İ’lem eyyühe’l-aziz!

bizar

Well-known member
İ’lem eyyühe’l-aziz! Herşeyin bâtını zahirinden daha âli, daha kâmil, daha lâtif, daha güzel, daha müzeyyen olduğu gibi, hayatça daha kavî, şuurca daha tamdır. Ve zahirde görünen hayat, şuur, kemâl ve saire, ancak bâtından zahire süzülen zayıf bir tereşşuhtur. Yoksa bâtın câmid, meyyit olup da ilim ve hayatı dışarıya vermiş olduğuna zehaba ihtimal yoktur.

Evet, karnın (miden) evinden, cildin gömleğinden ve kuvve-i hâfızan senin kitabından, nakış ve intizamca daha yüksek ve daha gariptir. Binaenaleyh, âlem-i melekût âlem-i şehadetten, âlem-i gayb dünya ve âhiretten daha âli ve daha yüksektir.
(Gerçekten düşündüğümüzde ,bizim hayat dediğimiz şey hep batından iç alemimizden dışarı akseden şeyler gerçek güzellik iç alemimizde ama nefis zahire göre hüküm verdiği için batını ölü sanıyor aynen onun gibi alemi gayb dünyadan daha güzel daha yüksek daha ulvi daha mükemmel )

İ’lem eyyühe’l-aziz! Senin yüzün, veçhin o kadar küçüklüğüyle beraber, geçmiş ve gelecek bütün insanların adedince kendisini onlardan ayıran ve tarif eden nişan ve alâmetleri hâvi olduğu gibi, yüzünü teşkil eden esas ve erkânında da bütün insanlar ittifaktadır. Bütün insanlarda, biri tevafuk, diğeri tehalüf olmak üzere iki cihet vardır. Tehalüf ciheti Sâniin muhtar olduğuna, tevafuk ciheti ise Sâniin Vahid-i Ehad olduğuna delâlet ederler. Bu iki cihetin bir Kasıdın kasdıyla, bir Muhtarın ihtiyarıyla, bir Mürîdin iradesiyle, bir Alîmin ilmiyle olmadığını tevehhüm etmek, muhâlâtın en acibidir. Fesübhanallah! Yüzün o küçük sahifesinde nasıl gayr-ı mütenahi nişanlar derc edilmiştir ki, gözle okunur da nazarla, yani akılla görünmez.

İnsan nevinde şu tehalüf ile beraber buğday, üzüm, arı, karınca nevilerindeki tevafuk, kör tesadüfün işi olmadığı güneş gibi âşikârdır. Madem ki kesretin böyle uzak, ince, geniş ahval ve etvarında da tesadüfün müdahalesine imkân yoktur. Ve tesadüfün elinden mahfuzdur. Ve ancak bir Hakîmin kasdı ve bir Muhtarın ihtiyarı ve Semî, Basîr bir Mürîdin iradesinin dâire-i tasarrufundadır.

Tesadüf, şirk ve tabiattan teşekkül eden fesat şebekesinin âlem-i İslâmdan nefiy ve ihracına Risale-i Nurca verilen karar infaz edilmiştir.
(Dünyada milyarlarca insan olmasına rağmen geçmişten günümüze herkes birbirinden farklı .Yüzler farklı,gözler farklı ,hisler farklı,aynı gırtlak ama ses tonu farklı ,bunda gören işiten bir kudretin kastı var demekki bu kadar tesadüf olamaz ama işin diğer yönü her insanın iki kulağı, iki gözü, iki eli ,ayağı bütün azaları aynı yani tevafuk var tehalüf ciheti yani simamızdaki farklılıklar bir iradenin kasdına işarettirki oda Allah (CC) insanlardaki tevafuk ise yaradının birliğinin isbatıdır.Hakeza diğer canlılardaki tevafuk yani baktığımızda hepsi aynı arıları düşünelim karıncaları hepsi birbirine benziyor bunların hiç biri tesadüfe verilemez.Fesübhanallah)
 
Üst