6. Bölüm - 13. FASIL: Evlerinde Oturup Cihada Gitmeyenlerin Tehdit Edilmesi

Huseyni

Müdavim

13. FASIL: EVLERİNDE OTURUP CİHADA GİTMEYENLERİN TEHDİT EDİLMESİ


Ebu Eyyüb el-Ensari’nin “Kendinizi Ellerinizle Tehlikeye Atmayın” Ayetinden Neyin Murad Edildiği Hakkındaki Yorumu


- Ebu İmran şöyle anlatıyor: Biz Kostantiniyye seferindeydik. Mısır ordusunun başında Ukbe b. Amir vardı. Şam ordusunun başında Fudâle b. Ubeyd vardı. Kostantiniyye’den büyük bir ordu çıkarak saf tuttu. Biz de onlarla savaşmak üzere saf tuttuk. Müslümanlardan bir kişi Rumlara hücumda bulundu; onların arasına girdi, sonra dönerek geri geldi. Halk o kişiye bağırarak,


“Sübhanallah! Bu kişi kendi eliyle kendisini tehlikeye attı” dediler. Bu sözler karşısında Ebu Eyyub el-Ensari ayağa kalktı ve


“Ey İnsanlar! Siz bu ayeti yanlış anlıyorsunuz. Halbuki bu ayet biz Ensar hakkında nazil oldu” dedi. Devamla “Allah dinini aziz kıldıktan ve yardımcılarını çoğalttıktan sonra biz de peygamberden gizli olarak bir kısmımız diğerine “Bizim mallarımız tamamen gitti. Biz mallarımızın arasında bulunsak, zayi olan mallarımızı yeniden kazansak ne güzel olur!” dedik. Bunun üzerine Allah Teâlâ
“Allah yolunda mallarınızı sarfediniz. Fakat kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, çünkü Allah iyilik edenleri sever” (Bakara: 2/195) ayetini bizim yanlışımızı reddetmek maksadıyla indirdi. Böylece anlaşıldı ki, cihadı terkedip mallarımızla uğraşmak bizi tehlikeye sürükleyecek bir davranıştır. Bunun için Ebu Eyyûb el-Ensarî, ölünceye kadar Allah yolunda savaştı.[1]

- Ebu İmran şöyle anlatıyor: Konstantiniyye halkı ile savaşıyorduk. Ordunun başında Abdurrahman b. Halid b. Velid vardı. Rumlar sırtlarını şehrin surlarına dayadılar. Bir kişi düşmana hücum etti. Halk ona

“yavaş ol, hücum etme. Allah’tan başka ilah yoktur. Bu kişi kendi eliyle tehlikeye girmiş oluyor” diyordu. Bu söylentiler karşısında Ebu Eyyüb El-Ensari


“Bu ayet biz Ensar hakkında nazil olmuştur. Allah Peygamberine yardım edip, İslâm’ı üstün kıldığı zaman biz kendi aramızda “Geliniz, mallarımızın arasında bulunalım da onları ıslah edelim” dedik. Allah
“Mallarınızı Allah yolunda harcayın ve kendinizi ellerinizle tehlikeye atmayın” ayetini indirdi. Öyleyse kendimizi tehlikeye atmak, düşmana saldırmak değil, mallarımızla uğraşıp cihadı terketmektir” dedi. Ebu Eyyüb, ölüp de Konstantiniyye’de defnedilinceye kadar cihaddan geri kalmadı.[2]

Ebu İmran şöyle anlatıyor: Muhacirlerden bir kişi Konstantiniyye’de düşman safına hücumda bulundu. Safı yardı, bizimle beraber Ebu Eyyub el-Ensârî de vardı. Halktan bazıları

“Bu kişi kendi eliyle kendisini tehlikeye attı” diyordu. Ebu Eyyüb


“Biz bu ayeti daha iyi biliriz. Çünkü o bizim hakkımızda nazil oldu. Biz Rasülullaha arkadaşlık yaptık, bütün gazvelerinde onunla beraberdik ve ona yardımcı olduk. İslâm yayıldığında ve galip geldiğinde biz Ensar bir araya gelip gizlice “Allah bizi Peygamber sohbetiyle şereflendirdi. Ona yardım etmekle bize ikramda bulundu. İslâm yayılıncaya, müslümanlar çoğalıncaya kadar bu işe devam ettik. Biz bu cihadı aile efradımıza, mallarımıza ve çocuklarımıza üstün tuttuk. Artık harp azalmıştır. Biz aile efradımıza dönelim, çocuklarımıza gidelim ve onların arasında bulunalım” dedik. İşte o zaman bu ayet bizim hakkımızda nazil oldu. O halde tehlike mal, aile efradı arasında durup cihadı terketmektedir” dedi.
[3]

________________________________

[1] Beyhaki, IX/45.
[2] Beyhaki, IX/99.

[3] İbn Kesir Tefsiri, I/228 (Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai’den); Hadisi Abd b. Humeyd tefsiri’nde, İbn Ebi Hatim, İbn Cerir, İbn Merduveyh ve Ebu Ya’la da Müsned’inde, İbn Hibban sahihinde, Hakim, Müstedrek’de rivayet etmişlerdir.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/459-460
 
Üst