Risâle-i Nur’un gâyesi îman kurtarmak ve rızâ-i İlâhîdir

FaKiR

Meþveret Bþk.
Risâle-i Nur, bu zamanda hilâfet vazifesini yapıyor

Hazret-i Hasan Radryallahü Anhın altı aylık hilâfeti ile beraber, Risâle-i Nur’un, Cevşenü’l-Kebîr’den ve Celcelûtiye’den aldığı bir kuvvet ve feyizle vazife-i hilâfetin en ehemmiyetlisi olan neşr-i hakâik-ı

îmâniye noktasında Hazret-i Hasan Radıyallahü Anhın kısacık müddetini uzun bir zamana çevirerek, tam beşinci halîfe nazarıyla bakabiliriz. Çünkü adâlet-i hakîkiye ile bu asırda insanlan mesut edebilir bir istidatta bulunan Risâle-i Nur’dur ve onun şahs-ı mânevîsi, Hazret-i Hasan Radıyallahü Anhın bir muâvini, bir mütemmimi, bir mânevî veledi hükmündedir.
Emirdağ Lâhikası-1, s. 71.

Risâle-i Nur’un gâyesi îman kurtarmak ve rızâ-i İlâhîdir


Efendiler! Siz, ne için sebepsiz bizimle ve Risâle-i Nur’la uğraşıyorsunuz! Katiyen size haber veriyorum ki, ben ve Risâle-i Nur, sizinle değil mübâreze, belki sizi düşünmek dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü Risâle-i Nur ve hakîki şâkirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtîye gâyet büyük bir hizmet ve onlan büyük bir vartadan ve millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorlar. Şimdi bizimle uğraşanlar, o zaman kabirde elbette toprak oluyorlar. Farz-ı muhâl olarak o saadet ve selâmet hizmeti bir mübâreze olsa da, kabirde toprak olmaya yüz tutanları alâkadar etmemek gerektir.
Evet, hürriyetçilerin ahlâk-ı içtimâiyede ve dinde ve seciye-i milliyede bir derece lâubâlilik

göstemeleriyle, yirmi otuz sene sonra dince, ahlâkça, nâmusça şimdiki vaziyeti gösterdiği cihetinden; şimdiki vaziyette de, elli sene sonra bu dindar, nâmuskâr, kah raman seciyeli milletin nesl-i âtîsi, seciye-i dîniye ve ahlâk-ı içtimâiye cihetinde, ne şekle girecek elbette anlıyorsunuz. Bin seneden beri bu fedâkâr millet, bütün rûh u cânıyla Kur’ânın hizmetinde emsâlsiz kahramanlık gösterdikleri halde, elli sene sonra o parlak mâzisini dehşetli lekedar belki mahvedecek bir kısım nesl-i âtînin eline elbette Risâle-i Nur gibi bir hakîkatı verip, o dehşetli sukuttan kurtarmak en büyük bir vazife-i milliye ve vataniye bildiğimizden bu zamanın insanlarını değil, o zamanın insanlannı düşünüyoruz.
Evet efendiler! Gerçi Risâle-i Nur sırf âhirete bakar, gâyesi nzâ-yı İlâhî ve îmânı kurtarmak; ve şâkinlerinin ise, kendilerini ve vatandaşlannı îdâm-ı ebedîden ve ebedî haps-i münferitten kurtarmaya çalışmaktır. Fakat, dünyaya âit ikinci derecede gâyet ehemmiyetli bir hizmettir; ve bu millet ve vatanı anarşîlik tehlikesinden ve nesl-i âtînin bîçareler kısmını dalâlet-i mutlakadan kurtarmaktır. Çünkü, bir
Müslüman başkasına benzemez. Dîni terk edip İslâmiyet seciyesinden çıkan bir Müslim, dalâlet-i mutlakaya düşer, anarşist olur, daha idâre edilmez.
Emirdağ Lâhikası-l, s. 20.


 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Başlığı okurken aklıma geldi Risale-i Nur halife mi diye ? sonra yazıyı bir butun okuyunca Risale-i Nurun bir halifenin yapdığı vazifeleri neler ise sadece o vazifeleri yerine getirmesi olduğunu anladım ...
 
Üst