20 Günlük Risale Okuma Kampına Katılmak İster misiniz?

YILDIZNAME

Well-known member
LEM’ALAR-
1.Lem’a…23.Lem’a’ya kadar= (200 sayfa).............................GÖNÜLSIZIM

23.Lem’a…Fihrist’e kadar= (220 sayfa)............................... YILDIZNAME yazınız inşaallah okuyup bitirmeye çalışıcam.Burasını boş gördüm tamamlansın diye almak istedim eğer alınmışsa istediğiniz bir bölümü verirsiniz selamlar
 

akna

Well-known member
ASA-YI MUSA: Bende burayı alıyorum,Rabbim istifade edenlerden olmayı nasip etsin cümlemize inşaallah.
İMAN VE KÜFÜR MUVAZENELERİ-= Almak için gelmiştim:) ama kısmette ASA-YI MUSA YI OKUMAK VARMIŞ.

ya nasip :)
Asa-yı Musa bölümüne ismini yazdım kardeş

23.Lem’a…Fihrist’e kadar= (220 sayfa)............................... YILDIZNAME yazınız inşaallah okuyup bitirmeye çalışıcam.Burasını boş gördüm tamamlansın diye almak istedim eğer alınmışsa istediğiniz bir bölümü verirsiniz selamlar

23.Lem'a..........Fihrist'e kadar
isminiz eklenmiştir kardeş
hayırlı olsun
 

akna

Well-known member
kalan bölümler

-ŞUALAR-
2.Şua…12.Şua’ya kadar= (273 sayfa)
12.Şua…5.Şua’ya kadar= (306 sayfa)
5.Şua…Fihrist'e kadar= (178 sayfa)

-İŞARATÜ’L-İ’CAZ-= (254 sayfa)

-BARLA LAHİKASI-= (390 sayfa)

Emirdağ Lahikası 2= (255 sayfa)

-TARİHÇE-İ HAYAT-
Denizli Hayatı…Fihrist’e kadar= (335 sayfa)
 

Ukbaa

Well-known member
RisaleForum Ahalisi kampımız nasıl gidiyor??

Malum 25 Kasım itibariyle kampımız başladı ve 15 Aralık'ta sona erecek.

Bu aradaki zaman diliminde okuduğumuz bölümlerdeki paylaşmak istediğimiz kısımları yazalım ve birbirimizin okumalarından da istifade edelim diye düşündük ...
Siz üyelerimizinde katılımını bekliyoruz...

Bismillah deyip başlıyorum..

İşte şirk ve küfür cinayeti,
kâinatın bütün kemâlâtına ve ulvî hukuklarına ve kudsî hakikatlerine bir tecavüz olduğu cihetledir ki,
ehl-i şirk ve küfre karşı kâinat kızıyor ve semavat ve arz hiddet ediyor ve
onların mahvına anâsır ittifak edip,
kavm-i Nuh (aleyhisselâm) ve Ad ve Semud ve Firavun gibi ehl-i şirki boğuyor, gark ediyor.
"Tekadu temeyyezu minelğayzı" âyetinin sırrıyla,
Cehennem dahi ehl-i şirk ve küfre öyle kızıyor ve kızışıyor ki, parçalanmak derecesine geliyor.

Evet, şirk kâinata karşı büyük bir tahkir ve azîm bir tecavüzdür.
Ve kâinatın kudsî vazifelerini ve hilkatin hikmetlerini inkâr etmekle şerefini kırıyor.

Şualar - 2. Şua
 

heysem

Well-known member
Bismillahirrahmanirrahim
34
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
blank.gif
1 وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
blank.gif
2

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَداً دَاۤئِمًا
blank.gif
3
Aziz, sıddık kardeşlerim,
On Dokuzuncu Sözün âhirinde Kur’ân’daki tekrarın ekser hikmetleri, Risale-i Nur’da dahi cereyan eder. Bilhassa ikinci hikmeti tam tamına vardır. O hikmet şudur:
Herkes her vakit Kur’ân’a muhtaçtır. Fakat herkes, her vakit bütün Kur’ân’ı okumaya muktedir olamaz. Fakat bir sûreye galiben muktedir olur. Onun için en mühim makasıd-ı Kur’âniye ekser uzun sûrelerde derc edilerek, herbir sûre küçük bir Kur’ân hükmüne geçmiş. Demek, hiçbir kimseyi mahrum etmemek için haşir ve tevhid ve kıssa-i Mûsâ (a.s.) gibi bazı maksatlar tekrar edilmiş.
Aynen bu ehemmiyetli hikmet içindir ki, bazı defa haberim olmadan, ihtiyarım ve rızam olmadığı halde, bazı ince hakaik-i imaniye ve kuvvetli hüccetleri müteaddit risalelerde tekrar edilmiş. Ben çok hayret ederdim. Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış? Sonra kat’î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nur’a muhtaçtır. Fakat umumunu elde edemez. Elde etse de tamam okuyamaz. Fakat küçük bir Risale-i Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir. Ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu meseleleri onda okuyabilir ve gıda gibi her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi, o da mütalâasını tekrar eder.
Katomunu Lahikasi
 

akna

Well-known member
tamamdır kardeş inş okuyup anlamak nasip eder

hak razı olsun

dua ile

amin ecmain kardeşim


RisaleForum Ahalisi kampımız nasıl gidiyor??

