Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
1. Bölüm - 43. FASIL: Sahabelerin Hz. Ömer Zamanında Savaşta İnsanları Allah ve Rasûlüne Davet ..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 250020" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: 1. Bölüm 43. FASIL: Sahabelerin Hz. Ömer Zamanında Savaşta İnsanları Allah ve Rasûlüne Davet</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><strong> </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>Amr İbnü’l As’ın Mısır Savaşlarında Düşmanları İslâm’a Davet Etmesi</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> Amr, Hz. Ömer’in Medine’ye dönüşünden sonra Mısır’a gitti. Elyon kapısına dayandı. (Elyon eski Mısır’da bir şehirdi). Hz. Zübeyr de onun arkasından gitti. İki ordu birleşti. Daha sonra bu kişiler Mısır başpiskoposu Ebu Meryem’le karşı karşıya geldiler. Beraberinde birçok da keşiş vardı. Bunlar, Mukavkıs’ın memleketi savunmak için gönderdiği orduda bulunuyorlardı. Amr İbnü’l-As Mısır’a girdiğinde bu ordu İslâm ordusuna karşı çıkmıştı. Amr onlara haber göndererek ‘Acele etmeyiniz. Önce söyleyeceklerimizi dinleyiniz. Sonra da görüşünüzü belirtip istediğinizi yaparsınız’ dedi. Onlar da savaşı hemen başlatmadılar. Amr onlara </span> <span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> ‘Bana Ebu Meryem’le Ebu Miryâm’ı gönderiniz de onlarla görüşelim’ diye haber yolladı. Onlar da bunu kabul ettiler. Her iki taraf da birbirlerine teminat verdiler. Amr İbnü’l-As bu iki din adamına şunları söyledi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Siz bu memleketin rahiblerisiniz. Şunu biliniz ki Allah Muhammed’i hak ile gönderdi. Muhammed de bize hakkı emretti. O, Allah’tan aldığı her emri bizlere iletti. -Allah’ın selamı ve rahmeti onun üzerine olsun- bunlardan sonra da Rabb’ine kavuştu. Kendisine verilen vazifeyi tam olarak yerine getirdi. Bizim için apaçık bir yol bıraktı. Bize emrettikleri arasında düşmanlara mühlet vermek de vardır. Dolayısıyla sizi İslâm’a davet ediyoruz. Kim İslâm’a girerse o da bizim gibidir. Kim de İslâm’a girmezse ondan cizye vermesini isteriz ve buna karşılık da onu düşmanlarından koruruz. Hz. Peygamber, sizin memleketinizi fethedeceğimizi bizlere haber verdi. Ayrıca aramızdaki akrabalık bağlarından dolayı da size karşı yumuşak davranmamızı vasiyet etti. (Çünkü Hz. İsmail’in annesi Hacer Mısırlı Kıptîlerdendi. Hz. İsmail’se Arapların atalarındandır). Eğer bize icâbet edip cizye verecek olursanız zilletle birlikte sizi korumamız altına alacağız. Hz. Peygamber’in vasiyetlerine uyan emirlerimiz de bizlere ‘Kıptîlere iyi davranınız!’ diye emretmektedirler”. Onlar da şöyle cevap verdiler: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Bu uzak bir akrabalıktır. Böyle uzak bir akrabalık bağını ancak peygamberler gözetebilir. Hacer meşhur bir kadındır. O şerefli birisi idi. Bizim kralımızın kızı olup Menf halkındandı. O sıralar krallık onlardaydı. Ayn-i Şems halkı onları mağlup ettiler ve topraklarını zaptettiler. Bunun üzerine onlar yabancı ülkelere gittiler. Hacer, Hz. İbrahim’e gitti. Hz. İbrahim’e ‘Merhaba, evet!’ dedikten sonra ‘Bize emniyet, eman veriniz. Biz size tekrar geleceğiz’ dediler”. Amr da onlara şöyle dedi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> ‘Benim gibi insanlar kandırılamaz. Fakat size üç günlük eman veriyorum. Gidiniz, kendi aranızda müzakere yapınız. Bu üç günden sonra dediklerimi kabul etmeyecek olursanız sizinle savaşırım’. Onlar üç günün az olduğunu, müddetin biraz daha uzatılmasını istediler. Amr onlara bir gün daha verdi. Fakat onlar bunun da az olduğunu söylediler. Amr bu süreyi bir gün daha uzattı. Böylece verilen mühlet beş gün oldu. Bu iki din adamı Mukavkıs’ın yanına dönerek Amr’ın tekliflerini ona söylediler. Mukavkıs bunu kabul edecek gibi oldu. Fakat Ertabun buna mani oldu.</span><span style="font-family: 'Verdana'">[1] Bunun üzerine bu iki din adamı Mısırlılara şöyle dediler: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> ‘Biz sizi müdafaa etmek için var kuvvetimizle çalışacağız ve onlara da dönmeyeceğiz. Bir gününüz gitti, geriye dört gününüz kalmıştır! Bu dört gün zarfında hiç bir şeye dokunmayacaklarından eminiz’.</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> Fakat daha bu dört gün dolmadan Ferkab adlı bir kumandan İslâm ordusuna bir gece baskını düzenledi. Ancak Amr İbnü’l-As böyle birşey için hazırlıklıydı. İslâm askerleri baskına karşı çıktılar. Ferkab’la birlikte birçok Mısır askeri öldürüldü, birçokları da esir edildi. Bunun üzerine Hz. Amr ile Hz. Zübeyr Ayn-i Şems’i fethetmek üzere harekete geçtiler.</span><span style="font-family: 'Verdana'">[2]</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> - Amr İbnü’l-As Ayn-i Şems sınırına geldiğinde halk, krallarına koştular ve şöyle dediler:</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">‘Kisrâ ve Kayser’i hezimete uğratan ve onların memleketlerini istila eden bir orduya nasıl karşı koyabilirsin? Onlarla barış yap. Sakın onlarla savaşmaya kalkışma’. Bizi onların saldırılarına mâruz bırakma!’.</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> Bu hadise dördüncü günde oluyordu. Fakat kral bu teklifi kabul etmedi. Bunun için de müslümanlarla savaşa giriştiler. Sonunda yenilgiye uğradılar. Hz. Zübeyr’in Ayn-i Şems surları üzerinde görünmesiyle halk kapıları İslâm askerlerine açtılar ve Amr’a haber göndererek barış yapmak istediklerini bildirdiler. Amr da bu barışı kabul etti. Hz. Zübeyr de surlardan onların kalesine indi. Fakat barış gerçekleşmişti.</span><span style="font-family: 'Verdana'">[3]</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: red">_______________________________</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"> </span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen">[1] Ertabun Rum kumandanlarından birisiydi. Amr’ın kendisini Filistin’de mağlup etmesinden sonra Mısır’a gitmişti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen">[2] İbn Cerir IV/227 (Seyf tarikiyle Ebu Osman’dan o da Halid ve Ubade’den).</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen">[3] Taberani IV/228 (Ebu Haris ve Ebu Osman’dan).</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"> Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/217-218.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 250020, member: 27"] [b]Cevap: 1. Bölüm 43. FASIL: Sahabelerin Hz. Ömer Zamanında Savaşta İnsanları Allah ve Rasûlüne Davet[/b] [FONT=Verdana][B] Amr İbnü’l As’ın Mısır Savaşlarında Düşmanları İslâm’a Davet Etmesi[/B] Amr, Hz. Ömer’in Medine’ye dönüşünden sonra Mısır’a gitti. Elyon kapısına dayandı. (Elyon eski Mısır’da bir şehirdi). Hz. Zübeyr de onun arkasından gitti. İki ordu birleşti. Daha sonra bu kişiler Mısır başpiskoposu Ebu Meryem’le karşı karşıya geldiler. Beraberinde birçok da keşiş vardı. Bunlar, Mukavkıs’ın memleketi savunmak için gönderdiği orduda bulunuyorlardı. Amr İbnü’l-As Mısır’a girdiğinde bu ordu İslâm ordusuna karşı çıkmıştı. Amr onlara haber göndererek ‘Acele etmeyiniz. Önce söyleyeceklerimizi dinleyiniz. Sonra da görüşünüzü belirtip istediğinizi yaparsınız’ dedi. Onlar da savaşı hemen başlatmadılar. Amr onlara [/FONT] [FONT=Verdana] ‘Bana Ebu Meryem’le Ebu Miryâm’ı gönderiniz de onlarla görüşelim’ diye haber yolladı. Onlar da bunu kabul ettiler. Her iki taraf da birbirlerine teminat verdiler. Amr İbnü’l-As bu iki din adamına şunları söyledi: “Siz bu memleketin rahiblerisiniz. Şunu biliniz ki Allah Muhammed’i hak ile gönderdi. Muhammed de bize hakkı emretti. O, Allah’tan aldığı her emri bizlere iletti. -Allah’ın selamı ve rahmeti onun üzerine olsun- bunlardan sonra da Rabb’ine kavuştu. Kendisine verilen vazifeyi tam olarak yerine getirdi. Bizim için apaçık bir yol bıraktı. Bize emrettikleri arasında düşmanlara mühlet vermek de vardır. Dolayısıyla sizi İslâm’a davet ediyoruz. Kim İslâm’a girerse o da bizim gibidir. Kim de İslâm’a girmezse ondan cizye vermesini isteriz ve buna karşılık da onu düşmanlarından koruruz. Hz. Peygamber, sizin memleketinizi fethedeceğimizi bizlere haber verdi. Ayrıca aramızdaki akrabalık bağlarından dolayı da size karşı yumuşak davranmamızı vasiyet etti. (Çünkü Hz. İsmail’in annesi Hacer Mısırlı Kıptîlerdendi. Hz. İsmail’se Arapların atalarındandır). Eğer bize icâbet edip cizye verecek olursanız zilletle birlikte sizi korumamız altına alacağız. Hz. Peygamber’in vasiyetlerine uyan emirlerimiz de bizlere ‘Kıptîlere iyi davranınız!’ diye emretmektedirler”. Onlar da şöyle cevap verdiler: “Bu uzak bir akrabalıktır. Böyle uzak bir akrabalık bağını ancak peygamberler gözetebilir. Hacer meşhur bir kadındır. O şerefli birisi idi. Bizim kralımızın kızı olup Menf halkındandı. O sıralar krallık onlardaydı. Ayn-i Şems halkı onları mağlup ettiler ve topraklarını zaptettiler. Bunun üzerine onlar yabancı ülkelere gittiler. Hacer, Hz. İbrahim’e gitti. Hz. İbrahim’e ‘Merhaba, evet!’ dedikten sonra ‘Bize emniyet, eman veriniz. Biz size tekrar geleceğiz’ dediler”. Amr da onlara şöyle dedi: ‘Benim gibi insanlar kandırılamaz. Fakat size üç günlük eman veriyorum. Gidiniz, kendi aranızda müzakere yapınız. Bu üç günden sonra dediklerimi kabul etmeyecek olursanız sizinle savaşırım’. Onlar üç günün az olduğunu, müddetin biraz daha uzatılmasını istediler. Amr onlara bir gün daha verdi. Fakat onlar bunun da az olduğunu söylediler. Amr bu süreyi bir gün daha uzattı. Böylece verilen mühlet beş gün oldu. Bu iki din adamı Mukavkıs’ın yanına dönerek Amr’ın tekliflerini ona söylediler. Mukavkıs bunu kabul edecek gibi oldu. Fakat Ertabun buna mani oldu.[/FONT][FONT=Verdana][1] Bunun üzerine bu iki din adamı Mısırlılara şöyle dediler: ‘Biz sizi müdafaa etmek için var kuvvetimizle çalışacağız ve onlara da dönmeyeceğiz. Bir gününüz gitti, geriye dört gününüz kalmıştır! Bu dört gün zarfında hiç bir şeye dokunmayacaklarından eminiz’. Fakat daha bu dört gün dolmadan Ferkab adlı bir kumandan İslâm ordusuna bir gece baskını düzenledi. Ancak Amr İbnü’l-As böyle birşey için hazırlıklıydı. İslâm askerleri baskına karşı çıktılar. Ferkab’la birlikte birçok Mısır askeri öldürüldü, birçokları da esir edildi. Bunun üzerine Hz. Amr ile Hz. Zübeyr Ayn-i Şems’i fethetmek üzere harekete geçtiler.[/FONT][FONT=Verdana][2] - Amr İbnü’l-As Ayn-i Şems sınırına geldiğinde halk, krallarına koştular ve şöyle dediler: ‘Kisrâ ve Kayser’i hezimete uğratan ve onların memleketlerini istila eden bir orduya nasıl karşı koyabilirsin? Onlarla barış yap. Sakın onlarla savaşmaya kalkışma’. Bizi onların saldırılarına mâruz bırakma!’. Bu hadise dördüncü günde oluyordu. Fakat kral bu teklifi kabul etmedi. Bunun için de müslümanlarla savaşa giriştiler. Sonunda yenilgiye uğradılar. Hz. Zübeyr’in Ayn-i Şems surları üzerinde görünmesiyle halk kapıları İslâm askerlerine açtılar ve Amr’a haber göndererek barış yapmak istediklerini bildirdiler. Amr da bu barışı kabul etti. Hz. Zübeyr de surlardan onların kalesine indi. Fakat barış gerçekleşmişti.[/FONT][FONT=Verdana][3] [COLOR=red]_______________________________[/COLOR] [COLOR=darkgreen] [/COLOR][/FONT] [FONT=Verdana][COLOR=darkgreen][1] Ertabun Rum kumandanlarından birisiydi. Amr’ın kendisini Filistin’de mağlup etmesinden sonra Mısır’a gitmişti. [/COLOR][/FONT][FONT=Verdana][COLOR=darkgreen][2] İbn Cerir IV/227 (Seyf tarikiyle Ebu Osman’dan o da Halid ve Ubade’den). [/COLOR][/FONT][FONT=Verdana][COLOR=darkgreen][3] Taberani IV/228 (Ebu Haris ve Ebu Osman’dan). Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/217-218.[/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
1. Bölüm - 43. FASIL: Sahabelerin Hz. Ömer Zamanında Savaşta İnsanları Allah ve Rasûlüne Davet ..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst