Sadece Allahtan korkmalıyız ama bazen hiç sebebsiz ..?

Ahmet.1

Well-known member
Sadece Allahtan korkmalıyız ama bazen hiç sebebsiz insanlardan ve olaylardan çekinip korkuyoruz. Bunu nasıl aşabiliriz? Korkma nimeti insana hayatının devamı için verilmiştir. Yani insan kendi hayatını tehdit edecek ve hayatının devamına mani olacak sebeplere engel olabilmesi için kendisine korku nimeti verilmiştir. Taki tedbirini alıp gelebilecek kötülüklere karşı güvende olsun. Bu bakımdan kendisinden emin olmadığımız insanlardan veya olaylardan korkmak bu duygunun neticesidir.

Ancak bu duygunun istismarı yani sebepsiz olarak herşeyden korkmak da doğru değildir. Hz. Peygamber'in:

"Allahım! Korkaklıktan sana sığınırım" (Müslim Tercümesi, VII, 188). Buyurması, korkaklığın kötü huylardan olduğunu göstermektedir.

Korkak insan, hayâl, vehim ve zanların esiri olup her şeyden korkar. Korkaklığı onu güvenilmez yapar. Sabır ve sebat isteyen, cesaret gerektiren savaş ve yolculuk gibi zor işlerde bulundurulamaz, düşmana karşı kendilerine görev verilemez.

Korkak insanların can, mal ve namusları dâima tehlikededir. Korkakların, bu kötü huylarından kurtulabilmeleri için cesur kimselerle arkadaş olmaları ve onlarla düşüp kalkmaları gerekir. Böylece yavaş yavaş korkuyu üzerlerinden atar, onun kötülüklerinden korunmuş olurlar.

Terbiyenin korkak yetişmekteki tesiri büyüktür. Bunun için anne, baba ve öğretmenlerin çok dikkatli olmaları gerekir. Çocukları cesur yetiştirmek için onların kafalarını öcü ve gulyabani masalları ile değil, mertlik ve kahramanlık hikâyeleri ile doldurmak icab eder.

Ashabdan, Bera' b. Âzib (r.a): "Savaş kızıştığı zaman biz, Rasûlullah'tan cesaret alırdık. Çünkü o, cesaret örneğiydi" demiştir (Y. Kandehlevî, Hadislerle Müslümanlık, III, 1213). Peygamberimizin çok cesur olduğu ve ashabının da onun yolundan gittiği bilinen bir husustur. Hatta Rasûlüllah (s.a.s): "Allahım, korkaklıktan sana sığınırım " diye duâ ederdi.

Korkak insan hayatta başarılı olamaz. Hakkını koruyamaz ve karşısına çıkacak engellere, güçlüklere karşı koyamaz. İnsan için gerekli olan cesaret sahibi olmaktır. Hayatımızda, ne gereksiz atılganlığın, ne de korkaklığın yeri olmamalıdır.

Allah'ın yarattıklarından korkmamak bir müslüman için nasıl iyi bir özellik ise, aksine Allah (c.c.)'dan korkmak da o ölçüde üstün bir fazilettir.

Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:

"...Eğer inanıyorsanız bilin ki asıl korkmanız gereken Allah'tır" (et-Tevbe 9/12). "İnsanlardan korkmayın benden korkunuz" (el-Maide, 5/44)

"Allah'ın mescitlerini sadece, Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler onarır" (et-Tevbe, 9/18).

"Allah'a ve Peygamber'e itaat eden, Allah'tan korkan ve O'ndan sakınan kimseler, işte onlar kurtulanlardır" (en-Nûr 24/52)

"Allah'ın göndermiş olduklarını tebliğ edenler, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Allah hesap gören olarak yeter" (el-Ahzab, 33/39)

Mü'min Allah'tan korktuğu kadar O'na ümit bağlayan insandır da. Çünkü Cenab-ı Hakk: "Allah'ın rahmetinden ancak kafirler ümit keser" (Yusuf, 12/87) buyurmuştur.

Dolayısıyla korkaklık müslümana yakışmadığı gibi hiç bir kınayıcının kınamasından, İslâm'a karşı olan insanlardan korkmamak yalnız ve yalnız Allah'tan korkmak gerekmektedir.


Sorularla İslamiyet
 

Ahmet.1

Well-known member
Yûnus, 31. Ayet: De ki: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hâkimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?" "Allah" diyecekler. De ki: "O hâlde, Allah'a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?"
 
Üst