Kelime Oyunlarıyla Ahlak Nasıl Çökertilir?

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Kelime Oyunlarıyla Ahlak Nasıl Çökertilir?







Ahlakımızı çökertmek için, aile mefhumunu kaldırma, rezaletleri meşru gibi, meşru olanları da kötü gibi gösterme gayretleri devam etmektedir.
Hırsızlık, fuhuş, kumar, esrarkeş ve sarhoş olmak gibi dinimizde kötülükleri, iyi bir şey gibi göstermeye, hafife almaya çalışıyorlar.

Birkaç örnek verelim:
Hırsızlık yapana çok uyanık veya uyanığın biri diyorlar. Halbuki uyanık açıkgöz, zeki demektir.
Şoför, kör kütük sarhoş yakalanıyor, alkollü idi, sarhoşken başkasını öldüren birine de, alkol almıştı deniyor. Sanki yanında bir kapta alkol taşıyormuş gibi basit gösteriliyor.

Ahlaksız bayanlara sosyetik diyerek rezaletlerini hafife almaya çalışıyorlar.
Yurtdışından gelen denetimsiz, frengili, aidsli kötü bayanlara, fahişe denmiyor da, nataşa deniyor.

Bir erkekle nikahsız gezen fahişeye, o erkeğin dostu diyorlar. Dost ne güzel bir kelimedir, fahişeye dost denir mi hiç? Bunlara metres de diyorlar. Metres, efendi, öğretmen demektir.

Zina yapılan resmi yerlere, genel ev, özel yerlere randevu evi deniyor. Randevu buluşma demektir. Zina evi denmiyor, buluşma evi deniyor.

Fahişe için hayat kadını, tele-kız ve daha başka cazip kelimeler kullanıyorlar. Hayat kadını, hayat veren kadın anlamında, Tele kızdaki kız ise, el değmemiş, bâkire anlamındadır.

Zinayı hafifletmek için, cinsel taciz ifadesi kullanılıyor. Mesela, (Clinton cinsel tacizde bulunmuş) denmişti.
Zina yerine kaçamak da deniyor, “Ara sıra kaçamak yapmalı” diyorlar.
Puşta, ibneye, daha yumuşak bir kelime, mesela eşcinsel, travesti diyorlar.
Birbiri ile kötü ilişki kurmaya çalışan bayanlara da lezbiyen, sevici diyorlar. Kötü iş yapmıyor da, sadece seviyor gibi gösteriliyor.
Aksırınca (hapşırınca) elhamdülillah diyene, yerhamükellah yerine, çok yaşa diyorlar.
*********
*****
***
**
*
Kötü şeyler iyi gibi gösterilirken, iyi şeyler de kötü gibi gösteriliyor.

Birkaç da buna örnek verelim:

Efendi kelimesi, asırlardır çok kıymetli zatlara verilmişti.Başta Peygamberimize, efendimiz diyoruz. Ama bugün, resmi dairelerdeki odacıya, kapıcıya, çaycıya basit işlerde çalışana efendi denerek, efendi kelimesi aşağılanmak isteniyor.
Başörtüsü, çaycılık ve benzeri hizmetlerde çalışan bayana uygun görülüyor da, memurluk yapan bayana uygun görülmüyor.

Allah’ın emri olan başörtüsüne, gayri meşru bir kıyafet gibi sıkma baş diyorlar.
Başörtüsü dememek için türban da diyorlar.
Dindar Müslümana, dinci, gerici, yobaz diyorlar.

Sakallı olanlarına, çember sakallı diyorlar. Kastro tipi sakallılara da özgür sakallı diyorlar.
Milli oyunlara, halk dansları deniliyor. Böylece dansı meşru göstermeye çalışıyorlar.

Bakire kızlara, bayan diyorlar. Böylece bakireliğin önemi olmadığı havası verilmeye çalışılıyor.

Allah’a ısmarladık yerine, emir verir gibi, ukalaca kendine iyi bak deniyor. İnşaallah yerine, umarım ki kelimesini kullanıyorlar. Hadis-i şerifte, (İnşaallah demekten daha faziletli iş yoktur) buyuruldu. Kesin işlerde de inşaallah denir. Allahü teâlâ, (Mescid-i harama inşaallah gireceksiniz) buyurdu. Yine Allahü teâlâ, (İnşaallah demeden hiçbir şeyi yarın yapacağım deme) buyurdu. İnşallahla maşallahla olmaz diyerek bu güzel kelimelerle de alay ediyorlar.

Böylece bizim güzel mefhumlarımız kayboluyor, iyiyi, kötüyü tefrik edemez, anlaşamaz bir toplum haline geliyoruz.
Bunların oyununa gelmeyelim!
 

pendüender

Well-known member
Eyvallah; Abdullah Hocam, toplumumuzu derinden içten içe kemiren farkettirmeden dejenere eden bir konu bu maalesef.Verdiğiniz örnekler o kadar çoğaltılabilir ki...Türk Dil Kurumu bu konuda ne yapıyor acaba ??

İşin ironik tarafı argo sözlüğü normal sözlük yerine geçiyor gitgide.Konuşmalar o kadar banal ve eğretiki..Yürürken okul çıkışı öğrencilerle karşılaşıyorum ve konuşmalarına misafir oluyorum,,misal; 13-14 yaşındaki kız öğrenciler -lan olum bekle topuklama az dur-diğeri -işim var kızım yaylanamam sizle--...Allahım diyorum burası benim mi ülkem,bu nasıl bir üslup nasıl bir konuşma! Tam bir sükut-u hayal.

İlköğretimde Türkçe dersi 4.sınıf öğrencileriyle aramda geçen bir diyalog ;konu işlenmiş kelime analizi yapmaktayız;Mekan kelimesinin anlamını bulalım diyorum;Öğretmenim -Kumarhane Polat Alemdar- diye ardınca cevaplar sıralanıyor.Tam bir şaşkınlık içinde cevapları dinliyorum.
Ayrıca eklemek istediğim birşey daha bizler Arap ve Farsi dillerini zamanında layıkıyla kullanmışız bir özümleme sonucu da bunu konuşan toplum yadırgamamış giren kelimeleri ve benimsemiş.Bunun nedeni ise o dönem sanatçıları olmuş.Kaçımız biliriz ki günde birkaç kez -hem de en az- telaffuz ettğimiz mutfak kelimesinin Farsça kökenli olduğunu matbah diye geçer Farsi dilde..vsDeğişim olmalı dil de canlı bir varlık gibidir sonuçta ama iyi ve yararlı yönde..
Bu nedenle öncelikle aydın yazarlarımıza sanatçılarımıza ve Denetçi Kurumlara anne-babalara ve öğretmenlere çok fazla iş düşmekte,İnşaALLAH herkes üzerine düşeni layıkıyla yapar da 15 20yıl sonra yarı ingilizce yarı argo ve bir kısmı da anlamları değişen yozlaşan ve çarpıtılan bir dil mezarlığı konuşmuyor oluruz.
 
Son düzenleme:
Üst