Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sorularla İslamiyet
Ahir zamanda fetret felâketi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 524364" data-attributes="member: 1040028"><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: #696969">Salih Sütçüoğlu:</span> “Kastamonu Lâhikası 79. Sayfada, “Ahir zamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedîye (asm) bir lâkaytlık perdesi gelmiş..” cümlesinde geçen fetret durumu nedir? Kimleri kapsar?”</strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: #696969">Mehmet Tabak:</span> “Fetret devri ülkemizi de kapsamış mıdır?”</strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>MASUMLARIN ŞEHİTLİK MAKAMI</strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bahse konu mektupta Bediüzzaman Hazretleri, İkinci Dünya Harbinde Avrupa’da ve Rusya’da savaşın ortasında kalıp haksız yere öldürülen masum çoluk çocuğun durumu hakkında açıklamalarda bulunuyor. Mektubuna başlarken kışın şiddetli soğuğunda savaş esnasında biçarelere gelen felâketlerin, helâketlerin, sefaletlerin ve açlıkların şiddetle rikkatine dokunduğunu ve masumlara şiddetle acıdığını ifade eden Bediüzzaman Hazretleri, beşerî bir musîbet olmakla beraber, bu musîbetler neticesinde haksız yere gelen ölümlerin masumlara şehitlik getireceğini müjdeliyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bediüzzaman –her ne kadar kendisi hakikî sıfatını gizlese de- Müslüman olsun, Hıristiyan olsun, hiçbir masumu hariçte bırakmayan bu engin şefkatiyle, kendisinin ve hizmetinin, topyekûn dünya insanının imdadı için gönderilmiş Mehdi-yi Âzam olduğunu da ele vermiş oluyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Nitekim mektubunun devamında Bediüzzaman, “dünyanın vaziyetinden ve harbinden hiçbir haberim yokken, Avrupa’da, Rusya’daki çoluk çocuğa acıyarak tahattur ettim. O manevî ihtarın beyan ettiği taksimat bu elîm şefkate bir merhem oldu.”1 buyuruyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bediüzzaman o mektupta, on beş yaşından önce beşerin zalim eliyle ölenlerin, hangi dinden olursa olsunlar şehit hükmünde olduklarını müjdeliyor. Mükâfatlarının Müslümanlar gibi büyük olduğunu beyan ediyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">On beş yaşından yukarıda olup da beşerin zalim eliyle ölenlere gelince… Bediüzzaman böyle masum ve mazlûmların da, böyle felâketler neticesinde gelen ölümlerle Cehennemden kurtulacaklarını ve rahmete ulaşacaklarını ifade ediyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>BÜYÜK MÜKÂFATIN HİKMETLERİ</strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bediüzzaman, bu büyük mükâfatı iki büyük hikmete dayandırıyor:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>1-</strong> Ahir zamanda Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın dinine karşı fetret derecesinde bir lâkaytlık perdesi gelir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>2-</strong> Keza ahir zamanda Hıristiyanlar içinde Hazret-i İsa’nın (as) nüzulünden önce fetret dönemi yaşanır. Nihayet Hazret-i İsa’nın (as) hakikî dini hükmeder ve İseviler doğru İslâmiyet’e ulaşırlar.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bediüzzaman diyor ki: “Şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa’ya (as) mensup Hıristiyanların mazlûmları, çektikleri felâketler onlar hakkında bir nev’î şahadet denilebilir.”