Nurculuk bir cemiyet midir?

FaKiR

Meþveret Bþk.
Nurculuk bir cemiyet midir?

Bizi hayrette bırakan ve gayet şaşırtan ve bir garazı itisas eden ve bililtizam hiçten bir sebeb-i ittiham îcad etmek nevinden, musırrane, bir cemiyet ve teşkilat varmış gibi soruyorlar, "Bu teşkilatı yapmak için nereden para alıyorsunuz?" diyorlar.




Elcevap : Evvela, ben dahi soranlardan soruyorum: Böyle bir cemiyet-i siyasiyenin, bizim tarafımızdan vücuduna dair hangi vesîka, hangi emareler var ve para ile teşkilat yaptığımıza hangi delil, hangi hüccet bulmuşlar ki, bu kadar musırrane soruyorlar? Ben, on senedir Isparta vilayetinde şiddetli tarassut altında bulunmuşum. Bir iki hizmetkar ve on günde bir iki yolcudan başka adamları görmeyen garip, kimsesiz, dünyadan usanmış, siyasetten gayet şiddetle nefret etmiş ve kuvvetli siyasî muhalif cemiyetlerin ne kadar aksülameller ile zararlı ve akîm kaldığını mükerrer müşahedatla görmüş ve kendi kavim ve binler dostları içinde, en mühim fırsatta, siyasî cemiyet ve cereyanları reddetmiş ve karışmamış ve îmân-ı tahkîkînin gayet kudsî ve hiçbir şeyle zedelenmesi caiz olmayan hizmeti bozmak ve ağraz-ı siyasî ile çürütmeyi en büyük bir cinayet telakkî ederek şeytandan kaçar gibi siyasetten kaçan ve on seneden beri

b456.gif
kendine düstur eden ve hileyi hilesizlikte bulan, asabî ve bilaperva esrarını fâş eden, on sene koca Isparta vilayetinin hassas ve cessas memurlarına böyle teşkilat sezdirmeyen bu adamdan, "Böyle bir teşkilat var ve siyasî bir dolabı çeviriyorsunuz" diyenlere karşı, yalnız ben değil, belki Isparta vilayeti ve bütün beni tanıyanlar, belki bütün ehl-i akıl ve vicdan, onların iftiralarını nefretle karşılar ve "Garazkâr planlar ile onu itham ediyorsunuz" diyecekler.

Saniyen: Meselemiz îmândır. Îmân kuvvetiyle bu memlekette ve Isparta’nın yüzde doksan dokuz adamları ile uhuvvetimiz var. Halbuki, cemiyet ise ekser içinde ekalliyetin ittifakıdır. Bir adama karşı, doksan dokuz adam cemiyet olmaz. Meğer, gayet insafsız bir dinsiz, herkesi (hâşâ) kendi gibi dinsiz tevehhüm edip, bu mübarek ve dindâr milleti tahkir etmek niyetiyle böyle işâa eder.

Tarihçe-i Hayat, s. 201.

Nur Talebelerinin ders arkadaşlıklanna ve sırf vatan ve millet ve din menfaatine ve saadet-i dünyeviye ve uhreviye hesabına ve hariçten ve dahilden gelen
Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım.

ifsad cereyanlarına karşı mücahidâne tesanüdlerine gizli cemiyet namını vermek, değil nev-i beşeri, belki zemini de hiddete getirip, o ittihamı reddeder.

Şûâlar, s. 329.

Bana sordular ki: "Sizin cemiyet olmadığınız, üç mahkeme o cihette beraet vermesiyle, yirmi seneden beri tarassut ve nezaret eden altı vilayetin o noktadan ilişmemeleriyle tahakkuk ettiği halde, Nurcularda öyle harika bir alâka var ki, hiçbir cemiyette, hiç bir komitede yoktur. Bu müşkülü halletmenizi isterim ’ dediler.


Ben de cevaben dedim ki; "Evet, Nurcular cemiyet memiyet, husûsan siyasî ve dünyevî ve menf’i ve şahsî ve cemaatî menfaat için teşekkül eden cemiyet ve komite değiller ve olmazlar. Fakat, bu vatanın eski kahramanlan kemal-i sevinçle şehadet mertebesini kazanmak için ruhlarını feda eden milyonlar İslâm fedâilerinin ahfadları, oğulları ve kızları, o fedailik damarını irsiyet almışlar ki, bu harika alâkayı gösterip Denizli mahkemesinde bu aciz bîçare kardeşlerine bu gelen cümleyi onlar hesabına söylettirdiler:
"Milyonlar kahraman başları fedâ oldukları bir hakîkate başımız dahi fedâ olsun" diye onlar namına söylemiş, mahkemeyi hayret ve takdirle susturmuş.


Demek, Nurcularda hakîki, hâlis, sırf rıza-yı İlâhî için ve müsbet ve uhrevî fedâiler var ki, mason ve komünist ve ifsad ve zındıka ve ilhad ve taşnak gibi dehşetli komiteler o Nurculara çare bulamayıp hükümeti, adliyeyi aldatarak, lastikli kanunlar ile onlan kırmak ve dağıtmak istiyorlar. İnşâallah bir halt edemezler. Belki Nur’un ve îmânın fedâilerini çoğaltmaya sebebiyet verecekler.

Şûâlar, s. 439.
 
Üst