Malum 25 Kasım itibariyle kampımız başladı ve 15 Aralık'ta sona erecek.

Bu aradaki zaman diliminde okuduğumuz bölümlerdeki paylaşmak istediğimiz kısımları yazalım ve birbirimizin okumalarından da istifade edelim diye düşündük ...
Siz üyelerimizinde katılımını bekliyoruz...

Allah cc razı olsun kardeşim
ben biraz yavaş gidiyorum sanırım ama yetişirim inşaAllah sizlere :)


Bismillahirrahmanirrahim

....Arkadaş! Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir nispet ve ulvî bir münasebet ve nezih bir hizmettir ki, her ruhu celb ve cezb etmek namazın şe’nindendir. Namazın erkânı, Fütuhat-ı Mekkiye’nin şerh ettiği gibi, öyle esrarı hâvidir ki, her vicdanın muhabbetini celb etmek, namazın şe’nindendir. Namaz, Hâlık-ı Zülcelâl tarafından her yirmi dört saat zarfında tayin edilen vakitlerde mânevî huzuruna yapılan bir dâvettir. Bu dâvetin şe’nindendir ki, her kalb, kemâl-i şevk ve iştiyakla icabet etsin ve mi’racvâri olan o yüksek münâcâta mazhar olsun.

Namaz, kalblerde azamet-i İlâhiyeyi tesbit ve idame ve akılları ona tevcih ettirmekle adalet-i İlâhiyenin kanununa itaat ve nizam-ı Rabbânîye imtisal ettirmek için yegâne İlâhî bir vesiledir. Zaten insan, medenî olduğu cihetle, şahsî ve içtimaî hayatını kurtarmak için, o kanun-u İlâhîye muhtaçtır. O vesileye müraat etmeyen veya tembellikle namazı terk eden veyahut kıymetini bilmeyen, ne kadar cahil, ne derece hâsir, ne kadar zararlı olduğunu bilâhare anlar, ama iş işten geçer....


....Namaz عِمَادُ الدِّينِ yani dinin direği ve kıvamı olduğu gibi, zekât da İslâmın kantarası, yani köprüsüdür. Demek, birisi dini, diğeri asayişi muhafaza eden İlâhî iki esastırlar. Bunun için birbiriyle bağlanmışlardır.

Zekât ile sadakanın lâyık oldukları mevkilerini bulmak için birkaç şart vardır:
1. Sadakayı vermekte israf olmaması.
2. Başkasından alıp başkasına vermek suretiyle halkın malından olmayıp kendi malından olması.
3. Minnetle in’âmın bozulmaması.
4. Fakir olmak korkusuyla sadakanın terk edilmemesi.
5. Sadakanın yalnız mala ve paraya münhasır olmadığı bilinmesiyle, ilim, fikir, kuvvet, amel gibi şeylerde de muhtaç olanlara sadakanın verilmesi.
6. Sadakayı alan adam, o sadakayı sefahette değil, hâcât-ı zaruriyesinde sarf etmesi lâzımdır....

İşaratü'l-İ'caz
 

Ukbaa

Well-known member
İnsanın en kıymetdar cihazı akıldır.

Eğer sırr-ı tevhid ile olsa, o akıl, hemİlahî kudsî defineleri, hem kâinatın binler hazinelerini açan pırlanta gibi bir anahtarı olur.

Eğer şirk ve küfre düşse, o akıl, o halde geçmiş zamanın elîm hüzünlerini ve gelecek zamanın vahşi korkularını insanın başına toplattıran meş'um ve sebeb-i taciz bir âlet-i bela olur.

Şualar - 2. Şua




 

Ukbaa

Well-known member
Birinci Sual: Teşehhüdün mübarek kelimâtı, Mirac gecesinde Cenâb-ı Hak ile Resulünün bir mükâlemeleri olduğu halde, namazda okunmasının hikmeti nedir?

Elcevap: Her mü’minin namazı, onun bir nevi miracı hükmündedir.
Ve o huzura lâyık olan kelimeler ise Mirac-ı Ekber-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmda söylenen sözlerdir.
Onları zikretmekle o kudsî sohbet tahattur edilir.
O tahatturla o mübarek kelimelerin mânâları cüz’iyetten külliyete çıkar
ve o kudsî ve ihâtalı mânâlar tasavvur edilir veya edilebilir.
Ve o tasavvur ile kıymeti ve nuru teâlî edip genişlenir.

Şualar - 6. Şua


 
Üst