</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Mektubunun devamında Bediüzzaman bu haberi hakikatten aldığını da hatırlatıyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>İKİ BÜYÜK FETRET</strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bu mektupta haber verilen iki büyük fetretin açılımı şöyledir:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>1-</strong> Ahir zamanda süfyanizmin fitne ve tahribatıyla Hazret-i Muhammed’in (asm) dinine perde çekildiğinden, Müslümanlar, üzerine ölü toprağı atılmış gibi bir lâkaytlığa girerler. Süfyanizm bir şahs-ı manevî olduğundan rejim olarak hüküm sürer. Bu bir fetret döneminin resmidir. Bu lâkaytlığın ve dolayısıyla fetretin devamı ve Müslümanlar geneline yayılması için bilerek veya bilmeyerek bütün kuvvetini bu yolda kullanan mihraklarla onun rejimi devam eder. Bu dehşetli fetret döneminde ihtiyarlar, musîbetzedeler ve müstebit büyük zalimlerin cebir ve şiddeti altında musîbet çekenler, medeniyetin sefahetinden, küfranından ve felsefenin dalâletinden ve küfründen gelen günahlarının kefaretini ödemiş olurlar. Böylece musîbetler, musîbetzedelerin fetret dönemlerine ait günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Bu onlar için büyük kârdır. Çünkü süfyanizmden aldıkları manevî yaralar ancak böyle sarılmış olur.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>2-</strong> Hazret-i İsa (as) gelmeden önce Hıristiyanlar için de dehşetli bir fetret dönemi söz konusudur. Fetret dönemi Hıristiyanlarından savaşlarda ve müstebit zalimler eliyle felâket ve musîbetlere düşenler bir nev’î şehitlik kazanıyorlar. Dolayısıyla çektikleri musîbetler onlara da gayet ucuz düşüyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Fetret dönemi ülkemizi kapsadığı gibi, bütün İslâm ülkelerini ve hatta bütün dünyayı kapsamı içine alıyor. Bu tehlikeli dönem Müslümanlarda Hazret-i Mehdî’nin (as) zuhuruyla, Hıristiyanlarda ise Hazret-i İsa’nın (as) nüzulüyle sona eriyor.</span></span></em></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><strong>Dipnot:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px">1- Kastamonu Lâhikası, s. 79.</span></span></p><p></p><p><strong><em><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Fıkıh Köşesi / Ahirzaman</span></span></p><p></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 524364, member: 1040028"] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B][COLOR="#696969"]Salih Sütçüoğlu:[/COLOR] “Kastamonu Lâhikası 79. Sayfada, “Ahir zamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedîye (asm) bir lâkaytlık perdesi gelmiş..” cümlesinde geçen fetret durumu nedir? Kimleri kapsar?” [COLOR="#696969"]Mehmet Tabak:[/COLOR] “Fetret devri ülkemizi de kapsamış mıdır?”[/B] [B]MASUMLARIN ŞEHİTLİK MAKAMI[/B] Bahse konu mektupta Bediüzzaman Hazretleri, İkinci Dünya Harbinde Avrupa’da ve Rusya’da savaşın ortasında kalıp haksız yere öldürülen masum çoluk çocuğun durumu hakkında açıklamalarda bulunuyor. Mektubuna başlarken kışın şiddetli soğuğunda savaş esnasında biçarelere gelen felâketlerin, helâketlerin, sefaletlerin ve açlıkların şiddetle rikkatine dokunduğunu ve masumlara şiddetle acıdığını ifade eden Bediüzzaman Hazretleri, beşerî bir musîbet olmakla beraber, bu musîbetler neticesinde haksız yere gelen ölümlerin masumlara şehitlik getireceğini müjdeliyor. Bediüzzaman –her ne kadar kendisi hakikî sıfatını gizlese de- Müslüman olsun, Hıristiyan olsun, hiçbir masumu hariçte bırakmayan bu engin şefkatiyle, kendisinin ve hizmetinin, topyekûn