zafer karlý
Member
Allah mahlûkatının (yaratıklarının) kendisine itaat etmeden önce, itaat edecek olmalarını ve O'na isyan etmeden önce isyan edecek olmalarını irade etmiş miydi? Bu soruya hayır derseniz, Allah’ın iradesinin ezeli olduğunu reddettiniz demektir.
Allah’ın iradesi zatından ayrı ve gayrı olmayarak ezeli bir sıfattır. Bundan dolayı Allah kâinatı yaratmadan önce Cennet ve Cehennemi yarattı. Bunlar ışık ve karanlık, soğuk ve sıcak gibi, biri birisiz olmayan ve Allah’ın iradesi ile yaratılan iki ebediyet ülkesidir. Sonra istedi ki her iki âlemi de doldursun. Bunun için mahlûkatını ve son olarak da irade ve ihtiyar sahibi insanı yarattı. Diledi ki bu insanları hür bıraksın. Cenneti ve cehennemi kazandıracak amelleri kendilerin peygamberler ve kitaplarla bildirdi. İnsanları hür bıraktı. Dileyen cennete gitsin, dileyen cehenneme gitsin istedi. İnsanlar da hür iradeleri ile cenneti ve cehennemi hak ettiler. Sonuçlarını kendi iradeleri ile kazandıkları için cehenneme gidenler de sonuçta zorla değil kendi rızaları ile girdiler. Zira işledikleri suçlardan dolayı cehennemi hak ettiklerine kendileri karar verdiler. Allah da onların kararına göre onları cennete ve cehenneme atacaktır. Çünkü bir insan cinayet işlese vicdanı onu rahatsız eder ve gider ben suç işledim cezama razıyım diyerek zindana kendi arzusuz ile girer. Pişman olur ama ne yapsın. Vicdanlı bir insan böyle yapar. O zaman rahat eder. İnsan da küfür ve isyanın cinayetinin sonuçlarını ahirette görünce “Allah’ım beni mahlûkata rezil etme, cehenneme at diye yalvaracaktır.” Cehenneme girmek kendisi için bir kurtuluş olacaktır. O zaman Allah’ı suçlamayacak kendi kendisini suçlayacaktır. Çünkü Allah onun cennete gitmesi için gereken her imkânı ona vermiş ve onu mahrum etmemiştir. Ona şefkati ile peygamber göndermiş ve kitap indirmiş, kurtuluş ve kemalin yollarını göstermiştir. Sonra 50-60 sene ömür vermiş ve günaha girdiği zaman hemen ceza vermemiş ve tövbesini beklemiş ve tövbe edince kabul etmiş ve kendisini defalarca affetmiştir. Daha ne yapsın? Bunun için insan cehenneme gönül rızası ile girecektir. Tıpkı Âdem’in (as) gönül rızası ile cenneti bırakıp dünyaya gelmeye razı olması gibi. Çünkü orada suç işlemiştir.
Allah’ın iradesi zatından ayrı ve gayrı olmayarak ezeli bir sıfattır. Bundan dolayı Allah kâinatı yaratmadan önce Cennet ve Cehennemi yarattı. Bunlar ışık ve karanlık, soğuk ve sıcak gibi, biri birisiz olmayan ve Allah’ın iradesi ile yaratılan iki ebediyet ülkesidir. Sonra istedi ki her iki âlemi de doldursun. Bunun için mahlûkatını ve son olarak da irade ve ihtiyar sahibi insanı yarattı. Diledi ki bu insanları hür bıraksın. Cenneti ve cehennemi kazandıracak amelleri kendilerin peygamberler ve kitaplarla bildirdi. İnsanları hür bıraktı. Dileyen cennete gitsin, dileyen cehenneme gitsin istedi. İnsanlar da hür iradeleri ile cenneti ve cehennemi hak ettiler. Sonuçlarını kendi iradeleri ile kazandıkları için cehenneme gidenler de sonuçta zorla değil kendi rızaları ile girdiler. Zira işledikleri suçlardan dolayı cehennemi hak ettiklerine kendileri karar verdiler. Allah da onların kararına göre onları cennete ve cehenneme atacaktır. Çünkü bir insan cinayet işlese vicdanı onu rahatsız eder ve gider ben suç işledim cezama razıyım diyerek zindana kendi arzusuz ile girer. Pişman olur ama ne yapsın. Vicdanlı bir insan böyle yapar. O zaman rahat eder. İnsan da küfür ve isyanın cinayetinin sonuçlarını ahirette görünce “Allah’ım beni mahlûkata rezil etme, cehenneme at diye yalvaracaktır.” Cehenneme girmek kendisi için bir kurtuluş olacaktır. O zaman Allah’ı suçlamayacak kendi kendisini suçlayacaktır. Çünkü Allah onun cennete gitmesi için gereken her imkânı ona vermiş ve onu mahrum etmemiştir. Ona şefkati ile peygamber göndermiş ve kitap indirmiş, kurtuluş ve kemalin yollarını göstermiştir. Sonra 50-60 sene ömür vermiş ve günaha girdiği zaman hemen ceza vermemiş ve tövbesini beklemiş ve tövbe edince kabul etmiş ve kendisini defalarca affetmiştir. Daha ne yapsın? Bunun için insan cehenneme gönül rızası ile girecektir. Tıpkı Âdem’in (as) gönül rızası ile cenneti bırakıp dünyaya gelmeye razı olması gibi. Çünkü orada suç işlemiştir.