3.,4.,5. Bölümler

FaKiR

Meþveret Bþk.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
RİSALE-İ NUR’UN HİZMET TARZI




Risale-i Nur’un hizmetinde şahsın vazifesi sadece tebliğdir; netice Allah’ a aittir
**********

Din ve dîne hizmet, dünya hayatına basamak yapılmaz



DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
RİSALE-İ NUR İNAYET-İ RABBANİYE ALTINDADIR


Risale-i Nur ve hizmeti inayet-i Rabbaniye altındadır

Risale-i Nur’ un kendisi de bir inayet-i İlahiyedir

Kur’ an’ ın ve evliyanın Risale-i Nur’a dair müjdeleri
Risale-i Nur’ a ilişmek ve hizmetine mani olmak musîbetleri celb eder

BEŞİNCİ BÖLÜM
RİSÂLE-İ NUR CEMAATİNİN HUSÛSİYETLERİ

Zaman şahsiyet ve enaniyet zamanı değil, cemaat zamanıdır



Nurculuk bir cemiyet midir?

Nur Talebelerinin cemiyet olduğu vehmini veren sebepler
Nurculuk bir tarîkat midir ?


Nur Talebeleri nasıl bir cemaattir?

Şahs-ı manevî olan Nur Cemaati Ferîd makamına mazhardır

Nur Cemaati dost, kardeş, talebe dairelerinden müteşekkildir

Nur Cemaati, iç içe girmiş daireler misali, geniş bir dairedir Sıhhatli ve istikametli birlik, Nur cemaatinin esasıdır

Nur cemaatinde meşveret ve istişare esastır
 

Eclairs

Active member

Risâle-i Nur, hizmette îman, hayat, şeriat sırasını takip eder

Bu zamanda öyle fevkalâde hâkim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesâbına aldığı için, farazâ hakîki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zât dahi bu zamanda gelse, harekâtını o cereyanlara kaptırmamak için, siyâset âlemindeki vaziyetten ferâgat edecek ve hedefini değiştirecek diye tahmin ediyorum.

Hem, üç mesele var: biri hayat, biri şeriat, biri îmandır. Hakîkat noktasında en mühimmi ve en âzamı, îman meselesidir. Fakat, şimdiki umûmun nazarında ve hâl-i âlem ilcaatında en mühim mesele hayat ve şeriat göründüğünden, o zât şimdi olsa da, üç meseleyi birden umum rûy-i zeminde vaziyetlerini değiştirmek, nev-i beşerdeki câri olan âdetullaha muvâfık gelmediğinden, her halde en âzam meseleyi esas yapıp, öteki meseleleri esas yapmayacak; tâ ki îman hizmeti safvetini umûmun nazarında bozmasın ve avâmın çabuk iğfal olunabileri akıllarında, o hizmet başka maksatlara âlet olmadığı tahakkuk etsin.
Hem, yirmi seneden beri tahripkârâne eşedd-i zulüm altında o derece ahlâk bozulmuş ve metânet ve sadâkat kaybolmuş ki, ondan, belki yirmiden birisine îtimat edilmez. Bu acîb hâlâta karşı çok fevkalâde sebat ve metânet ve sadâkat ve hamiyet-i İslâmiye lâzımdır; yoksa akîm kalır, zarar verir.
Demek, en hâlis ve en selâmetli ve en mühim ve en muvaffakıyetli hizmet Risâle-i Nur şâkirtlerinin daireleri içindeki kudsî hizmettir.

Kastamonu Lâhikası, s. 57-58

***
Âlem-i insâniyette ve İslâmiyette üç muazzam mesele olan îman ve şeriat ve hayattır. İçlerinde en muazzamı îman hakîkatleri olduğundan, bu hakâik-ı Kur’âniye başka cereyanlara, başka kuvvetlere tâbî ve âlet edilmemek ve elmas gibi o Kur’ân’ın hakîkatleri, dîni dünyaya satan veya âlet eden adamların nazarında cam parçalarına indirmemek ve en kudsî ve en büyük vazife olan îmânı kurtarmak hizmetini tam yerine getirmek için, Risâle-i Nur’un has ve sâdık talebeleri gâyet şiddet-i nefretle siyâsetten kaçıyorlar.

Kastamonu Lâhikası, s. 104.
 
Üst