Mealden hüküm çıkartmak

sinang

Member
Kur'an meâlini okuyup hüküm çıkarmak çok zordur, hatta mümkün değildir diyebiliriz. Çünkü meâl, Kur'an demek değildir, sadece Kur'an'ın eksik bir tercümesi demektir. Bundan dolayı biz Kur'an tercümesi değil de, meâl deriz. Bu eksik tercüme dediğimiz meâller, Kur'an'ı tam olarak bize ifade edememektedir. Zira Kur'an, hem lafız, hem de mana yönüyle mu'cizedir. Bir meâlin bu mucizeliği aksettirmesi hiçbir zaman mümkün değildir. Böyle olunca bir meâlden hüküm çıkarmak ta mümkün değildir.

Okuyucularımıza meâl okumalarını şartlı olarak tavsiye edebilirim. Şartı da, açıklamalı meâl. Yoksa açıklaması olmayan meâl okuyan bir kimse, o meâlden bir çok şeyi anlayamaz. Hatta bazı yerlerde, yanlış hükümler bile çıkarabilir. Çünkü tefsir usûlü dediğimiz ilmi bilmeyenlerin Kur'an âyetlerini anlamaları mümkün değildir. Hele meâlden hiç anlayamazlar. Esbâb-ı nüzûl, nesih, muhkem-müteşâbih vs. ilimleri bilmeden Kur'an'dan hüküm çıkarılamaz. Tabii bunlar da yetmez, ayrıca fıkıh usûlü gibi bazı ilimler de vardır ki, bunlar olmadan da Kur'an'dan hüküm çıkarılamaz. Onun için bazı âlimlerimiz bir müfessirde bulunması gereken ilimleri sayarken genellikle 15 ilim sayarlar, ancak bunları bilen tefsir yapabilir derler.

Âcizane kanaatim, meâl demek, Kur'an'da bahsedilen konuların ana başlıklarından haberdar olmak demektir. Yani bir kitabın içindekiler kısmına bakarsınız, böylece bu kitapta ele alının konulardan haberdar olursunuz. Kur'an meâlleri de böyledir. Ancak meâl okurken merak ettiğiniz konuları geniş tefsirlere bakarsanız, o âyetten ne kastedildiğini öğrenmiş olursunuz. Yoksa meâl okuyarak, o âyette kastedilen manayı tam olarak anlayamazsınız.

Ben açıklamalı meâl okumayı tavsiye ederken, aslında imkan olsa keşke her bir Müslüman mukaddes kitabının tefsirini okusa diye düşünürüm. Ama konferanslar münasebetiyle gittiğim değişik yerlerdeki Müslümanlara Kur'an meâlini okuyup okumadıklarını sorduğumda, üzülerek söylüyorum, okuyanların ancak % 10 olduğunu gördüm. Buradan hareketle Türkiye'deki Müslümanların, kitabım diye sahip çıktıkları, bağırlarına bastıkları ve davalaştırdıkları Kur'an'ın meâlini dahi okumadıklarını gördüm. Meâl bile okumayan kimselere, meâl okumak câiz değil veya doğru değil, illâ Tefsir okuyacaksın demek bana doğru gelmiyor. Çünkü evlerimizde rafları ve vitrinleri süsleyen ciltler dolusu tefsirler, okuma alışkanlığı olmayan Müslümanları korkutmaktadır. Belki meâl okuyarak Kur'an hakkında merak uyandırabilirsek, daha sonra geniş açıklamaları için belki de o tefsirlere bakarlar diye düşünüyorum. Esas olan her bir müslümanın Kur'an'ın tefsirini baştan sonra okuması, anlaması, hayatına tatbik etmesi, daha sonra da başkalarına anlatmasıdır.

Siz soruda hangi meâli tavsiye edersiniz diye sormadınız ama, eğer reklama girmeyecekse, Prof.Dr.Suat Yıldırım beyin, Nil Yayınlarında değişik baskıları yapılan açıklamalı meâlini âcizane tavsiye ediyorum.

Sorunuzdan, sadece meâl okuyup bu bize yeter diyen ve kendilerine Meâlciler denilen kimseleri kastedip kastetmediğinizi anlayamadım. Bu tabii ayrı bir konu, üzerinde ayrıca durmak gerekir. Özellikle sünneti inkâr manasındaki, Kur'an bize yeter veya Kur'an'a dönelim veya da Kur'an Müslümanlığı şeklindeki meâl okumaların hiçbirisi doğru değildir. Çünkü bunlar Arapça bilmedikleri halde sadece meâl okuyarak kendilerine göre Kur'an'dan hüküm çıkarmaya çalışıyorlar ve bize Kur'an yeter diyorlar. Evet, böyle kimseler şeytanın oyuncağı olmuş sünnet düşmanlarından başkaları değildir.

PROF.DAVUT AYDÜZ
 
Üst