KUR'AN'IN HAY SIRRI
Hay, diri ve canlı anl----- gelir Ancak, gerçekte bir Sıfat-ı İlâhîdir Ve ölmeyen; devamlı diriliği temsil etmektedir Dolayısıyla hay, bir tek canlıya ait fâni bir hayat değil, tüm canlılara ait ortak bir kavramdır Varlıkların genetik şifrelerle kuşaktan kuşağa aktardıkları hayat öyküsü, hay sırrından bir parçadır
Kur'an'daki hay sırrına gelince; âyetlerin manâlarındaki diriliği ifade etmektedir
Kur'an Kelâmı daima diridir; yaşar, her geçen gün gençleşir, eskimez ve de âyetlerin anlam ve kavramları esrarengiz bir canlı gibi aramızda dolaşır Tüm hayata ağırlığını kor
Biz bu hay sırrını nasıl hissederiz? Hay sırrı gerçekte kalp gözüyle sezilir Ancak bize, bilime yansıyan yanları ile görülür, şöyle ki : 1 - O'nun emirleri mutluluğun canlı şahididir Yasakları ise beşer ızdırabının kısır döngüsüdür İnfâk emri ile insanlar arasında çözülmez bir özbirliği getirmiştir Uyamazsanız; doktrin kargaşasında mutsuz bir dünya gelir sahneye 2 - O'nu yürekten dinleyince, tüm elemlerden, çıkmazlardan sıyrılır, kendinizi mono cennetinde bulursunuz Acılarınız, dertleriniz bile diner Bu, Kur'an'ın, hay mucizesi içinde şifa sırrıdır O'nun bu akıl almaz hikmeti, inanmayanlarda bile etki yaratır 3 - O'nun dua niteliğindeki âyetlerini okuyunca nice kaza ve belaların maddi siluetlerinin gelip yanınıza durduğunu görürsünüz O âyet gücü, sonsuz bir enerji perdesi gibi çevrenize çekilivermiştir 4 - Ölülerinize onu okuyunca sanki onlardaki mutluluğu beraber yaşarsınız; bir başka aleme o âyetlerin nasıl yansıdığını, ulaştığını duyarsınız O'nun hay sırrı, sanki size de o alemden bir pencere açmıştır
O anda ölü ile aranızda bir duygusal acı varsa sünger gibi emilir, sanki yakınınız ölmemiş, yaşıyor sanırsınız
Ancak bunlar, hay sırrının sizin bilincinize ve geneline yansıyan etkileridir O'nun asıl hikmeti sizinle beraber derinlerin en gizli yerinde yaşar
Kur’an, inanan insanla ikiz kardeştir Hadis hükmü bu sırrın en net tanımıdır
Âyetlerin dış mânâsı insanın maddi hayatını temsil eder; hay sırrı ise insanın gönlünü temsil eder
Bir insanın asıl gerçeği nasıl gönlünde ise, âyetlerin hay mucizesi de öylesine içtedir
İnsanın değeri, tüm âlemlere geçiş vizesi olan yanı, işte Kur'an âyetlerinin hay sırrıdır
Bu bölümün son iki kısmında bu hikmetleri ayrı bir incelik içinde açıklayacağım
Bir insan, Kur'an ahlâkiyle yoğrula yoğrula bu ikiz oluş hikmetine erişir Büyük velîler gibi gerçek diriliği; hay sırrını bulur İşte Kur'an'ın en büyük mucizesi budur İman ve amelini âyetlerin hükmü istikametinde bütünleştiren insan, gerçek diriliğe kavuşur
Bu kavranması güç hali biraz tanıtmaya çalışacağım: Kur'an âyetlerini kişiliğine bir kez yansıtan insan, alemlerin tüm mekanlarında bir intikâle geçer ki, bu hem eşyanın iç gerçeğini bulmak, hem efendimizin cereyanını tatmaktır
Tasavvufta bu hale gerçek diriliş, ölmeden evvel ölmek denir
Bu mucize oluş içinde elest-cennet her an hissedilebilir Bu kimse cennete ait bir âyeti okursa o mekanı aynen hisseder
Geçmişdeki bir kavmin öyküsünü anlatan âyeti okuyorsa; yine zamanın o katına ışınlanmış gibi aynen seyreder
Bu yüzden hay sırrına erenler, tüm insanlara, bizzat o kimsenin kendinden çok acır ve büyük velîlerin sonsuz insanlık sevgisi bu hikmetle doğar
Hiç şüphe yokdur ki, Kur'an âyetlerine uyum, efendimizi taklid ve O'nun gibi davranabilme sanatıdır Yoksa herkes kendini Kur'an'a uydum sanırsa elbette bu hay sırrını fark edemez
Halbuki Kur'an âyetlerine uyumun gerçek yönü yine hay sırrında bellidir Zira Kur'an âyetlerine uyumun her merhalesinde, alemlerin en yücesi Efendimize bir gönül cereyanı geçer, bu iletişim sonsuza kadar karşılıklı sürer gider
Kişiliğimizdeki her çizgi, Efendimizin sırrını taşıyorsa hay sırrı doğuyor demektir
Gerçek ve asıl olan bu yüce hikmet yanında elbette kademe kademe hay sırrını tatma hazları vardır Kur'an'ın bir tek âyetine uyum bile başlı başına bir hay sırrıdır Mesela yalnız infâk etmek; Allah'ın kendisine verdiği her nimetten başkalarına vermek hikmetine erişen biri, otomatikman bir insanlık sevgisi kazanır ki, bu dirilik onu bir daha ölmeyecek bir hikmete ulaştırır
Kur'an'ın Hay hikmetinin çok önemli bir yanı canlılık vermesidir Genel bir tanımla; ölü kalpleri diriltmesidir Mânâ açısından kalpler ancak Kur'an'la dirilir Yani kalp onun âyetlerden gelen Hay sırrı ile gözünü açan ve uyuyan güzel gibidir Onu bir yandan elest çağrısı ile, bir yandan gerçekten yurdu olan cennet kokusu ile ancak Kur'an diriltir
Gönüllüler, uykusunun derinliğine göre bazen hemen uyanır, bazen da bir türlü gözünü açamaz Bu yüzden Kur'an'ı algılamayan kalbe ölü gözüyle bakılır
Kalbin dirilmesi, vicdanın doğması, iman ateşinin yanmasıyla farkedilir Ve ondan sonra bu diriliş bir gül goncasının açılışı gibi kat kat devam eder durur
Namaz ve namazda Fatihanın günde 40 kez okunması, sonsuza dek devam edecek olan bu dirilişi ahenkleştirir
Sonsuz güzelliklerde, doyumu imkansız bu zevk aleminde, her gün yeni bir mekanın seyri ve her gün yeni bir hazzın sırrı tecelli eder
İşte Kur'an budur: İnsanı her gün yeni bir alemin diriliğine götüren İlâhi- Mucize
Ve bunu yaşayanlar bize sesleniyor:
«VEYL Kur'an'ı yalnız kitap sananlara!»