Hz. Mevlana'dan namaz yorumu

nurunalanur

Well-known member
NAMAZ
Gönül ustası Hazret-i Mevlânâ, insanı ilâhî huzura ulaştıran tekbir, kıyam, rükû, secde, selam ve dua gibi namaz rükünlerine oldukça düşündürücü mânâlar kazandırır.

Namaza tekbirle girmek, İlâhî, biz senin huzurunda kurban olduk demektir. (Tekbir getirerek kurban kesildiği gibi, tekbirle namaza başlamak da Allah'ım, canımız sana feda olsun anlamındadır.)

Namazda kıyama durmak, Allah'ın huzurunda kıyametteki muhasebeyi hatırlatır. Kul, biraz sonra hakkıyla yerine getiremediği kulluğundan ve işlediği günahlardan dolayı, utancından ayakta durmaya dermanı kalmaz, rükûa eğilir.

Başı rükûda iken Hakkın sualle-rine cevap ver diye İlâhî ferman gelir. Kul, rükûdan başını mahcup olarak kaldırır. Ayakta duramaz, yüz üstü secdeye kapanır.

Tekrar ona Secdeden başını kaldır! Yapmış olduklarından haber ver diye ferman gelir. O, yine mahcup bir halde başını kaldırırsa da, tekrar yüzüstüne kapanır.

O ağır yükün tesirinden dizleri üstüne çöker. Sağa selam verir; peygamberler ve melekler tarafına bakar, onlardan şefaat talep eder. Onlar derler: Çare ve yardım günü geçti. Çare, ancak dünyada olabilirdi. Orada salih amellerde bulunmadınız, o günler gitti

Sola selam verir; akraba ve yakınlarının tarafına bakar. Onlardan da bir fayda göremez.

Herkesten ümidini kesince, dua için iki elini kaldırır. Ya Rabbi, herkesten ümidimi kestim. Kuluna melce ancak Sensin. Senin rahmet ve mağfiretine sınır yoktur
 
Üst