Risâle-i Nur dinsiz felsefe ile mücâdele eder

FaKiR

Meþveret Bþk.
Risâle-i Nur dinsiz felsefe ile mücâdele eder

Risâle-i Nur’un şiddetli tokat vurduğu ve hücum ettiği felsefe ise mutlak değildir. Belki muzır kısmınadır. Çünkü felsefenin hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeye ve ahlâk ve kemâlât-ı insâniyeye ve sanatın terakkiyâtına hizmet eden felsefe ve hikmet kısmı ise, Kur’ân



HAŞİYE: Bu fırtına ise, Afyon hapsinde bir isyan çıktı, hiçbir Nur talebesi karışmadı.
Şuâlar, s. 423.
ile barışıktır. Belki Kur’ân’ın hikmetine hâdimdir, muâraza edemez Bu kısma Risâle-i Nur ilişmiyor. İkinci kısım felsefe, dalâlete ve ilhâda ve tabiat bataklığına düşürmeye vesîle olduğu gibi, sefâhet ve lehviyât ile gaflet ve dalâleti netice verdiğinden ve sihir gibi hârikalarıyla, Kur’ân’ın mu’cizekâr hakîkatleri ile muâraza ettiği için, Risâle-i Nur ekser eczâlannda mîzanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvâzenelerle felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor, müstakim menfaattar felsefeye ilişmiyor. Onun için mektepliler Risâle-i Nur’a îtirazsız çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler. Fakat gizli münâfıklar nasıl ki bir kısım hocaları bütün bütün mânâsız ve haksız bir tarzda ehl-i medresenin ve hocalann hakîki malı olan Risâle-i Nur aleyhinde istimâl ettikleri gibi bâzı felsefecilerin enâniyet-i ilmiyelerini tahrik edip, Nurlar aleyhinde istimâl etmek ihtimâline binâen bu hakîkati Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikâr mecmualarının başında yazılsa münâsip olur.
Asa-yı Mûsâ, S. 9-10.


Risale-i Nur’a Hizmetin Fazilet Ve Faydaları

Risale-i Nur’a hizmetin iki mühim neticesi

Kalemle Nurlara hizmet ve sadakatle talebesi olmanın iki mühim neticesi vardır:
1. Âyât-ı Kur’âniyenin işaretiyle. îmanla kabre girmektir.
2. Bütün şakirtlerin manevî kazançlanna. Nur dairesindeki şirket-i mâneviye sırrıyla, umum onların hasenatlanna hissedar olmaktır.
Hem, bu talebesizlik zamanında melaikelerin hürmetine mazhar olan
HAŞiYE talebe-i ulûm-u dîniye sınıfına dahil olup alem-i berzahta, talii varsa. tam muvaffak olmuşsa-Hafız Ali ve Meyve’de bahsi geçen meşhur talebe gibi şüheda hayatına mazhar olmaktır.

Emirdağ Lâhikası-l, s. 187.
HAŞİYE: Bazı ehl-i keşifin katî müşahedesiyle sabittir.
Risale-i Nur’la meşguliyetin dünyevî ve uhrevî faydaları


Risâle-i Nur’u yazmanın uhrevî ve dünyevî pekçok faydalarıolduğu, bunların da:


1. Ehl-i dalâlete karşı manen mücahede etmek,
2. Üstadına neşr-i hakîkatte yardım etmek,
3. Müslümanlara îmân cihetinde hizmet etmek,
4. Kalem ile ilmi tahsil etmek,
5. Bazan bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen tefekkürî ibadeti yapmak,
6. İmân ile kabre girmektir:


Beş türlü de,dünyevî faydaları var.


1. Rızıkta bereket,
2. Kalbde rahat ve sürur,
3. Maîşette sühûlet,
4. İşlerinde muvaffakiyet,
5. Talebelik faziletini almakla, bütün Risâle-i Nur Talebelerinin dualarına hissedar olmak olduğu ve bunların yakında gençlik tarafından idrak olunup, üniversitenin bir Nur mektebi haline döneceği yazılıyor.


Şualar, s. 369.
 

müdavim

Üye Sorumlusu
Soru
Felsefe okumak dinen günah mıdır? Filozofların düşünce tarzlarını benimsemenin sakıncası var mıdır? Felsefenin ortaya çıkış sebepleri ne olmuştur? Neden felsefecilere günahkâr gözüyle bakılmaktadır?

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Felsefeyi tek bir açıdan ele alıp hakkında bir hükme varmak doğru bir yaklaşım olamaz. Felsefe, eşyanın hakikatini araştıran ve insanları da bu hakikata yönelten bir vazife üstlenmesi açısından şüphesiz faydalıdır. Bu noktada hikmet anlamında kullanılmaktadır.

Yukarıdaki bakış açısı, hiç şüphesiz Üstadımızın Emirdağ Lâhikası'nda geçen aşağıdaki tespitlerin bir yansımasından başka bir şey değildir. Bu tespitler zâviyesinden baktığımız taktirde neden felsefenin bazen müsbet ve bazen de menfi bir şekilde algılandığını kavramış oluruz.

"Risale-i Nur'un şiddetli tokat vurduğu ve hücum ettiği felsefe ise mutlak değildir. Belki muzır kısmınadır. Çünkü felsefenin hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye ve ahlak ve kemâlat-ı insâniyeye ve san'atın terakkiyatına hizmet eden felsefe ve hikmet kısmı ise, Kur'ân ile barışıktır. Belki Kur'ân'ın hikmetine hâdimdir, muâraza edemez. Bu kısma Risale-i Nur ilişmiyor.

"İkinci kısım felsefe, dâlalete ve ilhâda ve tabiat bataklığına düşürmeye vesile olduğu gibi, sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dâlaleti netice verdiğinden ve sihir gibi harikalarıyla Kur'ân'ın mucizekar hakikatleriyle muâraza ettiği için, Risale-i Nur ekser eczâlarında mizanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvâzenelerle, felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor, müstakim, menfâattar felsefeye ilişmiyor."(1)

(1) bk. Emirdağ Lahikası-I, (134. Mektup)


Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Risale-i Nur ise, Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiyle, “Kur’an’ın bir manevi mucizesi olarak, imanın esaslarını kurtarıyor. Mevcut imandan istifade etmeye değil, belki çok deliller ve parlak bürhanlarla, “imanın ispatına, tahkikine, muhafazasına ve şüphelerden kurtarılmasına “çalışıyor.” Risale-i Nurların bu özellikleri, Otuzüçüncü Sözün sonunda da değişik ifadelerle şöyle dile getirilir:
“İmanı olmayanı inşaallah imana getirir. İmanı zayıf olanın imanını kuvvetlendirir. İmanı kavi ve taklidi olanın imanını tahkiki yapar. İmanı tahkiki olanın imanını genişlendirir. İmanı geniş olana bütün kemalat-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahta terakkiyat verir; daha parlak, daha nurani manzaraları açar.”
 
Üst