dünya insanının imdadı için gönderilmiş Mehdi-yi Âzam olduğunu da ele vermiş oluyor. Nitekim mektubunun devamında Bediüzzaman, “dünyanın vaziyetinden ve harbinden hiçbir haberim yokken, Avrupa’da, Rusya’daki çoluk çocuğa acıyarak tahattur ettim. O manevî ihtarın beyan ettiği taksimat bu elîm şefkate bir merhem oldu.”1 buyuruyor. Bediüzzaman o mektupta, on beş yaşından önce beşerin zalim eliyle ölenlerin, hangi dinden olursa olsunlar şehit hükmünde olduklarını müjdeliyor. Mükâfatlarının Müslümanlar gibi büyük olduğunu beyan ediyor. On beş yaşından yukarıda olup da beşerin zalim eliyle ölenlere gelince… Bediüzzaman böyle masum ve mazlûmların da, böyle felâketler neticesinde gelen ölümlerle Cehennemden kurtulacaklarını ve rahmete ulaşacaklarını ifade ediyor. [B]BÜYÜK MÜKÂFATIN HİKMETLERİ[/B] Bediüzzaman, bu büyük mükâfatı iki büyük hikmete dayandırıyor: [B]1-[/B] Ahir zamanda Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın dinine karşı fetret derecesinde bir lâkaytlık perdesi gelir. [B]2-[/B] Keza ahir zamanda Hıristiyanlar içinde Hazret-i İsa’nın (as) nüzulünden önce fetret dönemi yaşanır. Nihayet Hazret-i İsa’nın (as) hakikî dini hükmeder ve İseviler doğru İslâmiyet’e ulaşırlar. Bediüzzaman diyor ki: “Şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa’ya (as) mensup Hıristiyanların mazlûmları, çektikleri felâketler onlar hakkında bir nev’î şahadet denilebilir.” Mektubunun devamında Bediüzzaman bu haberi hakikatten aldığını da hatırlatıyor. [B]İKİ BÜYÜK FETRET[/B] Bu mektupta haber verilen iki büyük fetretin açılımı şöyledir: [B]1-[/B] Ahir zamanda süfyanizmin fitne ve tahribatıyla Hazret-i Muhammed’in (asm) dinine perde çekildiğinden, Müslümanlar, üzerine ölü toprağı atılmış gibi bir lâkaytlığa girerler. Süfyanizm bir şahs-ı manevî olduğundan rejim olarak hüküm sürer. Bu bir fetret döneminin resmidir. Bu lâkaytlığın ve dolayısıyla fetretin devamı ve Müslümanlar geneline yayılması için bilerek veya bilmeyerek bütün kuvvetini bu yolda kullanan mihraklarla onun rejimi devam eder. Bu dehşetli fetret döneminde ihtiyarlar, musîbetzedeler ve müstebit büyük zalimlerin cebir ve şiddeti altında musîbet çekenler, medeniyetin sefahetinden, küfranından ve felsefenin dalâletinden ve küfründen gelen günahlarının kefaretini ödemiş olurlar. Böylece musîbetler, musîbetzedelerin fetret dönemlerine ait günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Bu onlar için büyük kârdır. Çünkü süfyanizmden aldıkları manevî yaralar ancak böyle sarılmış olur. [B]2-[/B] Hazret-i İsa (as) gelmeden önce Hıristiyanlar için de dehşetli bir fetret dönemi söz konusudur. Fetret dönemi Hıristiyanlarından savaşlarda ve müstebit zalimler eliyle felâket ve musîbetlere düşenler bir nev’î şehitlik kazanıyorlar. Dolayısıyla çektikleri musîbetler onlara da gayet ucuz düşüyor. Fetret dönemi ülkemizi kapsadığı gibi, bütün İslâm ülkelerini ve hatta bütün dünyayı kapsamı içine alıyor. Bu tehlikeli dönem Müslümanlarda Hazret-i Mehdî’nin (as) zuhuruyla, Hıristiyanlarda ise Hazret-i İsa’nın (as) nüzulüyle sona eriyor.[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=2][B]Dipnot:[/B] 1- Kastamonu Lâhikası, s. 79.[/SIZE][/FONT] [B][I][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=3]Fıkıh Köşesi / Ahirzaman[/SIZE][/FONT][/RIGHT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sorularla İslamiyet
Ahir zamanda fetret felâketi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst