style="color: #000080"><span style="color: #000080"></span></span></p><p><span style="color: #000080"><span style="color: #000080"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="FaKiR, post: 157239, member: 10"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][U][COLOR=red]Ahiret Meyvelerini Dünyada Yememeli...[/COLOR][/U] [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Hatta insan, bazı harikulâde ihsanlara mazhar olduğu zaman, ahirete ait nimetler dünyada, fânî bir surette verildiğinden dolayı üzüntü duymalıdır.[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Bundan dolayı, kâmilen kalbini Allah’a vermiş insanlar, keşf ve kerametler karşısında, "Ya Rabbi! Ben ne kusur yaptım ki, bana dünyada böyle fevkalâdeden şeyler veriyorsun?" diyerek teessürlerini ifade etmişlerdir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Aslı münakaşaya açık olsa da anlatmak istediğinden ibret alınabilecek bir menkıbede denilir ki: [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Bir Hak dostu, ekim mevsimi geldiğinde bir talebesini çağırıp ona bir miktar tohum veriyor ve "Bunu al, hem kendi tarlana hem de benimkine tohum saç." diyor. Talebe, Üstadının emrini yerine getiriyor ve iki tarlayı da ekiyor. Hasat zamanı gelince gidip bakıyor ki, Efendinin tarlasında hiç buğday çıkmamış, tohumların hepsi çürümüş veya serçeler, sığırcıklar taneleri kapmış götürmüş; fakat, kendi tarlası öyle boy atmış ki, belki bir dane yedi başak vermiş. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Talebe, Hak dostunun yanına gelince işin hakikatini söylemeye cesaret edemiyor; hayır mülahazasıyla ve Üstadını memnun etme niyetiyle yalan söylüyor. Aslında birini memnun etmek için de olsa yalan söylemek doğru değildir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Yalandan fevkalâde kaçınmak ve insanı Cennet’e koymak için bile yalan söylememek lazım. Üç yerde yalanın tecviz edildiğine dair bir rivayet vardır. Fakat, Hazreti Üstad’ın çağın müftüsü olarak bu konuda verdiği fetvayı esas almak ve "Zaman, yalanı nesh etmiştir" demek daha doğrudur. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Üstad Hazretleri, "Maslahat dahi yalan söylemeye illet olamaz. Çünkü, yalanın muayyen bir haddi yoktur; o, su-i istimale müsait bir bataklıktır. Hükm-ü fetvâ ona bina edilmez" der. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Evet, mü’minin her söylediği doğru olmalı; eğer sözü zarar getirecekse, sükût etmeli ama asla yalana girmemeli. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]İşin doğrusu budur ama o talebe maslahat ve zaruret için bazı âlimlerin verdiği "muvakkat" fetvâyı yanlış yerde kullanıyor ve [COLOR=red]hocasına "Efendim, maşaallah, sizin tarla bire yüz vermiş; diğer tarlalarda ise hiçbir şey bitmemiş" diyor. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=red]Efendi, bu haberi duyar duymaz kalkıyor, hemen başını yere koyuyor ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor. "Ya Rab, diyor, ben sadece seni istiyordum. ahiret meyvelerini burada yiyip bitirmeyi arzu etmiyordum. Ne yaptım ve ne günah işledim ki, sadece benim tarlamda ürün halk ederek sa’yimin semeresini dünyada veriyorsun?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Sonra da Hazreti Ebu Bekir (radiyallahu anh) gibi sahabe efendilerimizin dünya nimetleri karşısında okuyup ağladıkları [COLOR=red]"Bütün zevklerinizi dünya hayatınızda kullanıp tükettiniz, onlarla safa sürdünüz[/COLOR]." (Ahkaf, 46/20) mealindeki ayeti okuyup iç çekiyor.[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Üstadının çok ızdırap duyduğunu görünce, talebe hemen dize geliyor, [COLOR=red]"Efendi hazretleri, ben sizi üzmemek için hilaf-ı vâki beyanda bulundum. Hiçbir şey bitirmeyen tarla sizinki, başak salan da benimki idi" diyor[/COLOR]. [COLOR=red]Hak dostu[/COLOR] anında ellerini açıyor ve [COLOR=red]"Elhamdulillah Ya Rabbi!" diye hamdediyor. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Bu sözlerimin manası da, "Tarlalarınız başak salmasın, işleriniz hiç tutmasın, her şeyiniz ters gitsin, sa’yiniz hebâ olsun" demek değildir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Ben, Allah rızası hesabına yapılan işler için dünyada karşılık beklememek ve dünyevî mükafât istememek gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. [/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Hele halis ubudiyetlerde, yani temeli tamamen taabbüdîliğe bağlı amellerde, Allah korusun, dünyaya ait küçük bir istek aklınızdan geçiyorsa, "Şu namazımı kılarken şöyle bir huzur duyayım, zevk u şevkle coşayım" diyorsanız ve bir de onun ötesinde şirk sayılan "Başkaları da, huzur nasıl olurmuş bir görsünler; nasıl secde edilirmiş benden öğrensinler" şeklinde düşüncelere giriyorsanız, Kabe’nin etrafında dönerken Lât’a, Menât’a temennâ çekiyorsunuz demektir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Bu çok hassas bir konudur. Allah’a kulluk ve namaz, Allah’tan gayrı her şeyden kalbin ferâğını, masivânın gönülden atılmasını gerektirir. Şayet kalbinizde masivâya yer varsa, başka şeyler orada civciv yapıyorsa ve siz şöyle-böyle onlarla meşgul oluyorsanız, mihrabın dışında başka bir yöne dönüyorsunuz demektir. [/SIZE][/FONT] [B][COLOR=#000080][COLOR=#000080][COLOR=#000080][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]_________________________________[/SIZE][/FONT][/COLOR][/COLOR][/COLOR][/B][COLOR=#000080][COLOR=#000080] [/COLOR][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
Ahiret Meyvelerini Dünyada Yememeli...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst