Vefa umarken ondan... Sen vefalı ol!

ARİF

Well-known member
bir vefa

BİR VEFA

Şems-i Tebrizî, Allah dostları ile sohbet ediyor, esrarlı şeyler söylüyordu. Buyurdu ki:
- Eğer bir adam, ömründe bir defa bize Hak yolunda vefa gösterse, sonra ondan bin cefa gelse, biz onun o bir defalık vefasına bakar, cefasına hiç bakmayız. Çünkü asıl olan Hak için yapılan vefadır. O vefanın hakkını bilen, cefaya bakmaz.
Allah vefalıların en vefalısıdır. Onun yolundaki bir vefa, Onun hatırına olduğu için, binlerce vefasızlığa galiptir. Onun hatırı her şeyin ötesindedir de ondan...
Şems, bir vefayı o kadar cefaya tercih ederse, Allah (c.c), Onun yolunda, Onun hatırına gösterilen vefaya kim bi­lir nasıl mukabele edecek, onunla ne hataları temizleye­cektir. Yeter ki insan bir defacık olsun o vefayı bütün samimiyetiyle yakalayabilsin. "Bir an-ı seyyale vücud-ı enver, binlerce saat vücud-ı ebter'e müreccahtır." Nura boyanmış bir an, birlerce saatlik karanlığa tercih edilir. Meyveleri, ne­ticeleri çok faklıdır.
(membadan alıntı)
Mesel Ufku, s:165
 

ARİF

Well-known member
Cevap: bir vefa

BİR VEFA ÂBİDESİ
Mithat Cemal Kuntay'ın şu hâtırası, "insan" Mehmet Akif'i, onun vefa ve merhamet hislerinin nasıl zirveleştiğini en iyi şekilde ortaya koyması ve bugünün İnsanına rehber olması bakımından oldukça ibretâmizdir.
Balkan Harbi başlarken Mehmet Akif Bey yegane geçim1 yolu olan resmî memuriyetinden istifa etti. Kirada oturduğu evine bir cuma günü gittim. Beşçocuğundan başka dört çocuğu daha vardı.
- Bunlar kim, dedim.
- Çocuklarım, dedi.
- Bir hafta içinde fazladan dört çocuk sahibi olmakta tuhaflık var, dedim. Bunun üzerine işin aslını anlattı.
Baytar mektebindeyken bir arkadaşıyla anlaşmışlar. Kim Önce ölürse, ölenin çocuklarına arkada kalan bakacak. Arka­daşı vefat etmiş. Akif Bey de anlaşmanın gereğini yerine getir­mişti.
Evet, Mehmet Akif'in "arkadaşım" dediği, baytar mekte­binde birlikte okudukları İslimyeli Hasan Tahsin Beydir. Hasan Bey, Edirne baytar müfettişi olarak bulunduğu sırada, 1912 yılında vefat edince Akif -her zaman olduğu gibi- sözünde durarak, merhumun çocuklarının bakımınıüzerine almıştır.

İbrahim Refik “Geçmişten Geleceğe Işıklar”
 

mihrimah

Well-known member
Bir savaşın en kanlı günlerinden biridir. Bir asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü görür. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı bir durumda, kurşun yağmuru altındadırlar. Asker, teğmene koşar ve “Komutanım, arkadaşım yaralandı, müsaade ederseniz onu alıp gelebilir miyim?..” diye sorar. Komutan, “Delirdin mi sen?” dercesine bakar ona, “Gitmeye değer mi?.. Arkadaşın delik deşik olmuştur... Yaşaması mümkün değil, çoktan ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atmış olursun, gitme.” der. Asker çok ısrar edince teğmen “Peki” der.. “Git o zaman…” Vefa abidesi asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaşır. Onu sırtına alıp koşa koşa döner. Birlikte siperin içine yuvarlanırlar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene eder; sonra da onu sipere taşıyan arkadaşına döner ve “Sana, ‘hayatını tehlikeye atmana değmez’, demiştim. Bu zaten ölmüş..” diye söylenir.

Bu sitemi işiten asker, “Değdi komutanım, gittiğime değdi; hatta ölseydim, öldüğüme de değerdi.” der. Teğmen sorar. “Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun?..” deyince vefa insanı cevap verir: “Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda arkadaşım henüz yaşıyordu. Kanlar akıyordu; ama beni görünce çok sevindi, tebessüm etti; belki bir cümlelik canı kalmıştı, son nefesinde şöyle dedi: “Geleceğini biliyordum dostum!.. Geleceğini biliyordum..”
“Geleceğini biliyordum” ifadesi aslında bize vefayı anlatıyor. Vefa, dost ikliminde yetişen güllerdendir. Büyüklerimiz vefayı hep dost olmanın ispat değeri olarak kabul ederler. Eğer Allah’a karşı vefalı bir dost olmak istiyorsanız O’nun emirlerinden dışarı çıkmayacaksınız. Efendimiz’e vefa göstermek istiyorsanız O’nun sünnet-i seniyyesini hayatınıza hayat yapacaksınız. Dostum dediğiniz büyüklerinize, arkadaşlarınıza vefalı olmak istiyorsanız onları arayıp soracaksınız. Kurbette gurbet yaşamayacaksınız. Gurbette dahi olsanız kurbetin yollarını arayacaksınız. Bu konuda öne sürülen hiçbir mazeretin arkasına sığınmayacaksınız.
 

mihrimah

Well-known member
İlk arayan siz olun
Bir dostun bir dosta en büyük sitemi şu satırlar olsa gerek:
“Vefa umarken ondan
Doldu gözüm hicrandan
Kaldım yaya dermandan…”

Peki bu sitemi işitmemek içi ne yapmalı? Dostlarınızı daima vefâ ile hatırlayın. İlk arayıp soran, ilk el uzatan, ilk mesaj çeken, ilk kucaklayan siz olun. Şunu da unutmayın: Kula vefâsı olmayanın Hakk’a vefâsı olmaz.
Yazımızı ehl-i vefa bir sinenin şu haykırışıyla noktalayalım: Ne olursan ol hep vefâlı ol. Emanete sahip çık, atana vefâlı ol. İdealine sarıl, evlâda vefâlı ol. Ömrü hakkıyla yaşa, hayata vefâlı ol. Düşmanlıkları unut, dostuna vefâlı ol. Öfkeyi, kini unut, ruhuna vefalı ol...
 
Üst