İlim Ve Kadın...(İslamiyette Örnek Müslüman Hanımlar)

ebrar172

Well-known member
Cenab-ı Hak, insanları yaratmakla Zatından haberdar etmiş ve böylece insanı en yüce makama oturtturmuştur.Bu şerefe nail etmekle de kalmamış, harikulade özelliklerle donattığı insana, üsve-i hasene niteliğinde peygamberler göndererek rahmet kapılarını açmıştır Son olarak da Hz. Muhammed Mustafa s.a.s i göndererek, kulluk makamının en zirvede seyrini O’nda göstermiştir

Erkek de kadın da ALLAH’ın kuludur. Rabb’imiz dinini erkek kadın ayırt etmeksizin bütün insanlık için göndermiştir.Dinimizin emirleri bütün insanlığı tevhide, kulluğa, dünya ve ahiret saadetine çağırır. Kur’an’a baktığımızda, hidayetimiz için indirilmiş ayetlerin, emir ve yasakların sadece erkeklere hitap etmediğini, cahiliye döneminde eşya kadar bile kıymeti olmayan kadınları da kapsadığını görürüz. İslam ile şereflendikten sonra birçok sahada kadınların büyük başarılara imza attığını görmekteyiz.


Yukarıda değindiğimiz başarıların alt yapısını elbette ilim öğrenme ve öğretme hususundaki gayretler oluşturmuştur. Biz burada Asr-ı Saadet’te ve ondan bir sonraki dönemde, tabiin devrindeki bayanların özellikle ilim öğrenme ve öğretme çabalarını anlatmaya çalışacağız.


İlim öğrenmenin kadın erkek herkese farz olduğunu bildiren ALLAH’ın Rasulü, bayan sahabeler için haftanın bir gününü ayırmış, sadrındaki ilim deryasından onlara da lütfetmiştir. İşte bu bereket sofrasından hasıl olanlar,


HADİS İLMİ

İslam’ın ilk neslinden, özellikle Ensar kadınlarından, dini konularda büyük mevkie sahip olan bir hanımefendiler grubu yetişmiştir. Hz. Aişe (r.a)nın Ensar kadınları ne güzel kadınlar! Utangaçlıkları, onların dinde bilgi sahibi olmalarını engellememiştir buyurduğu rivayet edilir. Bizzat Hz. Aişe, Rasûlullah’la bu neslin kadınları arasında bir bağ vazifesi görüyordu. Nitekim Peygamber Efendimiz onun hakkında "Dininizin yarısını bu Hümeyra (güzel kadın)’dan alınız” buyurmuştur.

O bizzat Peygamber’imizden 2210 hadis rivayet etmiştir. Bu ondan başkasının ulaşamadığı bir payedir.


Bu ve bundan sonraki nesillerde kadınlar, hadis rivayetine karşı büyük ilgi gösterirler. Muhammed b.Sad, Tabakatü’l Kübra isimli eserinde, hadis ravisi kadınlara bir cilt tahsis etmiş ve Peygamber’imizden ve ashabından hadis rivayet eden yediyüz’den fazla kadını tanıtmıştır. Bunlardan ise, din otoriteleri ve Müslümanların ileri gelenleri hadis öğrenmişlerdir. İbn Hacer de 1543 kadın muhaddisin hal tercümesini verir ve onlar hakkında: Hepsi de güvenilir ve bilgili kimselerdir. der


Öte yandan en-Nevevi, Tehzibu’l-Esma isimli kitabında; Hatib el-Bağdadi, Tarihu’l Bağdat adlı eserinde; es-Sahavi, ed-Davü’l Lami de özellikle dini ilimlerde ve hadis rivayetinde yüksek kültüre sahip kadınlar konusuna büyük yer ayırmışlardır.


Hafız ez-Zehebi, muhaddislerden dört binini kusurlu bulmuş; fakat kadın muhaddisler hakkında: Kadınlar arasında ne töhmet altında bırakılan birisini ne de onları terk edip kadınların rivayet ettikleri hadisleri almayan bir kimseyi tanıyorum demiştir. Bu da kadınların rivayet ve hıfzdaki dikkatini dile getiren bir husustur.


Bu hanımefendiler arasında dini ilimlerde büyük bir şöhrete ulaşan parlak simalar vardır. Bunların bir kaçını tanıtalım.


Nefise bintü’l-Han b. Zeyd b. el-Hasan b. Ali

Hz Ali’nin oğlu Hasan’ın oğlu Zeyd’in oğlu Hasan’ın kızıdır. Asrın değerli hadisçilerinden birisidir.Onun ders halkasına ünlü alim ve müçtehitler katılırlardı .İmam Şafii Mısır’a gidince onun derslerinde bulunmuş ve ondan hadis dinlemiştir.

Eş-Şeyha Şühde

Fahru’n-Nisa lakabıyla anılırdı. Bağdat mescidinde büyük topluluklara ders verir ve dersini dinlemek için kalabalık bir talebe kütlesi hazır bulunurdu. Dini ilimlere ilâve olarak edebiyat, belagat ve şiir dalında da konferanslar vermiş ve geniş kültürü ve fesahati ile ünlü âlimler ve büyük müderrisler arasındaki haklı yerini almayı başarmıştır.

