Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
19-meryem
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Turab3" data-source="post: 195250" data-attributes="member: 1005848"><p><strong><span style="font-family: 'Arial'">19-MERYEM </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Arial'"></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Arial'">Meryem sûresi, 98 (doksansekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur. Bazı tefsircilere göre 58. âyet, bazılarına göre de 71. âyet Medine'de nâzil olmuştur. Bu sûre, diğer bahisler yanında, özellikle Hz. Meryem'den ve onun Hz. İsa'yı dünyaya getirmesinden bahsetmesi sebebiyle "Meryem sûresi" adını almıştır.</span></strong> </p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.</strong></span></em> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>l. Kâf. Hâ. Yâ. Ayn. Sâd.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>2. (Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>3. Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>4. Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>5. Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>6. Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl!</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>7. (Allah şöyle buyurdu<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /> Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>8. Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>9. Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>10. O: Rabbim! dedi, (çocuğum olacağına dair) bana bir işaret ver. Allah: Sana işaret, sapasağlam olduğun halde üç gün insanlarla konuşamamandır, buyurdu.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>11. Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>12. "Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl!" (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>13. Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>14. Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir zorba değildi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun!</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>16. (Resûlüm! ) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>17. Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>18. Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah'a sığınırım! Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>19. Melek: Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>20. Meryem: Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir? dedi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>21. Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>22. Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>23. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. "Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!"</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>24. Aşağısından (İsa yahut melek) ona şöyle seslendi: "Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir."</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>25. "Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün."</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>26. "Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım."</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>27. Nihayet onu (kucağında) taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın!</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>28. Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>29. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?"</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>30. Çocuk şöyle dedi: "Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı."</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>31. "Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti."</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>32. "Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı."</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>33. "Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır."</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>34. İşte, hakkında şüphe ettikleri Meryem oğlu İsa -hak söz olarak- budur.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>35. Allah'ın bir evlât edinmesi, olur şey değildir. O, bundan münezzehtir. Bir işe hükmettiği zaman, ona sadece "Ol!" der ve hemen olur.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>36. (İsa şunu da söyledi<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /> Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk ediniz. İşte doğru yol budur.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>37. Sonra guruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline!</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>38. Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyarlar ve ne iyi görürler (bir görsen)! Fakat o zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>39. (Resûlüm!) Sen onları pişmanlık ve üzüntü günü hakkında uyar. Çünkü onlar bir gafletin içine dalmış oldukları halde ve henüz iman etmemişken (bakarsın) iş olup bitmiştir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>40. Yeryüzüne ve onun üzerindekilere ancak biz vâris oluruz (her şey gider, biz kalırız) ve onlar ancak bize döndürülürler.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>41. Kitap'ta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>42. Bir zaman o babasına dedi ki: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>43. Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>44. Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah'a âsi oldu.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>45. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>46. (Babası<img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /> Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>47. İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>48. Sizden de, Allah'ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>49. Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yâ'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>50. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>51. (Resûlüm!) Kitap'ta Musa'yı da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebî idi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>52. Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>53. Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Harun'u bir peygamber olarak armağan ettik.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>54. (Resûlüm!) Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı, resûl ve nebî idi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>55. Halkına namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>56. Kitapta İdris'i de an. Hakikaten o, pek doğru bir insan, bir peygamberdi.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>57. Onu üstün bir makama yücelttik.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>58. İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya'kub) 'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>59. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>60. Ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, cennete, girecekler. Ve hiç bir haksığlağa uğratılmayacaklardır.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>61. O cennet, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetleridir. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>62. Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>63. Kullarımızdan, takvâ sahibi kimselere verdiğimiz cennet işte budur.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>64. Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan değildir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>65. (O) göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbidir. Şu halde O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabırlı ve metânetli ol. O'nun bir adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur).</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>66. İnsan der ki: "Öldüğüm zaman sahi diri olarak (kabrimden) çıkarılacak mıyım?"</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>67. İnsan düşünmez mi ki, daha önce o hiçbir şey olmadığı halde biz kendisini yaratmışızdır?</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>68. Öyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onları şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>69. Sonra her milletten, rahman olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayıracağız.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>70. Sonra, orayı boylamaya daha çok müstahak olanları elbette biz daha iyi biliriz.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>71. İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>72. Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>73. Kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okunduğu zaman inkâr edenler, iman edenlere: İki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makamı daha iyi, meclis ve topluluğu daha güzeldir? dediler.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>74. Onlardan önce de, eşya ve görünüş bakımından daha güzel olan nice nesiller helâk ettik.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>75. De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>76. Allah, doğru yola gidenlerin hidayetini artırır. Sürekli kalan iyi işler, Rabbinin nezdinde hem mükâfat bakımından daha hayırlı, hem de âkıbetçe daha iyidir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>77. (Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve "Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek" diyen adamı gördün mü?</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>78. O, gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>79. Kesinlikle hayır! Biz onun söylediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>80. Onun dediğine biz vâris oluruz, (malı ve evlâdı bize kalır); kendisi de bize yapayalnız gelir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>81. Onlar, kendilerine bir itibar ve kuvvet (vesilesi) olsun diye Allah'tan başka tanrılar edindiler.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>82. Hayır, hayır! (Taptıkları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>83. (Resûlüm!) Görmedin mi? Biz, kâfirlerin üzerine, kendilerini iyice (isyankârlığa) sevkeden şeytanları gönderdik.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>84. Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>85. Takvâ sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'ın huzurunda toplayacağımız gün.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>86. Günahkârları da susuz olarak cehenneme süreceyiz.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>87. O gün Rahmân (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>88. "Rahmân çocuk edindi" dediler.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>89. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>90. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir!</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>91. Rahmân'a çocuk isnadında bulunmaları yüzünden.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>92. Halbuki çocuk edinmek Rahmân'ın şanına yakışmaz.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>93. Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahmân'a gelecektir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>94. O, bunların hepsini kuşatmış ve sayılarını tesbit etmiştir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>95. Bunların hepsi de kıyamet gününde O'nun huzuruna tek başına (yapayalnız) gelecektir.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>96. İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>97. (Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.</strong></span> </p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>98. Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlık emâresi) hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun? </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Turab3, post: 195250, member: 1005848"] [B][FONT=Arial]19-MERYEM [/FONT][/B] [B][FONT=Arial]Meryem sûresi, 98 (doksansekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuştur. Bazı tefsircilere göre 58. âyet, bazılarına göre de 71. âyet Medine'de nâzil olmuştur. Bu sûre, diğer bahisler yanında, özellikle Hz. Meryem'den ve onun Hz. İsa'yı dünyaya getirmesinden bahsetmesi sebebiyle "Meryem sûresi" adını almıştır.[/FONT][/B] [I][FONT=Arial][B]Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.[/B][/FONT][/I] [FONT=Arial][B]l. Kâf. Hâ. Yâ. Ayn. Sâd.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]2. (Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]3. Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]4. Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]5. Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]6. Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl![/B][/FONT] [FONT=Arial][B]7. (Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]8. Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]9. Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]10. O: Rabbim! dedi, (çocuğum olacağına dair) bana bir işaret ver. Allah: Sana işaret, sapasağlam olduğun halde üç gün insanlarla konuşamamandır, buyurdu.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]11. Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]12. "Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl!" (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]13. Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]14. Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir zorba değildi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]15. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun![/B][/FONT] [FONT=Arial][B]16. (Resûlüm! ) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]17. Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]18. Meryem dedi ki: Senden, çok esirgeyici olan Allah'a sığınırım! Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]19. Melek: Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]20. Meryem: Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir? dedi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]21. Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]22. Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]23. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. "Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!"[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]24. Aşağısından (İsa yahut melek) ona şöyle seslendi: "Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir."[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]25. "Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün."[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]26. "Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım."[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]27. Nihayet onu (kucağında) taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın![/B][/FONT] [FONT=Arial][B]28. Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]29. Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?"[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]30. Çocuk şöyle dedi: "Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber yaptı."[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]31. "Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti."[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]32. "Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı."[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]33. "Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır."[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]34. İşte, hakkında şüphe ettikleri Meryem oğlu İsa -hak söz olarak- budur.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]35. Allah'ın bir evlât edinmesi, olur şey değildir. O, bundan münezzehtir. Bir işe hükmettiği zaman, ona sadece "Ol!" der ve hemen olur.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]36. (İsa şunu da söyledi:) Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk ediniz. İşte doğru yol budur.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]37. Sonra guruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline![/B][/FONT] [FONT=Arial][B]38. Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyarlar ve ne iyi görürler (bir görsen)! Fakat o zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]39. (Resûlüm!) Sen onları pişmanlık ve üzüntü günü hakkında uyar. Çünkü onlar bir gafletin içine dalmış oldukları halde ve henüz iman etmemişken (bakarsın) iş olup bitmiştir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]40. Yeryüzüne ve onun üzerindekilere ancak biz vâris oluruz (her şey gider, biz kalırız) ve onlar ancak bize döndürülürler.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]41. Kitap'ta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]42. Bir zaman o babasına dedi ki: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]43. Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]44. Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah'a âsi oldu.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]45. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]46. (Babası:) Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur![/B][/FONT] [FONT=Arial][B]47. İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]48. Sizden de, Allah'ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]49. Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yâ'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]50. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]51. (Resûlüm!) Kitap'ta Musa'yı da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebî idi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]52. Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, fısıldaşan kimse kadar (kendimize) yaklaştırdık.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]53. Rahmetimizin bir sonucu olarak ona kardeşi Harun'u bir peygamber olarak armağan ettik.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]54. (Resûlüm!) Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı, resûl ve nebî idi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]55. Halkına namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]56. Kitapta İdris'i de an. Hakikaten o, pek doğru bir insan, bir peygamberdi.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]57. Onu üstün bir makama yücelttik.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]58. İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya'kub) 'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]59. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]60. Ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, cennete, girecekler. Ve hiç bir haksığlağa uğratılmayacaklardır.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]61. O cennet, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetleridir. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]62. Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]63. Kullarımızdan, takvâ sahibi kimselere verdiğimiz cennet işte budur.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]64. Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O'na aittir. Senin Rabbin unutkan değildir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]65. (O) göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbidir. Şu halde O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabırlı ve metânetli ol. O'nun bir adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur).[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]66. İnsan der ki: "Öldüğüm zaman sahi diri olarak (kabrimden) çıkarılacak mıyım?"[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]67. İnsan düşünmez mi ki, daha önce o hiçbir şey olmadığı halde biz kendisini yaratmışızdır?[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]68. Öyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onları şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]69. Sonra her milletten, rahman olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayıracağız.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]70. Sonra, orayı boylamaya daha çok müstahak olanları elbette biz daha iyi biliriz.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]71. İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]72. Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]73. Kendilerine âyetlerimiz ayan beyan okunduğu zaman inkâr edenler, iman edenlere: İki topluluktan hangisinin (hangimizin) mevki ve makamı daha iyi, meclis ve topluluğu daha güzeldir? dediler.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]74. Onlardan önce de, eşya ve görünüş bakımından daha güzel olan nice nesiller helâk ettik.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]75. De ki: Kim sapıklıkta ise, çok merhametli olan Allah ona mühlet versin! Nihayet kendilerine vâdolunan şeyi -ya azabı (müminler karşısında yenilgiyi), veya kıyameti- gördükleri zaman, mevki ve makamı daha kötü ve askeri daha zayıf olanın kim olduğunu öğreneceklerdir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]76. Allah, doğru yola gidenlerin hidayetini artırır. Sürekli kalan iyi işler, Rabbinin nezdinde hem mükâfat bakımından daha hayırlı, hem de âkıbetçe daha iyidir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]77. (Resûlüm!) Âyetlerimizi inkâr eden ve "Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek" diyen adamı gördün mü?[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]78. O, gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]79. Kesinlikle hayır! Biz onun söylediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]80. Onun dediğine biz vâris oluruz, (malı ve evlâdı bize kalır); kendisi de bize yapayalnız gelir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]81. Onlar, kendilerine bir itibar ve kuvvet (vesilesi) olsun diye Allah'tan başka tanrılar edindiler.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]82. Hayır, hayır! (Taptıkları), onların ibadetlerini tanımayacaklar ve onlara hasım olacaklar.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]83. (Resûlüm!) Görmedin mi? Biz, kâfirlerin üzerine, kendilerini iyice (isyankârlığa) sevkeden şeytanları gönderdik.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]84. Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]85. Takvâ sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'ın huzurunda toplayacağımız gün.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]86. Günahkârları da susuz olarak cehenneme süreceyiz.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]87. O gün Rahmân (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]88. "Rahmân çocuk edindi" dediler.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]89. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]90. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir![/B][/FONT] [FONT=Arial][B]91. Rahmân'a çocuk isnadında bulunmaları yüzünden.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]92. Halbuki çocuk edinmek Rahmân'ın şanına yakışmaz.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]93. Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahmân'a gelecektir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]94. O, bunların hepsini kuşatmış ve sayılarını tesbit etmiştir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]95. Bunların hepsi de kıyamet gününde O'nun huzuruna tek başına (yapayalnız) gelecektir.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]96. İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]97. (Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.[/B][/FONT] [FONT=Arial][B]98. Biz, onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlık emâresi) hissediyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun? [/B][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
19-meryem
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst