15.Şua...(Kudret-i İlahî ; Varlık Ve Yokluk)

ebrar172

Well-known member
“Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir. (Lokman Sûresi: 28. )

ayetinin dava ettiği ve bütün akıllar ona yol bulamadıklarından,
hayrette, aczde, bir kısmı inkarda kaldıkları kudrete ait
bir dehşetli hakikatin ispatı lazımdır.
İşte o esas, o temel, o medar, o dava, o hakikat ise
mezkur ayetin mealidir.Yani;

"Ey cin ve ins !
Bütün sizlerin yaratılmanız,
icadınız ve haşirde ihyanız, diriltilmeniz,
birtek nefsin icadı gibi kudretime kolaydır. "
Bir baharı tek bir çiçek misillü suhuletle icad eder.
Cüzi, külli, küçük, büyük, az, çok,
o kudrete nisbeten farkları yoktur.
Seyyareleri, zerreler gibi kolay döndürür.”

Allahın kudreti karşısında az, çok, büyük, küçük,
ağır, hafif, uzun, kısa gibi şeylerin hepsi eşittir.
Çok, az gibi, büyük küçük gibidir.
Onun kudretine, bu sayılan arıza ve engeller
zorluk ve müşkilat çıkaramaz
Hepsi kudretin nazarında müsavi ve aynıdır.
Bu manayı akla yaklaştırmak için üstat,
altı tane temsili zikreder.



Birinci temsil: Şeffafiyet sırrıdır:

Güneşin zatının bir küçük modelini ve sıfatlarını
içinde barından tecellisi ve yansıması, denizin yüzünde de görünür.
Küçük bir damlanın içinde de görünür.
Büyük, küçük onun için fark etmez.
Güneş, deniz büyüktür diye ona fazla ışık ve yansıma göndermez,
ona ayrı bir çaba sarf etmez.
Damla ile güneş şeffaf, yani parlak olmasından,
güneşin yansımasını kabul edip,
ikisi de gösterirler.


Fark büyüklük ve küçüklüktedir.
Güneş için, kendini o parlak yüzeyde göstermek açısından
büyüklük ve küçüklük deniz ile damla olması önem arz etmez,
ikisi de aynıdır.
Denizde görünmesi ile damlada görünmesi
güneş açısından eşittir.
Aynen bu güneş misalindeki gibi
Allahın, kudreti nazarında ki bir yıldız ile küçük bir atom eşittir.
Onun kudretine yıldız ağır gelmez, atom ile aynıdır.
Ağırlık ve hafiflik derecesi onun kudretinde yoktur.
Kainatın bütünü ile, bir parçasının yaratılmasında
kudret açısından bir fark bir zorlanma yoktur.

İkinci temsil: Mukabele sırrıdır:

İnsanlardan oluşan büyük bir daire ve halka düşünelim.
Bu daire ve halkanın merkezinde de bir adam farz edelim.
Elinde de bir mum olsun.
Etrafında halka ve daire çizmiş olan
insanların elinde de birer ayna varsayalım.
Merkezdeki adamın mum ile verdiği ışık
nasıl etrafında ki her bir aynada bölünmeden parçalanmadan
ve zahmetsiz olarak görünür ve tecelli eder.
Zira hepsi merkezin tam karşısında
ve konumları hep aynı olmasından
merkeze olan nispetleri eşit ve aynıdır.
Aynen bu misaldeki gibi ;
Allah’ın, kudreti merkezde gibi
bütün mahlukat ise ona nispeten
aynı bir konumda durmasından
ve mukabil bir yerde olmasından,
mahlukatın büyük ve küçük, ağır ve hafif durumları
onun kudretine zorluk çıkarmaz engel teşkil etmez.
Bir ile bin, eşit hükmünde olur.

Üçüncü temsil: Muvazene sırrıdıriki :

Çok büyük ve hassas bir tartı düşünelim.
iKİ kEfesi var bu kefeler dağı da
küçük bir atom zerreciğini de tartar bir mahiyettedir.
Önce terazinin iki kefesine aynı ağırlıkta iki dağı koysak
ikisi eşit olduktan sonra küçük bir dokunmakla
dağın biri göğe diğeri zemine iner.
Sonra o çok hassas kefelere atom zerrelerini koysak
terazi yine dengede olur
ve dağa sarf ettiğimiz aynı küçük dokunuşu
bu kez de atomlara yapsak
aynı dağdaki gibi biri göğe diğeri zemine iner.
Denge ve terazi sırrı ile aynı dokunuşla
dağ ile atom eşitlendi
dağa daha fazla güç kullanmaya ihtiyaç yok
ikisi de müsavidir.


Aynen bu misaldeki gibi bütün mahlukat
büyük,küçük ağır hafif fark etmeden
mümkinat terazisindedir
yani var olmak terazinin bir kefesi
yoklukta kalmak terazinin diğer kefesi
kudret ise bu dengeyi bozan bir dokunuş hükmündedir.
Mesela;bir atom zerreciği ile bir dağ
var ve yok olma noktasında eşittir
bir atom zerreciği de aynı dağ gibi
varlık ve yokluk dengesinde bir dokunuşla varlık kazanır
ikisi de eşittir kudret nazarında ,ikisi de bir dokunmak ile var olur.


Dördüncü temsil: İntizam sırrıdır.

Bir usta büyük ve gerçek bir gemi ile oyuncak bir gemi yapsa
ve ikisini de intizam ve sistem ile kolay çalışır bir vaziyete soksa
yani ikisi de bir düğme ile çalışsa
ikisinin de çalışıp hareket etmesi tek dokunuşla oluyor
büyük küçük, gerçek , oyuncak durumu hiç fark etmiyor.
Bir çocuk bu intizam sırrı ile
koca bir gemiyi de bir düğmeye dokunmak ile çalıştırır
küçük bir oyuncak gemiyi de aynı dokunmak ile çalıştırır.
Aynen bu misaldeki gibi
Allah kainatta ki her şeyin plan ve projesini
kader levhası olarak tasarladı
ve yaratma kıvamına soktu aynı misaldeki gibi
bir dokunmak ile çalışan gemi vaziyetine getirdi
kudret ise görünmeyen mürekkeble yazılmış yazının üstüne
az bir dokunuşla görünmesi gibi bu tasarlanmış intizamı
ve kurulmuş eşyaya bir dokunuşla varlık sahasına çıkarıyor.
Büyük ve küçük ağır ve hafif bu intizam sırrından dolayı
Allahın kudreti nazarında fark etmiyor.

Beşinci temsil:Tecerrüd sırrıdır.

Bir sınıftan bir mahiyetten olan şeyler
kendi aralarında bir birlerine hükmedip kolay iş göremez
ama bu sınıf ve mahiyetten soyut
ve bir üst makam ve mevkide olan başka bir bir mahiyet
kendi altındaki şeyleri kolay ve rahat tedbir edip yönetebilir.


Mesela rütbeleri aynı ve sınıfları bir olan erler
kendi aralarında bir birlerine intizam vermesi çok zor ve müşkildir
ama bu sınıftan ve rütbeden olmayan bir uzman çavuş
onları rahat ve kolayla idare eder
bir er ile yüzbin er fark etmez
o alt sınıfın zorluklarından o uzman çavuş soyutlanmıştır.
Cılız ve zayıf bir er ile kuvvetli ve iriyarı bir er
komutanı karşısında eşittir
zira ikisinin de sınıf ve mahiyeti aynıdır.
Aynen bunun gibi Allahın kudreti
bütün mahlukatın cinsi ve mahiyetinden mücerred ve münezzeh olmasından
onların üstünde ve onların sınıfından olmamasından
mahlukatın kendi içindeki kayıt ve arızalar
büyük,küçükağır,hafif gibi durumlar
Allahın zati kudretine engel ve zorluk çıkaramazlar.
Bir hamsi ile bir balina ikisi de aynı sınıf ve mahiyette olmasından
Allahın kudreti karşısında aynıdırlar.


Altıncı temsil:İtaat sırrıdır.

Bir orduda bütün askerler
komutanına tam bir itaat içinde olmasından dolayı
bir emir ile bir askerde harekete geçer
bir milyon asker de harekete geçer
ağızdan çıkan komut hepsine aynıdır.
Komutan yüz bin askeri bir tarafa alsa
bir askeri de beri tarafa alsa ve bir komut verse
o komut bir askeride harekete geçirir
aynı komut yüz bin askeri de harekete geçirir
zira itaat sırrı her ikisi içinde aynıdır
yüz bin asker için ayrı ve daha güçlü bir komuta ihtiyaç yoktur.
Aynen bunun gibi mahlukatta her şey
Allahın kudretine karşı
tam bir itaat ve inkiyat içinde olmasından dolayı
bir ile bin onun kudretine aynıdır.
Güneş büyüklüğüne güvenip itaat zincirinden çıkamaz
zerre küçüklüğü ile kudretin nazarından saklanamaz.

Allah’tan başka her şey ;
var olma ve yokta kalma noktasında eşittir.
Yani güneş ile küçük bir atom parçası
var ve yok olma noktasında eşittir.
Bu eşitliğin bozulması, bu ancak
imkanın dışında olan bir kudret ile mümkündür ki;
bu kudret Allah’ın kudretidir.
Allah’ın bu imkan dahilinde olan varlıkları yaratması noktasında
her şey eşittir.
Atom ile güneş arasında bir fark yoktur.


Selamet ve hayır üzerine olmak duasıyla
El-Fatiha....
Amin..



 
Üst