Alem-i İslam
Member
Sevgi Sembollerinden canlı örnekler
Sevgi denince bu duygunun bir sembolü vardır. Bu duyguyu mükemmel manada yaşayan insanlar vardır. Sevginin sembolü iki cihan serveri Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, onu yaşayan bahtiyar nesil de Sahabilerdir. Onların hayatlarının hangi safhasını incelesek, hangi yönlerine baksak önümüze hep sevgi hâleleri çıkacak, sevgi ışıkları saçılacaktır. İşte onlardan sadece birkaç örnek. Buyurun okumaya, hayır hayır, okumaya değil, yaşamaya ve yaşatmaya…
- Sevban'ın hüznü ve sevinci
Sevban Yemen'liydi. Bir savaş sonrası esir olarak Mekke pazarına getirildi. Köle diye satılıyordu. Peygamberimiz parasını verdi, serbest bıraktı.
Peygamberimiz Sevban'a dünyaları bağışlamıştı. Gencecik insan sevincinden uçuyordu. Peygamberimize gönülden bağlandı, onu canından öte sevmeye başladı.Peygamberimiz kendisine gayet samimi olarak şu teklifi yaptı:
"Sevban, istersen memleketine, ailene dön, onlarla yaşa, istersen bizim yanımızda kal, ehl-i beytimiz arasında bulun."
Bu teklif Sevban'ın dört gözle beklediği bir fırsattı. Başına talih kuşu konmuştu. Diğerini düşünmeden Peygamberimizin hizmetinde kalmayı severek, sevinerek kabul etti. Sevban Peygamberimizi bir gölge gibi takip ederdi. Ondan ayrı kalmaya hiç dayanamazdı. Tam bir peygamber aşıkıydı. Ama çeşitli hizmet ve görevler dolayısıyla zaman zaman Peygamberimizden ayrı geçirdiği günler de olurdu. Birgün melül mahzun ve perişan bir halde Peygamberimizin huzuruna geldi. Rengi uçmuş, vücudu zayıflamış, yüzünde nokta nokta keder belirtileri vardı. İçler acısı bu halini gören Peygamber Efendimizi hemen sordu:
"Neyin var Sâlim, hasta mısın?"
Sevban içini döktü en sevdiği, anasını babasını tercih ettiği o güzel insana:
"Ne hastalığım var, ne bir ağrım yâ Resulullah, hiçbir şeyim yoktur. "
Yalnız yanınıza gelip nur yüzünüze bakıyorum, huzurunuzda oturuyor, sohbetinizi dinliyorum. Bazan sizi görmediğim zamanlar size olan sevgim daha artıyor, size kavuşuncaya kadar üzüntüden bunalıyorum.
"Sonra âhireti hatırlıyorum. Sizi orada göremeyeceğimden korkuyorum. Çünkü siz Cennette diğer peygamberlerle birlikte yüce makamlarda bulunacaksınız. Bense Cennete girsem bile sizin makamınızdan çok aşağılarda bulunacağımdan, sizi orada görememekten endişe ediyorum."
Sözünü bitirinceye kadar sonuna kadar Sevban'ı dinleyen Peygamberimiz tam ona cevap vermeye hazırlanırken Cebrail Aleyhisselam geldi ve şu âyeti okudu:
"Kim Allah'a ve peygamberine itaat ederse işte onlar Allah'ın nimetine eriştirdiği Peygamberlerle, dosdoğru olanlar, şehitler ve salih kullarla beraberdir. Onlar ne iyi arkadaştırlar."
Sevban'ın sevincine diyecek yoktu. Üzerindeki o perişan ve üzüntülü hal gitmiş, şen şakrak ve ışıl ışıl bir yüze kavuşmuştu. Peygamberimize olan sevgisinin mükafatını Allah dünyada iken veriyordu. Ebu Zer Hazretleri Peygamberimize sordu:
"Yâ Resulallah! İnsan bazı kimseleri sever, fakat onların yaptığını yapamaz, ne dersiniz?"
Peygamber Efendimiz:
"Ey Ebû Zer sen kimi seviyorsan onunla berabersin."
Ebu Zer:
"Yâ Resulallah, ben Allah ve Resulünü seviyorum."
Peygamber Efendimiz:
"Şüphen olmasın, kimi seviyorsan onunla berabersin."
Ebu Zer sorusunu bir daha tekrar etti, Peygamberimiz yine aynı cevabı verdi.
Mehmet Paksu
Ocak 2002 Beyan Dergisi