"Tesettürlü Erkek" aranıyor!

Zuhr

Talebe
Tesettür önce erkeklere farzdır: Nur suresi'nde önce "mümin erkeklere", sonra "mümin kadınlara" hitap edilir. Sûrenin 30. ayeti, "Mümin erkeklere söyle..." diye başlar, 31. ayeti ise "mümin kadınlara söyle..." diye başlar.

Erkeklerin tesettürü ile kadınların tesettürü arasında bir ayetlik öncelik farkı var demek ki...

Tesettür önce bakışla ilgilenir, bakılan şeyle değil: Nûr suresinde "mümin erkeklere de mümin kadınlara da öncelikle "bakışlarını haramdan kısma"ları söylenir. "Mü'min erkeklere söyle: gözlerini sakınsınlar..." "Mümin kadınlara söyle gözlerini sakınsınlar..."

Tesettür sadece başını örtmek değildir: Nûr suresinde başörtüsü sorumluluğu olmayan erkeklere de, başörtüsü sorumluluğu olan kadınlara da "ırzlarını korumaları" söylenir ki, ırzı korumak başı açık erkeklere de başı kapalı kadınlara da farzdır, başını kapatmış olsa da kadınlar ırzını korumuyor olabilir, başını ört(e)mese de kadınlar ırzını koruyor olabilir. Başının açıklığı dert edilmeyen bir erkek de "ırzını korumayarak" tesettürsüzlük yapabilir. Tesettür önce iman etmektir: Nûr sûresinde "iman eden" erkeklere ve "iman eden" kadınlara tesettür emredilir.

Örtmek anlamına gelen "tesettür", görmesini Allah'ın görmesine açık, sözünü Allah'ın işitmesine açık, niyetini Allah'ın bilmesine açık bilmektir ki bilinçli bir kapalılığı besler.

Yine örtmek anlamına gelen "küfür" de, kendini Allah'tan gizlediğini sanmaktır ki sorumsuz bir açık saçıklığı doğurur.

Senai Demirci
 

OrhanCAN

Active member
Te
settür önce bakışla ilgilenir, bakılan şeyle değil: Nûr suresinde "mümin erkeklere de mümin kadınlara da öncelikle "bakışlarını haramdan kısma"ları söylenir. "Mü'min erkeklere söyle: gözlerini sakınsınlar..." "Mümin kadınlara söyle gözlerini sakınsınlar...

Meselâ göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder.

Eğer Cenâb-ı Hakka satmayıp belki nefis hesabına çalıştırsan, geçici, devamsız bazı güzellikleri, manzaraları seyirle şehvet ve heves-i nefsaniyeye bir kavvad derekesinde bir hizmetkâr olur.

Eğer gözü, gözün Sâni-i Basîrine satsan ve Onun hesabına ve izni dairesinde çalıştırsan, o zaman şu göz, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir mütalâacısı ve şu âlemdeki mucizat-ı san'at-ı Rabbaniyenin bir seyircisi ve şu küre-i arz bahçesindeki rahmet çiçeklerinin mübarek bir arısı derecesine çıkar.

İşte, ey akıl, dikkat et! Meş'um bir alet nerede, kâinat anahtarı nerede?

EY göz, güzel bak! Adi bir kavvad nerede, kütüphane-i İlâhînin mütefennin bir nâzırı nerede?

Ve ey dil, iyi tat! Bir tavla kapıcısı ve bir fabrika yasakçısı nerede, hazine-i hassa-i rahmet nâzırı nerede?

Ve daha bunlar gibi başka aletleri ve âzâları kıyas etsen anlarsın ki, hakikaten mü'min Cennete lâyık ve kâfir Cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder. Ve onların herbiri öyle bir kıymet almalarının sebebi, mü'min imanıyla Hâlıkın emanetini Onun namına ve izni dairesinde istimal etmesidir. Ve kâfir hıyanet edip nefs-i emmâre hesabına çalıştırmasıdır
Altıncı Söz - s.10
 

zerrem

Yeni Üye
Konu çok güzel olmakla beraber günümüzde en azından bizim yaşadığımız bölgelerde erkekler kadınlardan daha tesettürlü.Deniz kenarlarına bir inin.:dft004: Yabancılardan geçtim bizimkiler daha açık.Yabancılar güneşde yanmamak içinde olsa tişörtlerle yüzüyorlar.Ama bizimkiler erkekler şortlarla ama hanımlar?Çoğunlukla kendi kadınlığımdan utanıyorum.Hem de gidilebilecek en tenha yerleri kullanmamıza rağmen.kısaca erkekler buralarda bayanlardan daha kapalı
 
Üst