Kur'an çalişmalarinda izlenecek usûl

mihrimah

Well-known member
1) Kur’an üzerinde çalışan bir zatta birinci derecede aranacak olan hem kaynak metin dilini, Arapçayı, hem de hedef metin dilini iyi bilmesidir. Dildeki yorumlar, Kur’an’ın nüzul döneminde Arapların dildeki temel anlayışlarıyla uyuşmalıdır.


2) Kur’an üzerinde çalışan kaynak ve hedef dilin belağat kurallarını uygulamalı olarak iyi bilmelidir, ciddi metin tahlilleri tecrübesine sahip olmalıdır.


3)Kuran’ın doğru anlaşılmasında en önemli alt yapılardan birisi Sünnet’tir. Sünnet iyi bilinmeden Kur’an anlaşılmaz. Nüzul sebepler, fakih sahabelerin anlayışı da sünnet bilgisi kadar önemlidir.


4) Usul bilgisi(fıkıh, hadis ve tefsir usulü) Kur’an’ı doğru anlamanın olmazsa olmaz şartlarından biridir.


5)Kur’an üzerinde çalışan, Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu veya o dönem birikimlerinin tedvin edildiği dönemin diline, kültürüne ve tarihine vakıf olmalıdır. Hatta konumuz Kur’an üzerinde çalışma olduğuna göre cahiliye döneminin dili, kültürü, edebiyatı iyi bilinmelidir.


6) Altyapı teşkiline esas olmak üzere, en az ona yakın özgün tefsir başından sonuna okunmalıdır.


7) Hadis lügatlerini yanından ayırmamalı en az üç ayrı hadis şerhinden faydalanmalıdır.


8) Kur’an’ı Kerim’de deyimler tespit edilmelidir. Bu tespit hem Kur’an okuyarak hem de, deyim lügatleri taranarak dile vakıf müfessirlerin tefsirlerinde ki anlayışlarıyla mukayese ve kontrol edilerek yapılmalıdır.


9) Kur’an’daki, geçmiş kitaplar ve geçmiş peygamberler ilgili ifadeler, nesh, tadil ve ilga dikkate alınmalıdır.


10) Kelimelere mana tercihi yaparken Kur’an’ın bütünlüğüne dikkat edilmelidir.


11) Kur’an’ın bütünlüğü dikkate alınarak, ayetlerdeki duraklar irdelenmeli ona göre mana verilmelidir. Verilen mananın hem geçmişte hem bu gün vakıa ile irtibatı göz önünde bulundurulmalıdır.


12) Genel ifadeler, önceki ayetlerle veya Kur’an’ın herhangi bir ayetiyle irtibatına bakılarak özel ifadeler haline getirilebilmelidir.


13) Tavsiye, emir ve hükümle, uygulamanın birlikte kastedildiği kelimeler doğru manalandırılmalıdır.


14) Kur’an’ın az sözle çok mana ifade ettiği, vecizliği devamlı göz önünde tutulmalıdır.


15) Kur’an’daki farklı kelimelerin, farklı kullanılma sebepleri dikkate alınarak her kelimeye farklı karşılıklar bulunmalı, hepsine tek kelimeyle aynı karşılık vermekten kaçınılmalıdır. Takva, ihsan, birr kelimelerine “erdem” karşılığı verilmemelidir.


16) Kur’an’da birden fazla manası olan kelimelere mana tercihi yapılırken Hz. Peygamber’in hayatındaki icraat göz önüne alınmalıdır.


17) Kur’an’da siyasal ifadelerin kullanış maksatları doğru tespit edilmelidir.


18) Surelerin ve ayetlerin Mekke’de ve Medine’de nüzulleri Kur’an’ı anlamada bir ölçü olmakla birlikte, bazı hükümlerin Medine’de uygulamaya geçirilmesi sebebiyle ayetlerin Medine’de indiği esas alınarak mana verilmemelidir. Ayet Mekke’de inmiş olmakla birlikte imkan ve şartlar Mekke’de uygulama alanı bulamamış olabilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) kendisinden 2,3 yıl önce Medine’ye hicret eden Mus’ab bin Ümeyr ‘e (r.a.) Cuma namazı kıldırmasıyla ilgili talimat yazmıştır. Kendisi Mekke’de Cuma namazı kıldırma imkanı bulamamıştır.


19) Her türlü anlayışını ve tespitini kağıda geçirmeli, zorlayan konuları zamana bırakarak zihnin çözüm bulmasına imkan tanımalı veya istişarelerle çözerek yanlışlarını ayıklamalıdır.


20) Kur’an üzerinde çalışmayı düşünen, Kur’an’a kendi düşünceleri söyletmek üzere peşin hükümle yaklaşmamalıdır.

Hazırlayan: İbrahim Halil Ayten
Kaynak
(Kur’an’ın Anlaşılmasına Doğru (Tefsiri Meal)
Ahmet Tekin- Kelam Yayınları-İst-
İbrahim Halil Ayten
 
Üst