Zeynep binti Abdurrahman eş-Şa’ri
Bilgili bir kadındı Ünlü alimlerden birçoğuna ulaşır ve onlardan hadis rivayet ederek icazet alır. En-Naşaburi, Ebu’l Muzaffer el-Kuşeyrive başka hocalardan hadis dinlemiştir. El-Faris ez-Zamahşeri ve benzeri büyük alimlerden icazet (diploma) almıştır İbn Hallikan’a da kendisi icazet vermiştir.

Bu arada, büyük ve ünlü alimlerden pek çoğunun elde ettikleri başarıyı, kadınların üstün liyakatlerine borçlu olduklarını işaret etmeliyiz. Meselâ, Hatib el-Bağdadî, Buhari’nin Sahih’ini, Ahmed b el-Mervezi’nin kızı Kerime’den okumuştur.Bu büyük âlimin yetişmesinde onun çok emeği vardır.


İbn Asakir, kendilerinden ilim öğrendiği hocalarının listesini verir ki aralarında tam seksen bir tane kadın vardır.


EDEBİYAT

Ferazdak’ın Karısı

O edebiyat tenkitçisi idi Devrin şair ve edipleri onun hakemliğine başvururlardı

Rabiatül Adeviyye

İyi hâl ve ibadeti hususundaki haberleri meşhur bir Hak aşığıdır Şair, edip ve mutasavvıf bir kadındır.ALLAH’u Teala’ya münacatında yumuşak, tatlı ve samimiyet dolu bir üslup kullanmıştır.
Meryem binti Ebi Ya’kub el-Ensari
Edip ve şair idi. Kadınlara edebiyat dersi verirdi. Uzun seneler yaşamış ve yaşlılığında bile şiirler yazmıştır.

TIP

Müslüman kadınlar, İslam harplerinde aynen günümüz Kızılay teşkilatının yaptığı vazifeleri yerine getirmişlerdir


Umeyye binti Kays el-Gıfariyye anlatıyor:
Beni Gıfar kabilesinden bir grup kadınla RasulAllah’a gelerek: Ya RasulAllah! Gitmeye niyet ettiğiniz o yere, seninle birlikte bizler de çıkmak istiyoruz (Peygamber’imiz o sırada Hayber’e sefere çıkıyordu) Yaralıları, tedavi eder ve müslümanlara gücümüz yettiği nispette yardım ederizdedik Rasûlullah (sas) de bizlere: ALLAH şevkinizi artırsın’ diye hayır dua ettiler


Er-Rubeyyi’ binti Muavviz anlatıyor:
Bizler, Rasûlullah (sav) ile birlikte gazaya katılır, gazilere su dağıtır, onlara hizmet eder, yaralıların tedavisini yapar, şehid ve yaralıları Medine’ye taşırdık

Bunlara ilâve olarak, tıpta ihtisas yapmış ve tabipler arasında büyük şöhrete sahip kadınlar da vardır:

Beni Evd Kabilesinin Tabibesi Zeynep

Tıpla ilgili konularda bilgi sahibi, göz ağrısı ve yaraların ilaç ve tedavilerinde ihtisası olan ve bu özelliği ile ün yapmış bir kadındı

El-Hafiz b Zehr’in Kızı ve Kızkardeşi

Her ikisi de tıp ve tedavi sanatında bilgili ve kadın hastalıkları ile ilgili hususlarda ihtisas sahibi idiler

Buraya kadar kısaca sahabe ve tâbiin dönemindeki hanımların, hadis ilmi, edebiyat ve tıp alanında üzerlerine düşen görevleri en güzel bir şekilde yerine getirdiklerini gördük Öyle ki Ehl-i Beyt başta olmak üzere bazı sahabe hanımlar daha dünyadayken cennetle müjdelenme şerefine nail olmuşlardır.

Bu elleri öpülesi hanımlar, ALLAH ve Rasûl’ünü hakkıyla severek en yüce sermayeyi kazanmışlar ve edindikleri sermayeyi, Aldığınız her nefesten hesaba çekileceksiniz emr-i mucibince en güzel şekilde son nefeslerine kadar kullanmışlardır ki yetiştirmiş oldukları nesiller üç kıtaya hükmedecek seviyeye gelip dünyaya meydan okumuşlardır.


Günümüz psikologları çocukta kişilik oturumunun yüzde yetmiş ini 6–7 yaşlarında sağladığını ittifakla söylerler Bu da günümüz annelerinin yeni nesli yetiştirirken (dini ve ilmi konuda) üzerlerine düşen görevi kısaca anlatsa gerek. Kendilerine model olarak da Asr-ı Saadet’teki hanımların yaşayış tarzı en güzel örnektir.


Faydalanılan Kaynaklar:
Kırkıncı Mehmet, Dinî Eğitim Nasıl Olmalı
İslam’da Eğitim ve Öğretim Tarihi
 
Üst